Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, davacının davalı kooperatif anasözleşmesinin ortaklıktan çıkarılma sebeplerini düzenleyen 21/b maddesindeki “kooperatifçe kendisine verilen her çeşit üretim ve tüketim maddelerini yapılan ihtara rağmen veriliş amacı dışında kullananlar, başkasına devreden veya satanlar” şeklinde başlayan hükmüne muhalefet ettiğinden bahisle keşide edilen ihtara rağmen, elde ettiği sütü davalı kooperatife teslim etmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı temyiz etmiştir. Dava, kooperatif ortaklığından ihraç kararının iptali istemine ilişkindir. Mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir. Oysa, dava konusu genel kurul kararına dayanak alındığı mahkemece kabul edilen 20.11.2007 tarihli ihtarnamede davacıya ihtarnameye uymaması halinde ihraç edileceğine dair bir uyarı yer almadığından, böyle bir ihtarnameye dayalı olarak davacı ihraç edilemez....

    - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin kooperatifin 181 numaralı ortağı olduğunu ve ortaklık vecibelerini eksiksiz yerine getirdiğini, ancak kooperatif yönetim kurulunun 14.01.2012 günlü kararı ile kooperatif ortaklığından çıkarıldığını, ortaklığı süresince kayıtlarda bulunan adresini değiştirmemesine rağmen çıkarılma kararının kendisine tebliğ edilmediğini, ayrıca çıkarılma konusunda genel kurulun yetkili olduğunu ileri sürerek, kooperatif yönetim kurulu tarafından verilmiş çıkarma kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma dosya kapsamına göre dava tarihinde yürürlükte bulunan......

      , şirketin "------ adresinde yer alan-----isimli ---- zarar etmesinin mümkün olmadığını, şirket yöneticileri tarafından zarar ediyor gibi gösterildiğini, müvekkili ile diğer şirket ortakları arasında güven ilişkisinin kalmadığını, bu aşamadan sonra da bir araya gelerek ticaret yürütmelerinin imkansız olduğunu, ortaklar arası güven ve iş birliğini zedeleyen davranışların TTK 638/2 maddesinde belirtilen haklı sebepler teşkil ettiğinden çıkma ve çıkarılma hususu düzenlendiğini, müvekkilinin güncel hisse değeri tespit edilerek ortaklıktan çıkmasına karar verilmesini talep etme zaruretinin hasıl olduğunu iddia ederek, her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şirket ortaklarının bir birlerine karşı güvenleri kalmadığından ve bu şartlar altında şirketin devamının mümkün olmadığından haklı nedenlerin varlığından dolayı müvekkilinin davalı şirket ortaklığından çıkmasına, ortaklık payının güncel bedelinin tespitine, öncelikle şirkete kayyum atanmasına şirketin mal varlığının tespitine...

        şirketin faaliyetlerini en iyi şekilde yürüttüğü vicdani kanaati ile maddi ve manevi zararının da doğduğunu,mahkeme kararını verirken yukarıda belirttiği hususlar ve şirket ortakları ile kendisinin de yukarıda belirttiği uğranılan tüm zararların ve şirketin tüm ödemelerinin ve alacaklarının hesaplanarak tüm borçların bütün şirket ortaklarına eşit şekilde paylaştırılmak suretiyle ortak lehe karar verilmesini ve bu doğrultuda ortaklığın kaldırılmasını,aksi halde şirket ortaklığından çıkarılma ve sermaye payları ile şirket için yapılan ödemelerin tahsiline ilişkin davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

          Ayrıca davacılar tarafından şirket müdürlerinin şirketi kötü yönettiğine dair somut deliller sunulmamış olup, ticari hayatta şirketler bazı dönemler kâr elde edebileceği gibi zarar da edebilmektedir. Şirket 2008-2009 yıllarında zarar etmiş ise de, 2010 yılında kâr elde etmiştir. Şirket faaliyetlerine devam etmekte olup, özvarlığı da mevcudiyetini korumaktadır. O halde, davacılar tarafından ileri sürülen ve delillerle desteklenmeyen gerekçelerin şirket ortaklığından çıkmak için haklı sebep teşkil etmeyeceği gözetilmekzin yazılı gerekçelerle davanın kabulüne karar verilerek davacıların ortaklıktan çıkma paylarının hesaplanması doğru olmamış, yerel mahkeme kararının davalı şirket yararına bozulması gerekmiştir. 2- Bozma sebep ve şekline göre, taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir....

            Takip talebi ve buna uygun olarak düzenlenen icra emrinin incelenmesinde, borçlunun anonim şirket olduğu, takip dayanağı ilamda şirket ortaklığından çıkarılma ile çıkarılma payı ödenmesine karar verildiği, ilamın kişiler hukukuna ilişkin, kayıt ve sicillerde değişiklik yaratan ilam niteliğinde olduğu anlaşılmakla kesinleşmeden takibe konu edilmesi mümkün olmadığından (Yargıtay 12. H.D.'sinin 30.06.2020 tarih, 2019/10942 esas, 2020/5968 karar sayılı ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 21.H.D.'sinin 12.07.2018 tarih, 2018/810 esas, 2018/1761 karar sayılı ilamları) şikayetin kabulü ile İstanbul 20. İcra Müdürlüğünün 2020/24966 esas sayılı takip dosyasında, şikayetçi borçlu hakkında yapılan takibin iptaline" dair karar verildiği görülmüştür. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İstanbul 20.İcra Müdürlüğünün 2020/24966 Esas sayılı dosyası ile davacı şirket aleyhine icra takibi başlatıldığını, davacı T1 Tic. A.Ş.'...

            Bu karar davacıya 26/06/2012 tarihinde bizzat tebliğ edilmiştir. 1163 Sayılı Kooperatifler Kanununun  16/4 Maddesinde, " Üç aylık süre içinde, genel kurula veya mahkemeye başvurmak suretiyle itiraz edilmeyen çıkarılma kararları kesinleşir." düzenlemesi bulunmaktadır. Kooperatifler Kanunu'nun 16.maddesine göre ihraç kararlarının iptali davasının kararın tebliğinden itibaren 3 aylık hak düşürücü süre içerisinde açılması gerekmektedir. Davacı, davalı kooperatif ortaklığından 16/05/2012 tarihinde çıkarılmış,çıkarma kararı davalıya 26/06/2012 tarihinde tebliğ edilmiş ancak dava üç aylık sürenin bitiminden yaklaşık 9 yıl sonra açılmıştır.Davanın yasada belirtilen 3 aylık hak düşürücü süre geçirildikten sonra açıldığı anlaşıldığından, davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

              tarihinde müvekkili hakkında kooperatifteki iki üyeliği için kooperatif ortaklığından çıkarılma kararını onayan davalı kooperatif genel kurul kararının iptaline, dava sonuna kadar müvekkilinin ortaklığının devamı için ihtiyati tedbir kararı verilmesi isteğinde bulunmuştur....

                DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Davanın, limited şirket tarafından açılan şirket ortağının şirket ortaklığından çıkarılması, müdürlük yetkisine son verilmesi ve sorumluluk davası niteliğinde olup, uyuşmazlık konularının davacı şirket tarafından ortaklıktan çıkarılma davası öncesi alınmış genel kurul kararı olup olmadığı, genel kurul kararının alınmasının gerekli olup olmadığı, sorumluluk davasından önce arabuluculuk yoluna başvurulup başvurulmadığı, genel kurul kararı alınıp alınmadığı, davacı şirket tarafından müdürlükten azil davası açma koşullarının oluşup oluşmadığı, haklı sebeplerin bulunup bulunmadığı hususlarında toplandığı anlaşılmıştır....

                  Üç aylık süre içinde genel kurula veya mahkemeye başvurmak suretiyle itiraz edilmeyen çıkarılma kararı kesinleşir. Haklarında çıkarılma kararı kesinleşmeyen ortakların yerine yeni ortaklar alınamaz. Bu kişilerin ortaklık hak ve yükümlülükleri, çıkarılma kararı kesinleşinceye kadar devam eder.'' şeklinde düzenlenmiştir. Genel kurul veya yönetim kurulu tarafından verilen çıkarma kararının, gerekçeli olarak tutanağa (genel kurul veya yönetim kurulu karar defterine) ve ortaklar defterine yazılması gerekir. Gerekçede mutlaka ana sözleşmedeki çıkarılma nedenlerinden hangisine istinaden çıkarma kararı verildiği belirtilmelidir. Çıkarılma kararının kooperatif temsilcilerince onaylanmış bir sureti, çıkarılan ortağa tebliğ edilmek üzere on gün içinde notere verilir. On günlük süre çıkarma kararının alındığı günü takip eden günden itibaren başlar....

                    UYAP Entegrasyonu