nin şirket ortağı olması için yapıldığını, davacının kuşkulu davranışları üzerine teminat olarak takibe konu 500.000,00 TL bedelli senedin davalı yetkilisi ... tarafından düzenlenerek kendilerine verildiğini, ...'nin şirket ortağı yapılmadığını ve ödenen paralar iade edilmediğinden takip başlatıldığını savunarak davanın reddini istemiştir....
Somut olayda, şirket ortağı olan davacının... sigortalılığı 5510 sayılı Yasa'nın 9/b-3.bendi uyarınca davacının şirket ortaklık kaydının sona erdiği 25/09/2013 tarihinde sona ereceğinden yapılan Kurum işlemi yerinde olup Mahkemece bu husus gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 15/06/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı borçlu ... ile vekili,müvekkilinin davalı şirketin ortağı ve temsilcisi olmadığını,müvekkilinin 1990 yılında kaybettiği kimliği ile adına sahte evrak ve imza ile aralarında davalı şirketinde olduğu sekiz şirket kurulduğunu, bu durumu davacı Bakanlığa bildirdiğini, kesinleşen mahkeme kararları ile müvekkilinin sahte imza ve belgelerle kurulan şirketlerin ortağı olmadığının belirlendiğini, davacının da müdahil olarak katıldığı ceza davalarından beraat ettiğini, sahte belgelerle müvekkili adına şirket kuran kişiler hakkında savcılık soruşturmasının devam ettiğini, davacı tarafından çıkarılan ödeme emirlerinin vergi dairesinden bizzat dava açma için itirazı kayıtla alındığını, müvekkilinin adı geçen şirketin kurucusu, ortağı temsilcisi olmadığı gibi davacıya borcu da olmadığını, taşınmazı gerçek bedelle sattığını belirterek davanın reddini savunmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İcra Hukuk Mahkemesi -K A R A R- İncelenmesi gerekli bulunduğundan; Dava konusu hacizde hazır bulunan ... ’ün haciz tarihi itibarı ile borçlu şirket ile davalı ... Sanayi Ltd. Şti.nin ortağı, yetkilisi ya da müdürü (başka bir konumla çalışıyorsa bu durumun tespiti ile) olup olmadığının ilgili ticaret odası ve vergi dairesinden sorularak buna ilişkin yazı cevabının temin edilip eklenmesinden sonra gönderilmesi için dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 02.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2019/1224 KARAR NO : 2021/1163 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : KOCAELİ 1.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : 24/05/2018 NUMARASI : 2016/824 ESAS - 2018/288 KARAR DAVA KONUSU : Şirket ortağı olmadığının tespiti istemi KARAR : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirketteki ortaklık payının tamamını 25/05/2012 tarihinde noter kanalıyla limited şirket hisse devri sözleşmesi ile devrettiğini, buna rağmen müvekkilini halen davalı şirketin ortağı olarak göründüğünü, davalı şirketin problemli ilişkilerinden dolayı 3. Şahıslar ve kamuya ilişkin daireler tarafından müvekkilinin adına tebligat yapıldığını ve müvekkilinin banka hesaplarına haciz/tedbir konulma riskinin bulunduğunu belirterek; müvekkilinin davalı şirketin ortaklığından ayrılmasına izin verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davaya cevap vermemiştir....
Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 09.06.2010 gün ve 2008/239-2010/362 sayılı kararı onayan Daire’nin 21.12.2012 gün ve 2010/16474-2012/21450 sayılı kararı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili, davalı şirket temsilcilerinin yüksek faiz verileceği ve parasını istediği zaman geri alabileceği taahhüdünde bulunmaları üzerine müvekkilinden 32.191,92 EURO tahsil edildiğini, bir süre sonra müvekkilinin parasını istediğini, ancak bu güne kadar kendisine ödeme yapılmadığını ileri sürerek, geçerli bir hisse senedi satımının mevcut olmadığının tespiti ile 61.988,76 TL’nin faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir....
Bu iddia ve savunmanın dışına çıkarak şirkete ait makinanın satışı yapılarak bedelinin ortaklar arasında paylaştırılamayacağı ve bu nedenle de davacının muaccel bir alacağı bulunmadığı gerekçesiyle kararın bozulması yerinde olmayıp, davacının şirkete borçlu olup olmadığının incelenmesi gerekmektedir. Davacının davalı şirkete borçlu olmadığının tespiti talebi yönünden, davacı davalı şirket müdürü iken 2003 yılında ortaklar kurulu kararı ile bu yetkisi kaldırılmıştır. Dolayısıyla davacı, talimatlarına istinaden davaya konu para çekimlerinin yapıldığı tarihlerde (2005-2007) şirket ortağı ise de şirketi temsile yetkili değildir. Davacı talimatları ile davalı şirket hesabından çekilen paradan sorumlu ve şirkete karşı borçlu olup, mahkemece davanın reddi isabetlidir. Bu itibarla taraf vekillerinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile Dairemizin 05.12.2019 tarih, 2019/221 Esas 2019 /7883 Karar sayılı bozma ilamının kaldırılarak hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir....
İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : TARİHİ : NUMARASI : İSTİNAF EDEN DAVACI : VEKİLİ : DAVALI : VEKİLİ : DAVA : Şirket Ortağı Olmadığının Tespiti ve Alacak İSTİNAF KARARININ KARAR TARİHİ : 17/06/2021 YAZIM TARİHİ : 17/06/2021 Davacı tarafından davalı aleyhine Konya Asliye ......
İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : TARİHİ : NUMARASI : İSTİNAF EDEN DAVACI : VEKİLİ : DAVALI : VEKİLİ : DAVA : Şirket Ortağı Olmadığının Tespiti ve Alacak İSTİNAF KARARININ KARAR TARİHİ : 16/06/2021 YAZIM TARİHİ : 17/06/2021 Davacı tarafından davalı aleyhine Konya Asliye ......
Mahkemece, davalı şirket kayıtlarına göre davacının davalı şirketin ortağı olduğu, ortağın sermaye olarak koyduğu paranın iadesini talep etmesinin yasal olmadığı, bununla birlikte davacı ile davalı şirket arasındaki ilişkinin ortaklık mı yoksa mevduat ilişkisi mi olduğu, yani davacının davalı şirketin ortağı olup olmadığının belirlenmesi için bilirkişi incelemesi yapılması gerektiği, davacı tarafa verilen kesin süreye rağmen bilirkişi incelemesi için gerekli avansın yatırılmadığı gerekçesiyle, ispatlanamayan davanın reddine dair verilen karar, davacı vekilinin temyiz istemi üzerine Dairemizce onanmıştır. Bu kez davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur. Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin HUMK’nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir....