WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

a yapılan hisse devirlerinin ...' nun 520. maddesine uygun olduğu, şirket hissesinin devrine ilişkin davaya konu çekin davacı tarafa ....2004 tarihli sözleşme ile teslim edilmesinden sonra, ...'nun eşi ...'nun şirketteki %50 hissesini ....04.2006 tarihinde davacının eşi ...'a devrettiği, ... 5. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2006/89 D.iş sayılı dosyası üzerinden 04.08.2006 tarihinde yapılan tespitte belirlenen "şirketin faaliyet gösterdiği kuaför dükkanının beş aydır ... tarafından tek başına işletildiği yönündeki kuaför çalışanın beyanı da nazara alındığında, davaya konu çek karşılığı olarak alınan şirket hissesinin davacının eşine devredildiği, bu bakımdan davacının alacak talep etme hakkının olmayacağı ve taraflar arasındaki uyuşmazlığın yargılamayı gerektirir nitelikte olduğu gerekçesiyle davanın ve kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir....

    GEREKÇE : Dava, limited şirket hissesinin devri nedeniyle ortaklık sıfatının sona erdiğinin tespiti ve kararın Ticaret Sicilinde tescil ve ilanı istemine ilişkindir. Mahkememizin 2018/168 esas 20211/254 karar sayılı 25/03/2021 tarihli kararı davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya İstanbul BAM'ne gönderilmiş, İstanbul BAM 14. H.D.'nin 02/12/2021 tarih ve 2021/1992 esas, 2021/1498 karar sayılı ilamı ile: "Somut olayda, aynı zamanda tek münferit şirket yetkilisi olan davacılardan ... ve diğer davacı ... tarafından davalı şirket de hasım gösterilerek eldeki dava açılmıştır. Buna göre davacı ... ile aynı zamanda tek başına münferit yetkilisi olduğu anlaşılan davalı şirket arasında menfaat çatışması bulunduğu açıktır....

      nun %50 oranında paydaş olduğu şirket hisseleri üzerine katılma payı alacağının tahsilini teminen ihtiyati tedbir kararı verildikten sonra davalı eş ...tarafından davalı ...'nun sahibi olduğu 6.000 hissenin 3.000 adedini ...'e 75.000-TL bedel ile nakit alarak 21/03/2022 tarihinde limited şirket pay devri sözleşmesi düzenlenerek devir ettiği,şirket hisse devrinin tescil ve ilan edildiği, davanın 28/11/2022 tarihinde açıldığı, dava tarihinden sonra 04/05/2023 tarihi itibari ile şirkete ait hisselerinin tamamının davalı ...adına kaydedildiği ve şirketin tek ortaklı limited şirket haline geldiği anlaşılmaktadır.Yargılama sırasında hisselerin emaneten davalı ... 'da emaneten gözüktüğü ,davalı Nejdet'in kendine ait olan hisseleri iade aldığı savunulmuş iken,akabinde borçların ödenerek hisselerin geri alındığı ileri sürülmesine göre , dava açılmasına davalılar sebebiyet verdiğinden ve davacının dava açmakta haklı olduğu sonucuna varılmaktadır....

        Davalılardan ....... cevap dilekçesinde özetle; 2017 yılında hisse devrinin gerçekleştiğini iddia eden davacının, 2018 tarihinde gerçekleştirilen genel kurul kararında imzasının bulunduğunu, bu kapsamda şirketten ayrıldığı kabul edilerek, devrin tescil ve ilanının yapılmasının mevzuata aykırı olacağını, pay devri kaydını içeren defter örneğinin müdürlüğe sunulmadığını, müdürlük işleminin mevzuata uygun olduğunu savunmuştur. 6102 sayılı TTK'nın 595. maddesi gereğince, şirket sözleşmesinde aksi öngörülmemişse, esas sermaye payının devri için, ortaklar genel kurulunun onayı şarttır ve devir bu onayla geçerli olur. Yine TTK’nın 595/son fıkrasına göre hisse devrinin tescili için yapılan başvuru, şirket genel kurulu tarafından 3 ay içerisinde red edilmediği takdirde onay vermiş sayılır. Bu hüküm doğrultusunda hisse devrinin onay tarihinden itibaren şirkete karşı geçerli hale geleceği ve onay tarihi itibariyle ortaklık devrinin gerçekleştiğinin kabulü gerekir....

          Asliye Ticaret Mahkemesi’ndeki 08.03.2017 tarihli celsede ikrar ettiği, dava konusu nama yazılı hisse senetlerinin devrinin herhangi bir sınırlamaya tabi olmadığı, hisse devrinin davalı şirket pay defterine işlenmesinin davalı şirket tarafından yerine getirilmesi gereken bir iş olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının davalı şirkete %51 hissedar olduğunun tespitine, tescil ve ilan hususlarının davalı şirket tarafından yerine getirilmesine karar verilmiştir. Karara karşı, her iki davalı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur....

            Şti. firmalarının ortağı olduğunu, davacıya gerek şahsi gerek ortağı olduğu şirketlerin hesabından 500.000,00 TL gönderildiğini, gönderilen tutarların davalı şirket hesabına, davalı şirket hissedarı ... hesabına ya da davacı şirket hissedarı ...'ya elden verildiğini, ödemelerin ...'nin şirket ortağı olması için yapıldığını, davacının kuşkulu davranışları üzerine teminat olarak takibe konu 500.000,00 TL bedelli senedin davalı yetkilisi ... tarafından düzenlenerek kendilerine verildiğini, ...'nin şirket ortağı yapılmadığını ve ödenen paralar iade edilmediğinden takip başlatıldığını savunarak davanın reddini istemiştir....

              Tescili lazım geldiği halde tescil edilmemiş veya tescil edilip de ilanı gerekirken ilan edilmemiş olan bir husus ancak bunu bildikleri ispat edilmek şartıyla, üçüncü şahıslara karşı dermeyan edilebilir.” şeklinde açıklanmıştır. Öte yandan, limited şirket pay devrinin geçerli olabilmesi için TTK 520. maddesine göre, limited şirket pay devrinin yazılı şekilde yapılması ve imzaların noterce tasdik edilmesinden sonra, pay devrinin limited şirkete bildirilerek, ana sözleşmede aksine hüküm yoksa ortakların en az dörtte üçünün devre muvafakat etmesi ve bunların esas sermayenin dörtte üçüne sahip olması, ayrıca devrin pay defterine kaydedilmesi gerekir. Bu devrin ticaret siciline tescili ise, pay devrinin gerçekleşmesi için zorunlu bir şekil şartı değildir. TTK 520. maddesi hükmü pay devrinden doğan ihtilaflarda uygulanır....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında, kooperatif pay devri ile üyeliğin tespit ve tescili istemlerine ilişkin dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi süresinde duruşmalı olarak istenmiştir. Yargıtay duruşması için gerekli tebligat giderlerinin ödenmemesi ve hükmün miktar itibarıyla HUMK’nun 438. maddesi gereğince duruşma sınırının altında kalması nedeniyle duruşma isteminin reddine, incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildi. İnceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkilinin davalı ...’dan alacağına karşılık olarak, diğer davalı ...’ya ait olan davalı kooperatif nezdindeki üyeliği devraldığını, bu hususta kooperatife yazı gönderildiğini, ancak devir işlemlerinin yapılmadığını ileri sürerek, müvekkilinin üyeliği ile kooperatif hissesinin müvekkili adına tespit ve tescilini, bu mümkün olmadığı takdirde şimdilik 10.000.00 YTL'nin tahsilini talep ve dava etmiştir....

                  ın davalı şirkette hissesinin bulunmadığı, dolayısıyla böyle bir hisse devrinin pay defterine kaydının yapılamayacağı belirtilerek davacının talebi reddedilmiştir. Davalı şirket tarafından geçerli bir red sebebi ortaya konulmaksızın tescil talebinin reddi karşısında davacının tescile icbara ilişkin bu davayı açmakta hukuki yararı bulunmakta olup, mahkemece geçerli devir sözleşmesi uyarınca yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davalı ... Tesisleri A.Ş. vekilinin istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir....

                    Bu durumda 6762 sayılı TTK'nin 520. maddesine göre geçerli bir devir bulunmadığı ve koşulları oluşmadığından davacının hisse devrinin tescili ve ilanına ilişkin talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi yerinde olmayıp davalı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmüştür. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2016/8505 Esas- 2018/1909 Karar sayılı kararıda benzer mahiyettedir.) Davalı şirketin 08/04/2008 tarihli ortaklar kurulunun 4 ve 5 nolu kararları uyarınca davacının 08/04/2008 tarihi itibariyle şirket müdürlüğü görevinin sona erdiği ve bu tarihten itibaren şirket müdürü olarak davalı ...'ün 10 yıl süre ile münferit yetkili müdür olarak atanmasına oy birliği ile karar verildiği, bu kararın dava dışı şirket ortağı ..., devir alan şirket ortağı davalı ..., devir eden şirket ortağı ... tarafından imzalandığı ve kararın Bakırköy ......

                      UYAP Entegrasyonu