Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili, davacının aktif husumet ehliyeti olmadığını, ortaklıktan çıkarma davasının şirket tüzel kişiliği tarafından açılabileceğini, dava dilekçesinde bahsedilen olguların daha önce açılan şirketin feshi davasında tartışıldığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davanın, şirketin kuruluşu aşamasında yürürlükte bulunan 6762 sayılı ...'nın 551/... ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı ... 'nın 640/... fıkrası uyarınca açılmış limited şirket ortağının ortaklıktan çıkarılması davası olduğu, gerek yürürlükten kaldırılan ...'nın 551/... fıkrasında, gerekse de yürürlükte bulunan ...'nın 640/.... fıkrasında bir ortağın şirket ortaklığından çıkarılmasına dair dava açma hakkının şirkete tanındığı, dolayısıyla davacının aktif dava ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir....

    ın şirketin mal varlığının bir kısmını zimmetine geçirmekle kalmayıp haksız rekabete sebebiyet vererek şirketi zarara uğrattığını, tüm bu nedenlerle ortaklıktan çıkarmaya ilişkin davanın usulden ve esastan reddine, şirketin feshi ve tasfiyesine ilişkin davanın ise pasif husumet yokluğundan ... yönünden reddine ve yalnızca şirket yönünden kabulüne ve tasfiye müdürü olarak şirkete davalı müvekkili ...'ın atanmasına, davacının şirkete verdiği zararların zararın oluştuğu tarihten itibaren işletilmek üzere yasal faizi ile birlikte tazminine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkememizin 2016/958 esas sayılı dosyasında davacı ... tarafından davalı ... aleyhine şirket ortaklığından çıkarma, şirketin feshi ve tasfiyesi ve tazminat talepli dava açıldığı, ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ... esas sayılı dosyasında davacı ... tarafından davalı ... aleyhine şirket ortaklığından çıkarma, şirketin feshi ve tasfiyesi ve tazminat talepli dava açıldığı, iş bu davanın ... 1....

      Davacılar vekili tarafından açılan iş bu dava da ------ feshi, bu mümkün olmaması halinde davalının ortaklıktan çıkarılmasını talep etmiş olup, ancak davalı olarak feshi istenilen şirket gösterilmemiş, davalı olarak şirket yetkilisi- göstermiştir. Davalı olarak ------ gösterilmek suretiyle feshi bu mümkün olmaması halinde ----- ortaklıktan çıkarılması talep edilmesi gerekirken, davacılar vekili tarafından ---- hasım gösterilmek suretiyle dava açılmış olduğu, davalı --------- şirketin fesih ve tasfiyesi isteminde pasif dava ehliyeti bulunmadığından davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

        ortak Suade Sevdik 2014 yılında şirkete ortak olmuş iken,müvekkilinin kendi kurduğu şirkete karşı yükümlülüklerini ihlal ettiği iddia ve kabul edilemeyeceği gibi,ortaklar arasındaki uyuşmazlığın çözümü ortaklıktan çıkarma davası olmadığını, nitekim taraflarından Ürgüp Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/262 Esas sayılı dosyasında açılan davada taleplerden birinin de şirketin feshi olup,TTK iki ortaklı Limited şirketlerde ortaklıktan çıkarmayı zaten öngörmediğini, davanın aktif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle reddedilmesinin hukuka ve kanuna uygun olup,davacının istinaf kanun yoluna başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir....

        ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO:2019/718 KARAR NO:2022/151 DAVA:Şirketin Feshi DAVA TARİHİ:27/12/2019 KARAR TARİHİ:18/03/2022 Mahkememizde görülmekte olan Şirketin Feshi davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirketin, TTK 633 atfı ile uygulanması gereken TTK 376/2 çerçevesinde münfesih olup; şirketin münfesih olduğunun tesbiti ile tasfiyesine karar verilmesini talep ettiğini, davalı şirketin TTK 376/2 uyarınca münfesih olduğunun tespitine karar verilmesi mümkün olmadığı takdirde, terditli olarak, TTK 636/3 çerçevesinde, davalı şirketin haklı sebeple feshine karar verilmesini talep ettiğini, müvekkili, haklı sebebi yaratan taraf olmadığından, keza davalı şirketin, müvekkilinin ayrılma payını nakden ödeyecek kaynağı bulunmadığından,nihayet, müvekkilinin hissesi, TTK 612’nin izin verdiği % 20 sınırını aştığından, TTK 636 uyarınca müvekkilin çıkması veya çıkarılmasına karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet...

          ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO:2019/718 KARAR NO:2022/151 DAVA:Şirketin Feshi DAVA TARİHİ:27/12/2019 KARAR TARİHİ:18/03/2022 Mahkememizde görülmekte olan Şirketin Feshi davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirketin, TTK 633 atfı ile uygulanması gereken TTK 376/2 çerçevesinde münfesih olup; şirketin münfesih olduğunun tesbiti ile tasfiyesine karar verilmesini talep ettiğini, davalı şirketin TTK 376/2 uyarınca münfesih olduğunun tespitine karar verilmesi mümkün olmadığı takdirde, terditli olarak, TTK 636/3 çerçevesinde, davalı şirketin haklı sebeple feshine karar verilmesini talep ettiğini, müvekkili, haklı sebebi yaratan taraf olmadığından, keza davalı şirketin, müvekkilinin ayrılma payını nakden ödeyecek kaynağı bulunmadığından,nihayet, müvekkilinin hissesi, TTK 612’nin izin verdiği % 20 sınırını aştığından, TTK 636 uyarınca müvekkilin çıkması veya çıkarılmasına karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet...

            Dava, 6762 sayılı Yasanın 522.maddesi gereğince davalı şirket ortağının alacaklısı tarafından şirketin feshi istemine ilişkin olup, mahkemece alacaklının alacağının ödenmediği gerekçesiyle şirketin feshine karar verilmiştir. Ancak aynı Yasanın 522/1 hükmü gereğince ortaklardan birinin payını haczettirmiş olan alacaklı, 6 ay önceden ihbar etmek şartıyla şirketin feshini isteyebilir ise de, Yasanın 523.maddesi gereğince infisahın tescilinden önce bu maddede gösterilen hallerden birinin gerçekleşmesi durumunda şirketin fesih ve tasfiyesine hükmolunamaz. Davalı şirket de bu maddenin 4.fıkrasında gösterildiği üzere borçlu ortağın sermaye bedeli olan 20.287.71 TL’yi icra dosyasına yatırdığını beyan etmiş, dosyaya ödeme makbuzunu da sunmuştur....

              Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, davacının davalı şirketin %15,08 oranında ortağı olduğunu, ödenmemiş sermaye borcu olmadığı halde 15.05.2011 tarihli ortaklar kurulu kararı ile ihracına karar verildiğini kararın ilanı ile örendiğini ileri sürerek; davalı şirketin sermaye borcunu ödemediği gerekçesi ile haklı ihtarlara dayalı olarak davacı ortak hakkında almış olduğu 15.05.2011 tarihli ortaklıktan çıkarma kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, ortaklıktan çıkarma prosedürünün TTK'nın 529. maddesine uygun olarak uygulandığını savunarak davanın reddini istemiştir....

                Bu nedenle de davacının aile bireyleri arasındaki manevi bağların koptuğuna dair gerekçesi de davalı ----- feshi için haklı neden olarak görülemeyecektir." Belirtmiştir. Ancak söz konusu kişisel nedenler şirketin işleyişinin çökmesine yol açıyorsa farklı bir deyişle şirketi işlemez hale getiriyorsa feshi veya alternatif bir çözümü gerektiren haklı bir nedenin var olduğu sonucuna varılabilir. Öte yandan şirketin işleyişinin çökmesine yol açmayan kişisel nedenlerin şirketin haklı sebeple feshi davasında hiç dikkate alınmayacağı söylenemez. Hakim takdir yetkisi çerçevesinde bu durumları da dikkate almak zorundadır. Bu nedenle kişisel nedenler menfaatlerin tartılmasında feshi destekler diğer haklı sebeplerle birleşerek fesih nedeni teşkil edebilir.( ------ arasındaki uyuşmazlıklar hiç kuşkusuz değişik sebeplerden ileri gelebilir....

                  DAVANIN NİTELİĞİ, DELİLLER, DEĞERLENDİRİLME VE GEREKÇE : Dava, limited şirketin haklı nedenle feshi; bu mümkün olmadığı takdirde ortaklıktan çıkma talebine ilişkindir. Davacı vekili, davalı şirket yetkililerinin müvekkilini ortaklıktan dışladıklarını, şirket gelirlerini kendi lehlerine olacak şekilde kullandıklarını, şirket gelirleri ile kendilerine ve aile fertlerine mülk edindiklerini, müvekkilinin mağdur edilerek şirket öz varlığının azalmasına sebebiyet verildiğini belirterek davadaki taleplerinin kabulünü istemiştir. Davalı vekili ise, yukarıda özetlendiği gibi davanın reddini savunmuştur. Dava tarafları arasındaki uyuşmazlık, davacının ortaklıktan çıkması veya şirketin feshi için haklı sebebinin bulunup bulunmadığı konusundadır. Limited şirketlerde haklı sebeple feshi düzenleyen TTK'nun 636. maddesi: "Haklı sebeplerin varlığında, her ortak mahkemeden şirketin feshini isteyebilir....

                    UYAP Entegrasyonu