Asliye Ticaret Mahkemesinde 2020/728 E. sayılı davanın açılmldığını, Dava konusu şirketin aynı zamanda eldeki davanın tarafları konumunda bulunan iki ortağı olduğunu ve her bir ortağın %50 oranında hisseye sahip olduklarını, bu bağlamda feshi talep edilen şirketin davaya dahil edilmesinin, davanın sonucuna hiçbir şekilde etki etmeyeceğinin açık olduğunu, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya ayakırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve asıl ve birleşen davaların kabulüne karar verilmesini istemiştir. İNCELEME VE GEREKÇE Asıl ve birleşen davalar, TTK'nın 531. maddesi uyarınca anonim şirketin haklı nedenlerle fesih ve tasfiyesi talebine ilişkindir....
İncelenen dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde; Dava, "limited şirketin fesih ve tasfiyesi" davasıdır. 6102 s. TTK'nin 636/3. maddesine göre, "(3) Haklı sebeplerin varlığında, her ortak mahkemeden şirketin feshini isteyebilir. Mahkeme, istem yerine, davacı ortağa payının gerçek değerinin ödenmesine ve davacı ortağın şirketten çıkarılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme hükmedebilir." Somut olayda ; 6102 s. TTK'nin 636/3. maddesi gereğince, haklı sebeplerle limited şirketin fesih ve tasfiyesinin istenilebilmesi için davacıların bu şirketin ortağı olmaları gerekmektedir. Konya Ticaret Sicil Müdürlüğü'nün 27/06/2022 tarihli cevabi yazısına göre; davalı şirketin ortakları ... , ... , ... ve ... olup, çıkartılan UYAP nüfus kayıtlarına göre de bu 4 ortağın da halen sağ olduğu, davacıların hiçbirisinin ortaklar arasında yer almadığı, mirasçılık yoluyla da ortak olmadıkları anlaşılmıştır....
Şti'nin müvekkiline borçlu olduğunu, müvekkilinin bu alacağının tahsili için icra takibi başlattığını, borçlu şirketin davalı şirkette bulunan payına haciz konulduğunu, davalı şirkete icra takip dosyasından TTK 522. maddesi uyarınca fesih ihbar muhtırası gönderildiğini, şirketin fesih ve tasfiyesi için tüm koşulların oluştuğunu belirterek davalı şirketin TTK 522. maddesi gereğince fesih ve tasfiyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili davaya cevap vermemiş yargılama aşamasında ise şirketin fesih ihbarının sadece şirkete değil tüm ortaklara ayrı ayrı tebliğ edilmesi gerektiğini bildirerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Mahkememiz tarafından alınan 11/06/2020 günlü bilirkişi raporuyla öğretim üyesi ... ile ... tarafından tanzim edilen raporda özetle; ortaklık sözleşmelerinde limited şirketlerin fesih ve tasfiyesi ve ortaklıktan çıkma yoluyla ortaklığın sona erdirilmesinin düzenlendiğini, ortaklığın fesih için haklı sebep TTK 636/3 632/2 639/2b ve 640/3....
için yarar bulunmadığı gerekçesiyle HMK 353/1.b.2.maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, asıl davada şirketin fesih ve tasfiyesi talebi yönünden şirket ortak ve müdürüne husumet yöneltilemeyeceğinden davalı ... hakkındaki davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı şirket aleyhine açılan davanın kabulü ile davalı şirketin fesih ve tasfiyesine, karşı davanın açılmamış sayılmasına ilişkin ilk derece mahkemesi kararının istinaf edilmemiş olup kesinleştiğinden karşı dava hakkında yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....
GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibariyle, yöneticinin sorumluluğuna dayalı tazminat ve şirketin fesih ve tasfiyesi istemlerine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda, ispat edilemeyen tazminat ve şirketin feshi davalarının ayrı ayrı reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK'nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır....
Bu açıklamalar ışığında, davalı şirketin borca batık olmadığı, şirketin ticari defter kayıtlarının ve belgelerinin usule ve kanuna uygun tutulduğu, şirketin yönetim kurulu başkanı ile bazı hissedarların aralarında kanuna aykırı para ilişkisinin gerçekleşmediği, ortaklar arasındaki güven unsurunun kaybolmasında davacı tarafın kusurunun daha fazla olduğu, dolayısıyla haklı sebep şartının gerçekleşmediği, buna bağlı olarak şirketin fesih ve tasfiyesi olmadığı taktirde davacının ayrılma payı bedeli karşılığında şirketten çıkması ya da vesair çözüm bulunmasına ilişkin davanın hukuka uygun olmadığı ...'' gerekçesi ile DAVANIN REDDİNE, karar verilmiş, verilen bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....
Sicil Numarası ile Antalya Ticaret Sicil Müdürlüğünde kayıtlı olduğunu, şirket kurulduktan sonra ...-... yıl faaliyet göstermiş olduğunu ancak yaklaşık ...-... yıl önce ticari faaliyetine son vermiş olduklarını, şirketin vergi kaydı ve SGK kayıtlarının kapatıldığını, şirketin Sosyal Güvenlik Kurumu'na ve vergi dairesine borcunun bulunmadığını, şirketin vergi kayıtlarının ve Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtları kapalı olmasına rağmen ve ...-... yıldır hiçbir ticari faaliyette bulunmamasına rağmen yalnızca Antalya Ticaret Sicilinde kaydının bulunduğunu, bu nedenle de şirketin haklı nedenle feshinin gerektiğini, işbu nedenlerle şirketin devamı ve amacının gerçekleştirilmesinin mümkün olmadığını, davacıların şirket ortakları olarak şirketin feshine karar verilmesi hususunda mutabık olduklarını, açıklanan nedenlerle davalı şirketin tasfiye yapılarak haklı nedenlerle feshine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı şirket davaya herhangi bir cevap vermemiştir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/728 KARAR NO : 2023/369 DAVA : Ticari Şirketin Fesih ve Tasfiyesi DAVA TARİHİ : 04/11/2022 KARAR TARİHİ : 04/05/2023 Mahkememizde görülmekte olan ticari şirketin fesih ve tasfiyesi davasının yapılan açık yargılaması sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalı şirketin ilk olarak 2013 yılında ......
Dava, taraflar arasında adi ortaklık olup olmadığı, varsa ne şekilde oluştuğu, tarafların karşılıklı edimlerini yerine getirip getirmedikleri, adi ortaklığın fesih ve tasfiye şartları davalıların pasif husumetleri olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır. Davacı taraf, davalılardan ... ile sözlü olarak kurulan bir adi ortaklık olduğunu iddia ederek bu adi ortaklığın tasfiyesi için davalının tek ortağı olduğu diğer davalı şirketin mal varlığının tespiti ve adi ortaklık hükümlerine göre tasfiyesinin yapılmasını talep etmektedir. Dosya kapsamına göre; davacı ....----davalı ... arasındaki adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi davasında her iki tarafın tacir olmadığı ve bu nedenle nispi ticari dava sayılamayacağı gibi adi ortaklığın tasfiyesi Borçlar Kanunu hükümlerine göre yapılacağından mutlak ticari dava niteliğinde de olmadığı anlaşılmakla mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....