Davaya konu genel kurul toplantısında bu sayılan hususlardan biri yer almadığından, toplantıda bakanlık temsilcisinin hazır bulunmaması eldeki somut olayda yokluk sebebi değildir. Davacıların bu yöndeki butlan iddiası isabetli görülmemiştir. Özetle, çağrısız genel kurul şartları oluşmadığı halde çağrısız yapıldığı anlaşılan ----- bir toplantıdan söz edilemeyeceği için, butlan halini ilgisini ortaya koyan herkes (ortak olması gerekmeden) ileri sürebileceği de nazara alınarak her iki davacının da husumeti var kabul edilmiş, davanın kabulüne, anılan genel kurul kararlarının yok hükmünde olduğunun tespitine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir....
ATM'nin 2020/229 esas sayılı dosyasında 27/02/2020 tarihli yönetim kurulu kararının batıl olduğunun tespiti talep edilmiş olup iş bu dosyada 23/03/2020 tarihli genel kurul toplantısında alınan kararların iptali ve batıl olduğunun tespiti isteminde dava açıldığından davaların birleştirilmesine yer olmadığına karar verilmiş, ... 9. ATM'nin ... esas sayılı dosyasında 27/02/2020 tarihli yönetim kurulu kararının yok hükmünde olduğunun tespitine karar verildiği ve verilen kararın kesinleşmiş olduğu anlaşılmıştır. Davalı ... A.Ş., ......
ın bir araya geldiğini. iki müflisin iştirakiyle yönetim kurulu oluşturulduğunu ve bu yönetim kurulunun 13.08.2018 tarihli kararıyla 06.09.2018 tarihinde genel kurul yapılmasına karar alındığını ve bu toplantıya müflis ...'ın katılmadığını, TTK'nın 359, 363. 410/2 hükümlerine rağmen sadece iflas eden üyelerin iştirakiyle oluşan yönetim kurulunun aldığı “genel kurulun toplanmasına ilişkin kararın” yok hükmünde olduğunu belirterek, şirketin 04/07/2018 tarihinden itibaren yapmış olduğu genel kurul çağrısının, genel kurul kararlarının ve yönetim kurulu kararların yok hükmünde olduğunun tespitini talep ve dava etmiştir. CEVAP :Davalı vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; şirketin 04.07.2018 tarihinden itibaren yapmış olduğu genel kurul çağrısının ve genel kurul ile yönetim kurulu kararlarının yok hükmünde olduğunun tespitinin istenilmesinin kötü niyetli olduğundan TTK'nın 451....
toplantısı yaptığını, 11.12.2006 tarihli toplantıda alınan yok hükmündeki kararlara istinaden oluşturulan yönetim kurulu tarafından toplanan 23.01.2007 tarihli kararların da yok hükmünde olduğunu ileri sürerek 11.12.2006 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında alınan tüm kararların ve 23.01.2007 tarihli olağan genel kurul kararı ile alınan ana sözleşme tadil metninin 18'inci maddesinin yok hükmünde olduğunun tespiti ile iptalini talep ve dava etmiştir....
İlk derece mahkemesi, iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, %64 pay sahibinin hazır bulunduğu 26/05/2013 tarihinde yapılan genel kurulda “genel kurulunun tüm paydaşların hazır bulunması ile icra edilmesi ve kararların oybirliği ile alınmasına” ilişkin ana sözleşme maddesinde değişiklik yaptığı, ancak bu kararın tüm paydaşlarca kabul etmesi şartıyla alınabilecek bir karar olması nedeniyle yok hükmünde olduğundan uyuşmazlık konusu genel kurulda nisabın olup olmadığı hususunun nazara alınamayacağı, ancak dava konusu genel kurul çağrısının mahkemece iptal edilen 25/06/2013 tarihli olağan genel kurul toplantısında yönetici olarak seçilen dava dışı ... ve Ahat Alper Kılıç tarafından yapıldığı, yetkili kişiler tarafından çağrılmayan genel kurul tarafından alınan bütün kararların da yok hükmünde olacağı gerekçesi ile davanın kabulüne, dava konusu 10/07/2015 tarihinde yapılan 2013 ve 2014 yılı olağan genel kurulunda alınan kararların yok hükmünde olduğunun tespitine karar...
Madde 416 gereğince; davaya konu edilen GK toplantısında müvekkilinin hazır bulunmadığı, haberdar dahi edilmediğinin anlaşılacağını, Genel Kurul toplantılarının yapılmasına ilişkin yasanın buyurucu hükümlerine aynen uyulması gerektiği halde, çağrısız genel kurul toplantısı yapılmasına ilişkin hükümlere aykırı yapılan toplantı ve genel kurul kararları yok hükmünde olduğunu, Anonim Şirket yönetim kurulu "yok" sayılan GK kararlarını icra edemeyeceği gibi, bunların ticaret siciline tescil ve ilanının da olanaklı olmadığını, her nasılsa sicile tescil ve ilan edilse dahi, tescil yok hükmündeki kararı ihya etmez, diğer bir deyişle, tescil, yok sayılan GK kararına geçerlik kazandıramayacağını, genel Kurulun yok hükmünde kararı doğrultusunda şirket yönetim kurulu kararlarının yoklukla malul ve hükümsüz olacağı ve yönetim kurulu kararlarının müvekkil ortağın haklarını elde etmesini imkansız hale getireceği gibi, müvekkili ve 3....
Limited Şirketi 'nin, 2015 yılı Olağan Genel Kurul Toplantısında alınan dava konusu 3., 4., 6. ve 7. maddelerindeki kararların iptaline ve [25/04/2012 tarihli genel kurul toplantı tutanağındaki] (1) ve (2) numaralı hisse devir kararlarının payların daha önce devredilmiş olması sebebiyle yok hükmünde olduğunun tespitine, davalı şirketin 2015 yılı Olağan Genel Kurul Toplantısı'nda alınan dava konusu [25/04/2012 tarihli genel kurul toplantı tutanağındaki 1., 2.,] ve [15/03/2016 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan] 3., 4., 6. ve 7. maddelerindeki kararların yürütülmesinin durdurulmasına; davanın esası hakkında karar verildiği dikkate alınarak HMK 392-(1) maddesinin (2). cümlesi dikkate alınarak teminat alınmasına yer olmadığına karar verilmiştir. Karara karşı taraf vekillerince ve dava dışı ... vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....
TTK'da genel kurul kararı iptali davası için 3 aylık süre öngörülmüş ise de, genel kurul kararlarının butlanını veya yok hükmünde olduğunun tespitine ilişkin talepler yönünden herhangi bir sürenin öngörülmediği zira işlemin zaten geçersiz olduğunun iddia edildiği ve kanun koyucu tarafından da bu husus gözönüne alınarak butlan veya yokluk davası için bir sürenin mevzuatta yer almadığı anlaşılmış olmakla dosyada mevcut bulunan 09.10.2017 tarihli raporda, genel kurul kararından itibaren uzun bir sürenin geçmesi halinde hukuk güvenliği ve şirketlerin işleyişi dikkate alınarak dava konusu genel kurulun butlanına ilişkin bu davada anılan ilkeye dayalı olarak genel kurul kararının yok hükmünde olduğunun tespiti isteminin yerinde olmadığının kabul edilmesinin mümkün bulunduğu da açıklanmış ise de, genel kurul karar tarihinden yaklaşık sadece 4 ay sonra davanın açıldığı, genel kurul tarihinden davanın açıldığı tarih arasında çok uzun bir sürenin bulunmadığı anlaşılmakla rapordaki bu açıklamaya itibar...
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde; limited şirket genel kurul kararlarının iptali davalarında husumetin sadece ve ancak şirket tüzel kişiliğine yöneltilebileceği gerekçesiyle, şirket ortakları ..., ... ve ... aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğu sebebiyle reddine karar verilmiş; şirket tüzel kişiliğine yönelik davada ise, 20/01/2009 tarihli ilk genel kurula ilişkin davetin yetkisiz kişi tarafından yapılmış olduğundan yok hükmünde olduğu, ayrıca İkinci genel kurula iştirak eden yeni ortakların yok hükmünde kabul edilen birinci genel kurul sonucunda ortaklığa girdiklerinden ve bu şekilde ikinci genel kurul kararlarının alınması sağlandığından ve ikinci genel kurula davacının usulüne uygun olarak çağrılmamış olması nedeniyle ikinci genel kurul kararlarının da yok hükmünde olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararı, davalı şirket vekili temyiz etmiştir....
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir. 1- Dava, ortaklar kurulu kararının butlanının, yokluğunun tespiti, iptali, şirket yöneticisinin azli, şirkete kayyım atanması, şirketin uğradığı zararın tespiti ile davalı şirket müdüründen tahsili ve şirketin ortaklarına borçlu olmadığının tespiti istemlerine ilişkindir. Dairemiz uygulamalarına göre kural olarak çağrı olmaksızın veya yetkili organlarca yapılmış çağrı bulunmaksızın yapılan genel kurul toplantılarında alınan karar dışında çağrıda usulsüzlük yokluk ya da butlan sonucu doğurmayıp iptal sebebidir. Mahkemece şirketin tasfiyeye sokulmasına ilişkin usulsüz çağrı ile toplanan ortaklar kurulu kararının yok hükmünde olduğunun kabulü bu nedenle doğru görülmemiştir. Öte yandan 6102 sayılı TTK’nın 447. maddesinde düzenlenen hukuka aykırılıkların yaptırımı butlan olup, mahkemece TTK’nın 447. maddesi gereği kararın yok hükmünde olduğunun tespitine karar verilmesi de doğru olmamıştır....