Şirketin feshi ve tasfiyesi istemli davada feshi istenen şirket yasal hasım olup, şirket ortakları yasal hasım olmadığından şirketin davalı olarak gösterilmesi halinde diğer ortaklara dava yöneltilmesinin yasal dayanağı bulunmamaktadır. Bu sebeplerle şirket ortaklarına karşı açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilerek aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: AÇILAN DAVANIN PASİF HUSUMET YOKLUĞU NEDENİYLE REDDİNE, 1-Alınması gereken 179,90 TL'nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 2-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, Dair, tarafların yokluğunda, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi 10/03/2023 Başkan ... ¸e-imzalıdır Üye ... ¸e-imzalıdır Üye ... ¸e-imzalıdır Katip ... ¸e-imzalıdır...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki sözleşmenin feshi, tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı şirket iflas idaresi vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı arsa sahibi vekili, taraflar arasında düzenlenen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereği inşaatın teslim edilmesi gereken tarihten 4 yıl geçmesine rağmen halen teslim edilmediğini, taşınmaz üzerine şirket yetkilisi tarafından ipotek koydurulup 3. şahıstan kredi alındığını, ödenmeyince icra takibi yapıldığını ileri sürerek, sözleşmenin feshine, tapunun iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı yüklenici şirket adına iflas idaresi memurluğu, şirketin ünvan değiştirdiğini ve ......
ile ortaklık ilişkisine girerek davalı şirketi kurduğunu, özellikle son zamanlarda şirketin diğer ortaklarının hukuka aykırı davranışları, bilgi, hesap verme ve mali yükümlülüklerine aykırı hareketleri, şirketin kaynaklarını boşaltmaya yönelik tavır, tutum ve davranışları, şirket ile rekabete giren sabit davranışlarının mevcudiyeti ve müvekkilinin şirket kar ve kazançlarından mahrum bırakılması nedeniyle öncelikli olarak şirketin haklı nedenlerle feshine, Mahkeme aksi kanaatte ise müvekkilinin ayrılma akçesi ve diğer kanuni hakları ödenilerek şirket ortaklığından çıkmasına ve ortaklıktan çıkma sonrasında müvekkilinin payına düşen ayrılma akçesinin ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir. SAVUNMA :Davalı cevap dilekçesi sunmamıştır. GEREKÇE :Dava, şirketin haklı nedenlerle feshi aksi takdirde şirket ortaklığından çıkma istemine ilişkindir....
Davaya dayanak yapılan--------- Esas sayılı dava dosyasının verilen ara kararda yapılan incelenmesinde; dosyamız davacısı tarafından davalı şirket aleyhine şirketin feshi istemli dava açıldığı, yargılamanın devam ettiği, mahkemece 25/12/2023 tarihli ara kararı ile davacı tarafa, davalı şirkete temsil kayyımı atanması hususunda dava açmak üzere yetki ve süre verildiği verildiği görülmüştür.------- Ticaret Mahkemesinin 25.12.2023 tarihli ara karar incelenmesinde; ana sözleşme ile -------- 10 yıllığına müdür olarak tayin edildiği, görev süresinin 12.10.2015 tarihinde sona erdiği, davanın şirketin feshi istemine ilişkin olduğu, davalı şirketin ortaklardan ayrı olarak hak ve taraf ehliyeti olduğu ve bu dosyada şirketin yetkilisinin görev süresinin de sona ermiş olması nedeni ile şirketin organsız ve savunmasız durumda olduğu, nitekim şirkete çıkartılan tebligatın da TK 35'e göre yapıldığı görülmekle bu durumda-------- Esas sayılı dava dosyasında taraflar arasında görülen uyuşmazlıkta davacı...
Somut olayda,Kurum davacı şirket hakkında 6183 sayılı Yasa gereği yaptığı takip sonucunda davacı şirket adına kayıtlı taşınmazı yapılan ihale sonucunda diğer davalıya satmış,davacı şirket ise ihalenin usulüne uygun olmadığı gerekçesiyle ihalenin feshini istemiştir.Hal böyle olunca 5510 sayılı Yasa’nın 88.maddesinde,Kurumun prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanunun uygulamasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde Kurumun alacaklı biriminin bulunduğu yer iş mahkemesinin yetkili olduğu belirtilmiş ise de ihalenin feshine ilişkin özel düzenleme içeren 6183 sayılı Yasa'nın 99.maddesi gereğince, ihalenin feshinin gayrimenkulün bulunduğu yerin icra tetkik merciinden şikayet yoluyla istenebileceğinin ve ihalenin feshi veya kaydın tashihi hakkında başkaca mahkemeye veya idari kaza mercilerine müracaat olunamayacağı bildirildiğinden davaya bakmaya İş Mahkemesi değil İcra Tetkik Mercii (İcra Mahkemesi) görevli olduğundan, dava dilekçesinin...
Dava, davalı limited şirketin feshi istemine ilişkin olup, davanın feshi istenilen şirket tüzel kişiliğine yöneltilmesi gerekli ve yeterlidir. Somut olayda, davacı tarafından şirket tüzel kişiliği yanında şirketin diğer ortağı olan davalı ...'a da husumet yöneltilmesi yerinde olmamıştır. Bu nedenle, davalı ... yönünden davanın husumetten reddine karar vermek gerekirken davalı gerçek kişi hakkındaki davanın da kabulü ve buna bağlı olarak yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulması doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, mümeyyiz davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın mümeyyiz davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalı ...'a iadesine, 18/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
feshi ve tasfiyesi için de haklı sebepler oluşturmaktadır....
Bununlar birlikte, mahkemece, her ne kadar danışmanlık sözleşmesinin feshi ihbarında bulunan Avukat ...’in 17.08.2012 tarihi itibariyle vekalet görevinin sona ermiş olmasının da feshi ihbarı geçersiz kıldığı kabul edilmiş ise de, davalı şirket yöneticileri tarafından davacıya gönderilen 11.09.2012 tarihli feshi ihbarda Avukat ... tarafından gönderilen feshi ihbara icazet verildiği anlaşılmakta olup, buna göre de davacının danışmanlık hizmet sözleşmesinin feshinin yok hükmünde olduğunun kabulü doğru olmamış, kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir. 2- Bozma neden ve şekline göre davalı vekilinin diğer, davacı vekilinin ise tüm temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir....
Huzurdaki konkordatonun feshi davası ise 24/03/2022 tarihinde açılmıştır. Doktrinde ittifakla kabul olunduğu üzere, tasdik edilen konkordato projesine uygun olarak borçlarını ödemeyen borçlunun, konkordatonun kısmen feshi davasının açılmasından önce borcunu ödemesi ve yapılan ödemenin ihtirazi kayıt konulmadan kabulü halinde, kısmen fesih davası açılamayacağı, ancak dava konusu somut olayda davacının yapılan ödemeyi ihtirazi kayıtla kabul ettiğini davalıya ihtarname ile bildirdiği, bu nedenle borçlunun ancak tüm borcunu konkordatodan bağımsız olarak ödeyerek konkordatonun feshi istemini konusuz bırakabileceği, zira ancak bu halde alacaklının, fesih davasıyla varmayı amaçladığı sonuca ulaşabileceği, Diğer bir anlatımla, somut olayda davacı yönünden İİK m.308/e hükmüne göre konkordatonun kısmen feshi koşulları oluştuğundan davanın kabulü ile konkordatonun davacı yönünden kısmen feshine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak" davanın kabulüne dair karar verilmiştir....
nın belirlendiğini, müvekkiline ortak olduğu tarihten bu yana hiç bir şekilde kâr payı ödemesi yapılmadığını, şirketin kötü yönetildiğini ileri sürerek müvekkilinin kâr payının tespiti ile şimdilik 10.000 TL'nin tahsiline, ortaklığın çekilmez hale gelmesi nedeniyle şirketin feshi ve tasfiyesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, birleşen davada da aynı nedenlerle beraber davalı şirket müdürünün şirketin stokta bulunan mallarını faturasız olarak sattığını, hatta bu sebeple satılan malların bir çoğunun bedeli alınamadığını, şirketin faturasız ve usulsüz satışlar yönüyle zarara uğratıldığını ileri sürerek davalı ...'nın şirket müdürlüğünden azlini, şirket yönetiminin kayyuma devredilmesini talep ve dava etmiştir....