Dairemizin 07.03.2024 tarihli ve 2024/3430 Esas, 2024/4381 Karar sayılı kararı ile; 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu’nun (4688 sayılı Kanun) 16 ncı maddesinin dördüncü fıkrasında açık bir şekilde düzenlendiği üzere üyenin, sendikadan çıkarılma kararının sadece sendika merkez genel kurulunca alınabileceği, çıkarılma kararına karşı sendika üyesinin görevli iş mahkemesine itiraz imkânı bulunduğundan, karara itiraz edilmesi durumunda mahkemece iki ay içinde kesin bir şekilde karar verileceği; bununla birlikte sendika üyeliğinin, çıkarılma kararı kesinleşinceye kadar devam edeceği, bu itibarla çıkarılma kararı kesinleşmeden, bu tarihten daha önce sendika üyeliğinden kaynaklanan hak ve yükümlülüklerinin kullanılmasını ortadan kaldıracak şekilde üyeliğin askıya alınmasına karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu, İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulü ile Genel Merkez Yönetim Kurulunun 09.12.2022 tarihli ve 88 sayılı kararının davacının sendika üyeliğinin...
ilan edip cezalandırma yetkisinin bulunmadığı, kamu görevinden çıkarılma işleminin Anayasaya aykırı olduğu ileri sürülmesine rağmen ne OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu ne de İlk Derece Mahkemesi bu iddiaya ilişkin inceleme ve cevap verme ihtiyacı duymadan başvuruyu ve davayı reddettiği, tavsiye niteliğinde olan Milli Güvenlik kararlarının davanın reddine gerekçe olarak alınamayacağı, kamu görevinden çıkarılma tedbirinin ölçülülük ilkesine aykırı olduğu, çelişmeli yargılama ve silahların eşitliği gibi yargılamanın temel ilkelerini referans almayan Anayasa Mahkemesi kararlarının davanın reddine gerekçe yapılamayacağı, FETÖ/PDY'nin 26 Mayıs 2016 tarihinde terör örgütü olarak ilan edilmesi nedeniyle bu tarihten önce ilan edilmiş bir terör örgütü olmadığı için geçmişteki fiilleri nedeniyle terör örgütü üyeliğinden ceza verilemeyeceği, kamu görevinden çıkarılma işleminin ceza hukuku anlamında bir niteliğinin olması nedeniyle tek fiile tek ceza ilkesinin ihlal edildiği, Devlete ve Anayasa'ya...
ettiğini, ----------- mevcudunun kalmadığını, şirket ortaklığından ayrılmak isteyen müvekkilin diğer ortağa bir türlü ulaşamadığını, öncelikle Türk Ticaret Kanunu hükümleri uyarınca müvekkilin haklı sebeplerle şirket ortaklığından hisse devir sözleşmelerinde bahsedilen tarihler itibariyle çıkarılmasına karar verilmesi, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesi talep ve dava etmiştir....
DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) DAVA TARİHİ : 02/12/2020 KARAR TARİHİ : 23/06/2021 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 09/07/2021 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı taraf dava dilekçesinde özetle : Davalı şirketin ortakları olan davacı ve diğer ortakların boşandıklarını, yine diğer davalı hakkında davacının müşteki olduğu ceza dosyasının bulunduğu, davacının şirketteki hissesinin davalı ... ' e devrettiğini bildirerek şirket ortağı olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalılara tebligat yapılmasına rağmen davaya cevap vermemişlerdir. Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe: Eldeki dava şirketin ortağının olmadığının tespiti bu olmadığı takdirde çıkarma istemidir. Davacının çıkarılma isteğinde bulunabilmesi için şirkete ortak olması gerekmektedir. Her iki talep birbirleri ile çelişen taleplerdir....
- K A R A R - Davacı vekili, kooperatifin üyesi olduğunu, yönetim kurulu kararı ile üyelikten çıkarılma kararı alındığını, karara itiraz ettiğini ve 19.02.2006 tarihli genel kurul kararı ile üyelikten çıkarılma kararının onandığını, yapılan ihtarnamelerin usulsüz olduğunu, kooperatifin adresinin kendi adresi gösterilerek faaliyetlerini yürüttüğünü ve bir dönem kooperatifin muhasebe işlerini yürüttüğünü, kira ve muhasebe ücreti almadığını, alacaklarının mahsup edilmesi gerektiğini, borcu olmadığını ileri sürerek genel kurul kararının iptalini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının üyelikten çıkarılma kararına karşı genel kurulda itiraz ettiğini ve çıkarılma kararının onaylandığını, tekrar ihraç kararının iptalini isteyemeyeceğini, davacının aynı zamanda yüklenici olduğunu ve kooperatiften bir alacağı olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir....
- K A R A R - Davacılar, davalı kooperatifin 04.05.2014 tarihinde yaptığı genel kurulun yasa ve davalı kooperatif anasözleşmesinin 59. maddesine aykırı olduğunu, ayrıca genel kurul'da üyelikten çıkarılma kararı verilen üyelerin üyelikten çıkarılma kararı kesinleşmeden genel kurul divan başkanı tarafından seçilme hakkı, söz hakkı ve seçme hakkı verilmemesinin yasa ve ana sözleşmeye aykırı olduğunu anılan genel kurulun yok hükmünde olduğunu ileri sürerek, genel kurulun iptaline, genel kurulda alınan üyelikten çıkarılma kararın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamında; davacılardan ... davayı takip etmediğinden onun açısından dosyanın işlemden kaldırılmasına, davacı ...'ın iddiaları açık anlaşılır, bilimsel verilere uygun olup bu sebeple hükme esas alınan bilirkişi raporu ile ispatlanmış olduğu gerekçesiyle, bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulü ile, davacı ...'...
Davalı vekili, davacının ortaklık sıfatının sona erdiğini,dava açmakta hukuki yararının kalmadığını, davanın zamanaşımına uğradığını, ayrıca davacının ortaklıktan çıkarılma kararından sonra kendi isteğiyle haklarını kullanmadığını ve yükümlülüklerini yerine getirmediğini savunarak, davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, Kooperatifler Kanunu'nun 16'ncı maddesinde haklarındaki çıkarma kararı kesinleşmeyen ortakların hak ve yükümlülüklerinin çıkarılma kararı kesinleşinceye kadar devam edeceğinin düzenlendiği, bu durumda davacının kooperatifin kendisine tanıdığı haklardan yararlanması için yasal bir engel olmadığı, hakları kullanmasının engellendiğini ispat edemediği, ayrıca kooperatif yönetim kurulu tarafından alınan ortaklıktan çıkarılma kararında davacının kişilik haklarının saldırıya uğradığına dair herhangi bir eylemin olmadığı gerekçesiyle davacının maddi ve manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir....
Ortaklığından TTK 640/3 maddesi uyarınca çıkarılmasına ve bilirkişi raporu ile belirlenmiş olan 132.415,37 TL çıkarılma payının davalıya ödenmesine karar verilmiştir....
K A R A R :Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Mahkememizde görülmekte olan, davacı tarafından açılan şirket pay devri dava dosyasının işlemden kaldırıldığı 20/09/2022 tarihinden itibaren üç aylık yasal süre içinde yenilenmediği anlaşıldığından, HMK 150/5 maddesi uyarınca davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA, 2-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL peşin harcın karar ve ilam harcına mahsubuna, başkaca harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA, -Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan miktar ile yatırılan teminatın karar kesinleştiğinde davacı tarafa İADESİNE, (Gerekçeli kararın tebliğe çıkarılma masraflarının kalan gider avansından karşılanmasına) Dair; 6100 sayılı HMK.'...
ın şirket müdürü olarak şirketi münferiden temsile yetkili olduğu anlaşılmıştır....