Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, Sanığa isnat edilen İİK’nın 333/a maddesinde düzenlenen “ticari işletme yöneticisinin alacaklıları zarara sokmak kastı ile borcu ödememesi” suçunun oluşması için, takibin kesinleştiği tarih itibariyle şirketin borcu ödeme gücüne sahip olması ve şirketin hukuken veya fiilen yönetim yetkisine sahip olan şirket yetkilisinin alacaklıyı zarara uğratmak kastıyla şirket borcunu ödememesi gerekmekte olup, takibin kesinleştiği tarih itibariyle şirketin borcu ödeme gücüne sahip olup olmadığının tespiti için borçlu şirket defter ve belgeleri ile banka hesapları üzerinde karşılaştırılmalı olarak bilirkişi marifeti ile inceleme yaptırılıp, sonucuna göre sanığın hukuki durumlarının takdiri gerekirken, eksik bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi Kabule göre; 1- 02.12.2016 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun'un 34. maddesiyle...

    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre; Sanığa isnat edilen İİK’nın 333/a maddesinde düzenlenen “ticari işletme yöneticisinin alacaklıları zarara sokmak kastı ile borcu ödememesi” suçunun oluşması için, takibin kesinleştiği tarih itibariyle şirketin borcu ödeme gücüne sahip olması ve şirketin hukuken veya fiilen yönetim yetkisine sahip olan şirket yetkilisinin alacaklıyı zarara uğratmak kastıyla şirket borcunu ödememesi gerekmekte olup, takibin kesinleştiği tarih itibariyle şirketin borcu ödeme gücüne sahip olup olmadığının tespiti için borçlu şirket ticari defter ve belgeleri ile banka hesapları üzerinde karşılaştırılmalı olarak bilirkişi marifeti ile inceleme yaptırılıp, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdiri gerekirken yazılı şekilde beraat kararı verilmesi ve İİK'nın 345/a maddesindeki suçun oluşabilmesi için, aynı Kanun'un 179 ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nın 376. (6762 sayılı TTK'nın 324.)...

      Mahkemece bozma ilamına uyularak tüm dosya kapsamına göre, davalı şirket muhasebe kayıtlarında davacının şirkete para ödediğine ilişkin bir kayda rastlanılmadığı, taraflar arasında hukuki sonuç doğuracak biçimde sahih bir ortaklık ilişkisinin mevcut olmadığı, somut olayda para toplama amacının güdüldüğü, davacının zararından davalı şirket ve şirket yöneticisinin haksız fiil hükümleri uyarınca sorumluluklarının bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 18.535,35 TL'nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir. Kararı, davalılar vekili temyiz etmiştir....

        Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, Sanığa isnat edilen “ticari işletme yöneticisinin alacaklıları zarara sokmak kastı ile borcu ödememesi” suçunun oluşması için, takibin kesinleştiği tarih itibariyle şirketin borcu ödeme gücüne sahip olması ve şirketin hukuken veya fiilen yönetim yetkisine sahip olan şirket yetkilisinin alacaklıyı zarara uğratmak kastıyla şirket borcunu ödememesi gerekmekte olup, takibin kesinleştiği tarih itibariyle şirketin borcu ödeme gücüne sahip olup olmadığının tespiti için borçlu şirket defter ve belgeleri ile banka hesapları üzerinde karşılaştırılmalı olarak bilirkişi marifeti ile inceleme yaptırılıp, sonucuna göre sanığın hukuki durumlarının takdiri gerekirken, takibin kesinleştiği 17.04.2007 tarihi itibariyle şirketin ödeme gücünü belirlemekten uzak ve yetersiz bilirkişi raporu dayanak yapılarak yazılı şekilde sanığın mahkumiyetine karar verilmesi, Kabule göre de;...

          Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre, 1 ) İİK’nın 333/a maddesine aykırılıktan kurulan hükümlere yönelik incelemede, Sanıklara isnat edilen “ticari işletme yöneticisinin alacaklıları zarara sokmak kastı ile borcu ödmemesi” suçunun oluşması için, takibin kesinleştiği tarih itibariyle şirketin borcu ödeme gücüne sahip olması ve şirketin hukuken veya fiilen yönetim yetkisine sahip olan şirket yetkilisinin alacaklıyı zarara uğratmak kastıyla şirket borcunu ödememesi gerekmekte olup, takibin kesinleştiği tarih itibariyle şirketin borcu ödeme gücüne sahip olup olmadığının tespiti için borçlu şirket defter ve belgeleri ile banka hesapları üzerinde karşılaştırılmalı olarak bilirkişi marifeti ile inceleme yaptırılıp, sonucuna göre sanığın hukuki durumlarının takdiri gerekirken, takibin kesinleştiği tarih itibariyle şirketin ödeme gücünü belirlemekten uzak, sadece 2009 yılına ait kurumlar vergisi beyannamesi ve ekindeki bilançoya göre...

            Davalı vekili, davacı ile şirket yöneticisinin enişte-kayın olduğunu davacının birikmiş parasıyla peşinat ödeyerek davacı adına tır aldıklarını, tırın şirket adına kaydedildiğini davacının kendi tırı ile şirkette çalıştığını, şirketin fiilen kendi adına olan araçların şoförlerinin sigortalı olduğunu davacının ise kendi aracında çalıştığını aralarında işçi işveren ilişkisi bulunmadığını, taraflar arasındaki ihtilafın pancar taşımasından kaynaklanan hesabın görülmesi sırasında rakamda mutabık kalınmamasından kaynaklandığını belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davacı tarafından işçilik alacakları ile birlikte açılmış hizmet tespitine ilişkin dava tefrik edilerek hizmet tespitine dair Mahkemenin 2012/659 E sayılı dosyasıyla görülen dava bordro tanıklarının davacı ile davalı arasında işçi işveren ilişkisi bulunmadığına ilişkin beyanlarına göre ispatlanamadığından reddedilmiş ve Yargıtay 21....

              Mahkemece, uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, bozma sonrasında aldırılan bilirkişi raporunda açıkca şirket muhasebe kayıtlarında davacının şirkete para ödediğine ilişkin bir kayda rastlanılmadığının belirtilmesi karşısında taraflar arasında hukuki sonuç doğuracak biçimde sahih bir ortaklık ilişkisi bulunmadığı, somut olayda para toplama amacı güdüldüğü, davalıların bu durumu bilip birlikte hareket ettikleri, davacının zararından davalı şirketin ve şirket yöneticisinin haksız fiil hükümleri uyarınca müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları gerekçesiyle davanın kabulü ile davacıyla davalı şirket arasında geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığının tespitine, 116.910,94 TL'nin dava tarihinden itibaren avans faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsililen karar verilmiştir. Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir....

                Mahkemece, davacı apartman yöneticisinin aktif dava ehliyetine sahip olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 152 ada 1 parsel sayılı kat mülkiyeti kurulu taşınmazdaki Akın Apartmanının yöneticisi olan davacının, taşınmazdaki kapıcı dairesinin davalılar tarafından haksız biçimde kullanıldığını ileri sürüp, eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır. Bilindiği ve 634 Sayılı Yasanın 35.maddesinde düzenlendiği üzere, apartman yöneticisinin görevleri arasında "kat malikleri kurulunca verilen kararların yerine getirilmesi" de yer almakta olup, buna göre, tüm kat maliklerinin 4/5 çoğunlukla olurlarının alınması halinde yöneticinin dava açabileceğinde kuşku yoktur. Somut olayda, eksiğin tamamlanması yoluyla getirtilen belgelerden; Akın Apartmanı genel kurulunun 09.06.2007 günlü kararı ile yönetici davacı S...'ya davalıların taşınmaza müdahalelerine son verilmesi amacı ile dava açma yetkisi verildiği görülmektedir....

                  HUKUKÎ SÜREÇ 1.Müştekinin 06.05.2016 havale tarihli dilekçesi ile; borçlu şirket ... Enerji Sistemleri ve Su Tankları İnşaat Taah. Mobilya Gıda Turizm İth. İhr.San Tic Ltd Şti ve ... aleyhine ... 16....

                    özen ve bağlılık yükümü ile rekabet yasağı hususlarına riayet etmediği, şirketi zarara uğratıcı eylem ve işlemlerde bulunduğu, yapılan eylem ve işlemlerin TTK 630/3 uyarınca taleplerine haklı neden teşkil etmekte olduğu, mevcut temsilcinin görevine devam etmesi müvekkili ve şirketi daha fazla zarara uğratabileceğinden, telafisi imkansız zararları engellemek amacıyla dava süresince davalı şirket yöneticisinin temsil ve yönetim yetkisinin kaldırılarak davalı şirkete tedbiren kayyım atanmasını, netice itibariyle de davalı şirket yöneticisinin/müdürünün TTK 630/2 maddesi uyarınca yönetim hakkının ve temsil yetkisinin kaldırılmasına ve davalı şirkete kayyım atanmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini istemiştir....

                      UYAP Entegrasyonu