Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ın şirket gelirlerinden başka bir gelirlerinin olup olmadığının, şirket hesaplarından kendi hesaplarına para transferlerinin yapılıp yapılmadığının geçmişe dönük olarak araştırılarak tespiti ve müvekkilinin hak etmiş olduğu kar payının tespiti ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00TL'nin dava tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir. II....

    Dava, davacının davalı limited şirket ortağı olmadığının ve diğer davalıların şirket ortağı olduğunun tespiti istemine ilişkindir. ...’nın 520. maddesinde, bir pay devrinin şirket hakkında ancak şirkete bildirilmek ve pay defterine kaydedilmek şartı ile hüküm ifade edeceği, devir hususunun pay defterine kaydedilebilmesi için, ortaklardan en az dörtte üçünün devre muvafakat etmesi ve bunların esas sermayenin en az dörtte üçüne sahip olması gerektiği ve nihayet anılan maddenin son fıkrasında, pay devri veya devir vaadi hakkındaki mukavelenin yazılı şekilde yapılmış ve noterde imzası tasdik ettirilmiş olmadıkça ilgililer hakkında dahi hüküm ifade etmeyeceği açıkça belirtilmiştir. Mahkemece, taraflar arasında ... 1. Noterliğinde yapılan hisse devir sözleşmesiyle davacının hisse devri bedelini almış olması karşısında davanın kabulüne karar verilmiş ise de, devir hususunun pay defterine kaydının kurucu özellik taşıdığı, ...'...

      nin ortağı ve müdürü olduğu, 27/09/2007 tarihli davacı Kooperatif ile imzalanan kat karşılığı inşaat sözleşmesinde şirket adına ve ayrıca ismi açılmak sureti ile imzasının bulunduğu, her ne kadar mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesinde ....'nın davacı Kooperatiften bir alacağı olmadığı bildirilmiş ise de; .... Ltd. Şti. tarafından davacı Kooperatif aleyhine alacağının tespiti istemi ile .... Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/117 (2009/528 eski) esas sayılı dosyası ile dava açıldığı, söz konusu davada da bilirkişi incelemesi yapıldığı, ancak davanın takipsiz bırakılması nedeniyle açılmamış sayılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. .... Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/117 (2009/528 eski) esaslı dosyasının dosya arasına alınarak, söz konusu dosyadaki bilirkişi raporunun değerlendirilmesi suretiyle, davacı kooperatifin borçlu olup olmadığının tespiti gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile karar verilmesi doğru değildir....

        ın, dava dışı bir şahıstan gemi satın almak için bir araya geldikleri, tanzim edilen satış protokolünde, satın alınan geminin ileride kurulacak bir şirket adına tescil edileceğinin kararlaştırıldığı, bu geminin daha sonra davacının babası tarafından kurulan şirket adına tescil edildiği, davalının da kurulan bu şirketin ortağı olduğu, protokol gereği davalının ödemesi gereken meblağı ihbar olunan ... aracılığı ile şirket hesabına aktardığı, sonradan anlaşmazlık çıkması üzerine davalının ortaklıktan ayrılarak ödediği mablağı geri istediği, davacı ve babasının ise verilen parayı inkar ederek iade etmedikleri anlaşılmaktadır....

          Dava, davacının davalı şirkete borçlu olmadığının tespiti ve istirdat istemine ilişkindir. Davacı taraf, davalı şirketin diğer ortağı ...’nin ölümü ile makine satışından elde edilen gelirin mirasçılara dağıtımında davacıya yapılacak ödemelerden davalı şirketçe kesinti yapıldığını, bir kısım miktarın dava konusu yapıldığını, ancak kalan 48.527,00 TL kesinti sebebiyle borçlu olmadığının tespitini ve anılan miktarın tahsilini talep etmiş; davalı taraf ise, dava konusu bedelin mahsup edilmesinin davalı şirkete kullandırılan krediden kaynaklandığını, davalı şirket hesabına yatırılan kredinin davacı tarafından çekildiğini ve şirkete aktarılmadığını, bu sebeple dava konusu bedelin davacı borcundan mahsup edildiğini savunmuştur....

            Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir. 1- Dava, ortaklar kurulu kararının butlanının, yokluğunun tespiti, iptali, şirket yöneticisinin azli, şirkete kayyım atanması, şirketin uğradığı zararın tespiti ile davalı şirket müdüründen tahsili ve şirketin ortaklarına borçlu olmadığının tespiti istemlerine ilişkindir. Dairemiz uygulamalarına göre kural olarak çağrı olmaksızın veya yetkili organlarca yapılmış çağrı bulunmaksızın yapılan genel kurul toplantılarında alınan karar dışında çağrıda usulsüzlük yokluk ya da butlan sonucu doğurmayıp iptal sebebidir. Mahkemece şirketin tasfiyeye sokulmasına ilişkin usulsüz çağrı ile toplanan ortaklar kurulu kararının yok hükmünde olduğunun kabulü bu nedenle doğru görülmemiştir. Öte yandan 6102 sayılı TTK’nın 447. maddesinde düzenlenen hukuka aykırılıkların yaptırımı butlan olup, mahkemece TTK’nın 447. maddesi gereği kararın yok hükmünde olduğunun tespitine karar verilmesi de doğru olmamıştır....

              Şirketinin hisselerinin devri ile ilgili sözleşmenin ve devir sonrası alınan ortaklar kurulu kararının yasaya uygun olmadığının tespitine karar verildiği, ancak şirketin davada taraf olmadığı anlaşılmıştır. ...Asliye Ticaret Mahkemesinin ...E.sayılı dosyası getirtilerek incelenmiş, davacı tarafından davalı ... şirketine karşı, şirket ortağı olduğunun tespiti istemli dava açıldığı anlaşılmış, eldeki davada davacının aktif husumetinin bulunup bulunmadığının tespiti için bu davanın bekletici mesele yapılmasına karar verilmiştir. Mezkur davada mahkemece ... karar sayılı ve 20/04/2017 tarihli karar ile ...'nın davalı ... Şirketinin ortağı olduğunun tespiti istemi reddedilmiş, karar istinaf ve temyiz kanun yollarından geçerek 07/01/2020 tarihinde kesinleşmiştir. Davada sıfat, davanın tarafı ile dava konusu arasındaki hak ilişkisine dayalı bağdır. Başka ifade ile davada sıfat, maddi hukuktaki alacaklı sıfatı ve borçlu sıfatı ile özdeştir....

                Bu durumda; şirketin hala faal olduğu, tasfiyeye girmediği, 27.03.1996 tescil tarihli şirket kuruluşu ile davacının şirket ortağı olduğu ve davacının ortaklıktan ayrılışı ile ilgili herhangi bir bilginin dosyada mevcut olmadığının anlaşılmasına göre davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 28/05/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre, davacı tarafın, davalı şirketin ortağı olmadığının tespiti ile ilgili talep kısmının kabulü ile davacı tarafın davalı şirketin ortağı olmadığının tespitine, davacı tarafın alacak davasının kısmen kabulü ile; 34.481,92 TL'nin dava tarihinden itibaren değişen oranlarda hesaplanacak avans faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili ile davalılar ..., ... ve Bera Holding A.Ş. vekili temyiz etmiştir. 1- Dava, geçerli şekilde ortaklık ilişkisinin kurulmadığının tespiti ve bu amaçla verilen paranın tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece yukarıda özetlenen gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir....

                    Davacının prim borcu bulunan limited şirketin ortağı ve yetkilisi olmadığına ve 6185 sayılı Yasa’nın 35 maddesinin anonim şirket ortakları kapsamayacağına göre borçtan sorumlu tutulması mümkün değildir. Diğer bir anlatımla anonim şirket ortaklarının ortağı oldukları şirketin Kuruma olan borçları nedeniyle şahsi sorumlulukları bulunmadığına göre mahkemece davacının, ortağı olduğu anonim şirketinin %95 hissesine sahip olduğu limited şirketin prim borcundan dolayı sorumlu tutulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir Kabule göre de hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının sorumlu olduğu borç miktarı 187.938,01 TL asıl 190.735,98 TL gecikme zamı olarak hesaplandığı halde mahkemece hükümde bu miktarların 187,94 TL asıl ve 194,74 gecikme zammı olmak üzere 378,67 TL olarak hatalı yazılması hatalı olmuştur.. O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....

                      UYAP Entegrasyonu