Davacı, dava ve takip konusu bonoda keşideci olarak dava dışı şirketin yer aldığını, şirket kaşesi üzerine atılan çift imzaların şirket yetkilisi sıfatıyla ve şirket adına borçlanma iradesiyle atıldığını iddia etmektedir.Davalı,davacının hem şirket adına hem de kefil olarak imza attığını davacının kaşe üzerindeki çift imza nedeniyle şahsen sorumlu olduğunu savunmuştur.Mahkemece borçlu şirket temsilcisi davacının bonodan dolayı şahsen sorumlu olması için borçlu şirket kaşesi dışında senet üzerinde açığa atılmış bir imzanın bulunması gerektiği, dava konusu bonoda keşideci şirket yetkilisi olan davacının her iki imzasının da şirket kaşesi üzerine atıldığı, bu itibarla davacının şahsen sorumlu olmadığı, imzaların şirket adına atılmış olduğu, davalının iddia ettiği diğer icra dosyasındaki senetle ilgili kabul beyanı olmasının dava konusu takibi etkilemeyeceği gerekçeleriyle davanın kabulüne verilmiştir....
Diğer davalılara usulünce davetiye tebliğine rağmen cevap dilekçesi sunmadıkları, ancak vekillerinin duruşmadaki beyanında, çek aslının müvekkillerinde olduğunu, çek üzerinde bulunan davacı şirket kaşesi üzerindeki imzanın davacı şirketin yetkili temsilcisinin imzası olmayıp, müvekkillerinden ... tarafından atıldığını, ancak bu işlemin davacı şirket yetkilisi...ın bilgisi dahilinde yapıldığını, davadışı bir çok çekin de aynı şekilde müvekkili tarafından davacı şirket adına keşide edildiğini ve davacı şirket tarafından ödeme yapıldığını, davacının müvekkillerine borcu olmadığını ve çek aslını dosyaya sunacaklarını, çekin davacıya teslim edilmesini istediklerini beyan ettiği anlaşılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davalı ... vekilinin davaya konu çekteki davacı şirket kaşesi üzerinde bulunan imzanın davacı şirket temsilcisine ait olmayıp, ...'...
Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 28/03/2012 tarih ve ...sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı şirket vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketin % 49 hissesine sahip olduğunu, davalı şirket tarafından 30.06.2009 tarihinde Şirket Olağan Genel Kurulu Toplantısının yapılacağı yönünde müvekkiline tebligat gönderildiğini, ancak şirket ortaklarından... ve Şirket ...tarafından tutulmakta olan şirket defterlerinin müvekkiline gösterilmediği gibi herhangi bir bilgi ve belge de verilmemesi nedeni ile müvekkilinin şirketin mali durumundan bihaber olduğunu, bu şekilde davranan diğer şirket ortaklarının müvekkilini pasifize etmeye çalıştığını, müvekkilinin iyi niyetli olarak şirketin...
nun şirket hesabına koydukları 250.000,00 TL sermayenin büyük çoğunluğunu şahsi işleri için kullandığını, şirket adına alınan makinalar için çekilen kredi olan 250.000TL den makinaların peşinatı için 90.000 TL ödediklerini, kalan 160.000 TL'nin büyük çoğunluğunu şirket hesabından kendi şahsi işleri için kullandıklarını, ayrıca şirkete ait banka kayıtları celp edildiğinde arka planda ...'un (görünüşte ...'nın) ATM'lerden 180.000TL civarı para çektiğini, 100.000 TL civarı parayı şirketle ilgisi olamayan kişilere gönderdiğini, Şirket yetkilisi ...'in, şirketin resmi ortağı ... ve arka plandaki ortağı ...'un şirket hesabından şahsi harcamalar yaptıklarını 2021 yılının Ocak ayında fark ettiğini ve derhal bu kişilerin şirket hesabından harcama yapmasını bankaya şirket yetkilisi olduğunu gösterir evrakları sunarak engellediğini, sonrasında ..., ... ve ... arasında görüşmeler başladığını, Şirketin iyileşme durumunun olmadığını anlayan davacı şirket yetkilisi ...'...
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalı tarafça imzalanan 11.04.2014 tarihli belgede, davalının, diğer şirket ortaklarının ödedikleri veya ödeyebilecekleri şirketin her türlü borcundan, şirket hissesine tekabül edecek bedeli tekeffül ve taahhüt ettiği, davacının, şirketin borçları için 502.076,30 TL tutarında ödeme yaptığı, bu ödemenin şirket kayıtlarında davacı ortağa olan borçlar olarak kayıtlı bulunduğu, şirket borçlarının ödenmesi için davacının kişisel hesabından şirket hesaplarına para aktarılmasının, şirket ile davacı arasında karz ilişkisi olarak değerlendirilmesi gerektiği, yukarıda değinilen belge gereğince bu miktardan, davalının şirketteki hisse oranına tekabül eden kısmından davalının sorumlu bulunduğu, birleşen dava yönünden ise, davanın ilk hali ile sorumluluk davası niteliğinde olduğu, böyle bir davanın şirket tarafından açılabileceği, şirket ortağının şirket zararı için tek başına dava açma ehliyetinin bulunmadığı, ıslah edilmiş hali ile de birleşen...
değerlendirilmesi için derhal olağanüstü genel kurul toplanmasını talep etmiştir (ek-3; müvekkil tarafından keşide edilen 10.01.2023 tarihli ihtarname) . ayrıca şirket defterlerini incelemek istediğini bildirmiş; davalı şirket defterlerinin incelenebileceğini bildirmiş fakat şirket defterlerinin adresini dahi müvekkile vermemiştir....
Dairemiz; şirket ortağının, borçlu şirket yönünden üçüncü kişi sayılamayacağından dolayı şirket ortağına 89/... haciz ihbarnamesi gönderilemeyeceği görüşünde iken, HGK'nun ....05.2016 tarih ve 2014/...-1078 Esas numaralı içtihadı doğrultusunda ve yukarıda açıklanan olgular karşısında içtihat değişikliğine gitmiş olup, Dairemizin değişen içtihadına göre; şirket ortağı, borçlu şirket bakımından üçüncü kişi sayılacağından, şirket ortağı olan şikayetçiye 89/... haciz ihbarnamesi gönderilmesinde yasaya uymayan bir yön bulunmadığı sonucuna varılmıştır. O halde mahkemece şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, şikayetin kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
Şirket ortağı, ortağı olduğu şirket tüzel kişiliğinden ayrı bir kişiliğe sahip olup, TMK anlamında gerçek kişi olduğundan şirkete göre 3. kişi sayılır. TTK'nun yukarıda açıklanan maddeleri uyarınca şirket ortakları, şirket sözleşmesiyle koymayı taahhüt ettiği sermayeden dolayı şirkete karşı borçlu olduklarından ve borçlu şirketin, şirket ortağındaki sermaye alacağının haczine engel yasal bir düzenleme de bulunmadığından sermaye alacağının haczi mümkündür. Kaldı ki, borçlu şirketin, 3. kişi şirket ortağı nezdinde sermaye borcu dışında tamamen özel hukuktan kaynaklanan ve paraya çerilmesi mümkün, İİK'nun 89. maddesi kapsamında haczedilebilecek nitelikte başkaca hak ve alacaklarının bulunabileceği de kuşkusuzdur....
Davacı tanığı ... 10/05/2023 tarihli duruşmadaki beyanında; "davacı oğlum olur, davalı şirket 2009-2010 yıllarında kuruldu, oğlumdan başka iki ortağı daha vardı, şirket kurulduktan hemen sonra oğlum hiçbir şekilde diğer ortaklara ve şirket müdürüne ulaşamadı, halen de ulaşamamaktadır, kurulduktan kısa süre sonra şirketin merkezi de boşaltıldı, ortada çalışan herhangi bir şirket yoktur, oğlumun adına şirket kaydı olduğu için hiçbir şekilde devletin verdiği yardımlardan da yararlanamıyoruz, davacı oğlum adına şirket nedeniyle hiçbir gelir elde edemediği halde borç çıkmaktadır, ben şimdiye kadar şirketin yaptığı hiçbir iş görmedim " beyanında bulunmuştur....
SUÇ : Suç işlemek amacıyla örgüt kurma veya üye olma, tefecilik, şantaj, açığa imzanın kötüye kullanılması, bedelsiz senedi kullanma, tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında dolandırıcılığa teşebbüs, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılığa teşebbüs HÜKÜM : 1)Sanık ... hakkında suç işlemek amacıyla örgüt kurma veya üye olma, tefecilik, şantaj, açığa imzanın kötüye kullanılması, bedelsiz senedi kullanma, tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında dolandırıcılığa teşebbüs, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılığa teşebbüs suçlarından beraat 2)Sanıklar ... ve ... hakkında; a)Suç işlemek amacıyla örgüt kurma veya üye olma, şantaj, tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında dolandırıcılığa...