Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; taşınmazın sulu tarım arazisi niteliğinde olduğunu, taşınmazda objektif değer artış artırımı yapılması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Değerlendirme ve Gerekçe Dava, kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili istemine ilişkindir. Arazi niteliğindeki taşınmaza dava tarihindeki resmi veri listesi esas alınarak değer belirlenmesi yöntem itibariyle isabetlidir. Net gelir yöntemine göre bedel belirlenirken öncelikli olarak taşınmazın sulu arazi mi kuru arazi mi olduğu tespit edilmelidir. Aynı yöreden Dairemize intikal eden dosyalarda alınan kök ve ek raporlardan taşınmazın sulama durumuna ilişkin çelişkili bilgilerin mevcut olduğu bilinmektedir. Davalı taraf da bu hususa itiraz etmekle öncelikle bu husus tereddüte mahal bırakmaksızın belirlenmelidir. Bu itibarla ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak mahkemesine gönderilmelidir....

Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taşınmazın sulu tarım arazisi niteliğinde olduğunu, taşınmazda objektif değer artış artırımı yapılması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Değerlendirme ve Gerekçe Dava, kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili istemine ilişkindir. Arazi niteliğindeki taşınmaza dava tarihindeki resmi veri listesi esas alınarak değer belirlenmesi yöntem itibariyle isabetlidir. Net gelir yöntemine göre bedel belirlenirken öncelikli olarak taşınmazın sulu arazi mi kuru arazi mi olduğu tespit edilmelidir. Aynı yöreden Dairemize intikal eden dosyalarda alınan kök ve ek raporlardan taşınmazın sulama durumuna ilişkin çelişkili bilgilerin mevcut olduğu bilinmektedir. Davalı taraf da bu hususa itiraz etmekle öncelikle bu husus tereddüte mahal bırakmaksızın belirlenmelidir. Bu itibarla ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak mahkemesine gönderilmelidir....

Mahkemece alınan 05.11.2014 havale tarihli bilirkişi raporunda 1.740,00 TL değer kaybı tespit edilmiş, itiraz üzerine farklı bilirkişiden alınan 05.01.2014 tarihli raporda herhangi bir veri ortaya konulmaksızın değer kaybının yapılan piyasa ve literatür araştırmaları sonucunda 4.000,00 TL. olacağı belirlenmiş, davalı vekilinin itirazı üzerine alınan 10.04.2015 tarihli 3. bilirkişi raporunda ise, aracın 2. el değeri, kullanılmışlık düzeyi ve hasar şiddeti gözetilerek 2.610,00 TL. değer kaybına uğrayacağı belirlenmiş, davacı vekili tarafından raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi talebi üzerine, otomotiv bilirkişisinden alınan raporda da aracın ağır hasarlı olduğu ve 2. el değeri belirtilerek 8.500,00 Tl değer kaybına uğrayacağı belirlenmiş, davacı tarafından bu bedel üzerinden kusur durumu gözetilerek bedel artırımı yoluna gidilerek dava değeri 6.375,00 TL. olarak belirlenmiş, yine aynı bilirkişiden alınan ek raporda ise, davaya konu kazadan sonra meydana gelen 08.06.2014...

    AŞ'nin mülkiyetinde olan taşınmazın bölünme sonrası kurulacak şirketlere ayni sermaye olarak devredildiği, bölünme ve taşınmazın belirlenen bedel üzerinden davalı şirketlere ayni sermeye olarak devredilmesi kararına davacıların murisleri de katılmış olup davacıların değer düşüklüğü sebebine dayanmalarının kişinin kendi muvazaasına dayanamayacağından mümkün bulunmadığı, taşınmazın mukayyet değeri anılan bilirkişi raporu ile belirlenmiş olup bu bedel 256.764 TL olduğu ve bölünme ve devrin yapıldığı dönem için cari mevzuata göre taşınmazın mukayyet değerinin esas alınması zorunlu olduğu, sayılan nedenlerle davacıların bölünme kararı ve taşınmazın ayni sermaye olarak konulması işlemine karşı murislerinin alınan kararlara iştirak etmiş olmaları nedeniyle muvazaa nedenine dayanarak tapu iptal ve tescil davası açması hukuken mümkün bulunmadığı, davalı şirketlerin sermaye artırımı ve bu artırımda mevcut ortakların rüçhan haklarının kısıtlanması kararları bu şirketlerin genel kurullarınca oybirliği...

      HUKUKİ DEĞERLENDİRME: Yukarıda sözü edilen düzenlemelere göre, mükelleflerin 7143 sayılı Kanun kapsamında matrah artırdıkları takdirde, bu dönemler için haklarında vergi incelemesi ve tarhiyat yapılamayacağı, sahte belge düzenleyenlerin ise bu durumdan faydalanamayacakları, ancak sahte belge düzenleme fiillinden hareketle başlatılan vergi incelemesinin tamamlanması sonucu bu fiillerin varlığının tespit edilememesi durumunda Kanunda öngörülen şartların yerine getirilmesi koşuluyla matrah artırımı hükümlerinden yararlanılabileceği açıktır. Bu durumda, tarhiyatın ilgili bulunduğu döneme ilişkin davacı tarafından yapılan matrah artırımı başvurusunun reddi işleminin iptal edildiği ve 18/05/2022 tarihinde dosyaya sunulan dilekçe ve eklerinden davacının matrah artımında bulunduğu dikkate alındığında oluşan bu yeni hukuki durum değerlendirilerek yeniden bir karar verilmek üzere Vergi Dava Dairesi kararının bozulması gerekmiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:AİLE MAHKEMESİ Dava, iştirak nafakası artırımı; birleşen dava velayetin değiştirilmesine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 2.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 2.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 31.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Dava, iştirak nafakasının artırımı; birleşen dava; velayetin nez'i istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 2.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 2.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 11.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            İstemin Özeti : 23.7.1993 tarih ve 3326 sayılı Ticaret Sicili Gazetesi'nde ilan edilen sermaye artırımı nedeniyle kusur cezalı olarak salınan damga vergisini; 3291 sayılı Özelleştirme Kanununun 13'üncü maddesinin 1 ve 2'nci fıkraları hükmü açıklandıktan sonra, aynı kanunun 14'üncü maddesi hükmüne göre, özelleştirilmesine karar verilen kuruluşların sermayelerindeki kamu payının %50'nin altına düşmesine kadar, bu kuruluşların faaliyetlerini, organlarını, yönetimini, denetimini, sermaye miktarını tespite, bu işlemleri kolaylaştırıcı tedbirleri almaya Kamu Ortaklığı Kurulunun yetkili olup özelleştirme ile ilgili işlemlerin her türlü vergi resim ve harçtan muaf olduğunun belirtildiği; bu hükümlerden, sermaye artırımı dahil, maddede sayılan işlemlerin yapılmasının, özelleştirmeyi gerçekleştirme amacına yönelik olduğunun anlaşıldığı, olayda, bir kamu iktisadi teşebbüsü iken 87/12184 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile özelleştirme kapsamına...

              Davalı vekili, sermaye artırımı kararının şirketin zaruri ihtiyacı nedeni ile alındığını, genel kurula davet işlemlerinin usul ve yasaya uygun olarak 28.05.2008 tarihli olağan genel kurulda seçilen yönetim kurulu tarafından gerçekleştirildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalı şirketin nakit ihtiyacı içinde olduğu, 2007-2008 yılları arasındaki olumsuz tablonun alınan dava konusu sermaye artırımı kararı ile aşılabildiği, sermaye artırımının şirketin öz kaynaklarından karşılanması imkanının bulunmadığı, alınan kararın davacıyı zararlandırma amacını taşımadığı, dosyaya sunulan ... 11. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2005/757 E. sayılı dosyasında verilen karar çerçevesinde, yönetim kurulunun yetkisine itirazın yerinde olmadığı, şirketin 2006 yılından bu yana sermaye arttırımına gitmediğinin anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir....

                Odası'nın davalı sıfatının bulunmadığı; 6102 sayılı TTK m. 456/3 uyarınca sermaye artırımı kararının üç ay içerisinde sicile tescil edilmesi gerektiği, dava konusu sermaye artırımı kararının 10/03/2014 tarihinde alındığı halde sicile tescili için başvurunun yasada öngörülen üç aylık süre geçtikten sonra 11/12/2014 tarihinde yapıldığı, başvuru ve tescil süresinde yapılmadığından kararın geçersiz hale geldiği, tescil talebinin reddine dair kararın yerinde olduğu gerekçesiyle, davalı ... Odası yönünden pasif husumet yönünden davanın reddine; diğer davalı yönünden ise davanın reddine karar verilmiştir. ./.. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir....

                  UYAP Entegrasyonu