Raporda yine davacı şirketin davalı adına keşide ettiği ----- çekler sıralanmış, sonuç itibariyle açılan davanın yöneticinin sorumluluğuna ilişkin olduğu, şirket kayıtlarında mevcut bonoların şirkette bulunmamasından ötürü şirket malvarlığında azalma olarak değerlendirilebileceği, şirket kayıtlarında mevcut bir malvarlığı değerinin muhafazasının şirket yöneticisinin sorumluluğunda olduğu belirtilmiştir. Davalı tarafca, davaya konu senetlerin düzenlendiği inkar edilmemekte, bu senetlerin davalı ve dava dışı yönetici ------- tarafından şirketin keşidecisi olduğu çekler karşılığı düzenlendiği ileri sürülmektedir....
HUKUKİ DEĞERLENDİRME: Yukarıda yer verilen Vergi Usul Kanunu'nun 10. maddesi ile getirilen sorumluluk hükmü, esas itibarıyla kusur sorumluluğu esaslarına dayanmakla birlikte, madde ile kusur tanımı ve kusurları sebebiyle sorumlu tutulabilecekler bakımından genel kusur sorumluluğu ilkelerinden farklı kurallar öngörülmüştür. Buna göre, anılan madde mucibince şirketten alınamayan vergi borçları, yalnızca kanuni temsilcilerden talep edilebilecektir. Bu durum, vergisel ödevlerin, kanuni temsilciler tarafından yerine getirileceğini öngören 1. fıkra hükmünün zorunlu bir sonucudur....
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Sanıklara isnat edilen İİK’nın 333/a maddesinde düzenlenen “ticari işletme yöneticisinin alacaklıları zarara sokmak kastı ile borcu ödememesi” suçunun oluşması için, takibin kesinleştiği tarih itibariyle şirketin borcu ödeme gücüne sahip olması ve şirketin hukuken veya fiilen yönetim yetkisine sahip olan şirket yetkilisinin alacaklıyı zarara uğratmak kastıyla şirket borcunu ödememesi gerekmekte olup, Edirne 2. İcra Müdürlüğü'nün 2014/1794 esas sayılı takip dosyasında 18/03/2014 tarihinde borca itiraz edildiği, şikayetçi tarafından Edirne 2....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/1048 Esas KARAR NO : 2023/337 DAVA : Zayi Belgesi Verilmesi DAVA TARİHİ : 26/12/2022 KARAR TARİHİ : 27/04/2023 Mahkememizde görülmekte olan Zayi Belgesi Verilmesi davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREKÇE: Davacı vekili, müvekkili şirketin---- Mahallesi, No: ------adresinde medikal malzeme sattığını, şirket yöneticisinin 09/12/2022 tarihinde----ilçesindeki vergi dairesine giderken, ortaklar pay defterini kaybettiğini belirterek, zayi nedeniyle pay defterinin kaybolduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiş,Mahkememizce yargılamaya devam edilirken davacı vekili 27/04/2023 tarihinde gönderdiği dilekçeyle davadan feragat ettiklerini bildirmiş olup,Davanın TTK 82/7 maddesi gereğince açılan şirket ticari kayıtlarının zayi olduğunun tespitine ilişkin bir dava olduğu, konu olarak feragati mümkün bir dava bulunduğu, davacı vekilinin de vekaletinde yer alan feragat yetkisini kullanarak davadan feragat ettiği HMK 307 madde gereğince de davadan...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki şirket yöneticisinin sorumluluğuna dayalı tazminat davasından dolayı mahkemece verilen davanın reddine ilişkin olup yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle dava dosyası Dairemize gönderilmiş olup, aşamada mümeyyiz davacı şirket yetkilisinin 12.12.2017 tarihli dilekçesiyle davadan ve temyiz isteminden feragat ettiklerini beyan ettiği gözlenmekle dosya re'sen ele alındı, düzenlenen rapor okundu, gereği görüşülüp düşünüldü.Uyuşmazlık, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri nitelikte olup davadan feragat hüküm kesinleşinceye değin yapılabilir ve karşı tarafın kabulüne bağlı olmadığı gibi yapıldığı anda kesin hükmün sonuçlarını doğurur. Feragate ilişkin dilekçeye ekli 29.04.2008 tarihli imza sirküleri ile davacı şirketi tek başına temsil ve ilzama yetkili olduğu anlaşılan ...'...
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, Sanığa isnat edilen “ticari işletme yöneticisinin alacaklıları zarara sokmak kastı ile borcu ödememesi” suçunun oluşması için, takibin kesinleştiği tarih itibariyle şirketin borcu ödeme gücüne sahip olması ve şirketin hukuken veya fiilen yönetim yetkisine sahip olan şirket yetkilisinin alacaklıyı zarara uğratmak kastıyla şirket borcunu ödememesi gerekmekte olup, somut olayda icra takibinde ödeme emrinin 22.07.2005 günü tebliğ edilip takibin 29.07.2005 tarihinde kesinleştiği anlaşılmakla, suç tarihi itibariyle eylemin 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu hükümlerine tabi olduğu, bu nedenle 5237 sayılı TCK'nın 66. ve 67....
İcra Mahkemesi Şirket yöneticisinin alacaklıları zarara sokmak kastıyla ticari işletmenin borçlarını kısmen veya tamamen ödememek suçundan sanık ... hakkında İİK'nun 333/a. maddesi uygulanmak suretiyle sanığın 6 ay hapis ve 2.160.00.YTL. adli para cezasıyla cezalandırılmasına karar verilmiş, hüküm yasal süresi içerisinde sanık tarafından temyiz edildiğinden Yargıtay C.Başsavcılığının bozma istemli tebliğnamesiyle dosya Daireye gönderilmiş olmakla, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okunarak GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İcra ve İflas Kanunu’nun 333/a maddesinde “Ticaret şirketlerinde hukuken veya fiilen yönetim yetkisine sahip olanların alacaklıları zarara uğratmak kastıyla ticari işletmenin borçlarını kısmen veya tamamen ödemeyerek alacaklıları zarara soktukları takdirde, bu işlem ve eylemlerin başka bir suç oluşturmaması halinde sanığın cezalandırılacağı” hükme bağlanmış olması karşısında sanığın kastının tayini açısından yetkilisi olduğu şirkete ait defter ve belgeler üzerinde bilirkişi...
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; 1) Sanığa isnat edilen “ticari işletme yöneticisinin alacaklıları zarara sokmak kastı ile borcu ödememesi” suçunun oluşması için, takibin kesinleştiği tarih itibariyle şirketin borcu ödeme gücüne sahip olması ve şirketin hukuken veya fiilen yönetim yetkisine sahip olan şirket yetkilisinin alacaklıyı zarara uğratmak kastıyla şirket borcunu ödememesi gerekmekte olup, takibin kesinleştiği tarih itibariyle şirketin borcu ödeme gücüne sahip olup olmadığının tespiti için borçlu şirket defter ve belgeleri ile banka hesapları üzerinde karşılaştırılmalı olarak bilirkişi marifeti ile inceleme yaptırılıp, sonucuna göre sanığın hukuki durumlarının takdiri gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde mahkumiyet karar verilmesi, 2 ) Kabule göre de, Kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına...
Ancak; Sanıklara isnat edilen “ticari işletme yöneticisinin alacaklıları zarara sokmak kastı ile borcu ödmemesi” suçunun oluşması için, takibin kesinleştiği tarih itibariyle şirketin borcu ödeme gücüne sahip olması ve şirketin hukuken veya fiilen yönetim yetkisine sahip olan şirket yetkilisinin alacaklıyı zarara uğratmak kastıyla şirket borcunu ödememesi gerekmekte olup, takibin kesinleştiği tarih itibariyle şirketin borcu ödeme gücüne sahip olup olmadığının tespiti için borçlu şirket defter ve belgeleri, banka hesapları ile icra dosyaları üzerinde karşılaştırılmalı olarak bilirkişi marifeti ile inceleme yaptırılıp, sonucuna göre sanığın hukuki durumlarının takdiri gerekirken, takibin kesinleştiği tarih itibariyle şirketin ödeme gücünü belirlemekten uzak ve yetersiz bilirkişi raporu dayanak yapılarak yazılı şekilde sanığın mahkumiyetine karar verilmesi, Kabule göre de; Hükmün esasını teşkil eden ve tefhimle geçerlilik kazanan kısa kararda İİK'nın 354. maddesinin uygulanması...
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, Sanığa isnat edilen İİK’nın 333/a maddesinde düzenlenen “ticari işletme yöneticisinin alacaklıları zarara sokmak kastı ile borcu ödememesi” suçunun oluşması için, takibin kesinleştiği tarih itibariyle şirketin borcu ödeme gücüne sahip olması ve şirketin hukuken veya fiilen yönetim yetkisine sahip olan şirket yetkilisinin alacaklıyı zarara uğratmak kastıyla şirket borcunu ödememesi gerekmekte olup, takibin kesinleştiği tarih itibariyle şirketin borcu ödeme gücüne sahip olup olmadığının tespiti için borçlu şirket defter ve belgeleri ile banka hesapları üzerinde karşılaştırılmalı olarak bilirkişi marifeti ile inceleme yaptırılıp, sonucuna göre sanığın hukuki durumlarının takdiri gerekirken, borcun itfası nedeniyle İİK’nın 354/1. maddesi uyarınca davanın (ve bütün neticeleriyle birlikte cezanın) düştüğüne karar verilebilmesi için borcun icra masrafları ve işlemiş faizleri...