Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2004/750 esasında davacının şirketin fesih ve tasfiyesi davasının derdest olduğunu, davanın bu nedenle reddine karar verilmesi gerektiğini, işin esası yönünden ise, gerçekten de davalı şirketin çalışma alanından daha geniş faaliyet alanı olan şirketin müvekkilleri tarafından kurulduğunu, bu şirketin davalı şirketin distribütörü olduğunu ve sadece davalı şirketin genel bayiliğini yaptığını, davalı şirketin bir mülkünün diğer şirkete şirketin devamı için satıldığını, davacının idareciliğine son verince şirketin daha karlı çalışmaya başladığını savunarak,davanın reddini talep etmiştir....

    San ve tic AŞ'nin İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün 155169-0 sicil numarasında kayıtlı olup, yönetim kurulu üyelerinin ... ..., ... ..., ... ... olduğu, şirketin yetkililerinin münferiden ... ... ve ... ..., genel müdür ... olduğu, davacıların, davalı şirket sermayesinin%48,6'sını temsil etmekte olup, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davacılar ile davalı şirketin diğer ortakları arasında oluşan ailevi uyuşmazlık ve şirketin uzun yıllardır gayrifaal olduğu belirtilerek, şirketin fesih ve tasfiyesine, fesih ve tasfiyenin uygun görülmemesi halinde davacıların davalı şirketten çıkmasına ve çıkma payı ödenmesi noktasında toplandığı tespit edilmiştir. 6102 sayılı TTKnun 531.maddesinde "Haklı sebeplerin varlığında, sermayenin en az onda birini ve halka açık şirketlerde yirmide birini temsil eden payların sahipleri, şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden şirketin feshine karar verilmesini isteyebilirler....

      San ve tic AŞ'nin İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün 155169-0 sicil numarasında kayıtlı olup, yönetim kurulu üyelerinin ... ..., ... ..., ... ... olduğu, şirketin yetkililerinin münferiden ... ... ve ... ..., genel müdür ... olduğu, davacıların, davalı şirket sermayesinin%48,6'sını temsil etmekte olup, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davacılar ile davalı şirketin diğer ortakları arasında oluşan ailevi uyuşmazlık ve şirketin uzun yıllardır gayrifaal olduğu belirtilerek, şirketin fesih ve tasfiyesine, fesih ve tasfiyenin uygun görülmemesi halinde davacıların davalı şirketten çıkmasına ve çıkma payı ödenmesi noktasında toplandığı tespit edilmiştir. 6102 sayılı TTKnun 531.maddesinde "Haklı sebeplerin varlığında, sermayenin en az onda birini ve halka açık şirketlerde yirmide birini temsil eden payların sahipleri, şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden şirketin feshine karar verilmesini isteyebilirler....

        ------sayılı kararında şirket tüzel kişisi yerine ortaklara yönetilen haklı sebeple fesih davasının husumet yönünden reddi gerektiğine hükmetmiştir. ------ sayılı kararı da aynı yöndedir. ----- Hukuk dairesi -------Esas, -----Karar sayılı kararında da " ....Her ne kadar davacı vekilince yukarıda belirtilen nedenlerle davacının davalı ------- aleyhine açtığı davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, yönelik ilk derece mahkemesince verilen karar istinaf edilmiş ise de; Davacı vekilinin dayandığı Yargıtay kararı şirketin davalı gösterilmemesi hali içindir. Şirketin fesih ve tasfiyesi istemli davada feshi istenen şirket yasal hasım olup, şirket ortakları yasal hasım olmadığından şirketin davalı olarak gösterilmesi halinde ise diğer ortaklara dava yöneltilmesinin yasal dayanağı olmadığı gibi gerek ve nedende yoktur....

          Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda şirketin feshi davasının kabulüne, alacak davasının kısmen kabulüne dair verilen hükmün davalılar vekilince temyiz edilmesi üzerine Dairemizce bozulmasına karar verilmiştir. Bu kez, davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur. Dava, limited şirketin fesih ve tasfiyesi ile şirkete borç olarak verilen paranın tahsili davasıdır. Dairemizin 28.10.2015 tarih, 2015/3865 esas ve 2015/11202 karar sayılı bozma ilamında, işbu davada husumetin şirkete yöneltilmesi gerektiği, şirketin başka ortağı bulunmaması nedeniyle taraf teşkilinin bu suretle sağlandığının kabul edilmesi gerektiği belirtilerek davanın husumetten reddine dair mahkeme kararı bozulmuştur....

            Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamı uyarınca taraflarca karşılıklı olarak açılmış bulunan dosyalarda, ortakların karşılıklı olarak suç duyurusunda bulunarak, davalar açtıkları, şirketin kurulduğu 2008 yılından davanın açıldığı tarihe kadar ve halen bir ticari faaliyetinin olmadığı, sermayesini kaybetmiş durumda olduğu, ortak çoğunluğunda ticari faaliyete devam iradesi olmadığı, davalı ortağın ortaklıktan çıkartılarak şirketin devamında da bir irade beyan edilmediği, haklı sebebin gerçekleştiği, faaliyeti olmayan şirketin devamında bir yarar olmadığı gerekçesiyle davalı şirketin fesih ve tasfiyesine, müdürlükten azil talebi nedeniyle davalı ...'e husumet yöneltildiği kabul edilerek, davalı ... bakımından ise davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davalı Temel Ertemel vekili temyiz etmiştir. 1-Dava, davalı limited şirketin fesih ve tasfiyesi ile diğer davalının müdürlükten azli talebini içermektedir....

              Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2012/222 E. sayılı davası yönünden; a) Davacı T4 tarafından davalılardan T6'ye karşı açılan, T7 fesih ve tasfiyesi davasının, pasif husumet dava şartı yokluğu nedeniyle usülden reddine, b) Davacı T4 tarafından davalılardan T7'ye karşı açılan, bu şirketin fesif ve tasfiyesi davasının, bu şirkete kesin süre içerisinde kayyım tayini için dava açılmadığından pasif husumet dava şartı yokluğu nedeniyle usülden reddine, c) Birleşen davanın karşı davacısı T6 tarafından karşı davalılardan T4 karşı açılan, T7 fesih ve tasfiyesi davasının, pasif husumet dava şartı yokluğu nedeniyle usülden reddine, d) Birleşen davanın karşı davacısı T6 tarafından karşı davalılardan T7'ye karşı açılan, bu şirketin fesif ve tasfiyesi davasının, bu şirkete kesin süre içerisinde kayyım tayini için dava açılmadığından pasif husumet dava şartı yokluğu nedeniyle usülden reddine, 2- Mahkememizin asıl 2014/470 E. sayılı davası yönünden ; a) Davacılardan T6'nin davalı T2'a karşı açtığı, 30/...

              kapsamında şirketin tasfiyesini gerektirir bir durumun söz konusu olmadığını, şirketin fesih ve tasfiyesinin istenebilmesi için öncelikle haklı sebeplerin varlığının kanıtlanması gerektiğini, Yargıtay kararlarına göre aktif ve faaliyetlerine devam eden bir şirketin devamlılığının sürdürülmesinin esas olduğunu, davacının dilekçesinde belirttiği nedenlerden hiçbirisinin şirketin fesih ve tasfiyesi için haklı bir neden oluşturmadığını, dava dilekçesinde usulsüz işlenmiş gibi göstermeye çalışılan bir kısım işlemlerin; franchıse sözleşmesinin 6.2 ve 6.5. maddesinde yer alan “franchıse veren şirketin franchıse alan şirketi denetleyeceği ve gelir-gider hesaplamaları ile mali tabloların franchıse veren şirkete iletileceği” şeklindeki yükümlülük ile yine sözleşmenin 7.11. maddesinde yer alan “franchıse alan şirketin güncel işletme kayıtlarını franchıse verenin sağlayacağı internet bulut ortamında ve fiziksel ortamda tutmayı kabul ederek franchıse verenin temsilcilerine işletme kayıtlarını incelemesi...

                ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO:2022/412 Esas KARAR NO:2022/680 DAVA : Şirketin İhyası DAVA TARİHİ:01/06/2022 KARAR TARİHİ:20/10/2022 Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda, İDDİA: Davacı vekili,--- şirketin fesih ve tasfiye sonunda ticaret sicilinden terkin olunduğunu, davacı müvekkilinin bu şirketin ortaklarından biri olduğunu; ancak daha sonra şirketin--- parselin maliki olduğunun ortaya çıktığını, tasfiye anında bu taşınmazların sehven atlandığını, tasfiyeye sokulmadığını; bu nedenle ek bir tasfiye yapılarak bu taşınmazların satışının ya da değerlendirilmesinin gerekeceğini belirterek, şirketin bu amaçla ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                  vekillerince temyiz edilmiştir. 1- Asıl dava adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi, birleşen dava ise ortaklığa konu dairelerden elde edilen kira gelirinden davacı ortağın payına düşer tutarın tahsili istemlerine ilişkindir....

                    UYAP Entegrasyonu