bulunan AAÜT gereğince şirket feshi yönünden belirlenen 3.400,00....
FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/84 Esas KARAR NO : 2022/18 DAVA : Tecavüzün Önlenmesi, Maddi ve Manevi Tazminat DAVA TARİHİ : 20/05/2021 KARAR TARİHİ : 14/03/2022 Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan tecavüzün önlenmesi, maddi ve manevi tazminat davasının yapılan dosya incelemesi sonucunda; İSTEM / Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;---------- müvekkil şirket tarafından----gerçekleştirildiğini, ------ -----başladığını, uzun yıllar----- devam ettiğini, -------- geldiğini, sonrasında ---markalarının davacı adına --- ------ tescilli ---- bulunan -------- konusunda müvekkil şirket ile------ akdedildiğini, davalı yanın sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmemesi, sözleşmeye aykırılıkları ve ----- ---- olduğu zararlar nedeni ile Müvekkili şirket tarafından, huzurda işbu sözleşmenin feshi ve maddi manevi tazminat davasının açılması açma zaruretinin hasıl olduğunu, tarafların sözleşmeyi imzalanmasından bu yana davalı tarafın, sözleşmeden...
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde, davacı şirket ile davalı şirket arasında 15/10/2012 tarihinde acentecilik sözleşmesi imzalandığı, sözleşmenin feshedildiği, davacı tarafça Adana 1.Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2020/... Esas sayılı dava dosyasında 15/10/2012 tarihli Acentelik Sözleşmesinin feshi nedeniyle davacının portföy tazminatı talebine ilişkin yargılamanın devam etmekte olduğu, Mahkememizde görülmekte olan iş bu davada davacı talebinin 15/10/2012 tarihli Acentelik Sözleşmesinin feshi nedeniyle portföy tazminatı talebine ilişkin olduğu, bu itibarla eldeki davada dava şartı yokluğunun mevcut olduğu anlaşılmakla 6100 sayılı HMK'nın 114/1-ı ve 115/2. maddeleri gereği açılan davanın dava şartı noksanlığından usulden reddine dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
DAVA : Ticari Şirket (Fesih İstemli), Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 12/06/2013 KARAR TARİHİ : 14/12/2022 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 14/01/2023 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Fesih İstemli), Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: MAHKEMEMİZİN 2013/335 ESAS SAYILI DAVA DOSYASI KAPSAMINDA : Davacı vekili dava dilekçesinde: Dava dilekçemizi tekrar ederiz, müvekkilem davalı şirketin %15 payına, davalı şirket yöneticisi ... ... ise %85 payına sahip olduğu, davalı şirket müdürü ve ortağı ... ...'...
ihbar süresine de uyulmadığını, “sözleşmenin acente veya şirket tarafından feshi halinde acente portföy mülkiyeti veya başka bir tazminat talebinde bulunamaz" şeklindeki maddenin tarafların konumları arasında dengesizlik yarattığından geçersiz olduğunu ve bu maddenin kabulünün hakkaniyet ilkesiyle de bağdaşmadığını, sözleşmenin haksız ve gerekçesiz olarak sona erdirilmesi nedeniyle müvekkili şirketin zarara uğradığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 40.000 TL portföy tazminatı ile sözleşmenin haksız feshine bağlı manevi zarar adı altında 10.000 TL tazminatın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir....
Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, maddi ve manevi tazminat istemleriyle açılmış, mahkemece maddi tazminat isteminin kısmen kabulüne, manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiş, karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı şirket vekilinin mahkemece manevi tazminat isteminin reddine yönelik temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Davacı şirket vekili 06.06.2011 havale tarihli dilekçe ile davasını tamamen ıslah etmiş; sözleşmenin feshi, ödenen 40.000,00 TL iş bedelinin iadesi istemine çevirmiş, ayrıca manevi tazminat istemini de tekrarlamıştır. Mahkemece, Yargıtay ilâmından sonra ıslah yapılamayacağı gerekçesiyle ıslah isteminin reddine karar verilmiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davalı tarafından sözleşme maddesine aykırı yazılı olarak fesih talep edilmeden haksız bir fesih yapıldığını, talep edilen tazminatın hasız fesih nedeniyle bir cezai şart veya tazminat olmadığını, sözleşmede haksız fesih nedeniyle ödenecek tazminat miktarının belirli olmasına gerek olmadığını, haksız fesih gününden itibaren sözleşmenin son gününe kadar 7 aylık ücret alacağının hak edilen ücret alacağı olduğunu, bilirkişi raporunda aylık 4.000,00TL olarak belirlenen toplam 28.000,00TL alacağın taraflarına ödenmesi gerektiğini, mahkemece verilen kararın kaldırılması talebi ile istinafa başvurmuştur. DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE: Dava, taşıma sözleşmesinin haksız feshi nedeniyle tazminat istemine ilişkindir....
Bununlar birlikte, mahkemece, her ne kadar danışmanlık sözleşmesinin feshi ihbarında bulunan Avukat ...’in 17.08.2012 tarihi itibariyle vekalet görevinin sona ermiş olmasının da feshi ihbarı geçersiz kıldığı kabul edilmiş ise de, davalı şirket yöneticileri tarafından davacıya gönderilen 11.09.2012 tarihli feshi ihbarda Avukat ... tarafından gönderilen feshi ihbara icazet verildiği anlaşılmakta olup, buna göre de davacının danışmanlık hizmet sözleşmesinin feshinin yok hükmünde olduğunun kabulü doğru olmamış, kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir. 2- Bozma neden ve şekline göre davalı vekilinin diğer, davacı vekilinin ise tüm temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir....
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkil şirket ile davalı şirket arasında yapılan sözleşme gereğince davalının müvekkili şirkete hurda pirinç yerine pik demir göndererek müvekkilini dolandırdığını ve zarara uğrattığını belirterek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak tazminat ödenmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacı şirketin sözleşmede öngörülen bedeli ödemediğini belirterek davanın reddini istemiş, süresinde açtığı karşı dava ile de sözleşmenin feshi nedeniyle uğranılan maddi zararı ve davalı-karşı davacı şirketin gönderdiği e-maillerle müvekkili şirketi küçük düşürmesi nedeniyle müvekkilinin uğradığı manevi zararın ödenmesini istemiştir....
Şirketin feshi davasının ortaklık tüzel kişiliğine karşı açılması gerekli ve yeterli olup, şirket ortağına husumet yöneltilmesi doğru değildir. Bu durumda, davalı ortaklara karşı açılan şirketin feshi davasının husumet nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davalı ortaklar aleyhine sonuç doğuracak şekilde karar verilmesi isabetli görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir." şeklinde kabul edildiği anlaşılmıştır. Davacının tasfiye halindeki dava dışı ....'nin aktif ve pasifleri ile hissesinin gerçek değerinin tespiti ve tasfiyesini (ortaklıktan çıkma veya şirket feshi) talep ettiği, dava dışı ...'ni davada taraf olarak göstermediği, dava dışı şirketin diğer ortaklarına karşı dava açtığı, ortaklıktan çıkma veya şirket feshi davalarında husumetin şirkete yöneltilmesi gerektiği, husumet itirazının taraflarca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi ileri sürülmese bile mahkemece re'sen dikkate alınması gerektiği, Yargıtay ......