Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili, dava konusu iş yerinin şube niteliğinde olmadığını, iş yerinde bağımsız olarak faaliyet yürütülmediğini, iş yerinin bağımsız sermayesinin ve muhasebesinin de bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince, iddia, savunma ve bilirkişi raporu doğrultusunda, dava konusu iş yerinin ilgili vergi dairesine mükellefiyetli şube olarak tescilinin yapıldığı, ayrıca, SGK’ya da iş yeri olarak tescil edildiği, iş yerinde merkezin talimatı olmadan, satış ve para tahsilatı yapıldığı, planlama, yönetim-organizasyon, muhsabe ve finansman gibi fonksiyonların merkezden bağımsız olarak yürütüldüğü ve ayrı bir muhasebe biriminin bulunduğu, dış ilişkilerde bağımsız olduğu, bu nedenle söz konusu iş yerinin şube niteliğinde olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne, davaya konu iş yerinin ... nezdinde şube olarak tescil edilmesine karar verilmiştir. Karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....

    ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 21.HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/1306 KARAR NO : 2021/1071 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : 27/02/2020 NUMARASI : 2019/133 ESAS 2020/152 KARAR DAVA KONUSU : Şube Tescil KARAR : Taraflar arasındaki şube tescil istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya duruşmalı olarak incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin Eskibağlar Mah. Üniversite Cad....

    DAVA : Tespit DAVA TARİHİ : 30/07/2020 KARAR TARİHİ : 26/05/2021 G.KARAR YAZMA TARİHİ : 26/05/2021 Mahkememizde görülen davanın açık yargılamasında, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı taraf dava dilekçesinde özetle ; davalı şirketin şube müdürü olarak görev yaptığını belirten ... .'ün kuruma müracaat ederek görevinin sonlandığı halde şube müdürlüğü kaydının silinmesini talep ettiği, davalı şirkete TTK 33 ve 36.maddeleri uyarınca şube ünvan değişikliği ve şube müdürünün seçilerek tescilinin yaptırılması için bildirimde bulunulduğunu süresi içerisinde böyle bir bildirimde bulunulmadığını, mahkemece şube ünvan değişikliğinin ve şube müdürünün atanmasının ticaret sicilde tescil edilmesini talep etmişlerdir. Davalı cevap dilekçesi sunmamıştır. Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe: Dava davalı şirketin şube ünvan değişikliğinin ve şube müdürünün atanmasının ticaret sicilde tescil ve ilanı istemine ilişkindir....

      (İl/şube kodu ...) ve ... (İl/şube kodu ...) tescil numaraları işyerlerinin ayrıntılı tescil bilgilerinin ilgili sosyal güvenlik merkezinden istenerek, alınacak cevabi yazı ve belgelerin dosyaya eklendikten sonra gönderilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 26.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Uyuşmazlık, davalı şirketin Eskişehir'de kiralayarak kullandığı yerde merkezden ayrı olarak ticari faaliyette bulunup bulunmadığı, bu yerin şube olarak sicile tescil koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarından kaynaklanmaktadır. Davacı vekilinin istinaf itirazı davanın konusuz kaldığı, dava açılmasına sebebiyet vermediği, bu nedenle aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilemeyeceğine yöneliktir. Yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporu ile dava konusu yerin şube tescil koşullarının oluşmadığı tespit edilmiştir. Dosya kapsamından ve taraf vekillerinin beyanlarından şube olarak tescil edilmesi talep edilen adresin dava tarihinden önce davalı tarafından kullanımının sona erdirildiği anlaşılmıştır. Bu durumda dava konusu yerin kullanımı dava tarihinden sonra sona ermediğinden davanın konusuz kalmasından söz edilemeyecektir....

        Uyuşmazlık, davalı şirketin Eskişehir'de kiralayarak kullandığı yerde merkezden ayrı olarak ticari faaliyette bulunup bulunmadığı, bu yerin şube olarak sicile tescil koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarından kaynaklanmaktadır. Davacı vekilinin istinaf itirazı davanın konusuz kaldığı, dava açılmasına sebebiyet vermediği, bu nedenle aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilemeyeceğine yöneliktir. Yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporu ile dava konusu yerin şube tescil koşullarının oluşmadığı tespit edilmiştir. Dosya kapsamından ve taraf vekillerinin beyanlarından şube olarak tescil edilmesi talep edilen adresin dava tarihinden önce davalı tarafından kullanımının sona erdirildiği anlaşılmıştır. Bu durumda dava konusu yerin kullanımı dava tarihinden sonra sona ermediğinden davanın konusuz kalmasından söz edilemeyecektir....

          Şirketlerde tescil için sicile başvurabilecek kişilerin şirketi temsil ve ilzama yetkili kılınan kişiler olduğunun belirlendiğini, davalı şirket yetkililerince başvurularına karşın bu gerekliliğin yerine getirilmediğini belirterek, Müvekkilinin davalı şirketin ... şube temsilcisi olmadığının tespiti ile kararın ticaret sicil gazetesinde tescil ve ilamına karar verilmesini talep etmiştir. CEVAP: Davalı şirkete usulünce tebligat yapılmasına karşın yargılamaya katılmadığı gibi cevap da vermemiştir. GEREKÇE: Dava, davacı ...'ın 17/03/2017 tarihinde davalı şirket ... Şube Müdürü olarak atandığı görevinden 02/08/2022 tarihli ihtarname ile istifasının noter kanalı ile davalıya bildirilmesi ancak istifasının ... Gazetesinde ilan edilmediği, davalı şirkete tescil ve ilam işleminin yapılması için gönderilen ihtarnamenin sonuçsuz kaldığı iddiasına dayalı olarak, davalı şirketin istifa nedeniyle ... Şube Temsilcisi olmadığının tespiti istemine ilişkindir....

            şube sayılacağı düzenlenmiştir....

              OSB Şubesi Müdürü olarak atandığını, şube işleri ile sınırlı atamanın tescil edilmesi amacıyla davalıya başvurulduğunu, tescil talebinin davalı tarafından TTK 375/1.d. uyarınca haksız yere reddedildiğini ileri sürerek tescil talebinin reddine ilişkin kararının kaldırılmasını talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; TTK'nın 375. madde hükmüne aykırı olarak yönetim kurulu kararı olmadan müdür ataması ve görevden alma işlemi yapıldığını ve bu kararın tescilinin talep edildiğini, genel müdürün yaptığı atamanın davacı şirketin kendi iç yönetimi ile ilgili olduğunu ve tescil ve ilanının mümkün olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; TTK'nın 375. madde düzenlemesi doğrultusunda davacı şirket genel müdürü tarafından yapılan şube müdürü atanması işleminin tescili talebinin reddi usul ve yasaya uygun olduğundan davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir....

                TTK'nın şirketin tescil ve ilanı başlıklı 354. maddesi gereğince yönetim kurulu üyeleriyle şirketi temsile yetkili kimselerin ad ve soyadları, unvanları, yerleşme yerleri ve vatandaşlıkları. tescile tabi olup, aynı Yasa'nın değişiklikler başlıklı 31 maddesi ise "Tescil edilmiş hususlarda meydana gelen her türlü değişiklik de tescil olunur." hükmünü haizdir. Açıklanan bu hükümler kapsamında davacı davalı şirket ile iş akdini sona erdirmesine ve bu sebeple müdürlük görevinin sona ermesine rağmen bu husus tescil ve ilan edilmemiş olduğundan ve davanın tescil ve ilan istemisinde hukuki yararı bulunduğundan TTK'nın 354. ve 31. maddelerindeki tescilin zorunlu olduğuna dair amir hükümler gözetilerek, davacının davasının kabulü ile,davacının davalı şirketteki Kaman Şube Müdürlüğü görevinin sona erdiğinin tespiti ile , bu hususun Ticaret Sicil Müdürlüğü nezdinde tescil ve ilanına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu