eden müfettiş raporunu gerekçe göstererek itirazi kayıtla yaptıkları ödemeyi iade etmediğini, davalı kurum vekili tarafından müvekkiline, Kurumun Ziraat Bankası hesaplarına, 26.01.2012 tarihinde itirazi kayıtla yapmış olduğu ödemelerden dolayı borcu kalmadığının bildirildiğini belirterek, müvekkili tarafından itirazi kayıtla davalı kurum adına yatırılan 44.137,06 TL'nin, ödeme tarihi olan 26/01/2012 tarihinden itiraben yasal faizi ile birlikte sebepsiz zenginleşme nedeni ile alacaklarının istirdat ve iadesine, yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
YETKİ İTİRAZI 6100 S. HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU [ Madde 116 ] 1086 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 117 ] 1086 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 164 ] 1086 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 187 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Davalı vekili 28.05.2009 havale tarihli dilekçesi ile yetki itirazında bulunmuş, bu itiraz hakkında bir karar verilmemiştir. Yetki itirazı hakkında karar verilmiş olmadığından; yetki itirazının incelenmesinde 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) hükümlerinin uygulanması gerekir. Mahkemelerin yetkisine yönelik itirazlar ilk itirazlardan olup (HUMK. md. 187/2; HMK. md. 116) bu husus mahkemece öncelikle ve esasa girilmeden ön sorun gibi incelenerek sonuçlandırılır....
- K A R A R - Davacı vekili, genel kurul kararı ile kooperatife kayıtlı her üyenin 8.000,00 TL arsa bedeli, 1.375,00 TL de diğer masraflar olmak üzere toplam 9.375,00 TL ödenmesine karar verildiğini, davalının şimdiye kadar 7.075,00 TL ödeme yaptığını, kalan 2.300,00 TL'nin ödenmediğini, bu sebeple davalı aleyhine ilamsız icra takibi başlattığını, davalının itirazi üzerine takibin durduğunu, itirazın haksız olduğunu bu nedenle itirazın iptali ile icra inkâr tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi vermemiştir. Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; ödemelerin genel kurul kararıyla belirlenmiş olduğu, davalının kooperatife 2.300,00 TL tutarında borçlu bulunduğu gerekçesiyle itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatına karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir....
Davalı temsilcisi, dava konusu aboneliğin şantiye suyu aboneliği olduğunu, icra takibinde 2001 yılının 10. ayından sonraki döneme ilişkin tüketim bedelinin talep edildiğini, oysa o tarihte inşaat faaliyetinin tamamlanıp meskenlerin kooperatife itirazi kayıtsız teslim edildiğini, iskan raporu alınamadığından her meskene ayrı su aboneliğinin tesis edilemediğini, davacı idarenin şantiye suyunun meskenlerde kullanılmasına yüksek tarifeden para alacağı için göz yumduğunu, suyu kullananların bedeli ödememesi nedeniyle kendileri aleyhine icra takibine girişildiğini belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece benimsenen 13.06.2005 tarihli bilirkişi raporuna göre, takibin 7.496.60.-YTL. asıl alacak, 6.915.23.-YTL. faiz alacağı olmak üzere toplam 14.411.83.-YTL. üzerinden devamına, asıl alacağın % 40’ı oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı tarafça temyiz edilmiştir....
ALACAK DAVASIYETKİ İTİRAZI"İçtihat Metni" Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. Dava, davalının veresiye fişleri karşılığı davacı şirketten alınan akaryakıt bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Davalı vekili, veresiye teslim fişlerinde belirtilen akaryakıtları müvekkilinin satın almadığını, satın alan kişinin davalının babası İbrahim için alındığını, teslim alan kısmında müvekkilinin ismi ve imzası olmadığını, müvekkilinin işçi olarak çalıştığını, borcun bulunmadığını, faiz talebinin fahiş olduğunu, davanın zamanaşımından reddi gerektiğini ve Köprüköy mahkemelerinin yetkili olduğunu belirterek, yetkili ilk itirazında bulunmuştur....
DOĞRUDAN GELİR DESTEĞİHACZEDİLMEZLİK İTİRAZI 2004 S. İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 82 ] "İçtihat Metni" Mahalli mahkemece verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine, bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü: Tanıtıda mevcut destekleme politikalarının değiştirilerek çiftçilere doğrudan gelir desteği sağlanması ve kayıt sisteminin oluşturulması amacı ile ülke çapında uygulama yapılmasına İlişkin 13.12.2001 tarih ve 2001/3405 sayılı Kararname'ye eklenen 1. maddeye göre; (çiftçilere yapılacak doğrudan gelir desteği ödemeleri diğer kamu kurum ve kuruluşlarının alacaklarına mahsup edilemez.) Ayrıca, sonraki yıllarda yayınlanan kararnamelerle çiftçiye doğrudan gelir desteği sağlanması yönündeki uygulamaya devam edilmiş ve bundan başka çiftçinin kullandığı bazı maddelerle ilgili (destekleme ödemesi) yapılması kararlaştırılmıştır....
Hukuk Dairesi, sözleşmenin tek suret olması ve sözleşme aslının davalı tarafça muhafaza ediliyor olması nedeniyle davalının itirazi kayıt niteliğindeki bu çıkıntıya onay verdiği gerekçesiyle mahkememizin kararını bozmuştur. Yüce Daire, davacının el yazısıyla sözleşmenin altına yazdığı ibarenin itirazi kayıt niteliğinde olduğunu, davalının sözleşmeyi bu itirazi kayıtla kabul edip sakladığını belirtmiştir. Oysa, bir sözleşmenin kuruluşu aşamasında itirazi kayıttan söz edilemez. Somut olayda itirazi kayıt değil, sözleşmedeki gerçek taraf iradelerinin ne olduğu, sözleşmenin hangi koşullarda kurulduğu sorunu vardır. Sözleşme, tarafların karşılıklı icap ve kabulleriyle kurulur (TBK'nın 1. maddesi). Sözleşme, hazır olanlar arasında yapılan ve ıslak imzayla imzalanmış bir sözleşmedir. TBK'nın 1. maddesi uyarınca, sözleşmenin kurulmasına esas irade açıklaması açık veya örtülü olabilir....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki ticari ilişki uyarınca davalıdan 26.727.00- TL'ye satın alınan ve 20.06.2019 tarihli faturaya konu asansör motorlarının ayıplı çıktığını, ayıbın giderilmesine ilişkin taleplerin yerine getirilmediğini, nihayetinde ayıplı malların 28.03.2020 tarihinde davalıya iade edildiğini, davalının itirazi kayıt ileri sürmeksizin ayıplı malları teslim almasına karşın mallar nedeniyle ödenen bedeli iade etmediğini, öte yandan müvekkilinin ayıplı malların iadesi için yapmış olduğu masraflar ile ayıplı motorların yerine alınan yeni motorlar nedeniyle oluşan fiyat farkından dolayı da zararlarının bulunduğunu, dava öncesinde arabuluculuk görüşmelerinden sonuç alınamadığını ileri sürerek oluşan zararlara binaen 31.482,40- TL'nin ticari temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
YETKİ İTİRAZI 2004 S. İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 50 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. Davacı vekili, davalı şirketin müvekkili şirkete mobil telefon kullanımından dolayı borçlu olduğunu, alacağının tahsili için icra takibi yaptıklarını, takibe itiraz edildiğini belirterek itirazın iptaline ve % 40 inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, icra takibinin yetkisiz icra dairesinde yapıldığını, icra takibinde belirtilen şekilde ve miktarda davacı şirkete borçlarının bulunmadığını, davacının sebepsiz zenginleşme amacıyla hareket ettiğini bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve alınan bilirkişi raporuna göre, davacının faiziyle birlikte toplam 681.608.902....
Davacı, ödeme emirlerinin iptali isteminde bulunarak açtığı davada; yargılama sürecinde itirazi kayıtla Kuruma ödediğini iddia ederek davasını tamamen ıslah edip talep sonucunu değiştirerek istirdat davasına dönüştürmüştür.Bu yönde; her ne kadar 2004 sayılı Kanunun 72. maddesindeki "Borçlu, menfi tesbit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir." hükmüne paralel bir hüküm 6183 sayılı Kanunda yok ise de; Anayasanın 141. maddesindeki, "davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması, yargının görevidir." hükmü gözetildiğinde, menfi tespit ve ödeme emri iptali kararı sonucunun, istirdat isteminide kapsadığının belirgin olması karşısında, eldeki davaya istirdat davası olarak devam edilerek, bu yönde yapılacak araştırma ve inceleme sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....