Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İlk Derece Mahkemesince, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve toplanan tüm delillere göre, davanın, davalı şirket ortağının ölümü nedeni ile eşi davacıya intikal eden hisseye isabet eden kar payı alacağının tahsili, karşı dava olarak da kar payı ödemesinin fazla yapıldığı iddiası ile fazla ödenen bedelin tahsili istemine ilişkin olduğu, dava dosyasında yer alan 01.12.2015 tarihli bilirkişi raporu ekindeki yeminli mali müşavir bilirkişi imzası taşıyan 2004-2014 yılları arasındaki gelir-gider hesaplamalarını içeren ve aynı dönemleri kapsayan kârların dağıtımıyla ilgili mali tablolar üzerinde yapılan incelemeler sonucunda, elden makbuz ile yapılan ödemeler üzerindeki açıklamalarda "Rödevans" hususunun belirtildiği, şirket genel kurul kararlarında kar payı ödemeleri ile ilgili kararların alındığı, davacı-karşı davalı ...'...

    Davacı vekili ise beyanda bulunması için Mahkememizce verilen kesin süreyi geçirdikten sonra sunduğu dilekçesi ile; müvekkili şirkete ait ---olarak kullanılmak üzere --- donanım giderlerinin davacı müvekkilince karşılandığını, binada ------- müvekkili şirket çalışanları --- tarafından ------------edilen yarışmada bu projenin sunumu bakımından --------- veren davalı şirket ile birlikte katkı payını almaya hak kazandığını,-------- firmanın birlikte ---- olarak kabul edildiğini, bu bakımdan müvekkilinin katkı payı üzerinde ortaklığa ve yarı yarıya hakka sahip olduğunu, taraflar arasındaki ------ hem davacı şirket çalışanlarının, hem de davalı gerçek şahsın birlikte oluşturduğu ---- dosyasının kazandığı katkı payı üzerinde olduğunu, dolayısı ile davalılardan ... tarafından tahsil edilen katkı payı tutarının yarı yarıya bölüşülmesi gerektiğini beyan etmiştir. ------- ----- verdiklerini ve masraflar yaptıklarını iddia ediyorlarsa, bunların da 858 sayılı BK'nın 539. maddesi gereğince ortaklığın...

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi - K A R A R - Dosya kapsamına, sav ve savunmaya, mahkemece saptanan hukuki niteliğe göre uyuşmazlık, gerçek kişiler arasındaki ticari şirket hakkında kesilen vergi cezasının ortaklık payı oranında tahsili isteminden kaynaklanmaktadır. 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 14. maddesi ve Başkanlar Kurulunun 23.01.1992 tarihli kararı uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay Yüksek 3. Hukuk Dairesine ait olup, Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 3. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine 24.06.2008 gününde oybirliği ile karar verildi....

        Dava, şirket yöneticiliğinden ve ortaklık sözleşmesi alacağının tahsili istemine ilişkindir. 2....

          (Poroy, Tekinalp, Çamoğlu 2019, Ortaklıklar Hukuku Cilt I, S. 458) Öte yandan, A Seri, 1 Sıra No.lu Tahsilat Genel Tebliği'nin "Limited Şirketlerin Amme Borçları" başlıklı bölümünde, 6762 sayılı Kanun'un 520. maddesi hükmüne göre ortaklık payının devrinin; tescil ve ilan edilmese de noter tasdikli devir sözleşmesi, ortakların devir işlemine muvafakatı ve devrin pay defterine işlenmesi ile hükmün ifade edeceği belirtildikten sonra ortaklık payının devredildiği tarih olarak, şirket sözleşmesinde ortaklık payının devri için ortaklar genel kurulu onayının aranmadığı durumlarda noter tasdikli devir sözleşmesi tarihinin esas alınması gerektiği düzenlenmiştir. Dolayısıyla, davacının sorumlu olduğu döneme göre sermaye miktarı veya sermaye hissesi gözönünde bulundurularak takip edilip edilmediği, amme alacağının asıl borçlu şirketin malvarlığından tahsili yoluna gidilip gidilmediği ve zamanaşımına uğrayıp uğramadığı hususları da değerlendirilerek yeniden karar verilmesi gerekmektedir....

            Noterliğince düzenlenen … tarih ve … yevmiye numaralı hisse devri senedi ile …'a devrettiği, asıl borçlu şirket hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı Vergi Tekniği Raporunda da şirket müdürünün …, işleri yürütenin … olduğu şirketin muhasebecisi tarafından ifade edilmekle şirket ortaklarının … ve … olduğunun davalı idarenin bilgisine girdiği, uyuşmazlık konusu dönemde ortaklık sıfatı bulunmadığı anlaşılan davacının söz konusu vergi borcundan sorumlu tutulmasında hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle ödeme emirlerinin davaya konu edilen kısmını iptal eden ...Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararını; bahse konu hisse devri sözleşmesinin tescil ve ilan edilmediği ve hisse devri sözleşmesinin idareye bildirildiğine dair herhangi bir bilgi ya da belge sunulmadığı olayda, ortaklık sıfatı sona erdirilmeyen davacının şirket tüzel kişiliğine ait kamu borçlarından ortak sıfatıyla payı oranında sorumlu tutulabileceği gerekçesiyle bozan Danıştay Üçüncü Dairesinin 05/02/2019 tarih...

              payı(çıkma akçesi) tespitiyle bu bedelin davacıya ödenmesini, dava süresince davacının ortaklık sıfatı devam edeceğinden gerek kendisi gerekse şirketin menfaatlerinin olumsuz etkilenmemesi için tedbiren şirket yönetimine kayyım tayin edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                Ortaklık sözleşmesinde, karşılıklı borç yükleyen (satış veya kira gibi) sözleşmelerde olduğu gibi 6098 sayılı Kanun'un 97 nci maddesi uyarınca, bir akidin borcunu yerine getirmemesi halinde diğerinin de borcunu yerine getirmekten kaçınması söz konusu edilemez. Bir tarafın katılım payı koyma borcunu yerine getirmekten kaçınması diğer tarafa ancak aynı Kanun'un 639 uncu maddesinin yedinci fıkrası uyarınca ortaklığın haklı sebeple feshini isteme hakkını verir. 6. Ortaklığın feshi, katılım payı koyma borcunu yerine getiren ortak tarafından istenmemiş ise ortaklık sözleşmesi yürürlükte kalır. Buna bağlı olarak, bir tarafın katılım payı koyma borcunu yerine getirmemesi, ortaklığın tasfiyesi durumunda onun hiç pay alamamasına değil, aksine sadece tasfiyede katılım payını taahhüt ettiği oranda alamamasına neden olur. (Dairemizin 10.09.2019 tarihli ve 2018/7196 E., 2019/6457 K. sayılı ilamı da aynı yöndedir.) 3. Değerlendirme 1....

                  Maliki aleyhine, alacağının tahsili amacıyla İstanbul 2. İcra Müdürlüğü'nün 2010/25648 Esas sayılı dosyasında icra takibi başlattığını, takibin kesinleşmesi üzerine borçlunun ortaklık payı üzerine 4.10.2010 tarihinde haciz konulduğunu, haczin ortaklık pay defterine işlendiğini, ticaret sicil dosyasına da kayıt ettirildiğini, takip sonucunda borçlu adına başkaca mal bulunamadığını ileri sürerek, TTK'nın 522. maddesine göre şirketin tasfiyesini ve ortağın tasfiye payının müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, borçlu ortak hakkında ortaklıktan çıkarma davası açıldığını, sonucunun beklenmesi gerektiğini, icra dosyasında tüm tebligatların usulsüz yapıldığını ve dava şartının oluşmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davacının, dava dışı ... Maliki'den İstanbul 2....

                    DAVANIN KONUSU: Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı) Talep, ihtiyati tedbir talebine ilişkindir. Yerel Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davacı tarafın ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verildiği, işbu karara karşı davacı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurulduğu görülmüştür. Dosya incelendiğinde, mahkemece verilen ihtiyati tedbirin reddine ilişkin ara kararın davacı vekiline 17/05/2022 tarihinde tebliğ edildiği, ancak davalı tarafa ara kararın tebliğ edilmediği, bu ara karara karşı davacının süresinde istinaf kanun yoluna başvurduğu, mahkemece istinaf dilekçesinin davalıya tebliğ edildiği anlaşılmıştır. HMK'nın 345 maddesinde" istinaf yoluna başvuru süresi iki haftadır. Bu süre ilamın usulen taraflardan her birine tebliğiyle işlemeye başlar." şeklinde belirtildiği....

                      UYAP Entegrasyonu