Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava; 2004/9, 10, 11 aylara ilişkin prim borcu nedeniyle başlatılan 2005/10241 sayılı takip dosyasından gönderilen ödeme emrine nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davacı, ortağı ve yöneticisi olarak göründüğü Umberto Ltd.'nin ortağı ve yöneticisi olmadığını, daha önce de kimlik bilgileri kullanılmak suretiyle adına aboneliklerin yapıldığını belirtmek suretiyle ödeme emrinin iptalini talep etmiş, Mahkemece yapılan imza incelemelerinde şirket ana sözleşmesindeki imzanın davacıya ait olmadığının anlaşıldığından bahisle davanın kabulüne karar verilmiştir. Somut olayda yapılan inceleme ve araştırmalar hüküm kurmaya elverişli değildir....

    Vergi Mahkemesinin 2002/638 esas ve 2002/652 karar sayılı dosyasında davacının şirket ortağı olmadığının tespitine ilişkin kısım için adli yargıya görevsizlik kararı verildiği anlaşılmıştır....

      Noterliği’nin 20.05.2004 tarih ... yevmiye nolu hisse devir senedindeki imzanın müvekkiline ait olmadığını ileri sürerek, hisse devir senedi ve ortaklar kurul kararlarının iptaline, davacının davalı ... ’nin ortağı ve yetkilisi olmadığının tespiti ile ortaklık payının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ..., hissesini devrettiği kişinin davacı olmadığını, ancak hisse devrini noterde iyiniyetle gerçekleştirdiğini, şirket devredilirken borcu bulunmadığı halde şimdi pek çok borcu olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, hisse devrine ilişkin noter sözleşmesindeki imzaların davacıya ait olmadığı, sahte olarak üçüncü kişiler tarafından atıldığının anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının davalı şirketin kuruluştan beri ortağı ve yetkilisi olmadığının tespitine, ortaklık payının iptaline karar verilmiştir. Kararı, davalı ... vekili temyiz etmiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi - K A R A R - Uyuşmazlığın mahkemece, "davacıların dava dışı şirketten olan alacaklarının ödenmesinden şirket ortağı ve müdürü olduğu iddia edilen davalıların şahsen ve müteselsilen sorumlu olduklarının tespiti istemi" şeklinde nitelendirilmiş ve benimsenmiş olmasına ve böylece şirketler hukukunu ilgilendirmesine göre, dosyanın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 11. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 14.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          DAVA : Şirket Ortağı Olmadığının Tespiti ve Alacak İSTİNAF KARARININ KARAR TARİHİ : 08/03/2021 YAZIM TARİHİ : 17/03/2021 Davacı tarafından davalı aleyhine Konya Asliye ......

            a bu çeki kendi işyerimde ciro ederek verdim” şeklinde beyanda bulunduğu, sanığın beyanında geçen şirket ortağı yeğeninin vefat edip etmediğinin, suça konu çekin şirket kayıtlarına girip girmediğinin, çekin şirkette alınması sırasında görgü tanıklarının olup olmadığının araştırılmadığı, suça konu çekin banka görevlisine ibraz edildiğinde, çek aslının boşta olduğu, mor ışık altında filigran, hologramlarının olmadığı, çek üzerinde yazılı numaraların arka kısmında orijinal çeklerde bulunan görüntünün olmadığının tespit edildiğinin anlaşılması karşısında, savunmanın doğruluğunun ve maddi gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından; belgede sahtecilik suçlarında aldatıcılık niteliğinin bulunup bulunmadığının takdirinin hakime ait olduğu da dikkate alınarak; suça konu belge aslının duruşmada incelenip özelliklerinin duruşma tutanağına yazılması, aldatıcılık niteliğinin bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi, ... isimli şahsın ne zaman vefat ettiğinin tespit edilmesi, sanığın...

              Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre, benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda, davalı banka tarafından davacı şirket ortağının hissesine haciz konulmuş olup, davacı şirkete de TTK'nın 522. maddeye göre muhtıra göndermiş olduğu, hakkında takibat olan şirket ortağının hissesinin gerçek değerini tespitte davacının hukuki yararının bulunduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile şirket ortağı R.B/nin davacı şirketteki hisse değerinin 31.12.2005 tarihli bilançoya göre 52.167,07 YTL olduğunun tespitine karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava, davacı şirketin hissedarı olup, hissesi üzerine davalı banka tarafından haciz konulan dava dışı ortak M.R.B/nin şirketteki hissesinin gerçek değerinin tespiti istemine ilişkindir....

                harcamaların gerçekten şirketle ilgili olup olmadığının tespiti için şirket defter ve kayıtlarında ve banka hesaplarında inceleme yapılmadan; ve sanık ile katılan dışında şirket ortağı 3. şahısların olup olmadığı usulünce tespit olunup başkaca ortağın bulunmaması halinde suç tarih itibariyle katılanla evli olan sanık hakkında TCK'nın 167. maddesinin uygulanması gerekeceği gözetilmeden eksik araştırmayla yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 06/06/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  Şti.nin ortağı olduğunu, davacının kaydının şirket ortağı olduğu 10/09/1998 tarihinde yapılması gerekirken 619 sayılı KHK ve 4956 sayılı kanun metni de belirtilerek tescil kaydının yapılmadığını, davalı kurum işleminin yasal dayanağının bulunmadığını beyanla davacının 10/09/1998 başlangıç tarihi ile şirket ortağı olduğu dönemleri kapsayacak şekilde 1479 sayılı yasa kapsamında zorunlu sigortalı olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı Kurum vekili; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece "...Davacının şahsi sicil dosyası içeriğine göre; 11/09/1999 tarihi itibariyle sosyal güvenlik sistemine girdiği ve 506 sayılı yasa kapsamında sigortalı olduğu, Bağ-Kur sigortalılığı tescili için 01/10/2008 tarihine kadar tescil başvurusunda bulunmadığı anlaşılmıştır....

                  ortağına ait olmadığının anlaşılması halinde ise; a)Faturaları kullanan şirket yetkilileri veya kişilerin, CMK'nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatılarak tanık sıfatıyla dinlenmesi; kendilerinden, sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıklarının, sanığı tanıyıp tanımadıklarının ve faturaların düzenlenmesi konusunda sanığın bir iştirakinin bulunup bulunmadığının sorulması, b)Gerektiğinde şirketin faal olduğu dönemde muhasecisinin kim olduğu tespit edilip, tanık olarak dinlenerek kendisi ile şirket işlemlerinde sanığın mı, yoksa ortağı ....'...

                    UYAP Entegrasyonu