Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; hisse devrinin yapıldığı 25/06/2014 tarihi itibarıyla değil, mahkeme kararının kesinleşmesi tarihi itibarıyla müvekkilinin çıkmasına karar verildiğini, hissenin devralındığı aynı gün hissenin devralınan ortağa geri devredildiğini, ancak hissenin geri devrinin davalı şirket pay defterine işlenmediğini, tescil ve ilan işlemlerinin yapılmadığını, ticaret sicil gazetesinde ilan edilen kararlardaki müvekkili imzasının sahte olduğunu, şirket pay defterinin müvekkilinin elinde bulunmadığını, davalının şirket hisse devrini ticaret sicil gazetesinde tescil ettirmekten imtina ettiğini, şirket karar defterine sahte imzalar atılarak kararlar alındığını, bu nedenle çıkma kararının 25/06/2014 tarihi itibarıyla verilmesi gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir....

Konut Yapı Kooperatifi'nde bulunan hissesinin 1/4'ünü müvekkiline devretmesi gerektiğini, davalının keşide edilen ihtara rağmen bu devri gerçekleştirmediğini ileri sürerek, anılan hissenin müvekkiline devrine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde, yetki, görev, işbölümü itirazında bulunmuş, esasa ilişkin ise, protokolün hiçbir yerinde kooperatif hissesinin 1/4'ünün devredileceği konusunun yer almadığını, kooperatif hissesinin 3/4'ünün devrinin söz konusu olduğunu, buna ilişkin olarak ...Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2007/260 Esas sayılı dosyasında davacının protokolde yazılan 3/4 hisseye isabet eden tapunun iptali için dava açtığını, davanın derdest olduğunu savunarak, davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; protokolün birinci bendi gereği ......

    İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; hisse devrinin yapıldığı 25/06/2014 tarihi itibarıyla değil, mahkeme kararının kesinleşmesi tarihi itibarıyla müvekkilinin çıkmasına karar verildiğini, hissenin devralındığı aynı gün hissenin devralınan ortağa geri devredildiğini, ancak hissenin geri devrinin davalı şirket pay defterine işlenmediğini, tescil ve ilan işlemlerinin yapılmadığını, ticaret sicil gazetesinde ilan edilen kararlardaki müvekkili imzasının sahte olduğunu, şirket pay defterinin müvekkilinin elinde bulunmadığını, davalının şirket hisse devrini ticaret sicil gazetesinde tescil ettirmekten imtina ettiğini, şirket karar defterine sahte imzalar atılarak kararlar alındığını, bu nedenle çıkma kararının 25/06/2014 tarihi itibarıyla verilmesi gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir....

      Davacı şirket ortağı olmadığı gibi, şirket hisse devrinin TTK'da düzenlenen şekilde yapılmadığını da iddia etmemektedir. Davacı hisse devrinin muvazalı yapıldığı iddiasındadır. Bu yönüyle somut olayda taraflar arasında TTK hükümlerinin uygulanması kaynaklı bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. İİK 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davasında ya da somut olayda olduğu gibi TBK’nın 19. maddesi gereğince ve İİK’nın kıyasen uygulanması istemli olarak açılan davalarda hukuki işlemin taraflar arasındaki ticari nitelikteki alım satım ve benzeri ilişkiler görevin belirlenmesinde etkili değildir....

        A.Ş'nin ortaklık pay hisseleri devrine ilişkin noter huzurunda atılan imzanın sahteliği ve muris muvazaası nedeniyle pay devrinin geçersizliği iddiasında bulunduğunu, müvekkili tarafından görevsizlik itirazında bulunduğunu bunun üzerine dosyanın Asliye Ticaret Mahkemesine gönderildiğini, mahkeme tarafından karşı görevsizlik kararı verildiğini,İş bu davanın ticari mahiyetli bir dava olup; görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, davacı tarafın talepleri şirket hisselerinin tescilinin geçerliliğine ilişkin olduğundan, uyuşmazlığın ticaret mahkemelerinde görülmesi gerektiğini, dava dışı şirketin aile şirketi olması ve taraflar arasında mirasçı-miras bırakan ilişkisi bulunmasının davanın mahiyetini değiştirmeyeceğini, davacı tarafın, dava dışı diğer mirasçı ...'nın dava dışı ... A.Ş.'deki hisselerinin müvekkiline devredilmesi akabinde şirket tarafından bu hisse devrinin pay defterine işlenmemesi nedeniyle Bakırköy 5....

          Kişilere devredilme ihtimalinin bulunduğunu, bu durum müvekkilinin zararına neden olabileceğinden, halen Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğünde ... adına tescilli şirket hisselerinin 3. Kişilere devrinin önlenmesi için teminatsız olarak tedbir konulması gerektiğini ileri sürerek açıklanan bu ve re'sen gözetilecek nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını istemiştir. HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ Talep, davacının vekil tayin ettiği davalı tarafından davacıya ait davalı anonim şirket paylarının diğer davalı gerçek kişiye muvazaalı olarak devredildiği iddiasıyla devrin kesin hükümsüzlüğünün tespiti ve pay devri işleminin iptali ile davacı adına tescili, mümkün olmaması halinde pay devir bedelinin tespiti ile davacıya ödenmesi, ayrıca kar payı alacağının tahsili istemleriyle açılan dava kapsamında HMK'nın 389....

            ın şirketteki müdürlük yetkisi de- vam ettiğinden hisse devrine ilişkin davalı şirketin olağanüstü ortaklar genel kurulu toplantısı yapıl- ması için usulüne uygun olarak şirket ortaklar pay defterinde mevcut tüm ortakların mernis adreslerine iadeli taahhütlü posta gönderildiğini, Ticaret Sicil Gazetesi ve Şirket Esas Sözleşmesi gereği yerel gazetede ilan verilerek çağrı yapıldığını, yapılan çağrı sonrasında 08/01/2018 tarihinde Olağanüstü Ortaklar Genel Kurulu'nun şirket merkezinde toplandığını, toplantıya şirketin hisselerinin birlikte % 90'ına sahip olan davacıların katıldığını, %10 hisse sahibi ve şirket müdürü olan İslam İndal'ın usulüne uygun çağrı yapılmış olmasına ve çağrı davetini tebliğ almasına rağmen toplantıya katılmadığını, kendisine ulaşılamadığını, Yapılan toplantının 3 nolu gündem maddesinde;"Şirket hissedarlarından ...- .... (TC:...) şirkette mevcut 75.000 TL tutarındaki hissesini ve şirket hissedarla- rından ......

              Davalılardan ....... cevap dilekçesinde özetle; 2017 yılında hisse devrinin gerçekleştiğini iddia eden davacının, 2018 tarihinde gerçekleştirilen genel kurul kararında imzasının bulunduğunu, bu kapsamda şirketten ayrıldığı kabul edilerek, devrin tescil ve ilanının yapılmasının mevzuata aykırı olacağını, pay devri kaydını içeren defter örneğinin müdürlüğe sunulmadığını, müdürlük işleminin mevzuata uygun olduğunu savunmuştur. 6102 sayılı TTK'nın 595. maddesi gereğince, şirket sözleşmesinde aksi öngörülmemişse, esas sermaye payının devri için, ortaklar genel kurulunun onayı şarttır ve devir bu onayla geçerli olur. Yine TTK’nın 595/son fıkrasına göre hisse devrinin tescili için yapılan başvuru, şirket genel kurulu tarafından 3 ay içerisinde red edilmediği takdirde onay vermiş sayılır. Bu hüküm doğrultusunda hisse devrinin onay tarihinden itibaren şirkete karşı geçerli hale geleceği ve onay tarihi itibariyle ortaklık devrinin gerçekleştiğinin kabulü gerekir....

                a yapılan hisse devirlerinin ...' nun 520. maddesine uygun olduğu, şirket hissesinin devrine ilişkin davaya konu çekin davacı tarafa ....2004 tarihli sözleşme ile teslim edilmesinden sonra, ...'nun eşi ...'nun şirketteki %50 hissesini ....04.2006 tarihinde davacının eşi ...'a devrettiği, ... 5. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2006/89 D.iş sayılı dosyası üzerinden 04.08.2006 tarihinde yapılan tespitte belirlenen "şirketin faaliyet gösterdiği kuaför dükkanının beş aydır ... tarafından tek başına işletildiği yönündeki kuaför çalışanın beyanı da nazara alındığında, davaya konu çek karşılığı olarak alınan şirket hissesinin davacının eşine devredildiği, bu bakımdan davacının alacak talep etme hakkının olmayacağı ve taraflar arasındaki uyuşmazlığın yargılamayı gerektirir nitelikte olduğu gerekçesiyle davanın ve kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir....

                  GEREKÇE : Dava, limited şirket hissesinin devri nedeniyle ortaklık sıfatının sona erdiğinin tespiti ve kararın Ticaret Sicilinde tescil ve ilanı istemine ilişkindir. Mahkememizin 2018/168 esas 20211/254 karar sayılı 25/03/2021 tarihli kararı davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya İstanbul BAM'ne gönderilmiş, İstanbul BAM 14. H.D.'nin 02/12/2021 tarih ve 2021/1992 esas, 2021/1498 karar sayılı ilamı ile: "Somut olayda, aynı zamanda tek münferit şirket yetkilisi olan davacılardan ... ve diğer davacı ... tarafından davalı şirket de hasım gösterilerek eldeki dava açılmıştır. Buna göre davacı ... ile aynı zamanda tek başına münferit yetkilisi olduğu anlaşılan davalı şirket arasında menfaat çatışması bulunduğu açıktır....

                    UYAP Entegrasyonu