KARŞIOY Somut uyuşmazlıkta; Davacı, lehdarı ve hamili bulunduğu 31.12.2011 tarih 100.000.00 Euro bedelli çekin, 29/11/2011 tarihli Ticaret Sicili Gazetesinde yapılan ilanla şirket müdürlüğünden istifa ettiği duyurulan, eski şirket müdürü davalı tarafından haksız yolla elde edilerek, çeki şirket adına ciro etmek suretiyle bedelini tahsil ettiği iddiasıyla çek bedelinin istirdadını istemiştir. Davalı ise, şirket müdürlüğünden istifa etmediğini, diğer şirket müdürü olan boşandığı eşinin talebi üzerine şirkete 100.000.00 Euro borç verdiğini, boşandığı eşi ...'unda çeki kendisine alacağına karşılık verdiğini, şirket yetkili müdürü olarak çeki şirket adına kendisine ciro etmek suretiyle bedelini tahsil ettiğini savunmuştur. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, Davacı vekilinin temyiz istemi sayın çoğunluk görüşü doğrultusunda red edilerek karar onanmıştır. Çoğunluğun onama görüşüne katılmıyorum....
-Davacı yüklenici şirketin temyiz itirazlarına gelince; davacı yüklenici şirket tarafından davalı iş sahibi şirket aleyhine ..... .... İcra Müdürlüğü'nün 2007/3301 sayılı takip dosyası ile 28.09.2006 tarihli 108.000,00 TL bedelli faturaya dayanılarak icra takibi başlatılmış, davalı iş sahibi şirket vekilinin itirazı üzerine takibin durması sonucu davacı yüklenici şirket vekili tarafından 65.869,94 TL değer gösterilerek temyiz incelemesine konu itirazın iptâli davası açılmıştır. Davalı iş sahibi şirket vekili dosyaya sunduğu 09.....2006 tarihli çek çıkış bordrosu ile davacı yüklenici şirkete ... adet .........'ne ait çekle 42.000,00 TL, ayrıca ........'na ait 09.....2006 tarihli ....600,00 TL ve aynı tarihli ....900,00 TL bedelli çeklerle 49.500,00 TL daha ödeme yaptıklarını savunmuştur. Davacı yüklenici şirket vekili dosyada bulunan ....09.2008 tarihli dilekçesinde, davalı vekili tarafından bildirilen ... adet .... çeki ile ... adet ..........'...
mahkemeden isteyebileceği, kanunda haklı sebebin de belirlendiği, buna göre yöneticinin özen ve bağlılık yükümü ile diğer kanunlardan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır şekilde ihlal etmesi veya şirketin iyi yönetimi için gerekli yeteneği kaybetmesi haklı sebep olarak kabul olunacağı, hal böyle olunca davalının şirket mal varlığını şirket kararı olmadan satması ve elde edilen paranın şirkete aktarılmamış olması karşısında azil için kanunda öngörülen haklı sebebin mevcut olduğu, davalının şirket mal varlığını satarak elde edilen parayı şirkete aktarmamasından doğan zararın şirket zararı niteliğinde olduğu, ancak şirket ortağı sıfatıyla davacı taraf tazminat davası açabilecek ise de tazminatın şirkete ödenmesi talep edilmesi gerekmekte olup, davacının talebini bu şekilde tashih ettiği, zarar miktarının satış bedellerinden ibaret olduğu, zararın satış tarihlerin de oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, davalının yönetim hakkının ve temsil yetkisinin kaldırılmasına, 20.250,00...
Dolayısıyla davalı şirket ortağı muris ...'...
TTK 553. maddesi kapsamında şirket yöneticisinin TTK ve şirket esas sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla yerine getirmedikleri takdirde kusurları nedeniyle oluşan zararlardan kişisel bakımdan sorumlu olacaklardır. Bu konuda davalı şirket müdürünün kusurlu olduğunun iddia eden davacının davalı yanın kusurunu ve keza zararın tutarını kanıtlaması gerekmektedir....
Vergi Dairesi Müdürlüğü’ nün 22.09.2020 tarihli yazısı ekinde, davalı şirkete ait 2019-2020 yılları BA-BS Formları gönderildiği, incelenen davalı şirkete ait 2019 yılı BA Formunda; davacı şirket adına toplam 35 adet fatura bedeli olarak KDV hariç 96.911,00 TL tutarının vergi dairesine bildirim yapılmış olduğu, 2020 yılı BA formunda; davacı şirket adına toplam 7 adet fatura bedeli olarak KDV hariç 27.402,00 TL tutarının vergi dairesine bildirim yapılmış olduğu görüldüğü, davacı şirket tarafından 2019 yılı içerisinde tanzim edilen toplam 35 adet KDV hariç 96.912,00 TL tutarındaki faturaların, davacı şirket tarafından 2019 yılı içerisinde vergi dairesine BS Formu ile bildirim yapılmış olduğu ve davalı şirket tarafından 2019 yılı içerisinde vergi dairesine BA Formu ile bildirim yapılmış olduğu, davacı şirket tarafından 2020 yılı içerisinde tanzim edilen toplam 8 adet KDV hariç 28.079,00 TL tutarındaki faturaların, davacı şirket tarafından 2020 yılı içerisinde vergi dairesine BS Formu ile bildirim...
Şahıslara olan senetli borçlarının devam ederken davalı ...’in kendi mülkü üzerinden banka ipoteğini kaldırttığını ve davacı şirket ortağı ...’na ait olan 2 adet taşınmaz üzerindeki ipoteğin devam ettiğini, limited şirket döneminde tek başına şirket müdürü olan, Anonim Şirket döneminde ise şirket yönetim kurulu başkanı olan davalı ...’in şirkete 813.085,12 TL borcunun bulunduğu şeklinde tespit yapıldığını, Limited şirket döneminde tek başına şirketin temsil ve ilzama yetkili kılınan şirket müdürü ...’in görevli bulunduğu döneme ait iş ve işlemler konusunda şirket ortaklarına hesap vermediğini, Anonim Şirket döneminde yönetim kurulu başkanı olarak yapılan işler hakkında da ortaklara hesap vermediğini, şahsi ihtiyaçları için şirket hesabından para kullandığını, yine şahsi ihtiyaçları için yaptığı bir kısım harcamaları şirket gideri olarak kayıtlara işlediğini ve bu şekilde şirkete borçlandığını, diğer davalı ile birlikte hareketle şirket adına alınan krediden dolayı ....... bank tarafından...
, mali yükümlülüğün şirket üzerinden kalkacağının açık olduğunu, bu durumda araç bedellerinin şirket adına tahsil edildiğinin kabul edileceği ve şirket hesabına kaydolunacağının açık olduğu, araçların gerek 2015- 2016 ve gerekse 2017 yevmiye defterlerinde halen şirket malvarlığı içerisinde kayıtlı göründüğü, araçların satış bedellerinin neye göre tayin edildiği, şirketin uğradığı zarardan sorumlu olunacağı, şirket adına açılan davaların sadece şahsi menfaat sağlama amacına engel olan Feyzi Tunç Kutman'a karşı açılan davalardan ibaret olduğu, şirketin malvarlığını pervasızca kaçırmaya ilişkin tüm eylemlerin durdurulması ve şu ana denk alıkonulan tüm şirket malvarlığının ve paralarının iadesinin talep edildiği, davacı şirket tarafından davalı hakkında ihtarname sonrasında İstanbul 4....
Dava, mahkememizin .../... esas sayılı dosyası ile açılmış olup, dava dilekçesinde; davalı şirket yöneticisi ile birlikte davacının ve davalı şirket yöneticisinin ortağı olduğu şirket davalı olarak gösterilmiş, dava dilekçesinin son istek bölümünde; davalılar arasında ayrım yapılmaksızın davalı şirket yöneticisinin, haksız ve karşılıksız para aktarımlarının tespiti ile şirkete iadesine karar verilmesi talep edilmiştir. Davanın niteliği itibariyle sorumluluğu talep edilen şirket yöneticisine karşı husumet yöneltilerek açılmasının yeterli ve gerekli olduğu belirgin olup, bu nitelikteki davada şirkete husumet düşmeyeceği açık olmakla birlikte davacı tarafça şirkete husumet yöneltilip dava dilekçesinin gerek açıklamalar gerek son istek bölümünde talep edilen tazminatın, yalnız davalı şirket yöneticisinden tahsili konusunda açık, anlaşılır ve somut talebin ileri sürülmemesi karşısında davalı şirket yönünden de davanın, davalı sıfatıyla görülmesi gerektiği açıktır....
Davalı şirket temsilcisi aşamalarda davanını reddini savunmuştur. Mahkemece; tüm dosya kapsamına göre, dava konusu olağanüstü genel kurul kararındaki ve hazirun listesindeki imzaların davacı ...’ın eli ürünü olmadığı, davacının şirket ortağı ve yönetim kurulu üyesi yapıldığını kendisine gelen ödeme emri ile öğrendiği gerekçesiyle davanın kabulüne davacının şirket ortağı ve yönetim kurulu üyesi olmadığının tespiti ile davacı yönünden şirket ortağı ve yönetim kurulu üyeliğine ilişkin genel kurul kararının yok hükmünde sayılmasına karar verilmiştir. Karara karşı davalı şirket temsilcisi ve ihbar olunan SGK vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre davalı şirket temsilcisi ve ihbar olunan SGK vekilinin istinaf başvurularının süre yönünden reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalı şirket temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir....