Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR ESAS NO : 2022/1038 KARAR NO : 2023/43 BAŞKAN : ÜYE : ÜYE : KATİP : DAVACILAR 1- 2- VEKİLİ : DAVALI : 1- VEKİLİ : DAVALI : 2- VEKİLİ : DAVA : Şirket Yöneticisinin Azli/Şirkete Kayyım Atanması DAVA TARİHİ : 24/06/2022 KARAR TARİHİ: 13/01/2023 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 23/01/2023 Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Mahkememizin 2022/685 esas sayılı dosyasında davacıların usulüne uygun tebliğe rağmen duruşmaya katılmadıkları, davalı tarafın da duruşmada alınan beyanında davayı takip etmediklerini bildirdiği, bu itibarla taraflarca takip edilmeyen davanın bu dosyadan tefrik edilerek başka bir esasa kaydına karar verilmiş ve yukarıda belirtilen esas numarasına kaydı yapılarak 05/10/2022 tarihinde işlemden kaldırılmıştır. 6100 sayılı HMK'nun 150. maddesi gereğince (3) ay içerisinde davanın yenilenmediği anlaşılmakla, dosya...

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, limited şirket yöneticisinin haklı sebeple azli istemine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Limited Şirketler bakımında dava konusu talebe ilişkin 6102 sayılı TTK. nın 630. maddesinde düzenleme getirilmiştir. Buna göre; kural olarak limited şirket genel kurulu, müdürü veya müdürleri görevden alabilir, yönetim hakkını ve temsil yetkisini sınırlayabilir. Ayrıca her ortak, haklı sebeplerin varlığında, yöneticilerin yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını veya sınırlandırılmasını mahkemeden isteyebilir. Yine şirket müdürünün azli davalarında husumetin, azli istenen müdüre yöneltilmesi gerekli ve yeterli olup, ayrıca limited şirketin dava edilmesi zorunlu değildir. (Yargıtay 11. HD. 2018/2 E.-2019/2616 K. sayılı ilamı da bu yöndedir.)...

      Şirket yöneticisinin ortaklığa verdiği zarar, şirket ortaklarının dolaylı zararı olarak sonuç doğurur. Limited şirketlerde TTK'nın 644. maddesinin yollamasıyla 553. maddesi uyarınca şirket yöneticileri Kanun ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde hem şirkete, hem de pay sahipleri ve şirket alacaklılarına karşı şirkete verdikleri zarar sebebiyle sorumlu olurlar. Ancak TTK'nın 555. maddesi uyarınca şirket pay sahipleri dolaylı zarar nedeniyle açacakları davalarda hükmedilecek tazminatın kendilerine değil ancak ortaklığa verilmesini isteyebilirler. Davacı ile davalının % 50 oranında ortak ve hissedar oldukları dava dışı şirketin 18.04.2004 tarihli karar ile 10 yıl süre ile birlikte, 08.12.2015 tarihinden itibaren münferiden davalı tarafından temsil edildiği sabittir. Davacının azil ve sorumluk iddiaların haklılığının denetlenebilmesi için ticari defterlerin ve şirket kayıt ve belgelerinin incelenmesi gerekir....

        Mahkemece tüm dosya kapsamına göre, davalı şirket yöneticisinin şirketi zarara uğrattığının tespit edildiği ve bu hususun TTK 630/3. maddesi gereğince ağır kusur oluşturduğu gerekçesiyle davalı şirket müdürünün davalı şirketteki müdürlük görevinin kaldırılmasına dair verilen karar davalılar vekilinin temyiz istemi üzerine Dairemizce onanmıştır. Davalılar vekili bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur. 1-Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair karar düzeltme istemlerinin reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Dava, haklı nedenlerle şirket müdürünün azli istemine ilişkindir. Limited şirketin ortaklarına ait idare ve temsil yetkilerinin kaldırılması istemli olarak açılan davalarda husumetin, idare ve temsil yetkisinin kaldırılması istenen ortağa yöneltilmesi gerekli ve yeterli olup ayrıca limited ortaklığa husumet düşmemektedir....

          - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin uğradığı iş kazası nedeniyle davalı şirket ile dava dışı ...Kuryecilik Ltd.Şti. aleyhine açılan tazminat davası sonucunda 156.915.97.-YTL.-ye hükmedildiğini, alacağın tahsili için icraya konulması üzerine davalı şirketin 10.09.2005 ödeme günlü bonoya istinaden alınan ihtiyati haciz kararı ile alacağının haczedildiğini, işe girerken şirket yöneticisinin müvekkilinden boş bono aldığını, daha sonra kurulan dava dışı ...Kuryecilik Ltd.Şti.ne geçiş yaptığını, her iki şirketin yöneticisinin aynı olduğunu belirterek davalının müvekkilinden herhangi bir alacağı olmadığının tespiti ile bononun iptalini talep etmiştir. Davalı vekili, her iki şirketin farklı olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, söz konusu dava dışı şirket ile davalı şirket yöneticisinin ve ortaklardan birinin aynı olması, senedin hizmet akdi sırasında verilmesi nedeniyle görevsizlikle dosyanın iş mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir....

            Oysa, şirket müdürünün azli davalarında husumetin, azli istenen müdüre yöneltilmesi gerekli ve yeterli olup, ayrıca limited şirketin dava edilmesi zorunlu değildir... " gerekçesi ile verdiği kararda benzer şekilde müdür azli istemine ilişkin davada da husumetin ilgili müdüre yöneltilmesi gerektiğini belirtmiştir.Yukarıda alıntılanan kararlar gibi bir çok karar bulunmakta olup birkaçı alıntılanmıştır. Kısacası tasfiye memurunun azli ve yeni bir tasfiye memuru tayini istemli bir davada husumetin azli istenen tasfiye memuruna yöneltilmesi gerekmektedir....

              AŞ unvanlı yeni bir şirket kurulduğunu, bu şirketin de %100 hissedarı ve yönetim kurulu başkanının davalı ... olduğunu, bu şirketin de dava konusu şirketle aynı iş kolunda faaliyette bulunduğunu, bu durumda davalı şirket müdürü olan davalı ...'ın TTK 626/2 maddesi kapsamında rekabet yasağını ihlal ettiğini, taraflar arasında husumet ve menfaat çatışması bulunduğunu, bu nedenle davalının müdürlükten azli için dava açtıklarını belirterek, davalı şirkete tedbiren kayyım atanmasına karar verilmesini talep etmiştir....

                a yönelik şirket yöneticisinin azli ve kayyım atanması davasının HMK'nun 167. maddesi gereğince tefrik edilerek mahkememizin iş bu yeni esas sayısına kaydedildiği anlaşılmaktadır. Dava, anonim şirket yöneticilerinin azli ve yerlerine yönetim kayyımı atanması davasıdır. Konya Ticaret Sicil Müdürlüğünden celp edilen ilgili şirket sicil dosyasının incelenmesinde; dava konusu ... İnş. San. Ve Tic. A.Ş'nin beş ortaklı olduğu, davacı ...'nin %20, davacı ...'nin %15, davalı ...'ın %45, davalı ...'nin %15, dava dışı ...'in %5 oranında hissedar oldukları, şirketin yönetim kurulu başkanının davalı ..., başkan yardımcısının da davalı ... olduğu ve her iki davalının münferit yetkili oldukları anlaşılmıştır. 6102 sayılı TTK'nun 364.maddesinde;"(1) Yönetim kurulu üyeleri, esas sözleşmeyle atanmış olsalar dahi, gündemde ilgili bir maddenin bulunması veya gündemde madde bulunmasa bile haklı bir sebebin varlığı hâlinde, genel kurul kararıyla her zaman görevden alınabilirler....

                  Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2020/403-850 E.K. sayılı ilamıyla belirlendiği üzere, azli istenen müdür tarafından, şirketin işletme ruhsatı işlemlerini takipte ihmali bulunduğu, şirkete gönderilen bildirimlerin dikkate alınmadığı, sözleşme uyarınca vakfa ödemekle yükümlü olunan kira bedellerin ödenmemesi sebebiyle taşınmazdan haksız tahliyeye yol açıldığı ve taşınmazın davalı şirket tarafından kira sözleşmesine uygun olarak kullanılmasını temin maksadıyla, davalı şirket tarafından dava açılmasına ve bu müddet içerisinde taşınmazdan yararlanamamak suretiyle şirketin zararına sebebiyet verildiğini, Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yapılan denetimde, vakıfla davalı şirket arasındaki sözleşmeye göre yapılan inşaatın sözleşmeye uygun şekilde ifa edilmememesi nedeniyle yapı kullanım izni verilmediği, bu süreçte şirket müdürlerinin önleyici tedbir almadıkları ve şirket yönetim yetkisinin iyi kullanılmadığının yaklaşık olarak ispatlandığını, şirkete kayyım atanmadığı takdirde şirket temsilcileri...

                    ın müdürlük görevini kötüye kullanması nedeni ile zarara uğratıldığı ve şirket demirbaşlarının başka bir yere götürüldüğü yöndeki iddiaların ise ispatlanamadığı gözetilerek sirket yöneticisinin sorumluluğuna dayanan tazminat talebi yerinde görülmediği,asıl davada kayyım atanması talebi yönünden ise; davalının şirketi zarara uğrattığının ispatlanamadığı, diğer taraftan davacı, tarafların ortağı olduğu şirketin faaliyet konusu ile aynı başka bir şirket kurarak haksız rekabet oluşturacak davranışta bulunduğu, şirketin kendi organları eliyle yönetilmesinin asıl olduğu, şirkete kayyım atanmasını gerektiren bir nedenin görülmediği,birleşen dava yönünden ise; şirket müdürünün azline ilişkin davalarda husumetin, azli istenen müdüre yöneltilmesi yeterli olup, ayrıca şirkete karşı dava açılması gerekli olmadığından birleşen davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu