Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; limited şirket ortağının ödenmeyen kar payı alacağının tespiti ve tahsili istemine ilişkindir. Mahkememizce taraflara usulüne uygun davetiye tebliğleri yapılarak taraf teşkili sağlanmış ve davanın esasına başlanmıştır. İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünden; davalı şirketin sicil dosyasının bir örneği celp edilerek dosya kapsamına kazandırılmıştır. TTK'nun 616/1-e maddesi uyarınca kar payı dağıtımı hakkında karar vermek genel kurulun devredilemez yetkisi içerisindedir....

    bilirkişi kök ve ek raporlarının dosya kapsamına ve oluşa uygunluğunu teyit eden 3. bilirkişi heyet raporunun hükme esas alınmasında bir isabetsizlik görülmediği, davacının her şeyden önce davalı şirketçe şirket kayıtları hakkında kendisine yeterince bilgi verilmediği, şirket giderlerinin fazla gösterilerek kar payının eksik ödendiğine dair iddiasını somut bir vakaya dayandırmadığı, diğer taraftan davalı şirketin ticari defterleri ve kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonucu düzenlenen 3. bilirkişi heyet raporunda davacının eşinin hayatta olduğu 2004 ila 2010 yılları arasında şirketin elde ettiği karın ortakların sermayelerine eklenmesi doğrultusunda şirket kararı bulunduğundan ortakların sermayelerine aktarıldığı, ortaklara kar payı dağıtılmadığı, 2011 ve 2012 yıllarında davalı şirket defter kayıtlarına göre davacıya ve eşine isabet eden kar payı tutarlarının ve ödemelerin kayıtlandığı, şirketin 21.11.2014 tarihli genel kurul toplantı tutanağının 2. maddesinde "2012 ve 2013...

      Kar payı isteme hakkı bireysel, mali ve şarta bağlı bir pay sahipliği hakkıdır. Yani kar payı istenebilmesi için genel kurulca bir karar alınması gerekmektedir ve paya bağlı bir hak olması hasebi ile kar payı isteyecek kişinin hissedar olması gerekmektedir. Davacının talep ettiği kar payı alacağı şirket hissesinin devrinden önceki dönemi kapsadığından ve dava tarihi itibariyle hisse sahibi olmadığı gibi, hissedar olduğu dönemi kapsar nitelikte kar payı dağıtılmasına yönelik bir genel kurul kararı da bulunmadığından davacının kar payı isteme hakkı bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle davanın reddine karar vermek gerekmiş hüküm aşağıdaki şekilde tesis olunmuştur. HÜKÜM:Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davanın REDDİNE, 2-Alınması gereken 59,30....

        Tüm dosya kapsamı birlikte incelediğinde; mahkemece şirket kar payı için 2009 yılı için 2.209,65 TL, 2010 yılı için 6.791,03 TL alacağın tahsiline karar verildiği, ancak dosya kapsamındaki şirket ve vergi kaydı ile bilirkişi raporlarından davalı eşe şirket kar payı (temettü=kazanç) ödenip ödenmediği, ödenmişse mevcut olup olmadığı ya da her hangi bir yatırıma dönüştürülüp dönüştürülmediği, kar payı ödemesi yapılmamışsa karın şirkete yatırım olarak kullanılıp kullanılmadığı anlaşılamamaktadır. O halde mahkemece, yukarda açıklanan Dairemiz'in ilke ve uygulamalarına göre araştırma ve inceleme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazlı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuş, bu husu da bozmayı gerektirmiştir....

          Bu yetki Genel Kurulun devredilemez yetkileri arasındadır. ---- şirketin kar elde etmiş olması, kendiliğinden -----ortağına kar payı talep etme yetkisi vermeyecektir.Şirket ortaklarına kar payı dağıtılabilmesi için, öncelikle ortaklara kar payı dağıtılması yönünde ortaklar kurulunca bir kararın alınması gerekmektedir. Kar payı, Genel Kuruldan verilen dağıtım kararından sonra ortaklarca talep edilebilir hale gelir. Genel Kurul da kar payı dağıtımına ilişkin karar alınmadığı müddetçe kar payı dağıtımının yapılması mümkün değildir. Genel Kurul tarafından kar payı dağıtılmamasına karar verilmesi halinde, Genel Kurul kararının iptali istemi ile dava açılması mümkün ise de kar payının tespiti ve ödenmesine yönelik olarak doğrudan dava açılması mümkün değildir....

            İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, İlk derece mahkemesi kararının gerekçesinde şirket ortaklar kurulunun kar payı dağıtma konusunda karar almadıklarının vurgulandığını, daha önceki dilekçelerinde de bahsettikleri gibi ortaklar kurulunun kar payı dağıtımına yönelik bir karar almasının mümkün olmadığı durumlarda kar payının tespiti ve tahsili davasının açılabileceğini kabul eden Yargıtay Kararlarının mevut olduğunu, müvekkilinin, davalı şirkette % 5 hisseye sahip olup, şirket sermeyesinin en az yarısından bir fazla hisseye sahip ortağının bu kar payı dağıtma toplantısını yapmaya hakkı olduğundan müvekkilinin % 5'lik hissesi ile hiçbir zaman kar payı dağıtılması yönünde ne toplantı yapılmasını isteyebileceğini, ne de kar payının dağıtılması konusunda karar alınmasını sağlayabileceğini, dolayısı ile kar payının ne kadar olduğunu öğrenme ve kar payının tahsili imkanına da hiçbir zaman sahip olamayacağını...

              e yöneltebileceği ve alacak davasını senede karşı senetle ispat zorunluluğu (HMK 201.md) kapsamında ispatla mükellef olduğu, davacının ispat külfetini yerine getiremediği, dava dilekçesinde açıkça yemin deliline de dayanmadığı anlaşıldığından; davalı şirket ortakları ... ve ... ... aleyhine açılan davanın pasif husumet ehliyeti yokluğundan - usulden reddine, davalı ... ... aleyhine açılan davanın esastan reddine karar verilmiş, Davacının şirket ortağı olduğu dönemde dağıtılmayan kar payı için açtığı alacak davasının ise şirket aleyhine yöneltilmesi gerektiği, şirket ortaklarının bu davada pasif husumet ehliyetlerinin bulunmadığı belirlendiğinden; kar payı alacağı için davalılar aleyhine açılan davanın pasif husumet ehliyeti yokluğundan - usulden reddine, Yine şirketin 2009-2019 tarihleri arasında satılan ve alınan gayrimenkullerin tespiti için açılan davada; davacının dava tarihi itibariyle şirkette hisse sahibi bulunmaması yanı sıra istenen tespitin var olduğu iddia edilen kar payı alacağı...

                İnş Gıda Tar Hayv San ve Tic Ltd Şti firmasına dönüştüğünü, pandemi döneminde işlerin müvekkiline kaldığını, davalı yetkilisinin herhangi bir tecrübesi olmaması nedeniyle bu ve benzeri nedenlerle müvekkilinin iş yükünün arttığını belirterek müvekkili tarafından şirkete yapılan mali ve emeğe yönelik katkıların açık ve net şekilde olmasına göre dava konusu edilen şirkete ortaklığın tespiti ve ortak kalınan döneme ait davalı şirkette bulunan hissesi oranında şahsına düşen kar payı ve kattığı sermayenin tespiti ile tespit edilen miktarın faiziyle davalıdan tahsilini talep etmiştir. CEVAP DİLEKÇESİ: Davalı davaya cevap vermemiştir. DAVANIN NİTELİĞİ VE UYUŞMAZLIK: Dava; davacının davalı şirket ortağı olduğunun ve ortak olduğu dönem itibariyle hissesi oranına düşen kar payı ve sermayenin tespiti istemine ilişkin olduğu görüldü. Mahkememiz yetkisine itiraz edilmemiştir....

                  İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Yerel Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulü, kısmen reddine, davacı Yalçın Cingöz'ün T.T.K.638/2.maddesi uyarınca haklı neden ile davalı şirket ortaklığından çıkarılmasına, davalı şirket rayiç hisse değerinin 3.177.987,00 TL olduğunun tespiti ile, davacının 4500 hissesine karşılık gelen rayiç hisse değerinin 953.396,10 TL olduğunun ve şirkete olan borcunun ise 143.805,00 TL olduğunun toplamda net ödenecek tutarın 809.591,10 TL olduğunun tespitine, bilirkişi raporuna göre davalı şirketin zararının karından fazla olduğunun belirtildiği görülmekle, davacının davalı şirketten kar payı alacağı bulunmadığından 5.000 TL'lik talebin reddine karar verildiği görülmüştür....

                  Davalı şirket tarafından kar payı dağıtımına yönelik alınan herhangi bir karar bulunmamaktadır. Davacı yanda genel kurulda kar payı dağıtılmasını talep ettiği, bu talebinin genel kurul tarafından reddedildiğine ilişkin bir delil de ibraz etmemiştir. Hal böyle olunca, mahkemece limited şirketin feshine yönelik haklı sebeplerin oluşmadığı, bu nedenle alternatif çözüm yollarına da başvurulamayacağı, ortaklar kurulu tarafından kar payı dağıtımına yönelik bir karar alınmadığı, davacının kar payı dağıtılmasını genel kurullarda talep ettiği ve talebinin reddedildiğine ilişkin delil sunamadığı, alınan bilirkişi kök ve ek raporlarının ayrıntılı, denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu gözetilerek davalı şirket hakkında açılan davanın reddine karar verilmesi isabetlidir. Öte yandan limited şirketin fesih ve tasfiyesi şirket ortaklarına karşı açılamayacaktır....

                  UYAP Entegrasyonu