Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda davacı taraf, davalı şirketin vergi dairesince resen terk kaydının 2015 tarihinde yapıldığını ve bu tarihten sonra şirketin hiç bir ticari faaliyetinin olmadığını (gayri faal oldukları), bu nedenle murisin terekesinin tasfiyesi için davalı şirketin haklı sebeple feshini talep etmiştir. Dosyada mübrez Bakırköy ..... Asliye Ticaret Mahkemesinin ... Esas ve ... Karar sayılı dosyasının tetkikinde davalı şirketin fesih ve tasfiyesine karar verildiği ve iş bu kararın kesinleştiği anlaşılmıştır. Dolayısıyla davalı ..... Elektrikli Taşıtlar Sanayi ve Ticaret A.Ş.'nin fesih ve tasfiyesine ilişkin kesinleşmiş karar bulunması nedeniyle, davalı şirket yönünden hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Davacı tarafından, davalı şirketin ortağı olmaları nedeniyle davalılar ....., ... ve ...'...

    Mahkememizce toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; Davacılar tarafından ....Asliye Ticaret Mahkemesinde, ortağı oldukları ... ve Ticaret Limited Şirketi aleyhine haklı nedenle fesih davası açıldığı, Mahkemece şirketi temsile yetkili kayyım atanması için dava açmak üzere davacılara yetki ve süre verildiği, haklı nedenle fesih davası açan davacılar dışında şirkette başka ortak ve yetkili müdür bulunmadığı, bu nedenle TMK.nın 426. maddesine göre şirketin fesih davasında, şirketi temsil etmek üzere kayyım atanması gerektiği anlaşıldığından ...'ın ... ve Ticaret Limited Şirketi'ne ....Asliye Ticaret Mahkemesinin ... Esas sayılı şirketin feshi ve tasfiyesi davasında, şirketi temsil etmek üzere temsil kayımı olarak atanmasına karar verilmiş ve aşağıdaki hükmü kurmak gerekmiştir. H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-DAVANIN KABULÜ İLE; ... Ticaret Sicil Müdürlüğünün ... sicil numarasında kayıtlı ......

      Esas Sayılı dosyası ile şirketin haklı sebeple feshi ve tasfiye kararı verilmesi talebiyle dava açıldığını, şirketin feshi davası devam ederken dava sürecinin de uzun bir süre alacağı göz önüne alınarak, şirketin faaliyetlerinin durma noktasına gelmiş olması, şirketin ekonomik anlamda zarara uğrar durumda bulunması, ortaklar arasındaki anlaşmazlıkların ciddi boyutlara ulaşmış olması neticesinde yönetim kurulu ve genel kurulun toplanamaması nedenleriyle şirket faaliyetinin devamının sağlanabilmesi için Mahkeme'den tedbiren şirkete kayyum atanması talep edilmiş, 06/06/2022 tarihli ara karar ile talebimiz reddedildiğini beyanla davalı ..... Elektrik Turizm Tarım Ve Hayvancılık Sanayi Ticaret Anonim Şirketi'ne ilişkin, TTK md.410/II uyarınca müvekkile genel kurul toplantısı çağırma yetkisi verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Talep, anonim şirketin genel kurulun toplantıya çağrılması istemine ilişkindir....

        ilişkisinin sarsıldığını ileri sürerek, şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

          davalı şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmesini talep ve dava etmiş; 11/03/2021 tarihli dilekçesinde ise, davayı ıslah ederek, 'ortaklığın haklı nedenle fesih ve tasfiyesine' karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

            bittiğini, ancak adlarına tescillenen davalı şirketin ----- tescil işlemleri gerçekleşmiş olsa da ----- yaptığı yoklamalarda şirketin aktif olmadığının tespit edildiğini ve resen terk olarak yoklama tutulduğunu, kurulduğu tarihten bu güne kadar şirket üzerinden herhangi bir alış/satış veya banka, beyanname veya bildirimde bulunulmadığını, şirketin devamının ve amacının gerçekleştirilmesinin mümkün olmadığını, bu durumun şirketin haklı nedenle feshine sebep oluşturduğunu, ayrıca ortağı ile de şirketin feshi ve tasfiyesi konusunda anlaştıklarını, şirketin herhangi bir vergi, ---- üçüncü kişilere bir borcu olmadığını, bu nedenlerle şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

              İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; davacı pay sahibinin en temel ortaklık haklarından birisi olan bilgi alma hakkını kullanabilmesi amacıyla dahi dava açmak zorunda kaldığı, yine şirket genel kurul kararlarının iptali için de dava açıldığı, bu davaların davacı lehine sonuçlandığı, bu doğrultuda ortaklar arasında (ve davacı ile şirket arasında) mevcut davalar sebebiyle ciddi anlaşmazlıklar bulunduğu değerlendirilmiş ve şirketin haklı nedenle feshi şartlarının oluştuğu ancak davacının, davalı şirketteki pay oranı, şirketteki ortak sayısı ve şirketin halen faaliyetine devam ettiği hususları birlikte değerlendirildiğinde davalı şirketin fesih ve tasfiyesi yerine davacı pay sahibinin ayrılma payının ödenmek suretiyle ortaklıktan çıkartılmasına karar verilmesinin hak ve menfaatler dengesi ile mülkiyet hakkına daha uygun olacağı değerlendirilerek fesih ve tasfiye yerine davacı pay sahibinin ortaklıktan çıkartılmasın, ayrılma payının, karar tarihine en yakın tarihteki değerinin hesaplanması...

              Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile şirketin fesih ve tasfiyesine ilişkin işbu davada husumetin şirkete yönetilmesi gerekli ve yeterli olup, şirket ortaklarına husumet düşmeyeceği, istinaf yargılaması sürecinde, davalılar vekilinin 28.04.2021 tarihli dilekçesiyle; şirketin 2016 yılından bu yana gayri faal olduğunu, şirkete ait taşınmaz ve demirbaşların icra marifetiyle satıldığını ve şirketin kamu ve özel sektöre halen yüklü miktarda borçlu olduğunu belirttiği, dosya kapsamı ve zikredilen beyan gözetildiğinde, şirketin hali hazırda faaliyette bulunmadığının anlaşıldığı, bu durumun şirketin feshi için haklı sebep niteliğinde olduğu, şirketin mevcut durumu gözetildiğinde feshi yerine alternatif çözüm yollarına başvurma imkanının da bulunmadığı gerekçesiyle başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına, davalı şahıslar hakkındaki davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle...

                defterlerinin davalı lehine delil niteliğinin Sayın Mahkemenizin takdirlerinde olduğu, davacı tarafından ileri sürülen sebeplerin haklı sebep olarak nitelendirilebileceği, ancak somut olayda davalı şirketin feshi ve tasfiyesi yerine davacı ortağın şirketten çıkarılmasının duruma uygun düşen ve kabul edilebilir en iyi çözüm olduğu, davalı şirketin rayiç değerli bilançosu üzerinden davacının %50 hissesine düşen ortaklıktan ayrılma yedek akçesinin 378.066,90 TL hesaplandığı sonuç ve kanaatlerine ulaşıldığı bildirilmiştir....

                  Aleyhine TTK 531 mad.kapsamında şirketin feshi ve tasfiyesi davası açıldığı fakat davalı şirketin yetkilisinin aynı zamanda davacı taraf olduğu anlaşılmıştır. TMK 426/3 mad'de "yasal temsilcinin görevini yerine getirmesine bir engel varsa, temsil kayyımı atanır " hükmüne yer verilmiştir. Tüm dosya ve deliller birlikte değerlendirildiğinde, açılan dava Ltd.Şti'ne kayyım atanması talebine ilişkindir. ... 20.ATM'de açılan şirketin feshi davasında şirketin yetkilisinin aynı zamanda davacı olması nedeniyle şirket yetkilisinin görevlerini yerine getiremediği ve şirketin davada temsil edilemediği sabit olup TMK 426/3 mad.gereğince şirkete ... 20.ATM 'nin ... E.sayılı dosyası ile sınırlı olmak üzere temsil kayyımı atanması gerekmekte olup açılan davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; Davanın KABULÜNE, ... Ticaret Sicil Müdürlüğünün ... sicil numarasında kayıtlı ... A.Ş.'ye, ... 20....

                    UYAP Entegrasyonu