Davalı taraf ise; davacıya her hangi bir borcu olmadığını, esasen davacının şirkete borçlu olduğunu, kar payı alacağının davacının borcundan mahsup edildiğini, davacının borcunun halen kapanmadığını, yapılan takibin haksız itirazın ise yerinde olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı şirketin dosya arasında bulunan sicil kaydına göre, davalı şirket ortaklarının ..., ... ve davacı ... olduğu, 07/10/2016 tarihinden itibaren şirket yetkilisinin ... olduğu görülmüştür. Dava konusu Silivri İcra Müdürlüğü'nün ......
Şti'ne ait vergi borçlarının tahsili amacıyla, şirket ortağı sıfatıyla davacı adına düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; asıl borçlu şirketten ayrıldığı için şirket yönetiminde hiç bir söz ve denetim hakkı bulunmayan eski ortağın, yasal defter ve belgelerin yeni yönetim tarafından ibraz edilmemesi sonucunda, sırf defter ve belgelerin kendi ortaklık dönemine ilişkin olması nedeniyle sorumlu tutulamayacağı, bu durumun, ödeme emrine karşı açılan bu davada "borcum yoktur" itirazı kapsamında kabul edilebilecek bir iddia olarak değerlendirildiği ve asıl borçlu şirketten tahsil edilemeyen amme alacağının şirket ortağı sıfatıyla davacıdan tahsili amacıyla tesis edilen dava konusu ödeme emrinde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, ödeme emrinin iptaline karar verilmiştir....
ne düşük bedelle satış gösterilerek fatura edilip satıldığını, yine davalı şirketin 80.000,00 TL değerindeki freze makinasının Zafer Yıldırım Makina'ya bedeli düşük gösterilmek suretiyle satıldığını, bu makinaların bedellerinin şirket mal varlığına dahil edilmelerinin gerektiğini, dava dışı Sinan ŞENER'in paydaş olması nedeniyle şirket hesabına yatırılan 150.000,00 TL:'nin değişik tarihlerde şirketten çıkışının yapıldığını, tüm bu zararlar nedeniyle dava dışı şirket temsilcisi Sinan ŞENER aleyhine sorumluluk davası açıldığını, şirkete ait 34 XX 338 plakalı aracın rehin nedeniyle haczedildiğini, aracın bedeli ödenerek 31/01/2014 tarihinde satıldığını, bu aracın satış bedelinin de şirket mal varlığına dahil edilmesinin gerektiğini, şirkete ait telefonların şirket kayıtlarında demirbaş olarak kaydedilmelerinin gerektiğini, müvekkilinin şirket ortağı olduktan sonra kendisine kar payı ödenmediğini, müvekkilinin kar payı ödenmesi ve şirket faaliyetiyle ilgili bilgi verilmesi, gerekirse şirketteki...
Dava, devri iptal edilen davalı şirket paylarının veraset ilamı doğrultusunda davacıya ait olduğunun tespiti ile bu payların davacı adına tescili istemine ilişkindir. Dosya kapsamında Dairemizce verilen 2015/6032 esas 2016/72 karar numaralı bozma kararı ile ilk derece mahkemesi kararı, iptal edilen 15.09.2000 tarihli yönetim kurulu kararı ile devredilen hisselerden miras payı oranında davacının payına düşen miktarın belirlenerek bu hisselerin davacıya ait olduğunun tespiti gerektiğinden bahisle bozulmuş, anılan bu karara mahkemece uyulmuştur....
e husumet yöneltilemeyeceğini, 2001 ve 2002 yıllarına ait kâr payının dağıtılmamasına dair ortaklar kurulu kararlarında davacı imzasının da bulunduğunu, 2003 ve 2004 yıllarına ait kâr payı ile ilgili karar alınmadığı halde resmi olmayan kâr payı dağıtımlarının yapıldığını ve davacıya da ödendiğini, şirket ortakları arasında çıkan derin ihtilafta kusurun davacı ...' de olduğunu, şirket hesabından kendi harcamalarını karşılamak, kendi hesabına para aktarmak ve müvekkiline ait müşteri portföyünü kendi şirketine aktarmak suretiyle şirketi zarara uğrattığını belirterek asıl davanın reddine, karşı dava ile de davacının (karşı davalının) müvekkili şirketi zarara uğrattığının tespiti ile şimdilik 6.000 TL'nın karşı davalı ...' den faiziyle birlikte tahsili ile karşı davalı ....' in şirket ortaklığından çıkarılmasına, davalıya ait payın diğer ortaklar tarafından şahsi malvarlıklarından karşılanmak suretiyle devralınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir Mahkemece, uyulan bozma ilamı,...
…Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, davacı şirket ortağı …'na karşılıksız ödünç vermek suretiyle transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtıldığı ileri sürülen tutarın net kar payı olduğunun kabulüyle bulunan matrah farkına isabet eden kısmının ONANMASINA, 3.Anılan Vergi Dava Dairesi kararının grup şirketlerine finansman desteği sağlaması nedeniyle beyan dışı bırakılan faiz gelirine ilişkin kısmının BOZULMASINA, 4. Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 29/09/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Davacı vekili tarafından dava dilekçesi ile davalı şirketlerin %50 ortağı olduğunun tespitine, davalı şirketlerden 2018 yılından bu yana alması gereken kar payı için uzman bilirkişiler tarafından yapılan inceleme sonucu artırılmak üzere 1.000,00 TL kâr payı alacağının arabuluculuk başvuru tarihinden itibaren faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, davalı şirketlerin feshine ve tasfiyesine, müvekkiline ait tasfiye payı için uzman bilirkişiler tarafından inceleme sonucu artırılmak üzere 1.000,00 TL tasfiye payı alacağının arabuluculuk başvuru tarihinden itibaren işleyecek reaskont faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Tarafların karşılıklı dilekçelerini ibrazı sonucunda tensip tutanağı ile birlikte ön inceleme duruşması olarak 19.10.2023 tarihi tespit edilmiştir. Ön inceleme duruşması gerçekleştirilerek bir sonraki duruşmanın 08.02.2024 tarihine bırakılmasına dair karar verilmiştir....
Yerel Mahkemece; 6183 sayılı Kanun'un 35. maddesi gereğince borcun şirketten kısmen veya tamamen tahsili mümkün olmadığı takdirde kamu alacağının tahsili için şirket ortağına takip yapılacağı, şirkete tebligat yapılamaması üzerine doğrudan Kurumun takibi ortağa yöneltemeyeceği gerekçesi ile davanın kabul edildiği, şirkete ödeme emrinin tebliğ edilememiş olmasının tek başına borcun şirketten tahsil edilmeyeceği anlamına gelmeyeceği, Kurum tarafından borcun şirketten tahsil olanağının kalmadığına ilişkin yeterli araştırma yapılmadığından davacı aleyhine başlatılan takibin usulsüz olduğu, Kurumun yapmadığı araştırmanın mahkemece yapılarak, şirketin borca batık olduğunun tespitinin davacı aleyhine başlatılan usulsüz takibi geçerli hâle getirmeyeceği gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir. Direnme kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir....
DAVA :Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı) DAVA TARİHİ :05/11/2018 KARAR TARİHİ :08/09/2023 KR. YAZIM TARİHİ :08/09/2023 İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dava dosyasında, davacı vekili tarafından sunulan 04/08/2023 tarihli davadan feragat dilekçesi incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Dava; inançlı işlem, hile ya da muvazaa iddiasına dayalı şirket hisse devir işleminin iptali ile davacı adına kayıt ve tescil; olmadığı takdirde hissenin gerçek değerinin dava tarihi itibariyle tespiti ile hisse bedelinin talebine ilişkindir. 6100 sayılı HMK'nın 310. maddesine göre; (1) Feragat ve kabul, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. (2) (Ek:22/7/2020-7251/29 md.)...
-K A R A R- Davacı vekili, davalıya satılan mürekkep ve diğer ürün bedelleri karşılığında düzenlenen fatura bedelinin tahsili için yapılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamına, %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkili şirket ortağı ... tarafından 11.11.2010 tarihinde fatura içeriği malların bedeli 80.000 USD'nin davacı şirket ortağı ...'ın hesabına aktarıldığını, müvekkili şirketin muhasebe kayıtlarına göre davacı şirkete sadece 90.080,04 TL borçlu olduğunu savunarak davanın reddi ile %20 kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılamada toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; dosya içerisinde mevcut ticaret sicil kayıtlarından ......