Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 27/11/2018 NUMARASI : 2018/340 E - 2018/422 K DAVA KONUSU : Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı) KARAR : Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; vekiledeni T1 dava dışı Murat Bozok, davalı T3 ( T7 Ltd. Şti.'nin o tarih itibariyle %95 hissedarı ve paravan arkasındaki yöneticisi) ve T7 Ltd. Şti müdürü dava dışı Emre Küçük arasında birden fazla çok taraflı anlaşmalar tanzim edildiğini, 15.6.2009 tarihli tarafları bahsedilen kişiler olan sözleşme ile bir adi ortaklık kurularak münhasıran Salih Otomotiv ... Ltd. Şti.'nin " Rent a Car/Araç Kiralama " bölümünün işletilmesi ve kar paylaşımına yönelik mutabakata varıldığını ve mutabakat uyarınca adi ortaklık muhasebe kayıtlarının Salih Otomotiv... Ltd....

Dava konusu uyuşmazlık, taraflar arasındaki adi ortaklığın tasfiyesi, kar payının tahsili ve alacak istemine ilişkindir. 818 sayılı önceki BK'nun 534.maddesi;” Şirketin iktisap ettiği veya şirkete devredilen şeyler, alacaklar ve ayni haklar şirket mukavelesi dairesinde müştereken şeriklere ait olur. Şirket mukavelesinde diğer bir hüküm bulunmadıkça bir şerikin alacaklıları haklarını ancak o şerikin tasfiyedeki hissesi üzerinde kullanabilirler. Hilafı mukavele edilmiş olmadıkça, şerikler, birlikte yahut bir mümessil vasıtasiyle üçüncü şahsa karşı deruhde etmiş oldukları borçlardan müteselsilen mes'ul olurlar. “ hükmünü içermekte olup; aynı husus yeni yürürlüğe giren 6098 sayılı TBK'nun 638.maddesinde de ” Ortaklık için edinilen veya ortaklığa devredilen şeyler, alacaklar ve ayni haklar, ortaklık sözleşmesi çerçevesinde elbirliği hâlinde bütün ortaklara ait olur....

    Açıklanan madde hükmüne göre; adi ortaklığın tasfiyesinde, borçlar ödendikten sonra kalan ortaklık malvarlığından önce ortaklardan herbirinin, ortaklığa verdiği avanslar ile ortaklık için yaptığı giderler ve katılım payı geri verilmeli, bundan sonra bir şey artarsa, bu kazanç payları oranında ortaklara paylaştırılmalıdır. Somut olayda; hükme esas alınan bilirkişi raporunda, toplam gelirden, toplam gider düşülmüş, bulunan miktara davacının başlangıçta koymuş olduğu sermeye payının eklenmesi sonucu bulunan miktarın yarısı davacının kar payı olarak belirlenmiştir. TBK'nun 643.maddesine uygun bir şekilde yapılmayan kar payı hesabının da kabule göre hükme esas alınması doğru görülmemiştir....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Dava, kar payı alacak istemine ilişkindir. Mahkemece yazılı gerekçeyle, dava dilekçesinin mahkemenin yetkisizliği nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir. Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 Sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı, ...'ye devredilen Denizli ...'nin nama yazılı hisse senetleri kar payı kuponları karşılığında kar payı ödemesinin yapılmadığını ileri sürerek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak kaydıyla 10.000,00 TL kar payı alacağını talep etmiştir. Nama yazılı hisse senedi şirket ortaklarının şirketteki paylarını belirlemektedir....

        Kar payı alacağının bilirkişi raporu ile belirlenmesinden sonra 19.7.2007 tarihli celsedeki beyanında; raporla belirlenen 711.166,67 YTL alacak dışındaki tüm taleplerinden vazgeçtiğini bildirmiştir. O halde mahkemece, davacının kar payından olan alacağını dava miktarını ıslah etmediğine göre 90.000,00 YTL ile sınırladığı dikkate alınarak davanın 90.000,00 YTL yönünden kabulü ile 10.000,00 YTL’lik malzeme bedeline ilişkin talebinden vazgeçmesi nedeniyle bu kalem isteğin reddine ve bu miktar üzerinden davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken talep aşılmak suretiyle ve reddi gereken miktar için de davalı yararına ücreti vekalete hükmedilmeden yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir....

          Taraflar arasındaki adi ortaklık ilişkisi bulunduğu konusunda uyuşmazlık bulunmadığı, davacı iş bitimi sonrası ortaklık payı için ödenen bedelin (sermaye) ve kar payı alacağının ödenmediğini, davalı ise, ödemenin yapıldığını, davacı ile ibralaşma yapıldığını iddia etmiştir....

          Davacı yan murisin davalı şirket ortağı olduğunu, ölümü nedeniyle şirket ortaklığından çıktığını, çıkma payı ve kar payı alacağı bulunduğunu iddia etmiş, davalı yan ise davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davacı mirasçılar dışında başka mirasçı da bulunduğu, davacıların sadece kendi paylarına yönelik olarak işbu davayı açamayacakları gerekçesiyle aktif husumet dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir. Uyuşmazlık, davacı mirasçıların davalı aleyhine çıkma, çıkma payı ve kar payı alacağı talebi ile dava açıp açamayacakları, açabilecek iseler anonim şirketten ortağın çıkma koşullarının oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise çıkma payı ve kar payı alacağı bulunup bulunmadığı hususlarından kaynaklanmaktadır. Davacılar murisi Kazım Türk'ün dosya içerisinde yer alan veraset ilamından davacılar dışında mirasçı olarak Cennet Hatun Türk ve İbrahim Erdoğan Türk'ün bulunduğu anlaşılmıştır....

          nin mal varlığından verileceğinin, bunun karşılığında davacının şirket payını diğer ortaklara devredeceğinin kararlaştırılmış olduğu, oysa ki bir ortağın payını diğer bir ortağa veya 3. bir kişiye devretmesi halinde bunun bedelinin payı devralacak kişi tarafından ödenmesi gerektiği, bu sebeple davaya konu olayda tarafların ortak amacının tespit edilmesinin önem taşıdığı, davacı ve davalıların ortak amacının davacının şirket ortaklığından çıkması olduğu, çıkma payının sadece şirketten istenebileceği, dolayısıyla davalı ortakların pasif husumet ehliyetlerinin olmadığı, davalı şirketin ise fesih ve tasfiyesine karar verilmiş olup anılan kararın kesinleştiği, ancak davacının ortaklık payını devretmediği, bundan sonra da payını devretmesi imkanı kalmadığı, şirket tasfiye aşamasında olduğundan yasa hükümlerine göre tasfiye prosedürünün tamamlanması sonucunda şirketin aktif ve pasifleri belirlenip , borçları ödendikten sonra kalan bir şey olur ise ortaklara ortaklık payları oranında dağıtılması...

            Davacının 06.07.2018 tarihine kadar şirket yönetim kurulu üyesi olduğu görülmüştür.Davacı şirket yönetim kurulu üyesi iken görüldüğü üzere şirketin her sene düzenli olarak kar payı dağıttığı ve yöneticilere cüzi mahiyette huzur hakkı ödenmesine karar verildiği görülmüştür. Davalı şirketin mali durumu, şirketin geçmiş uygulamaları, ortaklık yapısı ve mali durum açısından davacı şirketle aynı-benzer durumda bulunan şirketlerin yöneticilerinin aldığı emsal ücretler nazara alındığında genel kurulda ortaklara kar payı dağıtılmasına karar verilmezken -------isimli yöneticiye yıllık 510.000 TL huzur hakkı ödenmesine ve 2020 yılı net karının %2 si kadar prim ödenmesine dair alınmış olan kararın usul ve yasaya uygun olmadığı, fahiş olduğu, örtülü kar dağıtımı mahiyetinde olduğu kanaatine varılmıştır....

              Dosyadaki bilgi ve belgeler ile bilirkişi raporlarına göre ,taraflar arasında bir adi ortaklık sözleşmesi(yazılı olmasa da) bulunduğu anlaşılmakla,davalıların bu yöne ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Adi ortaklığın konusu , davalı şirket adına kayıtlı otobüse başlangıçta davacının belli hisse ile ortak yapılması ve otobüs işletilmesi ve sonrasında yeni otobüs alımı ve işletilmesi,kar paylaşımı şeklinde değerlendirilmiştir. Davalı gerçek kişi,şirketin tek yetkilisi olup,otobüs alımı şirket üzerinden yürütüldüğünden, davada ,davalı şirkete husumet düştüğünün kabulü gereklidir.Mahkemenin de bu yöndeki kabulünde hukuka aykırılık bulunmamaktadır....

              UYAP Entegrasyonu