Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

nun müvekkili ile diğer davalı ortakları pasifize ederek şirket hak ve alacaklarını kendi uhdesine geçirdiğini, şirketi kendi menfaatleri doğrultusunda kullandığını, müvekkilinin ortaklar tarafından bilgilendirilmediğini, şirketi kasıtlı olarak borçlandırmaya çalıştıklarını, şirket adına kesilen ve alacaklısı şirket olan kıymetli evrakları kendi adına cirolayarak 3.kişilerdeki hak ve alacak talebinde bulunduklarını şirketin bir kısım demirbaşlarını hukuka aykırı şekilde satarak şirketi zarara uğrattıklarını, mahkemece dava süresince şirket işlemleri yürütmek amacıyla kayyım atayabileceğini, davalılar hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu, mahkemece şirketin malvarlığı ve şirket hisseleri noktasında suiniyetle yapılacak/ yapılabilecek olan devir/tasarruf ve temliklerin önlenmesi adına gerekli tüm tedbir kararlarının alınmasını, tedbiren yargılama sonrasında şirket müdürünün azlini veya görevlerinin kaldırılmasını, şirkete kayyum atanmasına, şirkete ait tüm varlıkların keşif veya uygün...

    İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin ticaret sicil gazetesinde davalı şirketin tescilli resmi ortağı olması, müvekkiliyle davalılar arasındaki ihtarlar ve noter aracılığıyla tutulan tutanakların şu aşamada haklılığının somut kanıtı olduğunu, yaklaşık ispat koşullarının gerçekleştiğini, davalı şirket müdürünün dürüstlük kurulına aykırı davrandığını ve azli yönünden haklı sebeplerin oluştuğunu bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir....

      HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ : Dava hukuki niteliği itibarıyla müdürün azli ve tedbiren ticari Şirkete Kayyım Atanması talebine ilişkindir. Davacı vekilince açılan şirket müdürünün azli davasında tedbiren kayyım tayini talep edildiği ilk derece mahkemesince tedbir talebinin reddine karar verildiği ve iş bu karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır. Davacı tarafın, davalı şirkete kayyım atanması talebi yönünden yapılan istinaf incelemesinde; şirketlerde asıl olanın şirketin genel kurul veya yetkili olan organlar tarafından atanan temsilciler tarafından yönetilmesi olduğu, davalı şirketin hali hazırda yöneticisinin bulunduğu, organsız kalma gibi bir durumunun da söz konusu olmadığından ilk derece mahkemesinin kayyım atanması talebinin reddine ilişkin kararı da doğru olmuştur....

        Asliye Ticaret Mahkemesi ESAS NO: 2014/1964 Esas KARAR NO: 2021/840 DAVA: Ortaklıktan Çıkmaya İzin Verilmesi veya Şirketin Feshi ve Tasfiyesi DAVA TARİHİ: 25.04.2008 BİRLEŞEN KAPATILAN ---- ESAS SAYILI DOSYASINDA: DAVA : Şirket Müdürünün Azli, Kayyım Atanması DAVA TARİHİ: 10.05.2011 BİRLEŞEN KAPATILAN --- DOSYASINDA: DAVA : Şirket Müdürünün Azli, Kayyım Atanması DAVA TARİHİ: 11.03.2010 KARAR TARİHİ: 29.12.2021 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Tasfiyeye İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ, DÜŞÜNÜLDÜ: ASIL DAVA DOSYASINDA: 1-İddia: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının, davalı şirkette diğer davalılar ile birlikte ortak olduğunu, davalı şirketin-------taşınmazının bulunduğunu, ancak şirketin ---- herhangi bir faaliyetinin olmadığını, davalı şirketin tasfiye edilmesini talep ettiği halde olumlu yanıt almadığını, kar payını tahsil edemediğini, davalı şirketin defterlerinin düzenli tutulmadığını, kira gelirlerini davalı ortakların aldığını...

          DAVA TARİHİ : 31/10/2016 KARAR TARİHİ : 10/03/2022 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 14/03/2022 Taraflar arasındaki şirket müdürünün azli ve tazminat istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı taraf vekillerince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava dışı ... ve davalı ile birlikte ... .... Şti.'...

            Somut olayda; davacıların şirket müdürünün azli ve kayyum atanması yönünde açtığı herhangi bir dava ve alınan karar bulunmadığı halde, yetkili temsilci olmayan ortakların iş bu davayı açamayacağı anlaşılmıştır. Yerköy Asliye Hukuk Mahkemesinin 4.2.2021 tarih 2021/286 Esas sayılı kararı ile; ... ... ve ...'in şirketi temsil ve yönetim kayyumu olarak atandığı ve bu şekilde Şirket Müdürü ...'ın temsil yetkisinin sona erdiği tespit edilmiştir. Dava tarihinden sonra şirket müdürünün azli ve şirkete kayyum atanmasının sağlandığı anlaşılmış olup, atanan kayyumun, dava konusu bono nedeniyle şirketin borçlu olmadığına ilişkin menfi tespit davası açması gerekir....

              Mahkememize yapılıp bitirilen yargılama sonunda mahkememizin ... tarih ... esas ... karar sayılı kararı ile davanın kabulüne, haklı nedenlere dayalı olarak davalı şirket müdürünün azline ve şirket ortaklığından çıkartılmasına karar verilmiş, mahkememizce davanın kabulüne dair verilen kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay ......

                Hukuk Dairesi'nin 07/01/2013 tarih 2012/17605 Esas 2013/49 sayılı kararında belirtildiği üzere, şirketin fesih ve tasfiyesi ile şirket müdürünün azli davalarında verilecek tedbirlerin şirketin hayatini devam ettirebilmesinde sakınca doğuracak mahiyette olmaması gerektiği belirtilmiştir. Yukarıda ayrıntılı bir şekilde açıklandığı üzere, geçici hukuki koruma yollarından olan ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için yaklaşık ispat yeterli olup, eldeki davada davacının iddiaları ile davalının savunmaları yargılama sonunda tespit edilecek ve şirket müdürünün azli için haklı neden olup olmadığına yargılamanın sonunda karar verilecektir. Eldeki uyuşmazlıkta ise, ancak mevcut deliller ile ve yukarıda açıklanan hüküm ve ilkeler doğrultusunda sadece davacının değil, davacı ile birlikte şirket ve diğer ortakların hak ve menfaatlerinin aynı derecede korunması için değerlendirme yapılabilecektir....

                  Hukuk Dairesi'nin 07/01/2013 tarih 2012/17605 Esas 2013/49 sayılı kararında belirtildiği üzere, şirketin fesih ve tasfiyesi ile şirket müdürünün azli davalarında verilecek tedbirlerin şirketin hayatini devam ettirebilmesinde sakınca doğuracak mahiyette olmaması gerektiği belirtilmiştir. Yukarıda ayrıntılı bir şekilde açıklandığı üzere, geçici hukuki koruma yollarından olan ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için yaklaşık ispat yeterli olup, eldeki davada davacının iddiaları ile davalının savunmaları yargılama sonunda tespit edilecek ve şirket müdürünün azli için haklı neden olup olmadığına yargılamanın sonunda karar verilecektir. Eldeki uyuşmazlıkta ise, ancak mevcut deliller ile ve yukarıda açıklanan hüküm ve ilkeler doğrultusunda sadece davacının değil, davacı ile birlikte şirket ve diğer ortakların hak ve menfaatlerinin aynı derecede korunması için değerlendirme yapılabilecektir....

                  Noterliğinden çekmiş olduğu ihtarname ile şirket müdürünü genel kurulunu toplantıya çağırmaya davet ettiğini ve yapılacak toplantının konusunu yetkili müdürün görevden azli hususunun görüşülmesi olacağını ihtar ettiğini, söz konusu ihtara 7 gün süre içerisinde cevap verilmediği gibi genel kurulun toplantıya çağırmadığını ileri sürerek TTK'nın 412.maddesi uyarınca genel kurulun toplanmasına karar verilerek, gerekli işlemleri yapmak üzere kayyım tayinine karar verilmesini talep etmiş olup 13/02/2023 tarihli dilekçe ile de HMK'nın 389 ve devamında düzenlenen ihtiyati tedbir maddeleri uyarınca, TTK'nın 235. ve 630/2. maddesi özelinde davalı şirket müdürünün temsil yetkisinin ihtiyati tedbir kararı verilerek mahkemece atanacak, gerekli işlemleri yürütecek bir kayyıma devredilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, 24/03/2023 tarihinde olağanüstü genel kurul toplantısı yapılacağını beyan etmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu