"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, evinin elektrik faturasını ödemediği iddiasıyla elektriğinin kesildiğini ve mührün sökülerek elektrik kullanımına devam edildiği gerekçesiyle davalı kurum tarafından gerçeğe aykırı olarak hakkında 2.292.00 TL bedelli fatura düzenlediğini ileri sürerek borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir . Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
Mahkemece; toplanan delillere göre kazanın olduğu yerin Manisa Belediyesi’nin mücavir alanı içerisinde olduğu ve zarardan belediyenin sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının takip dosyasında borçlu olmadığının tespitine, %40 kötüniyet tazminatı talebinin koşulları oluşmadığından reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, Menfi tespit davasını kazanan borçlu yararına kötüniyet tazminatına hükmedilebilmesi için İİK.nun 72/5....
Eldeki dava, kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla yapılan takibe karşı menfi tespit istemine ilişkin olmakla, menfi tespit davaları ve kötüniyet tazminatına ilişkin yasal düzenlemelerin irdelenmesinde yarar vardır: Borçlu, aslında borçlu olmadığı veya borçlu olmadığına inandığı bir borcu ödememek için, alacaklının takip yapmasını veya dava açmasını bekleyebilir. Bu durumda aleyhine başlatılan takibe itiraz edebilir. İtiraz üzerine takip duracağından, alacaklı bu itirazı bertaraf ettirmek için harekete geçtiğinde, alacaklının itirazın iptali veya kaldırılması talebi üzerine, borçlu bu konudaki savunmalarını genel mahkemede veya icra mahkemesinde ileri sürebilecektir. Diğer halde borçlu, alacaklının harekete geçmesini beklemeden borçlu olmadığının tespitinde korunmaya değer bir yararı bulunması halinde, borçlu olmadığının tespiti için dava açabilir....
Davalı vekili, ihtarnamelerin usulüne uygun olduğunu, borç miktarlarının doğru olduğunu, davacının borçlu olmadığının tespiti talebi ile ihraç kararının iptali talebinin aynı davada görülemeyeceğini, davacının borçlu olmadığının tespiti talebine konu miktarı açıklayarak buna ilişkin harcı yatırması gerektiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, bilirkişi raporunda tespit edilmiş olan borç miktarının ihraç kararına dayanak teşkil eden ihtarnamelerdeki miktardan daha az olması nedeniyle, ihtarnamelerdeki borç miktarının gerçeği yansıtmadığı ve davacın menfi tespit talebinin esasen ihraç kararının iptali talebi kapsamında değerlendirilmesi gerektiğinden, bu talep hakkında hüküm kurulmasına gerek olmadığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile üyelikten ihraç kararının iptaline karar verilmiştir....
Borçlunun icra takibinden önce veya sonra menfi tespit davası açabilmesi için borçlu olmadığının tespitinde hukuki yararının bulunması şarttır. Buna rağmen, borçlunun, alacaklının harekete geçmesini beklemeden borçlu olmadığının tespitinde korunmaya değer bir yararı bulunabilir. Bu tür bir yararının bulunması halinde borçlu, borçlu olmadığının tespiti için dava açabilir. Bunun dışında, icra takibi taraflar arasındaki maddi ilişkiyi tespit edecek nitelikte olmadığından, alacaklının takibe girişmesinden sonra, hatta takip kesinleştikten sonra da borçlunun, borçlu olmadığının tespitini mahkemeden istemesi mümkündür. Borçlu, belirtilen şekilde takipten önce veya sonra alacaklıya karşı bir menfi tespit davası açar; bu davayı kazanırsa, hakkındaki icra takibi iptal edilir ve borcu ödemekten kurtulur. Borçlu borcunu icra dairesine ödedikten sonra, artık menfi tespit davası açamaz. Bu halde, borçlunun sırf borçlu olmadığının tespitinde, hukuki bir yararı yoktur....
KASKO SİGORTASIMENFİ TESPİT DAVASI"İçtihat Metni" Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi,gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, davalı şirkete kasko sigortalı aracın, müvekkilinin gözetimindeki ineğe çarpması sonucu hasara uğradığını, davalının,sigortalısına ödediği 8.382.00 YTL’nin faiziyle birlikte ödenmesi için müvekkiline rücu yazısı gönderdiğini bildirerek,davalı sigorta şirketine borçlu olmadıklarının tespitini talep etmiştir. Davalı vekili, davacının menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir....
Kurumu tarafından yapılan imza incelemesi sonucunda keşideci imzasının davacıya ait olup olmadığının tespit edilemediği, kambiyo senedine yönelik imza itirazında senet alacaklısının senet üzerindeki imzanın borçluya ait olduğunu ispat etmekle yükümlü olduğu, huzurdaki davada davalının çekteki keşideci imzasının davacıya ait olduğunu ispat edemediği gerekçesiyle, menfi tespit davasının kabulüne, istirdat davasının borçlu olunmayan paranın icra veznesine ödenmesinden itibaren 1 yıl içinde açılması gerektiği, davacının yaptığı ödemelerin tarihleri dikkate alındığında davacının 1 yıllık süreyi geçirmiş olduğu gerekçesiyle reddine karar verilmiş hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....
Sınıf tacir olup olmadığı, bilanço usulüne göre defter tutup tutmadığı, tacir mi esnaf mı olduğu, tacir ise hangi defterleri tuttuğu hususunda kayıtlarının çıkartılarak gönderilmesi istenilmiştir. GEREKÇE: Dava, kaçak elektrik kullanımı sebebiyle düzenlenen faturalar sebebiyle menfi tespit istemine ilişkindir. İcra İflas Kanunu md. 72’ye göre borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamaz. Borçlu, menfi tespit davası zımnında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. K A R A R Davacı, bedelsiz kaldığı halde teminat olarak verdiği senetleri ciro yolu ile elinde bulunduran davalı ... tarafından hakkında takip yapıldığını ileri sürerek asıl davada borçlu olmadığının tespiti ile birleşen davada ise aynı takipte borçlu görünen, senetlerin lehtarı ...'a senetlerden ötürü borçlu olmadığının tespitini istemiştir. Davalılar davanın reddini dilemiş, davalı ... asıl davada ayrıca kötüniyetli davacı aleyhine asıl alacağın %40'ı tutarında tazminata hükmedilmesini dilemiştir. Mahkemece, davacının davasının reddi ile davalının da kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm yalnızca davalı ......
Borçlunun icra takibinden önce veya sonra menfi tespit davası açabilmesi için borçlu olmadığının tespitinde hukuki yararının bulunması şarttır. Buna rağmen borçlunun, alacaklının harekete geçmesini beklemeden borçlu olmadığının tespitinde korunmaya değer bir yararı bulunabilir. Bu tür bir yararının bulunması halinde borçlu, borçlu olmadığının tespiti için dava açabilir. Bunun dışında icra takibi taraflar arasındaki maddi ilişkiyi tespit edecek nitelikte olmadığından, alacaklının takibe girişmesinden sonra, hatta takip kesinleştikten sonra da borçlunun, borçlu olmadığının tespitini mahkemeden istemesi mümkündür. Borçlu belirtilen şekilde takipten önce veya sonra alacaklıya karşı bir menfi tespit davası açar; bu davayı kazanırsa, hakkındaki icra takibi dayanaksız kalır ve borcu ödemekten kurtulur. Ancak borçlu borcunu icra dairesine ödedikten sonra, artık menfi tespit davası açamaz. Bu halde borçlunun sırf borçlu olmadığının tespitinde hukuki bir yararı yoktur....