Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kıymet takdirine itiraz üzerine verilen karar kesin nitelikte olmakla birlikte, anılan hükümler ihalenin feshi aşamasında incelenebilir (HGK'nun 17.03.1999 tarih - 1999/12-161 E.- 148 K. sayılı kararı). Kıymet takdirine itiraz dosyasının incelenmesinde, borçlu şirket, her ne kadar kıymet takdirine itiraz etmiş ise de .... İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2013/281 E.-553 K. sayılı kararı ile, İİK'nun 128/a-1 maddesi gereğince giderlerin 7 günlük kesin sürede tamamen yatırılmadığı gerekçesi ile kıymet takdirine itirazın reddine karar verildiği görülmüştür. Buna göre borçlu şirketin kıymet takdirine itirazının, masraf ve giderlerin kesin sürede yatırılmaması nedeni ile reddedilmiş olması karşısında artık kıymet takdirine itiraz edildiği nedeni ile ihalenin feshininin istenmesi mümkün değildir. O halde mahkemece ihalenin feshi talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin kabulü yönünde hüküm tesisis isabetsizdir....

    ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/671 Esas KARAR NO : 2022/935 DAVA : Ticari Şirket (Fesih İstemli) DAVA TARİHİ : 06/10/2022 KARAR TARİHİ : 22/11/2022 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Fesih İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davalı şirketin 06/04/1976 yılında kurulduğunu, müvekkilinin kurucu ortaklardan biri olduğunu, müvekkillinin %11 oranında şirkette hissedar olduğunu, şirketin 2012 yılından bu yana gayri faal durumda olduğunu, davalı şirketin iyi yönetilmediğini, şirket ana sözleşmesindeki hedeflere ulaşılmasının artık mümkün olmadığını, davacının 2012 yılından bu güne kar payı almadığını, şirket ortağı olmanın ekonomik bir faydasını görmediğini, 82 yaşında olması nedeniyle davacının şirkette ortak olmasını gerektiren bir menfaatinin kalmadığını ve yönetim kurulunun yaptığı usulsüz işlemleri takip etmesinin kendisinden beklenemeyeceğini, şirket...

      ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO:2021/206 Esas KARAR NO:2021/306 DAV:Şirketin Feshi DAVA TARİHİ:04/01/2021 KARAR TARİHİ:06/04/2021 Mahkememizde görülmekte olan Şirketin Feshi davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı...asil dava dilekçesinde özetle; ...Ticaret Sicil numaralı ...Ltd. Şti'nin faaliyetlerinin devam ettirilemediğini, gerçek şirket sahibinin de vefat ettiğini belirterek şirketin feshine karar verilmesini talep etmiştir. Delillerin toplanması aşamasında; davacı...asil 02/04/2021 tarihli dilekçesiyle davadan feragat ettiğini beyan etmekle feragat nedeniyle davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

        "İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki konkordatonun feshi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, projesine uygun biçimde ödeme yapmayan davalı yanın tasdik edilen konkordatosunun davacı bakımından feshi istemine ilişkindir (İİK.m.307). Mahkemece yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve alınan bilirkişi raporuna göre, davalı yanın projeye uygun biçimde ödeme yapmadığı ve bu suretle İcra ve İflas Kanunu’nun 307 nci maddesindeki yasal şartların oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, konkordatonun davacı ile sınırlı olmak üzere feshine karar verilmiş; hüküm davalı şirket vekili tarafından temyiz edilmiştir....

          DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 134. maddesine dayalı ihalenin feshi istemine ilişkindir....

          Bu mallar için tasarruf yetkisi iflas masasına geçer ise de, hukuki yararının bulunması nedeniyle müflis, ihalenin feshi davası açabilir. Ancak, mahcuzun iflas masasına dahil olan mallardan olması nedeniyle iflas idaresi yanında ayrıca müflise ve vekiline kıymet takdiri raporu ve satış ilanı tebliği zorunlu değildir. (Yargıtay 12. H.D 2014/29423 esas, 28319 karar; 2018/15978 esas, 2019/4780 karar) Satış ilanının, iflas idaresine hukuka uygun tebliğ edilmediğini şikayetçi şirket, iflas idaresi adına ileri süremez. Müflis şirket tarafından iflastan önce verilen vekaletname ile vekilinin, şirket adına ihalenin feshi isteminde bulunabileceği değerlendirilmiştir....

          Anonim şirket, mahiyeti itibariyle, şahıs şirketi olmayıp tüm özellikleriyle bir sermaye şirketidir. Şirketin feshi istemli davanın, feshi istenen şirkete yöneltilmesi gerekli ve yeterli olup ortaklara husumet yöneltilmesi mümkün değildir. Şirketin bir anonim şirket olması nedeniyle, şirketin ortak sayısının ve iki ortaklı olmasının sonuca etkisi yoktur. Anonim şirketin fesih ve tasfiyesi davasında davalı sıfatı (pasif husumet ehliyeti), feshi istenen şirkete aittir. Bu davanın şirket ortaklarına yöneltilmesi mümkün değildir. Somut olayda asıl ve birleşen davalarda fesih talebi, şirket tüzel kişiliğine değil, diğer ortağa yöneltilmiştir. Bu nedenle davanın pasif husumet ehliyeti yokluğundan reddedilmesi isabetli olup, davacı vekilinin ileri sürdüğü istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir....

            İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece;mevcut mali yapısı ile davalı şirketin temel faaliyetlerini rahatlıkla gerçekleştirilebilecek durumda olmadığı, şirketin devamlı olarak zarar ettiği, davalı şirketin halen elinde bulundurduğu varlıklarıyla şirket ana sözleşmesinde yer alan amaçlarını gerçekleştirebilecek durumda olmadığı, kuruluş ve gayesinin devam etmesi veya gerçekleşmesi imkânının kalmadığı şirket ortaklarının ortaklıktan ayrılması halinde dahi şirketin amaçlarının gerçekleşme imkânının kalmadığı, bu çerçevede; davalı şirket ortaklığından paylarının değeri ödenmek suretiyle çıkarılmalarına karar verilmesinin, TTK m. 531 anlamında duruma uygun düşen ve kabul edilebilir bir çözüm olmadığı, davalı şirketin haklı nedenlerle feshi için gerekli koşulların oluştuğu sonuç ve kanaatine varıldığından davacı ...'un açtığı şirketin feshi davasının kabulüne, Davacı ...'un açtığı davanın davacının aktif husumet ehliyeti olmadığından reddine, Davacı ...'...

              Açıklanan nedenlerle, davacı tarafça fesih nedeni olarak ileri sürülen nedenlerin, davalı şirketin feshi için haklı nedenlerden sayılamayacağı ve TTK'nın 636.maddesi gereği haklı nedenle fesih koşullarının gerçekleştiğinin davacı tarafından kanıtlanamadığı anlaşıldığından şirket feshine yönelik açılan davanın reddine karar verilmiştir. Diğer yandan TTK'nın 640/3.maddesi gereğince şirket ortağının ortaklıktan çıkarılması isteminin şirket tarafından yapılması yasal zorunluluktur. Davacı ortak, iş bu ortaklıktan çıkarılmaya ilişkin davada davalı ortağın çıkartılmasını isteyemez. Başka bir anlatımla, şirket ortağının ortaklıktan çıkarılması ancak ortağı olduğu şirket tarafından istenebilir. Dolayısıyla, davacı ortak tarafından, davalı ortağa karşı açılan ortaklıktan çıkarılmaya yönelik davanın yasal dayanağı bulunmadığından reddine ilişkin aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir. ..."...

                "İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Tarih :21.05.2009 No :656-326 Taraflar arasındaki konkordatonun feshi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı şirket yetkilisince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili davalı şirketin tasdik edilen konkordato projesi şartlarına uygun biçimde ödemelerini yapmadığını iddia ederek konkordatonun kendisi bakımından feshine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı şirket yetkilileri 7.5.2009 günlü beyanlarında ödeme yapılmadığını bildirmişlerdir. Mahkemece davalı şirketin tasdik edilen projeye uygun biçimde ödeme yapılmadığı gerekçesiyle ve İcra ve İflas Kanunu'nun 307 nci maddesi uyarınca konkordatonun kabulüne ilişkin kararın davacı yönünden feshine karar verilmiş; hüküm davalı şirket yetkilisince temyiz edilmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu