WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

bulundurularak müvekkilinin TTK Md. 638/2 gereğince haklı nedenle çıkmasına karar verilmesini, müvekkilinin TTK Md. 638 hükmü gereğince haklı nedenle şirketten çıkmasına ve müvekkilinin davalı şirketteki payının gerçek değerinin ve şirket kayıtlarında yazılı kişisel alacağının ulaştığı miktarın belirlenerek, çıkma payının mevduata uygulanan en yüksek faiz ile müvekkiline ödenmesine, ilk talepleri kabul edilmediği takdirde şirketin uzun süredir gayrifaal durumda olması ve diğer sebeplerden dolayı TTK Md. 636 gereğince şirketin feshine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesince, davacı ortağın payının gerçek değerinin belirlenmesine yönelik olarak şirketin, gerçek mal varlığının rayiç değerinin tespiti, sonrasında şirket mal varlığının rayiç değerleri ile şirkete ait ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonrası, şirketin kaydi ve rayiç bilanço verileri üzerinden şirket öz varlığının belirlenmesi ve belirlenen öz varlığa göre, davacının sermaye artırımı sonrası payına (%6,25 oranındaki) tekabül eden miktarın kâr payı ile birlikte 230.414,55 TL olarak belirlenmesi karşısında, mahkemece bu miktarın davacının ortaklık payının değeri olarak kabulünde usul ve yasaya aykırılığın bulunmadığı, ancak, limited şirket fesih ve tasfiyesi istemli dava, ortak olunan şirkete yönelik olarak açılabileceğinden, bu nitelikte bir davada davalı şirket ortağına husumet düşmeyeceği, bunun yanında, davacının kar payı ve ortaklık payına tekabül eden miktar gelir vergisine tabi bulunduğundan, çıkma payı miktarının...

      nun 531. maddesine dayalı olarak talepte bulunduğunu, davcının anılan yasa maddesi uyarınca talepte bulunabilmesi için haklı sebeple fesih şartlarının oluşması gerektiğini, bu nedenlerle; davacının davasının öncelikle derdestlik nedeniyle reddine, mahkemece bu talebimizin kabul edilmemesi halinde, yasada ön görülen koşulları taşımayan fesih ve tasfiye davasının esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE; Dava davacı ortak tarafından şirket aleyhine açılan anonim şirketin haklı sebeple feshi, olmadığı takdirde ortaklıktan çıkma ile çıkma akçesinin verilmesi istemine ilişkindir. Dava dosyası içeresinde yapılan incelemede mahkememizin .../... Esas .../......

        Davalı şirketin, davacının ortaklıktan çıkarılmasına bir itirazı olmadığı, davalı şirketin itirazının, davacının çıkma payının davadan önce taşınmaz, araç ve para verilerek ödendiği noktasında olduğu, bu durumda TTK'nın 636/3.maddesinde belirtilen haklı sebeplerin varlığını tartışmaya gerek olmadığı kanaatine varılmıştır. Davalı tarafça, davacının çıkma payının davadan önce taşınmaz, araç ve para verilerek ödendiği savunulmuş ise de davacının davalı şirketteki payına karşılık bir çıkma bedeli ödendiğinin ispat edilemediği görülmüştür. İlk derece mahkemesince depo kararı yerine getirilmediği için şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmiş ise de çıkma payı için depo kararına gerek yoktur....

          Ancak, bu nitelikte bir davada davalı şirket ortağına husumet düşmeyeceği gözden kaçırılması doğru olmadığı gibi davacının, dava dilekçesinde çıkma yönünde irade açıklamasında bulunduğu gözetilmek suretiyle TTK’nın 636/3 maddesinde şirketin feshi yerine ortağı şirketten çıkarma ve/veya başkaca kabul edilebilir bir çözüme karar verilebileceği de düzenlenmişken bu konuda neden bu şekilde bir taktir hakkı kullanıldığı gerekçesi ortaya konulmadan doğrudan şirketin fesih ve tasfiyesine hüküm kurulması doğru bulunmamıştır. 2- Davacı, dava dilekçesinde çıkma ve şirketin fesih ile tasfiyesi dışında davalı şirket adına kayıtlı markanın kendi adına tescilini de talep etmiş olup, bu talep çıkma, fesih ve tasfiye istemlerinden farklı nitelikte olup, mahkemece bu husustaki talebin tasfiye aşamasında ayrıca değerlendirilecek bir talep olarak gözetilmesi ve bu talebe ilişkin olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmaması doğru görülmemiştir. 3- Kabule göre de taraflar arasında güven ilişkisinin zedelendiği...

            Mahkemece şirketin infisah sebepleri arasında sayılan haklı sebebin oluşmadığı, bu kabul çerçevesinde şirketin fesih ve tasfiyesi talebinin yerinde görülmediği, davacının anne, babası ve kardeşinin davalı şirkete ortak olduğu, anne ve babanın boşanmaları sonrasında davacının diğer şirket ortaklarıyla ilişkisinin olumsuz hale geldiği, taraflar arasında kalıcı olan ve dava sırasında da süren husumetin çıkma isteği için haklı sebep teşkil ettiği, çıkma payı alacağının öz varlığın hüküm tarihine en yakın tarihteki rayiç değeri üzerinden hesaplanarak belirlenmesi gerektiği, yapılan tespite göre davacının çıkma payının şirket öz kaynaklarına göre 104.290,23 TL olduğu belirlenmiş olup, bu miktarı davacının davalı şirketten çıkma payı olarak talep edebileceği, şirket büyük ortağı aleyhine bu dava açılmış ise de davacıya ödenecek çıkma payından davalı şirket sorumlu olduğundan davalı Y.. Ö.. aleyhine açılan davanın reddinin gerektiği sonucuna varılarak, davalı Y.....

              HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ Dava, sermaye arttırımına ilişkin şirket ortaklar kurulu kararının iptali, şirketin feshi ve tasfiyesi, olmadığı taktirde çıkmaya izin verilmesi ve çıkma payı alacağının tahsili istemine ilişkindir. 6100 Sayılı HMK'nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede; Dava konusu şirketin ticaret sicil kayıtlarının incelenmesinde; Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü'nde kayıtlı olup, davacı ... ile davalılar ... ve ...'nun hissedar oldukları, başka da ortağının bulunmadığı anlaşılmıştır....

                Davacının öncelikli talebi ortaklıktan çıkma yönünde olsa da; fesih ve tasfiyesi istenilen şirket iki ortaklı olup, davacı ortak, şirket ortaklığından ayrılarak payını almak istemektedir. Yani şirketin devamında davacının artık bir hukuki menfaati bulunmamaktadır. Şirketin diğer ortağı ise tarafların, şirket kurulduktan sonra bir araya gelerek şirketin feshini kararlaştırıldığını belirtmiştir. Yani, şirketin diğer ortağı da bu şirketin devam ettirilmek istenmediğini beyan etmektedir. Çıkma kararı verilmesi veya fesih ve tasfiye kararı verilmesi halinde davacının elde edeceği menfaat aynıdır. Her iki durumda da şirket ortaklarının ortaklık ilişkisi sona erecek ve varsa şirketteki ayrılma veya tasfiye paylarını alacaklardır. Tasfiye külli bir tasfiye olacağından davacının ayrılma payının gerçek değerinin fesih ve tasfiye halinde daha doğru hesaplanması mümkün hale gelecektir....

                  DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE: Talep, haklı nedenle limited şirketin fesih ve tasfiyesi ve ortaklıktan çıkma istemine ilişkin derdest davada, tedbiren davacı ortağa maaş ödenmesi istemine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. TTK'nın 636/4. maddesinde, fesih ve tasfiye davası açıldığında mahkemece gerekli önlemlerin alınacağı belirtilmiştir. Alınacak önlemler konusunda ayrıntılı düzenleme bulunmadığından, tamamlayıcı hüküm olarak HMK'nın ihtiyati tedbire ilişkin hükümleri uygulanacaktır....

                    Kararı davacı vekili temyiz etmiştir. 1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bent dışındaki sair temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Dava, haklı sebeple şirketten çıkma ve mümkün olmadığı takdirde şirketin fesih ve tasfiyesi istemine ilişkindir. Mahkemece, şirketin kâr dağıtım kararı almamasında davacının yapılan çağrıya rağmen toplantıya gitmemesi, kendisinden kaynaklanan bu sebepten dolayı hak elde etmesinin mümkün olamayacağı, talebinde haksız olduğu kabul edilerek davanın reddine karar verilmiş ise de, davacı tarafından, davalı şirketin kuruluş tarihinden itibaren kâr elde ettiği ve kâr dağıtımı yapılmadığı iddia edilmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu