Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalı şirket müdürünün şikayeti üzerine ortaklar ... ve ... hakkında hizmet nedeniyle görevi kötüye kullanmak suçundan ceza davası açıldığı ve beraat ettikleri, şirket aleyhine Manavgat İş Mahkemesi'nde birçok iş davasının açıldığı, davaların kayıpla neticelendiği, davalı şirket müdürü tarafından şirket ortaklarından bazılarının ihracı yönünde karar alındığı, karşılıklı birçok davalar ve şikayetler ile birlikte şirket merkezinde tespitler yaptırıldığı, şirket kayıtlarında gösterilmediği halde bir özel hastaneye bono düzenlenmek suretiyle toplamda 2.650.000,00 TL borçlanıldığı, borç alındığı iddia edilen paranın şirket kayıtlarında görünmediği, sonradan alacaklı tarafça davadan feragat edildiği anlaşılmakla, davalı şirket müdürünün yasa ve ana sözleşmeler gereği müdürlük görevini yerine getirmede özen ve bağlılık yükümlülüğünü ihlal ettiği, şirket kayıtlarını usulüne uygun ve düzenli bir şekilde tutmadığı, diğer ortaklar...
Mahkemece dinlenilen davacı tanıkları, şirket bilgisayarına davalı şirket müdürü tarafından şifre konulduğunu ve bu nedenle ortakların şirket hesaplarını göremediklerini, davalı tanıkları ise şirket bilgisayarına şifre konulduğunu ancak mali duruma ilişkin bilgilerin kendilerine verildiğini beyan etmişlerdir. Davacının iddiası ve tanık anlatımları gözetildiğinde taraflar arasındaki uyuşmazlığın, şirket bilgisayarına şifre konularak şirket ortaklarının şirket hesaplarını görmelerinin engellenmesinin, şirket ortaklığından çıkmayı istemek için haklı neden oluşturup oluşturmayacağı noktasında toplandığı anlaşılmaktadır....
Bundan ötürü davacı vekili davayı şirket merkezine yönelttiklerini belirtmiştir. Şirkete karşı açılan sicil kaydı düzeltilmesi davaları şirket merkezinin bulunduğu yerdeki Asliye Ticaret Mahkemesinde açılması gerekir. Aynı zamanda şirket merkezinin kayıtlı bulunduğu ... Müdürlüğü'ne yöneltilmesi gerekir. Bu husus kesin yetki kuralı olduğundan mahkemece re'sen gözetilir.Mevcut davada davanın açıldığı tarihte ... Müdürlüğü'nde şubenin kaydı bulunmadığından şirket yönünden re'sen yetkisizlik kararı verilmesi gerekir.HMK 14.maddesinde; ortağın, ortaklara yönelik açacakları davaların da şirket merkezinde görüleceği düzenlenmiştir. Bu sebeple, şirket ve şirket ortakları hakkında açılan davalarda HMK 14 maddesi gereğince kesin yetki kuralı uygulanır. Bu nedenle davacının şirket ve ortağı olan davalılara yönelik istinaf itirazları yerinde değildir. Dava, şirket şube müdürünün, müdürlük yaptığı sürenin tespiti istemine ilişkin olup, uyuşmazlık TTK 34 vd....
Noterliğinin 08.02.2022 tarih ve 7345 yevmiye numarası ile ihtarname gönderilerek; şirketin kuruluşundan itibaren şirket kayıtlarının, banka hesap hareketlerinin, şirket tarafından düzenlenen ve kabul edilen alış, satış faturalarının ve sair belgelerin incelenmek üzere ihtarın tebliğinden itibaren 3 gün içerisinde şirket merkezinde hazır edilmesi talep edilmiş, aynı zamanda şirket ana sözleşmesi gereğince 19.02.2022 tarihinde şirket merkezinde olağan genel kurul yapılması için gerekli hazırlıkların yapılması bildirilmiş, müvekkil şirket ile diğer ortak şirket müdürü müvekkil ... tarafından söz konusu ihtarnameye Bursa 23....
üzere 2010 yılının 11. ayında müvekkiline ait tüm şirket hisselerinin diğer şirket ortaklarından ...'...
Bunun üzerine sicil müdürü, şirkete, iktisap edenin adının bildirilmesi için süre verir. (3) Sicil kaydına güvenen iyiniyetli kişinin güveni korunur. " Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, sicil dosyası ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafça davalı şirket ortakları ve şirket aleyhine limited şirket ortaklığının tespiti amacıyla iş bu davanın açıldığı, dosyamız içerisinde mevcut Akyurt ... Noterliğinin ... tarih ... yevmiye sayılı ve yine ... yevmiye sayılı limited şirket pay devri sözleşmeleri ile davalılar ... ve ...'in davalı şirketteki hisselerini davacı ...'e devrettikleri, şirket genel kurulunca ... ve ... tarihinde yapılan toplantılarda bu hususların karar altına alındığı, kararın tescil ve ilan edilmesine karar verildiği ancak ticaret sicil müdürlüğünde bu konuda herhangi bir işlem yapılmayıp şirket ortaklarının ..., ..., ... olarak gözüktüğü anlaşılmakla, davanın kabulü ile davalı ...'in davalı ... sicil numaralı ......
Delioğlu'nun müvekkili ile diğer davalı ortakları pasifize ederek şirket hak ve alacaklarını kendi uhdesine geçirdiğini, şirketi kendi menfaatleri doğrultusunda kullandığını, müvekkilinin ortaklar tarafından bilgilendirilmediğini, şirketi kasıtlı olarak borçlandırmaya çalıştıklarını, şirket adına kesilen ve alacaklısı şirket olan kıymetli evrakları kendi adına cirolayarak 3.kişilerdeki hak ve alacak talebinde bulunduklarını şirketin bir kısım demirbaşlarını hukuka aykırı şekilde satarak şirketi zarara uğrattıklarını, mahkemece dava süresince şirket işlemleri yürütmek amacıyla kayyım atayabileceğini, davalılar hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu, mahkemece şirketin malvarlığı ve şirket hisseleri noktasında suiniyetle yapılacak/ yapılabilecek olan devir/tasarruf ve temliklerin önlenmesi adına gerekli tüm tedbir kararlarının alınmasını, tedbiren yargılama sonrasında şirket müdürünün azlini veya görevlerinin kaldırılmasını, şirkete kayyum atanmasına, şirkete ait tüm varlıkların keşif...
Mahkemece, bozmaya uyularak harç tamamlattırıldıktan sonra yapılan yargılama sonunda takip borçlusu şirket ile davacı 3.kişi şirketin ticari ünvanları, vergi numaraları, şirket merkez ve adreslerinin, ortaklarının farklı olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık, 3.kişinin İİK.nun 96 vd.maddelerine dayalı istihkak davasına ilişkindir. Davacı 3.kişi şirket, borçlu şirket ile aynı kişi olmadıklarını, borçlu şirket ile sadece isim benzerliği bulunduğunu, vergi numaralarının ve tüzel kişiliklerinin farklı olduğunu ileri sürmüş ise de mahkemece yapılan araştırmada takip dayanağı senetteki borçlu şirket kaşesinde belirtilen vergi numarasında kayıtlı bir şirket bulunmadığı tespit edilmiştir. Ayrıca davacı şirket ortaklarından olan ... ...'ün gerçekten var olmayan borçlu şirket isim ve kaşesini kullanarak borçlandığı dosya içeriğinden anlaşılmaktadır....
Mahkemece, tüm dosya kapsamına ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, takibe konu bonoda aval veren borçlu davacı şirket adına olan ıslak imzanın davacı şirket yetkilisine ait olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile takibe konu 26/07/2012 tanzim 10/11/2012 ödeme günlü 5.000,00 TL bedelli bonodaki davacı şirket adına atılan imzanın davacı şirket yetkili müdürüne ait olmaması sebebiyle takibin ve bononun davacı şirket yönünden iptaline, İİK'nun 67. maddesi uyarınca davalı takip alacaklısının icra takibinde kötüniyetli olduğunun usulen ispatlanmaması sebebiyle davacı tarafın kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı şirket vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Davalı ... vekili cevabında, müvekkilinin sözleşmeyi davalı şirket adına işletmenin sorumlusu ve vekaleten imzaladığını, müvekkili hakkındaki takibin haksız ve kötüniyetli olduğunu savunarak davanın reddi ile lehlerine tazminata hükmolunmasını istemiştir. Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere ve davacı şirket temsilcisinin yeminine göre dava konusu sözleşmeyi davalı ...’ın şirket adına imzaladığı, davalı şirketin davacıya 1.500.-TL.borcu olup, borcun ödendiğinin ispat edilemediği gerekçesiyle davalı ... aleyhine açılan davanın husumet nedeniyle reddine, davalı şirket aleyhine açılan davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı şirket tarafından temyiz edilmiştir....