den pay devri sözleşmesi ile %54 hisseyi devralarak şirket ortağı olduğunu ve sermaye borcunu ödediğini, şirketin kurucu ortağı ve aynı zamanda müdürü olan davalının şirket menfaati doğrultusunda hareket etmeyerek şirketi her yıl zarara uğrattığını, davalının şirket yöneticiliğinde gereken özeni göstermediğini, kendisinin nerede olduğununu bilinmemesinin de bunun açık bir göstergesi olduğunu, davacının davalı müdüre görevlerini yapması için sözlü girişimlerde bulunduğunu, davalının buna rağmen görevini yapma konusunda ihmalkar tavır takındığını, yeminli mali müşavir raporuna göre davalının ödememiş sermayesi bulunduğunu belirterek davalı şirket müdürünün azline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Şti'nin kurucusu olan T4 pay devri sözleşmesi ile %54 hisseyi devralarak şirket ortağı olduğunu ve sermaye borcunu ödediğini, şirketin kurucu ortağı ve aynı zamanda müdürü olan davalının şirket menfaati doğrultusunda hareket etmeyerek şirketi her yıl zarara uğrattığını, davalının şirket yöneticiliğinde gereken özeni göstermediğini, kendisinin nerede olduğununu bilinmemesinin de bunun açık bir göstergesi olduğunu, davacının davalı müdüre görevlerini yapması için sözlü girişimlerde bulunduğunu, davalının buna rağmen görevini yapma konusunda ihmalkar tavır takındığını, yeminli mali müşavir raporuna göre davalının ödememiş sermayesi bulunduğunu belirterek davalı şirket müdürünün azline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Limited şirket müdürünün sorumluluğuna ilişkin esas davada davalı müdürün şirketi temsil ve ilzam yetkisinin sınırlandırılmasına ilişkin tedbir talebi yönünden; Şirket müdürünün sorumluluğuna ilişkin davada TTK 644. maddesi yollamasıyla uygulanacak TTK 553. maddesi vd.maddelerinde geçici hukuki koruma konusunda özel bir hüküm bulunmadığından, genel hüküm olan HMK 389. vd.maddeleri uygulanmalıdır. HMK'nın 389. maddesi uyarınca; "Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyat tedbir kararı verilebilir "....
Delillerin Değerlendirilmesi İle Hukuki Sebepler ve Gerekçe: Dava, Ticari Şirket feshi, şirket müdürünün azli ve tazminat istemine ilişkindir....
Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ara kararı ile davacının 05/10/2022 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında aldığı .... numaralı kararın yürütülmesinin durdurulmasına, tescil ve ilanına karar verildiği, bu durdurma kararı ile şirket eski müdürünün görevde olduğu, bu hali ile davacı tarafından, şirket müdürünün kanuna ve sözleşmeye aykırı davranışı, şirket çıkarları için özen ve bağlılık yükümlülüklerine aykırı hareket edildiği, şirkete zarar verici harekette bulunulduğu ve organ boşluğunun oluştuğunu ispat edemediği, şirketin ticari kayıt ve belgeleri inceleme, bilgi alma hakkını kullanması talebinde de şirkete kayyum atanması gerekmediğinden, açılan davanın reddine karar vermek gerekmiştir....
(şirket müdürü) aleyhine açılan şirket müdürünün azli, fesih ve ortaklıktan çıkma davası olup, 6102 sayılı TTK'nın 1521.maddesi gereğince şirket ortak ve müdürleri ve şirket arasındaki davalarda basit yargılama usulü düzenlenmiş olup, mahkememiz tensip zaptı gereğince basit yargılama usulü kullanılmış, tensip zaptı taraflara tebliğ edilmiştir. Mahkememiz dosyası taraflarca takipsiz bırakılmış, 08/11/2018 ve 03/11/2022 tarihli duruşmalarda dava takip edilmediğinden 6100 sayılı HMK 150/1 maddesine göre işlemden kaldırıldığı görülmüştür. 6100 sayılı HMK'nın 320/4 maddesine göre ilk yenilemeden sonra yeniden takipsiz bırakıldığında davanın açılmamış sayılacağına karar verilmesi gerektiğinden davacı yanın yenileme talebinin reddi ile davanın 6102 sayılı TTK, 1521 ve 6100 sayılı HMK'nın 320/4 maddesine göre açılmamış sayılmasına karar vermek gerektiği sonucuna varılmış, yargılamaya son verilmiştir....
KARAR TARİHİ : 31/12/2021 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 31/12/2021 Taraflar arasındaki limited şirket müdürünün azli istemine ilişkin asıl ve birleşen davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın usulden reddine, birleşen davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekili ile birleşen dosya davalısı vekillerince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. DAVA Davacı vekili asıl dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, davalı şirketin ortağı olduğunu, müvekkilinin oğlu ...'un da şirket ortağı olup, şirket müdürü olarak görev yaptığını, şirket müdürünün davacıya fiziki direnç gösterdiğini, tehdit ve hakaret ettiğini, şirketten kovduğunu, davacının da oğlunu mirasından çıkardığını belirterek davalının haklı nedenlerle şirket müdürlüğü görevinden azline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Yine şirket müdürünün azline ilişkin davada, husumetin azli istenen şirket müdürüne yöneltilmesi gerekli ve yeterli olup, ayrıca şirket ortağına ve şirkete husumet yöneltilemeyeceği Yargıtay'ın yerleşik içtihatlarında kabul edilmiş olup, davacının şirket müdürünün azli yanında, müdürün temsil yetkisinin yeniden düzenlenmesi talebinde de bulunduğu iş bu nedenle, husumetin şirkete de yönetilmesi gerektiği kanaatine varılarak, davacının şirket müdürü ve şirket dışında, şirket ortağı olan davalı ... aleyhine açmış olduğu davanın pasif husumet nedeniyle dava şartı yokluğundan usulden reddi gerektiği kanaatine varılarak, davalı ... aleyhine açılan davanın husumet yokluğundan, diğer davalılar ... ile şirket aleyhine açılan davanın ise haklı nedenlerin varlığı ispat edilemediğinden esastan reddine karar verilerek aşağıda yazılı hüküm kurulmuştur....
Yine şirket müdürünün azline ilişkin davada, husumetin azli istenen şirket müdürüne yöneltilmesi gerekli ve yeterli olup, ayrıca şirket ortağına ve şirkete husumet yöneltilemeyeceği Yargıtay'ın yerleşik içtihatlarında kabul edilmiş olup, davacının şirket müdürünün azli yanında, müdürün temsil yetkisinin yeniden düzenlenmesi talebinde de bulunduğu iş bu nedenle, husumetin şirkete de yönetilmesi gerektiği kanaatine varılarak, davacının şirket müdürü ve şirket dışında, şirket ortağı olan davalı ... aleyhine açmış olduğu davanın pasif husumet nedeniyle dava şartı yokluğundan usulden reddi gerektiği kanaatine varılarak, davalı ... aleyhine açılan davanın husumet yokluğundan, diğer davalılar ... ile şirket aleyhine açılan davanın ise haklı nedenlerin varlığı ispat edilemediğinden esastan reddine karar verilerek aşağıda yazılı hüküm kurulmuştur....
Dosya kapsamı dikkate alındığında, dava dışı limited şirketin üç müdüründen biri olan davalının azli istemiyle açılan dava kapsamında şirket müdürünün, şirketi yönetim ve temsil haklarının kaldırılması hususunda ihtiyati tedbir kararı verilmesi talebiyle ilgili olarak özellikle ihtiyati tedbir isteyen davacı vekilince dava dilekçesi ekinde dosyaya sunulan belgelere göre (bkz....