Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Tarafların anlaşmalı boşanma için 14/02/2018 tarihinde düzenledikleri protokolün 5.maddesinde ev eşyalarının satışından elde edilen bedelin davacıya verileceğinin kararlaştırıldığı, boşanma davası 21/02/2018 tarihinde açıldıktan sonra 04/03/2018 tarihinde ev eşyalarının 15.000,00 TL'ye satılarak buna ilişkin sözleşme düzenlendiği, ancak sözleşme içeriğinde satış bedelinin kime ödendiğinin belli olmadığı, sözleşmeyi her iki tarafın satıcı sıfatı ile imzaladıkları, boşanma davasının 23/03/2018 tarihli celsesinde davacının "eşya bedelinden alacak talebinde bulunmadığını" belirterek beyanını imzaladığı, protokolde belirtilen eşya bedeli için herhangi bir itirazi kayıt ileri sürmediği, 23/03/2018 tarihinde verilen boşanma kararının kesinleştiği, davacının işbu beyanı ve iddiasını başka delillerle ispatlayamadığı, mahkemece hatırlatılan yemin delilini de kullanmadığı gözetilerek davanın reddine dair kararda isabetsizlik olmadığı anlaşılmakla...

İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 18/06/2019 NUMARASI : 2017/458 ESAS, 2019/430 KARAR DAVA KONUSU : Alacak (İşçi İle İşveren İlişkisinden Kaynaklanan) KARAR : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle ; itirazi kayıtsız imzalı ücret bordrolarının aksinin yazılı belgeyle ispatlanabileceğini, davacının yıllık izinlerini istediği zaman kullandığının imzalı izin belgelerinden anlaşılabileceğini, davacının kendi el yazısı ile istifa ederek işten ayrıldığını ve davalıdan hiçbir alacağının kalmadığını beyan ettiğini, hak etmediği halde fazladan 1 aylık maaşın da ödendiği, kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin belirsiz alacak olarak talep edilemeyeceği ileri sürülerek davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir....

DAVA KONUSU : YETKİ İTİRAZI KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı-borçlu vekili dava dilekçesinde özetle;müvekkilinin Bursa'da ikamet ettiğini, bonoda da müvekkilin adresinin Bursa olduğunu, senet metninde yazan İstanbul ibaresinin tacirler arasında geçerli olup müvekilinin tacir olmadığı için kendisini bağlamadığını takibin İstanbulda başlatılmasının usulsüz olduğunu Bursa icra mahkemelerinin yetkili olduğunu belirterek davanın kabulüne, takibin yetkisizliğine Bursa ilinin yetkili olduğuna karar verilmesini ve icra müdürlüğü tarafından konulan hacizlerin kaldırılmasını talep ve dava etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece 15/06/2020 gün 2020/208 E. 2020/362K. sayılı kararla "davanın reddine" karar verilmiştir....

Bu sebeple talep edilen parayı davacı ödediği anda itirazi kayıt koymasına gerek yoktur. Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin ve Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin istikrar kazanan yerleşmiş içtihatları da bu yöndedir. Bölge Adliye Mahkemesince esas hakkında herhangi bir inceleme yapılmadan ödeme yapıldığı esnada itirazı kayıt ileri sürülmemesi şeklindeki hatalı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK'nın 371. maddesi uyarınca davacı yararına BOZULMASINA, 3.815 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, HMK'nın 373/2. maddesi uyarınca dosyanın kararı veren bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 18/01/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

    Fazla mesai ücret tahakkuku bulunan bu ücret bordroları davacı tarafından itirazi kayıtsız imzalanmıştır . Mahkemece, gerekirse bilirkişiden ek rapor alınarak ödeme bulunan dönem dışlanmak sureti fazla çalışma ücret alacağı hesaplanmalıdır. Eksik incelemeye dayalı hüküm kurulması hatalı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 25.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde, davalının fatura borcunu takipten sonra faize itirazi kayıt koymadan ödediğini, dava konusu alacağın vadesinin icra takibi yapıldığı tarih olduğunu, vadesi gelmiş alacak olduğunu belirterek, mahkeme kararının kaldırılarak ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE :Davada, itirazın iptali talep edilmektedir. Uyuşmazlık, İİK’nun 257.maddesi gereğince ihtiyati haciz kararı verilmesi için gerekli koşulların oluşup oluşmadığı hususundadır....

        Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/535 E. sayılı dosyası üzerinden açmış oldukları menfi tespit davasının reddedilerek kesinleştiğini, kesinleşen bu davada yargılama sırasında alınan bilirkişi raporuna göre sitenin davalıya geriye dönük olarak 100.540,55 TL borçlu olduğunun tespit edilmesine rağmen, davalı tarafından 114.145,29 TL üzerinden hesaplama yapılmak suretiyle 214.792,00 TL borç çıkarıldığını, itirazi kayıtla ödemeyi yapmak zorunda kaldıklarını ileri sürerek, fazla ödenen 13.604,74 TL’nin faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....

          üzerine Dairemizin 03.10.2012 tarih ve 2012/12307-2012/20440 sayılı ilamı ile; diğer sanıklar haklarında kurulan hükümlere yönelen temyiz itirazları ile birlikte sanık ... müdafiinin temyiz itirazlarının da reddiyle, usul ve yasaya uygun bulunan hükmün onanması yönündeki kararına karşı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 13.04.2013 tarih ve KD-2013/65040 sayılı yazısı ile sanık ... hakkında kurulan hükmün, eksik inceleme bulunması ve adı geçen sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nın 168. maddesinin uygulanması gerektiği düşünceleri ile bozulması yönünde itiraz talebinde bulunulması ve yeniden değerlendirme yapılmak üzerine dosya Dairemize gönderilmekle okunarak gereği görüşülüp düşünüldü: TÜRK MİLLETİ ADINA I-Sanık ... hakkında 5237 sayılı TCK'nın 168. maddesinin uygulanması gerektiğine değinen itiraz nedenine yönelik olarak yapılan incelemede; 5237 Sayılı TCK'nın 168. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükmünün uygulama alanı bulduğu suçların anılan maddenin 1. fıkrasında -itirazi...

            Somut olayda, davalı tarafça ibraz edilen yıllık izin defterinde 2009 ve 2010 yıllarında hangi tarihler arasında olduğu belirtilmeksizin davacının 15 ve 13 gün izin kullandığı gösterilmiştir. 2009 ve 2010 yıllarına ilişkin yıllık izinlerinin kullanıldığına ilişkin düzenlenen bu sütunlar davacı tarafından itirazi kayıtsız imzalanmıştır. Her ne kadar hangi tarihler arasında olduğu açıklanmamışı ise de, davacı 2009 ve 2010 yıllarında 15 ve 13 gün izin kullandığını imzası ile tasdik ettiğinden, sadece tarihlerinin belirtilmemiş olması sebebi ile bu süreler dışlanmaksızın yıllık izin ücret alacağının hesaplanması hatalı olup bu husus bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 18.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı alacaklı vekili ve gerekçesiz olarak davacı 3.kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı 3.kişi vekili, İstanbul 12.İcra Müdürlüğünün 2011/13528 sayılı takip dosyasından, 08.08.2011 tarihinde icra tehdidi ile hacizli malların muhafazasını engellemek amacı ile ve itirazi kayıtla ödenen 9.626,00TL nin iadesine ve haczin kaldırılmasını İİK”nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak talep etmiştir. Davalı alacaklı vekili, borcun ödenmesi ile hacik kalkacağından davanın konusunun bulunmadığını, İİK'nun 12.maddesi gereğince yapılan ödeme ile borçlunun borcundan kurtulduğu, haciz sırasında istihkak iddiasında bulunan ...'...

                UYAP Entegrasyonu