CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde; hisse devir sözleşmenin tek başına davacının davalı şirkette ortak olduğunu göstermediğini, 12.09.2017 tarihli hisse devir sözleşmesinin adi yazılı bir sözleşme olup ilgili sözleşmenin davalı şirketin karar defterine ve şirket pay defterine işlenmediğini, 17.09.2020 tarihinde alınan genel kurul kararıyla davacının davalı şirkete ortaklığının oybirliği ile kabul edilmediğini, hisse devir sözleşmesinde davacının %50 hisseye karşı 25.000,00 TL ödemeyi yaptığı yazılmışsa da davacının bu ödemeyi yapmadığını, bunun üzerine davalı şirketin davacıyı araştırdığını, gerek davacının ticari hayatının ve gerekse toplumdaki izleniminin göz önüne alınarak şirketin ticari disiplinine ve ticari anlayışına uygun olmadığı yönünde karar alındığını, davacı ile yapılan hisse devri sözleşmesinde noter onayı olmayıp davalı şirket tarafından hisse devrine muvafakat edildiğine dair yönetim kurulu kararı da olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir. III....
ya devrettiğini, davalı şirket ana sözleşmesinin 7. maddesinde düzenlenen önce diğer ortaklara teklif usulüne uyulmaksızın hisse devri yapıldığını ve yönetim kurulunun da bu devirlerin kabulüne karar verdiğini, müvekkilinin şirketteki hisse oranlarını küçültmek ve oy hakkını kısıtlamak amacıyla yapılan bu devir işlemine karşılık hisseleri devralanlar tarafından davalı şirkete herhangi bir para transferi de yapılmadığını, söz konusu hisse devirlerinin iptali ve pay defterinden terkini için açılan davada verilen red kararının temyiz incelemesi neticesinde onandığını, karar düzeltme taleplerinin de reddedilerek kararın kesinleştiğini ancak, anılan kararın esastan değil, usulden reddedidiğini, işbu kararlarda belirtilen eksiklikler giderilerek kesinleşmesini takiben davanın açıldığını ileri sürerek, pay devrinin iptali ile pay defterindeki kaydın terkinini, paylar müvekkili tarafından devir ve satın alınmak istendiğinden hisselerin aynı şartlarla müvekkiline satılması ile müvekkili adına...
Davalı vekili, uyuşmazlık hakkında kesin hüküm bulunduğunu, davanın zamanaşımına uğradığını, hisse devir sözleşmesinin geçerli olduğunu, davacının 2003 yılı Mart ayında silah ruhsatını yenilemek istediğinde şirketteki hisselerini devredip ayrılış yaptığından ruhsatını yenilemeyeceği için sadece bu silah ruhsat işlemlerinin gerçekleşebilmesi için taraflar arasında fesihnamenin düzenlendiğini, feshin bunun dışındaki hiç bir işlemde kullanılmadığını, fesihnameye rağmen davacının hiç bir ortaklar kurulu kararında imzasının bulunmadığını, şirket işlemlerinde şirket ortakları listesinde görünmediğini, ... 2. Asliye Ticaret Mahkemesi kararı ve bu dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporunda da feshin geçerli bir pay devri sözleşmesi olarak kabul edilmediğini savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacı tarafından hisse devri için açılan ve kesinleşen ... 2....
devredilen toplam 13.070.025.000 adet müflis şirketteki davalı ... adına olan kaydın iptali ile müvekkili adına tescilini, olmadığı takdirde hisse bedelinin ödenmesini talep etmektedir. 23/09/2003 tarihinde tescil edilen ... A.Ş.'nin birleşmeye ilişkin 18/09/2003 tarihli genel kurul toplantısı ile ... A.Ş.'nin ....A.Ş. ve ... A.Ş.'yi devraldığı, birleşme sözleşmesinin 3. maddesinde sermayenin 19.048.787.969.569-TL'ye artırılacağı, ...A.Ş. hissedarlarına birleşme nedeniyle 2.608.287.877.069-TL hisse verileceği, ...A.Ş. hissedarlarına 500.092.500-TL hisse verileceği, ...A.Ş. hissedarlarına 16.440.000.000.000-TL hisse verileceği ve bu hisselerin her üç şirketin devri tarihindeki şirketteki son hisse oranlarına göre aralarında tevzi edileceği kararlaştırılmıştır. Bahsi geçen sermaye artışının gerçekleşmesinden sonra 01/05/2004 tarihli genel kurul kararı ile yeniden sermaye artırımına gidildiği anlaşılmaktadır. Eldeki davanın konusunu oluşturan hisse .... A.Ş.'...
Noterliğinin ... tarih ve ... yevmiye numaralı Limited Şirket Pay Devri sözleşmeleri ile davalı ... 'a .... 8. Noterliğinin ... tarih ve ... yevmiye numaralı Limited Şirket Pay Devri sözleşmeleri ile davalı ...'a hile ile iradesi sakatlanarak devrettirilen şirket pay devri işlemlerinin iptali ile bu noter sözleşmeleri ile davalılara devredilen şirket paylarının davalılar adından terkin edilerek müvekkilimiz ... adına kayıt ve tescilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesini talep ve dava etmiştir. GEREKÇE; Tüm dosya kapsamı dikkate alınarak; mahkememizde açılan dava ile ... 6. Asliye Ticaret Mahkemesi ...Esas Sayılı dosyasında yürütülen davada davacısının aynı olduğu, davacının davasının ... 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin ......
İstinaf sebepleri ile sınırlı dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; Dava, muvazaalı hisse devri işleminin iptali ve tesciline ilişkindir. Bilindiği üzere; uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir. Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 1.4.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237....
nun 520. maddesi uyarınca hisse devredecek ile devralan arasında noterden resmi şekilde hisse devri sözleşmesinin yapılması ve bundan sonra şirket ortaklarının hisse devrine muvafakat etmeleri halinde devir konusunda karar almalarının zorunlu bulunduğu ve şekil şartı olduğu, dava konusu hisse devrinin ise noterden hisse devri sözleşmesi yapılmadan 27.09.2010 tarihinde 31 nolu karar ile şirket ortaklarının sermaye paylarının yeniden oluşturulması şeklinde davacı hissesinin azaltıldığı, bu işlem limited şirketin hisse devri niteliğinde bulunduğundan geçerli bir hisse devrinin ortada bulunmadığı, karar defterinin ibraz edilmediği ve bu hisse devrinin gerçek bir hisse devri olup olmadığı tespit edilemediği gibi davacıya ait imza olup olmadığı da tespit edilemediğinden bu kararın yok hükmünde sayılması gerektiği, buna bağlı olarak yine aynı tarihte 32 nolu karar olarak önceki müdür ...'...
davalının %50 hisse sahibi olduğu anlamının çıkmadığı, 01.04.2014 tarihli taahhütname altında davacılardan Nilüfer ve Hüseyin'in imzası bulunmakla birlikte anılan taahhütnamenin, hisse devri sonunda şirket borçlarından sorumluluğa ilişkin olup, hisse bedelleri konusunda ibra içermediği gerekçesiyle, taraf vekillerinin istinaf istemlerinin esastan reddine karar verilmiştir....
DELİL DEĞERLENDİRME VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava; Muris muvazaası nedeniyle şirket hisse satışının iptali ve muris terekesine iadesi, bu talebin kabul görmemesi halinde tazminat talebinin kabulü , tazminat talebinin kabul görmemesi durumunda tenkis hükümlerinin uygulanmasına talebine ilişkindir. Tarafların kardeş olduğu ve muris ...'ın mirasçısı oldukları, ...Medikal Sağlık... Ltd. Şirketinde murise ait olan hissenin şirket ortaklarınca 21.10.2013 tarihinde alınan karar uyarınca Ankara 56. Noterliği'nin 08.10.2013 tarihli 20696 yevmiye sayılı şirket hisse devri sözleşmesi uyarınca davalı ... Erdem Gökay'a 2.500,00 TL bedel ile devredildiği uyuşmazlık konusu değildir. Davacı murisin şirkette bulunan hisselerini kendisinden mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak davalıya devrettiği iddiasındadır. Davalı herhangi bir muvazaalı işlemin söz konusu olmadığını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir....
Davaya asli müdahale eden Muzaffer Gökdemir 01.09.2016 tarihli beyan dilekçesinde; dava konusu 01.10.2013 tarihli anonim şirket hisse devri sözleşmesinin "devir alan" kısmının davacı şirketin ortakları olan Hayırlı Duygu Akdemirbey ve Muzaffer Gökdemir tarafından imzalandığını, anılan ortaklar arasında 18.11.2013 tarihinde imzalanan hisse devri sözleşmesinin devrinin biçimine ilişkin şartları yeniden düzenleyen yeni tarihli bir sözleşme imzalandığını, bu sözleşme ile devir şartlarının açıkça değiştirildiğini, davacı şirket tarafından 18.11.2013 tarihli protokole dayalı olarak ödenmesi gereken bedellerin müvekkiline ödenmesi ve protokoldeki diğer yükümlülüklerin yerine getirilmesi ile dava konusu 412 payın devrinin gerçekleşebileceği hukuken mümkün olduğundan ve müvekkilinin davaya müdahale talebinde menfaati bulunduğundan müvekkilinin davaya müdahalesinin kabulüne ve davacının davasının reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....