şirketin faaliyetlerini en iyi şekilde yürüttüğü vicdani kanaati ile maddi ve manevi zararının da doğduğunu,mahkeme kararını verirken yukarıda belirttiği hususlar ve şirket ortakları ile kendisinin de yukarıda belirttiği uğranılan tüm zararların ve şirketin tüm ödemelerinin ve alacaklarının hesaplanarak tüm borçların bütün şirket ortaklarına eşit şekilde paylaştırılmak suretiyle ortak lehe karar verilmesini ve bu doğrultuda ortaklığın kaldırılmasını,aksi halde şirket ortaklığından çıkarılma ve sermaye payları ile şirket için yapılan ödemelerin tahsiline ilişkin davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Takip talebi ve buna uygun olarak düzenlenen icra emrinin incelenmesinde, borçlunun anonim şirket olduğu, takip dayanağı ilamda şirket ortaklığından çıkarılma ile çıkarılma payı ödenmesine karar verildiği, ilamın kişiler hukukuna ilişkin, kayıt ve sicillerde değişiklik yaratan ilam niteliğinde olduğu anlaşılmakla kesinleşmeden takibe konu edilmesi mümkün olmadığından (Yargıtay 12. H.D.'sinin 30.06.2020 tarih, 2019/10942 esas, 2020/5968 karar sayılı ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 21.H.D.'sinin 12.07.2018 tarih, 2018/810 esas, 2018/1761 karar sayılı ilamları) şikayetin kabulü ile İstanbul 20. İcra Müdürlüğünün 2020/24966 esas sayılı takip dosyasında, şikayetçi borçlu hakkında yapılan takibin iptaline" dair karar verildiği görülmüştür. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İstanbul 20.İcra Müdürlüğünün 2020/24966 Esas sayılı dosyası ile davacı şirket aleyhine icra takibi başlatıldığını, davacı T1 Tic. A.Ş.'...
Ayrıca davacılar tarafından şirket müdürlerinin şirketi kötü yönettiğine dair somut deliller sunulmamış olup, ticari hayatta şirketler bazı dönemler kâr elde edebileceği gibi zarar da edebilmektedir. Şirket 2008-2009 yıllarında zarar etmiş ise de, 2010 yılında kâr elde etmiştir. Şirket faaliyetlerine devam etmekte olup, özvarlığı da mevcudiyetini korumaktadır. O halde, davacılar tarafından ileri sürülen ve delillerle desteklenmeyen gerekçelerin şirket ortaklığından çıkmak için haklı sebep teşkil etmeyeceği gözetilmekzin yazılı gerekçelerle davanın kabulüne karar verilerek davacıların ortaklıktan çıkma paylarının hesaplanması doğru olmamış, yerel mahkeme kararının davalı şirket yararına bozulması gerekmiştir. 2- Bozma sebep ve şekline göre, taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir....
Bu karar davacıya 26/06/2012 tarihinde bizzat tebliğ edilmiştir. 1163 Sayılı Kooperatifler Kanununun 16/4 Maddesinde, " Üç aylık süre içinde, genel kurula veya mahkemeye başvurmak suretiyle itiraz edilmeyen çıkarılma kararları kesinleşir." düzenlemesi bulunmaktadır. Kooperatifler Kanunu'nun 16.maddesine göre ihraç kararlarının iptali davasının kararın tebliğinden itibaren 3 aylık hak düşürücü süre içerisinde açılması gerekmektedir. Davacı, davalı kooperatif ortaklığından 16/05/2012 tarihinde çıkarılmış,çıkarma kararı davalıya 26/06/2012 tarihinde tebliğ edilmiş ancak dava üç aylık sürenin bitiminden yaklaşık 9 yıl sonra açılmıştır.Davanın yasada belirtilen 3 aylık hak düşürücü süre geçirildikten sonra açıldığı anlaşıldığından, davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Davanın, limited şirket tarafından açılan şirket ortağının şirket ortaklığından çıkarılması, müdürlük yetkisine son verilmesi ve sorumluluk davası niteliğinde olup, uyuşmazlık konularının davacı şirket tarafından ortaklıktan çıkarılma davası öncesi alınmış genel kurul kararı olup olmadığı, genel kurul kararının alınmasının gerekli olup olmadığı, sorumluluk davasından önce arabuluculuk yoluna başvurulup başvurulmadığı, genel kurul kararı alınıp alınmadığı, davacı şirket tarafından müdürlükten azil davası açma koşullarının oluşup oluşmadığı, haklı sebeplerin bulunup bulunmadığı hususlarında toplandığı anlaşılmıştır....
tarihinde müvekkili hakkında kooperatifteki iki üyeliği için kooperatif ortaklığından çıkarılma kararını onayan davalı kooperatif genel kurul kararının iptaline, dava sonuna kadar müvekkilinin ortaklığının devamı için ihtiyati tedbir kararı verilmesi isteğinde bulunmuştur....
ortak amaç kalmadığının ortaya konduğunu, davacının tamamen ya da büyük ölçüde kendi kusurundan doğan bir sebebe dayanarak çıkma talep etmesinin mümkün olamayacağını, şirket ortaklığından çıkarılma kararının şahsın hukukuna ilgilendirilmesi nedeniyle kesinleşmedikçe infaz edilemeyeceğinden ayrılma çıkarılma kararının kesinleşme ile gerçekleşeceğini, mahkemece TTK'nun 642.maddesi gözetilmeden kararın tesis edildiğini, Ankara 10....
ortak amaç kalmadığının ortaya konduğunu, davacının tamamen ya da büyük ölçüde kendi kusurundan doğan bir sebebe dayanarak çıkma talep etmesinin mümkün olamayacağını, şirket ortaklığından çıkarılma kararının şahsın hukukuna ilgilendirilmesi nedeniyle kesinleşmedikçe infaz edilemeyeceğinden ayrılma çıkarılma kararının kesinleşme ile gerçekleşeceğini, mahkemece TTK'nun 642.maddesi gözetilmeden kararın tesis edildiğini, Ankara 10....
KARŞI OY Dava, Limited Şirket ortaklığından çıkma ve çıkma payının tahsili istemine ilişkindir. Limited Şirketin esas sermaye paylarını iktisabı, çıkma ve çıkarılma bakımından TTK m. 612/2'de düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre şirketin çıkma ve çıkarılmada edineceği esas sermaye payı oranı % 20'dir. Böylece, Limited Şirketinin çıkma ve çıkarılmada % 20 oranından fazla esas sermaye payını edinme olanağı yoktur. Ayrıca, Limited Şirketten çıkma ve çıkarılmada ayrılma akçesinin ödeme koşulları yine TTK m. 642'de belirlenmiştir. Yukarıdaki açıklamalar karşısında, somut olaya gelindiğinde, davacının esas sermaye payının davalı şirket tarafından iktisabı ile ayrılma akçesinin davalı şirket tarafından ödenmesi anlamına gelecek şekilde hüküm verilmesine olanak sağlandığı TTK m. 612/2 ve 642'nın değerlendirilmediği anlaşılmaktadır. Ancak, bu şekilde hükmün oluşturulması için TTK m. 612/2ve 642'ye göre değerlendirilme yapılması zorunludur....
Üç aylık süre içinde genel kurula veya mahkemeye başvurmak suretiyle itiraz edilmeyen çıkarılma kararı kesinleşir. Haklarında çıkarılma kararı kesinleşmeyen ortakların yerine yeni ortaklar alınamaz. Bu kişilerin ortaklık hak ve yükümlülükleri, çıkarılma kararı kesinleşinceye kadar devam eder.'' şeklinde düzenlenmiştir. Genel kurul veya yönetim kurulu tarafından verilen çıkarma kararının, gerekçeli olarak tutanağa (genel kurul veya yönetim kurulu karar defterine) ve ortaklar defterine yazılması gerekir. Gerekçede mutlaka ana sözleşmedeki çıkarılma nedenlerinden hangisine istinaden çıkarma kararı verildiği belirtilmelidir. Çıkarılma kararının kooperatif temsilcilerince onaylanmış bir sureti, çıkarılan ortağa tebliğ edilmek üzere on gün içinde notere verilir. On günlük süre çıkarma kararının alındığı günü takip eden günden itibaren başlar....