Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

in tekrar yönetim kuruluna seçildiği gibi, 5 numaralı günden maddesi ile de önceden geçici yönetim kurulu üyesi olan ...’nın üyeliğinin onaylandığını, finansal tabloların müzakeresi ile bağlantılı olan bu konularda erteleme taleplerine uyulmayarak karar alınmış olmasının TTK m. 420/1 hükmünün açık ihlali olup ayrıca iptal sebebi olduğunu, dolayısıyla yok hükmünde olmakla birlikte ayrıca burada belirtilen sebeplerle iptale tabi olduklarının da açık olduğunu, ... tarafından tek başına karar alınması mümkün olmadığı gibi, o tarihte yönetim kurulu üyesi olan müvekkilinin elden dolaştırma yoluyla karar alınmasını kabul etmemiş olması nedeniyle 30.12.2022 tarihli genel kurul çağrısına ilişkin yönetim kurulu kararı ve dolayısıyla buna bağlı olarak genel kurulda alınan tüm kararların yok hükmünde olacağını, genel kurul kararlarının yürütmesinin durdurulmasına ilişkin TTK m. 449 hükmünde; “Genel kurul kararı aleyhine iptal veya butlan davası açıldığı takdirde mahkeme, yönetim kurulu üyelerinin...

    alınan kararda şirketin 08/09/2011 tarihinde genel kurul toplantısı yapılacağına dair karar alındığını, anılan kararın usulünce ilan edildiğini, şirketin gerçek hissedarlarının durumu fark etmesi üzerine şirket hissedarı olmayan ve genel kurul toplantısına katılan şahısların şirketten uzaklaştırıldığını, şirket hissedarı olmamalarına rağmen genel kurul toplantısına katılan şahısların şirketin gerçek hissedarlarının bilgileri hilafında ve şirket dışındaki bir mekanda genel kurul toplantısı düzenleyerek hukuka aykırı olarak ürettikleri belgeleri hileli yollarla tescil ettirdiklerini ve Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi'nde ilan ettirdiklerini, davalı şirketin 20/06/2011 tarihli genel kurul toplantısının kanun ve yönetmeliklere aykırı olduğundan yok hükmünde olduğunu, anonim şirketlerde hisse devri ve sermaye artırımına yönelik prosedürlerden hiçbirisinin uygulanmamış olduğunu belirterek davanın kabulü ile 20/06/2011 tarihli genel kurul toplantısının batıl olduğunun tespiti ve iptaline, anılan...

      ın istinafı yönünden ise, hukuki yararın bulunması halinde genel kurul kararının yok hükmünde olduğunun tespitinin talep edilebileceği, davacının davalı şirkette bulunan hissesini davadan önce devrettiği, davanın açıldığı tarihte şirket ortağı olmadığı anlaşıldığından genel kurul kararının yok hükmünde olduğunun tespitini talep etmede hukuki yararının bulunduğunu da ispatlayamadığından Mahkemece verilen karar usul ve yasaya uygun olduğu, asıl dava davacısının istinaf istemleri yönünden ise, asıl davacı dava dilekçesinde neticei talep olarak 29.05.2014 tarihli genel kurul kararlarının yok hükmünde olduğunun tespitini istediği, dava dilekçesinde belirttiği diğer hususların ihtiyati tedbir talebine ilişkin olup, ihtiyati tedbir kararı ile iligili olarak İlk Derece Mahkemesince karar verilip, bu karara karşı yapılan istinaf başvurusu da Bölge Adliye Mahkemesince incelenerek bu konuda kesin olmak üzere karar verildiği, Mahkeme de talep gibi genel kurul kararlarının yok hükmünde olduğunun tespitine...

        Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının genel kurul toplantısına davet edildiği, 01.04.2013 tarihli genel kurul toplantısında davalı şirket hisselerinin tamamının temsil edildiği, genel kurul toplantısına davetin ortaklardan birisi tarafından yapıldığı, bu durumda çağrının hukuki sonuç doğurmayacağı, toplantı sonuna kadar ortakların tamamının bulunmadığı, alınan kararların yok hükmünde olduğu, davacının 31.12.2012 tarihi itibarı ile davalı şirketten 47.479,38 TL alacağının bulunduğu, 26.04.2012 tarihli genel kurul kararlarının iptaline ilişkin davanın 3 ay içerisinde açılmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalı şirketin 01/04/2013 tarihli genel kurul kararının yok hükmünde olduğunun tespitine, davacının 31/12/2012 tarihi itibari ile davalı şirketten 47.479,38 TL alacaklı olduğunun tespitine, davacının 26/04/2012 tarihli genel kurulun 1, 3b ve 4a numaralı kararlarının iptali talebinin reddine karar verilmiştir....

          e ait %40 hissenin aidiyetinin tespiti davası derdest olduğundan bu sebepten dolayı da Genel Kurul Kararı'na itiraz ediyoruz " şerhi ile muhalefet yazdırdığı, buna istinaden de davalı şirketin Genel Kurul Kararları'nın hisse payı tespitine yönelik derdest dava sonuçlanmadan ve bu davalara ilişkin yönetim kurulunun bir kararı olmadan genel kurul kararı alınmasının TTK hükümlerine aykırı olduğu, kararın yok hükmünde olduğunun tespiti talebi ile eldeki dava açılmıştır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 2021/11-701 Esas 2022/275 Karar sayılı ilamı aşağıdaki şekildedir. "Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle genel kurul kararlarının hükümsüzlüğü hakkında açıklama yapılmasında yarar bulunmaktadır. Hukukî işlem, bir veya birden çok kişinin hukuk düzeninin öngördüğü sınırlar içinde gerektiğinde diğer unsurlarla birlikte hukukî sonuçlar doğurmaya yönelik irade açıklamasından oluşan hukukî bir olgudur....

            23.12.1995 tarihinden itibaren alınmış tüm ortaklar kurulu kararlarının, şirket müdürü tarafından alınmış tüm kararların mutlak butlanla batıl ve yok hükmünde olduğunun tespitiyle iptallerine ve davacı ...'...

              tarihli olağan genel kurulda alınan kararların yok hükmünde olduğunu, ... tarihli 2021 yılı olağan genel kurulunda kanuna ve esas sözleşmeye aykırı şekilde yönetim kurulu seçimi yapıldığını, genel kurul kararlarının yok hükmünde olduğu sabitken ayrıca pay sahiplerinin taleplerinin hukuka aykırı şekilde reddedildiğini, tüm itirazlara rağmen esas sözleşmeye aykırı kararlar alındığını, genel kurul kararlarının yok hükmünde tespit edilmese dahi genel kurul toplantısının 8.gündem maddesinde alınan kararın butlanının tespiti ve iptali gerektiğini, ... tarihli devam niteliğindeki genel kurul toplantısı için müvekkiline ve diğer pay sahiplerine yine usulüne uygun çağrı yapılmadığını, ilan metninin usulüne göre düzenlenmediğini, incelenmesi için evrakların şirket merkezinde hazır edilmediğini, TTK 437/1.maddesinde belirtilen belgeler toplantıdan en az 15 gün önce pay sahiplerinin incelenmesi için hazır bulundurulmadığını, azlık pay sahiplerinin toplantıya katılımlarının engellendiğini, bazılarına...

                GEREKÇE: Dava, 26.03.2007 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan ve Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi'nin 5 Nisan 2007 tarih, 6781 sayı, sayfa 509 da ilan edilen genel kurul kararlarının yok hükmünde olduğunun tespiti istemine ilişkindir. Davacı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi'nin 5 Nisan 2007 tarih, 6781 sayı, sayfa 509 da ilan edilen genel kurul kararlarının 26.03.2007 tarihli genel kurulda alınan kararlar olmadığını, toplantıların zabıtlarının 5 nolu maddesinin iki ayrı tutanakta ayrı ayrı şekilde kaleme alındığını, her iki metin arasındaki yazım içeriği farklı olduğunu, asıl değişikliğin yönetim kurulu görev süresinin ikinci metinde olmasında ortaya çıktığını, ilk metinde duruma göre Yönetim Kurulunun görev süresinin 17/03/2008 tarihinde sona erecekken ikinci metindeki maddenin yeni seçilen ve görev süresi tanımlanmayan bir yönetim kurulu oluşumuna işaret ettiğini açıklamıştır. ... ile yabancı ortaklarıyla oluşturulan ......

                  bulunduğu dönemlere ilişkin şirket kayıtlarının incelenerek gerçek kar durumunun tespitinden sonra müvekkillerinin mahrum kaldığı geçmiş kar paylarının kendilerine ödenmesi gerektiğini belirterek, sahte imza ile alınan tüm genel kurul kararlarının yok hükmünde olduğunun tespitine, müvekkillerinin paylarına düşen geçmiş kar paylarının kendilerine ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir....

                    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;Dava, genel kurul kararının yok hükmünde olduğunun tespiti, organ eksikliği tespiti ve ticari kayıtlarda fiktif işlemler olduğunun tespiti davasıdır.Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 15.04.2020 tarih genel kurul kararının davacının genel kurula usulüne uygun olarak çağrılmaması sebebiyle özellikle müdürler kurulunun seçilmesine ilişkin kararın hukuken geçerli olup olmadığının tespiti, TTK 530. Maddesi gereğince yönetim organı eksikliği bulunup bulunmadığının tespiti, davalı şirketin ticari defter ve kayıtlarının hukuken usulüne uygun olarak tutulup tutulmadığının belirlenmesi davacının TTK 596. Maddesi gereğince davalı şirket tarafından usulüne uygun olarak ortaklığa kabul edilmemesi nedeniyle, dava açma hakkının yani aktif husumet ehliyetinin bulunup bulunmadığının tespiti, davanın süresinde açılıp açılmadığının belirlenmesi hususlarına ilişkindir....

                      UYAP Entegrasyonu