Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 29/07/2021 NUMARASI : 2020/144- 2021/606 E/K DAVA KONUSU : Tespit (İşe İade İstemli) KARAR : İlk Derece Mahkemesince verilen karara karşı istinaf yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olmakla, dosya incelendi; GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı iş yerinde 17/07/2017- 12/01/2020 tarihine kadar satın alma uzmanı olarak çalıştığını, en son 9.580,00 TL brüt maaş aldığını, müvekkilinin iş akdinin performans düşüklüğü gerekçe gösterilerek haksız bir şekilde feshedildiğini, 12/09/2019 tarihinde müvekkiline mail ile performans iyileştirme programı (PIP)'a dahil edileceğinin bildirildiğini, müvekkilinin bu maile "PIP prosedürü gereğince 2.9un altında olan ya da yıl sonu 2.9- 3 arasında olan yöneticilerinin talebi üzerine bu programa dahil olunduğunu, kendi notunun 3.27 olduğunu, yöneticisinin diğer çalışanlar ve kendi arasında ayrımcılık...

A.Ş adlı şirketten 30.000 DM bedelle bir kısım hisselerini satın aldığı, ancak şirket muhasebe kayıtlarında davacının söz konusu şirkete para ödediğine ilişkin bir kayda rastlanılmadığı, taraflar arasında hukuki sonuç doğuracak biçimde sahih bir ortaklık ilişkisinin mevcut olmadığı, somut olayda para toplama amacının güdüldüğü, davalıların bu durumu bilip birlikte hareket ettikleri, davacının zararından davalı şirket ve şirket yöneticisinin de haksız fiil hükümleri uyarınca sorumluluklarının bulunduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile, davacıyla davalı şirket arasında geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığının tespitine, 28.692,67 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemlerin reddine karar verilmiştir....

    Mahkemece, uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında hukuki sonuç doğuracak biçimde sahih bir ortaklık ilişkisinin mevcut olmadığı, somut olayda para toplama amacının güdüldüğü, davalıların bu durumu bilip birlikte hareket ettikleri anlaşıldığından davacının zararından davalı şirket ve şirket yöneticisinin de haksız fiil hükümleri uyarınca müştereken ve müteselsilen sorumluluklarının bulunduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, davacıyla davalı ... A.Ş. arasında geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığının tespitine, bu nedenle 45.900,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir. Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekili ile davalılar ......

      ortağı yapılmasının mümkün bulunmadığını, şirket yönetim kurulu üyelerinin yürütülen bu faaliyetler nedeniyle defalarca yargılandıklarını ve mahkum edildiklerini, yapılan bu yargılamalar neticesinde şirket defterlerinde bulunan kayıtların gerçeği yansıtmadığının tespit edildiğini, TTK'nın 336. maddesi uyarınca davalı D.....

        Mahkemece, tüm dosya kapsamı ve uyulan bzoma ilamı doğrultusunda, her ne kadar pay defterindeki kayıtlar lehine olan kişi bakımından karine niteliği taşıması nedeniyle yapılan incelemede pay defteri ile hazirun cetvelinde yer alan kayıtların farklılık göstermediği, ortaklık durumunun ikincil kayıtlar tutulmak suretiyle takip edildiği kanıtlanamamış ise de, davacının davalı şirketten 25.02.2000 tarihinde 150.000 DM bedelle hisse senedi satın aldığı ancak bozma öncesi aldırılan bilirkişi raporunda açıkça şirket muhasebe kayıtlarında davacının şirkete para ödediğine ilişkin bir tespitte bulunulmadığı gibi davacıdan alınan hisse bedelinin adına muhasebeleştirilip davalı şirket defterlerinde kayıtlı olduğuna dair davalı tarafça soyut beyanlar dışında bir delil/belge sunulmamış olması karşısında taraflar arasında hukuki sonuç doğuracak biçimde sahih bir ortaklık ilişkisinin mevcut olmadığı, somut olayda para toplama amacının güdüldüğü, davacının zararından davalı şirket ve şirket yöneticisinin...

          Buna göre, hisse devri iptali ile şirket yöneticisinin sorumluluğu davası bir arada açılmıştır. Her iki dava birbirinden bağımsız dava olup, mevcut davada dava yığılması vardır. Davacıların, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz talepleri için iddialarını yaklaşık ispata yeter derecede delil sunmaları gerekir. Mevcut davada gerek muvazaalı işlem ve gerekse sorumluluk davası yönünden yaklaşık ispat için herhangi bir delil sunulmamıştır. Bu nedenle, ilk derece mahkemesince verilen red kararı yerinde olduğundan, davacıların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir....

            Dosyanın incelenmesinden; davacı şirketin 2010 yılında sahte fatura kullanımı nedeniyle işlemlerinin incelemeye alındığı ve düzenlenen vergi incele raporu uyarınca düzenlenen vergi-ceza ihbarnamelerinin davacı şirketin bilinen son adresi olan "… Cad. … İş Merkezi No:… …/…" adresine 31/03/2013 tarihinde tebliğe çıkarıldığı ve şirketin bu adresten 5 ay önce ayrıldığının bina yöneticisinin imzasıyla tespit edilmesi üzerine ihbarnamelerin ilanen tebliğ edildiği, ilanen tebliğ için gerekli şartların oluştuğunun açık olduğu, şirket adına düzenlenen ihbarnamelerin ilanen tebliğinin usulüne uygun olduğu ve şirket tarafından ödenmeyen vergi borçları sebebiyle kesinleşen amme alacağı için düzenlenen ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. KARAR SONUCU : Açıklanan nedenlerle; 1. Temyiz isteminin kabulüne, 2. Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA, 3....

              Dosyanın incelenmesinden; davacı şirketin 2010 yılında sahte fatura kullanımı nedeniyle işlemlerinin incelemeye alındığı ve düzenlenen vergi incele raporu uyarınca düzenlenen vergi-ceza ihbarnamelerinin davacı şirketin bilinen son adresi olan "… Cad. … İş Merkezi No:… …/…" adresine 31/03/2013 tarihinde tebliğe çıkarıldığı ve şirketin bu adresten 5 ay önce ayrıldığının bina yöneticisinin imzasıyla tespit edilmesi üzerine ihbarnamelerin ilanen tebliğ edildiği, ilanen tebliğ için gerekli şartların oluştuğunun açık olduğu, şirket adına düzenlenen ihbarnamelerin ilanen tebliğinin usulüne uygun olduğu ve şirket tarafından ödenmeyen vergi borçları sebebiyle kesinleşen amme alacağı için düzenlenen ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. KARAR SONUCU : Açıklanan nedenlerle; 1. Temyiz isteminin kabulüne, 2. Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA, 3....

                Mahkemece, iddia, savunma, uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında sahih bir ortaklık ilişkisinin bulunmadığı, davalı şirket ile yöneticisinin davacının zararından haksız fiil hükümleri uyarınca müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları, 7194 sayılı Kanun'la eklenen geçici 4. maddede belirtilen “pay sahibi sayısı nedeniyle payları halka arz olmuş sayılan ve payları borsada işlem gören anonim ortaklıklar” ibaresi dikkate alındığından SPK yazı cevabından davalı şirketlerin pay sahibi sayısı nedeniyle payları halka arz olunmuş sayılan halka açık ortaklık statüsünde olmakla birlikte söz konusu şirketlerin paylarının borsada işlem görmediği, davalı şirketlerin kanunun kapsamına girmediği, yasa hükmünün dava konusu uyuşmazlıkta uygulanamayacağı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, taraflar arasında bir ortaklık ilişkisinin kurulmadığının tespitine, yatırım ilişkisinin hükümsüzlüğüne, 5.705 Euro karşılığı 12.096,88 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans...

                  Markı) ödediği, mülga 6762 sayılı TTK'nın 336/5. maddesi gereğince gerek kanunların gerekse sözleşmelerin kendisine yüklediği sair vazifelerin kasten ve ihmal neticesi yapılmamasından, TTK 'nın 321/son maddesi gereğince de temsile ve idareye salahiyetli olanların vazifelerini yaptıkları sırada işledikleri haksız fiillerden anonim şirketin sorumlu olacağından ve şirket yönetim kurulu başkanı ve üyelerinin de gerek TMK 'nın 50. maddesi gerekse de TTK'nın 321/son maddesi uyarınca zarardan sorumlu tutulabileceklerinden, şirket yöneticisinin basiretli davranmayarak veya haksız fiilde bulunarak davacı tarafa verilen zarardan sorumlu olduğu anlaşıldığından paranın iadesinden davalı yöneticinin de şirket ile birlikte sorumlu tutulması gerektiği gerekçesiyle, davanın kabulüne, 97.107,47 TL nin dava tarihi olan 17/11/2008 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu