A.Ş' nın Yönetiminin azli, sınırlı yetkiye sahip kayyım atanması ve İhtiyati tedbir kararının verilmesini talep ettiğini, şirket yönetiminin azli temsili kayyım atanması kayyımın yetkilerinin sadece genel kurul yapılması ile sınırlandırılması ve ihtiyati tedbir kararının verilmesini talep ve dava etmiştir. CEVAP: Davalı cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, "Mahkememizde açılan işbu dava; şirket müdürü davalının azli ve olağan üstü genel kurula izin verilmesi, şirkete kayyım atanmasına ilişkindir....
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre, davalı şirket yöneticisinin şirketi zarara uğrattığının tespit edildiği ve bu hususun TTK 630/3. maddesi gereğince ağır kusur oluşturduğu gerekçesiyle davalı şirket müdürünün davalı şirketteki müdürlük görevinin kaldırılmasına dair verilen karar davalılar vekilinin temyiz istemi üzerine Dairemizce onanmıştır. Davalılar vekili bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur. 1-Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair karar düzeltme istemlerinin reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Dava, haklı nedenlerle şirket müdürünün azli istemine ilişkindir. Limited şirketin ortaklarına ait idare ve temsil yetkilerinin kaldırılması istemli olarak açılan davalarda husumetin, idare ve temsil yetkisinin kaldırılması istenen ortağa yöneltilmesi gerekli ve yeterli olup ayrıca limited ortaklığa husumet düşmemektedir....
DAVA : Ticari Şirket (Yöneticilerin Azline İlişkin) TTK 630/2 DAVA TARİHİ : 08/11/2023 KARAR TARİHİ : 24/01/2024 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 19/02/2024 Mahkememizde görülmekte olan şirket yöneticisinin azli davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili ; davacının ...'nin ... payının ...'inin sahibi olup davalı ...'un da ... paya sahip olduğunu, davalının aynı zamanda şirketin müdürü olup temsile yetkili bulunduğunu, davacının şirketi temsil yetkisinin olmadığını, davalının şirketi temsil yetkisini kötüye kullanmak suretiyle şirket adına kayıtlı bulunan ..., ..., ... Ve ... plaka sayılı araçların satışları yaptığını ve paralarının şirket kasasına alınmadığını belirterek davalının şirket yöneticiliğinden azline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmadığını, davacının ...'nin ... oranındaki paylarına sahip iken şirketin müdürü olan davalı ...'...
Oysa, şirket müdürünün azli davalarında husumetin, azli istenen müdüre yöneltilmesi gerekli ve yeterli olup, ayrıca limited şirketin dava edilmesi zorunlu değildir... " gerekçesi ile verdiği kararda benzer şekilde müdür azli istemine ilişkin davada da husumetin ilgili müdüre yöneltilmesi gerektiğini belirtmiştir.Yukarıda alıntılanan kararlar gibi bir çok karar bulunmakta olup birkaçı alıntılanmıştır. Kısacası tasfiye memurunun azli ve yeni bir tasfiye memuru tayini istemli bir davada husumetin azli istenen tasfiye memuruna yöneltilmesi gerekmektedir....
Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ...... esas sayılı dosyasından birebir aynı iddialarla müdürlerin azli ve ilgili şirkete kayyım atanmasının talep edildiğini, işbu dosyanın birleştirilmesinin gerektiğini, her iki davanın birbiriyle irtibatlı olduğunu, davacının iddialarına karşı ibra itirazında bulunduklarını, müvekkilinin akrabalarının dava dışı şirkette çalışmadığı halde çalışıyor gösterildiği iddiasının doğru olmadığını, davalı şirketin dava dışı şirketin müdürü olduğunu, bu görevi müvekkilinin yerine getirdiğini, şirket hesabından para aktarımı yapıldığı iddiasının doğru olmadığını, ilgili şirketin ....... bank nezdinde kredi riskinin bulunduğunu, şirket hesaplarında adı geçen bankanın blokesinin mevcut olduğunu, hesaptan para transfer edildiği iddiasının doğru olmadığını, TTK m.437 gereğince tüm kayıtların genel kurul öncesinde pay sahiplerinin incelemesine sunulduğunu, bugüne kadar şirket hesaplarında yapılan denetimlerde usulsüz işlemlere rastlanmadığını, şirket müdürlerinin vergisel...
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin uğradığı iş kazası nedeniyle davalı şirket ile dava dışı ...Kuryecilik Ltd.Şti. aleyhine açılan tazminat davası sonucunda 156.915.97.-YTL.-ye hükmedildiğini, alacağın tahsili için icraya konulması üzerine davalı şirketin 10.09.2005 ödeme günlü bonoya istinaden alınan ihtiyati haciz kararı ile alacağının haczedildiğini, işe girerken şirket yöneticisinin müvekkilinden boş bono aldığını, daha sonra kurulan dava dışı ...Kuryecilik Ltd.Şti.ne geçiş yaptığını, her iki şirketin yöneticisinin aynı olduğunu belirterek davalının müvekkilinden herhangi bir alacağı olmadığının tespiti ile bononun iptalini talep etmiştir. Davalı vekili, her iki şirketin farklı olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, söz konusu dava dışı şirket ile davalı şirket yöneticisinin ve ortaklardan birinin aynı olması, senedin hizmet akdi sırasında verilmesi nedeniyle görevsizlikle dosyanın iş mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir....
Ticaret'e 2.500.000,00 TL civarında alacağı olduğundan bahisle şirket kayıtlarına fiktif olarak işlemek istediği eylemi yönünden alınan bilirkişi raporunda şirketin, azli isetenen müdürün babasının şirketine 2014 yılında 647.383,30 TL, 2015 yılında 492.043,94 TL borcunun olduğu, dava açılış tarihi olan 2016'da da ve davadan sonraki 2017 yılında da aynı rakamın devrettiği ancak azli istenilen müdürün ihtarında belirttiği 214.000 şişe karşılığı 2.5000.000,00 TL'yi aşan bir borcunun olmadığı, bu durumda azli istenilen müdürün korunması gereken şirket menfaati yerine babasına ait ... Ticaretin menfaatlerini gözeten bir tutum sergileyerek müdürü olduğu şirketin aleyhine harekette bulunduğu, yine davalının bunu ispat vasıtası olan dava dışı ...'...
GEREKÇE: İhtiyati tedbir talebi, davalı hakkında şirket yöneticisinin sorumluluğuna dayalı tazminat ve TTKnın 630/2.maddesi uyarınca açılan, haklı sebeplerle limited şirket müdürünün azli davasında davalınınn müdürlükden azli ve tedbiren davalı şirkete kayyum atanması istemine ilişkindir. nın 625. ve 626. maddelerine göre, müdürler görevlerini tüm özeni göstererek yerine getirmek ve şirketin menfaatlerini dürüstlük kuralı çerçevesinde gözetmekle yükümlüdürler. TTK 630. maddesinde, geçici hukuki koruma konusunda özel bir hüküm bulunmadığından, genel hüküm olan HMK 389 vd.maddeleri uygulanmalıdır. 6100 Sayılı HMK nın 390 Maddesi "Tedbir talep eden taraf dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır." hükmünü içermektedir. Şirket yönetiminin genel kurulca seçilmiş yöneticilerle yapılması, mahkemelerce zorunluluk olmadıkça şirket yönetimine müdahale edilmemesi esastır....
AŞ unvanlı yeni bir şirket kurulduğunu, bu şirketin de %100 hissedarı ve yönetim kurulu başkanının davalı ... olduğunu, bu şirketin de dava konusu şirketle aynı iş kolunda faaliyette bulunduğunu, bu durumda davalı şirket müdürü olan davalı ...'ın TTK 626/2 maddesi kapsamında rekabet yasağını ihlal ettiğini, taraflar arasında husumet ve menfaat çatışması bulunduğunu, bu nedenle davalının müdürlükten azli için dava açtıklarını belirterek, davalı şirkete tedbiren kayyım atanmasına karar verilmesini talep etmiştir....
a yönelik şirket yöneticisinin azli ve kayyım atanması davasının HMK'nun 167. maddesi gereğince tefrik edilerek mahkememizin iş bu yeni esas sayısına kaydedildiği anlaşılmaktadır. Dava, anonim şirket yöneticilerinin azli ve yerlerine yönetim kayyımı atanması davasıdır. Konya Ticaret Sicil Müdürlüğünden celp edilen ilgili şirket sicil dosyasının incelenmesinde; dava konusu ... İnş. San. Ve Tic. A.Ş'nin beş ortaklı olduğu, davacı ...'nin %20, davacı ...'nin %15, davalı ...'ın %45, davalı ...'nin %15, dava dışı ...'in %5 oranında hissedar oldukları, şirketin yönetim kurulu başkanının davalı ..., başkan yardımcısının da davalı ... olduğu ve her iki davalının münferit yetkili oldukları anlaşılmıştır. 6102 sayılı TTK'nun 364.maddesinde;"(1) Yönetim kurulu üyeleri, esas sözleşmeyle atanmış olsalar dahi, gündemde ilgili bir maddenin bulunması veya gündemde madde bulunmasa bile haklı bir sebebin varlığı hâlinde, genel kurul kararıyla her zaman görevden alınabilirler....