WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Tüm dosya kapsamına göre; davacı aleyhine cari hesap bakiyesi alacağından bahisle 17/09/2009 tarihinde ilamsız icra takibine gidildiği, ödeme emrinin 23/09/2009 tarihinde davacı tarafa tebliğ edildiği, 05/10/2020 tarihinde dosyanın yenilendiği, yenileme tarihinden önce dosyada en son 02/12/2009 tarihinde haciz talebinde bulunduğu, takibin kesinleşmesinden sonra icra dosyasında 10 yılı aşkın süre itibari ile zaman aşımını kesen herhangi bir işlem yapılmadığı, takibin kesinleşmesinden sonraki zaman aşımı itirazının süreye tabi olmadığı, bu nedenle ilk derece mahkemesi kararının yasaya uygun olduğu anlaşılmakla istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

Ancak; 1-5252 sayılı Yasanın 9/3. maddesi uyarınca sanık yararına olan hükmün önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümlerinin olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbiriyle karşılaştırılması suretiyle bulunacağı gözetilerek, 5237 sayılı Yasaya göre hırsızlık suçunu oluşturan eylem nedeniyle 5237 sayılı Yasanın 61. maddesi gözetilerek, temel cezanın ne şekilde saptanacağının belirlenmesi ve bireyselleştirmenin yapılması için duruşma açılması gerektiğinin gözetilmemesi, 2-Hükümlü müdafii tarafından kararın kesinleşmesinden sonra hükümlünün ceza ehliyetinin bulunmadığının iddia edildiği, yine Kahramanmaraş Devlet Hastanesinin 6.4.2004 tarihli heyet raporuna istinaden, Kaharamanmaraş Aile Mahkemesi'nin 28.04.2004 tarih, 2004/363-420 karar sayılı kararı ile hükümlünün TMK'nun 335/2. maddesine göre Velayet altına alındığının anlaşılması karşısında, hükümlünün ceza ehliyetinin bulunup bulunmadığı araştırılarak hakkında 5237 sayılı TCK'nın 32. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı konusunda...

    Başvuru bu hali ile İİK.nun 71/1. maddesine dayalı takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde borcun ödendiğine yönelik itfa itirazıdır. İİK.nun 71/1. maddesine göre, borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve fer'ilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden isteyebilir. Bu istemin kabul edilmesi için itfa itirazının İİK.nun 71/1. maddesinde açıklanan nitelikte bir belge veya alacaklının kabul beyanıyla kanıtlanması zorunludur. Borçlu tarafından sunulan adi nitelikteki belge altındaki imzanın alacaklı tarafından inkarı halinde, icra mahkemesince imza incelemesi yapılması mümkün değildir. Böyle bir durumda sunulan belge anılan madde kapsamında kabul edilemeyeceğinden itirazın reddi gerekir....

    Bu durumda davacı yanın isteminin takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde dosyaya yapılan ödemeler ile borcun itfa edildiğine ilişkin olduğu, dava konusu muhtıranın da borcun itfa edilmesi sebebiyle iptalinin talep edildiği ve bu yöndeki taleplerin süresiz olarak ileri sürülebileceği açıktır. Mahkemece yapılan yargılamada bilirkişi raporu alınmış, ancak şikayete konu memur işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük sürede dava açılmadığı gerekçesi ile süre aşımından dava reddedilmiştir. İİK'nın 33/2. Maddesi gereğince takibin kesinleşmesinden sonraki itfa talepleri ve ödeme sebebiyle borcun bulunmadığı iddiası her zaman ileri sürülebilir nitelikte olduğundan ilk derece mahkemesince davanın esasının incelenip karar verilmesi gerekirken süre aşımından reddine karar verilmesi isabetli değildir....

    Kendi kusurlu davranışı ile işin icraya düşmesine ve icranın sürüp gitmesine yol açan davacı, bu savsaması nedeniyle yapılmış olan icra giderlerini, hükmün kesinleşmesinden sonraki sürenin faizini, artan icra giderlerini ve hükmün kesinleşmesinden sonra geçen sürenin faizini isteyemez. Çünkü sözü edilen giderlerle davalının eylemi arasında uygun sebep sonuç bağı yoktur. O halde mahkemece yapılacak iş; icra giderleri, hükmün kesinleşmesinden sonra işlemiş olan faiz, artan icra giderleri ile hükmün kesinleşmesinden sonra geçen sürenin faizine ilişkin istek bölümünün hesaplanıp reddine karar vermekten ibarettir. Belirtilen nedenlerle isteğin tümünün hüküm altına alınmış bulunması usul ve yasaya aykırı olup ayrı bir bozma nedenidir. 4- Borçlar Yasası'nın 43. maddesi gereğince yargıç, hal ve mevkiin icabına ve hatanın ağırlığına göre tazminatın suretini ve şümulünün derecesini tayin eder. Bunu yaparken de hal ve mevkiin icabını göz önünde tutması gerekir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:Borçlu hakkında çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takipte örnek 10 ödeme emrinin borçluya 20.06.2011 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından takibin kesinleşmesinden sonra çekin zamanaşımına uğradığı iddia edilerek icra mahkemesine başvurulduğu, mahkemece, takibe konu çekin (3) yıllık zamanaşımı süresine tâbi olduğu, anılan zamanaşımının ise geçmediği gerekçesiyle istemin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.Takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin zamanaşımı itirazı İİK.nun 168/5. maddesine göre 5 günlük süreye tâbi ise de, takibin kesinleşmesinden...

        Hukuk Dairesinin 24.05.2021 tarih, 2021/1184 esas, 2021/5206 karar sayılı içtihadı), takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde borcun zamanaşımına uğradığına ilişkin başvurunun süreye bağlı olmadığına, ilk derece mahkemesinin kararında yazılı gerekçelere göre istinaf sebepleri ile sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine aykırılık bulunmayan karara yönelik istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b(1) maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiştir....

        İlk Derece Mahkemesi, "dava konusu çeke dayalı olarak davacılar aleyhine başlatılan icra takibi sırasında, 18.12.2013 tarihinde davacı şirketin adresinde yapılan haciz sırasında, davacı şirketin yetkilisi olan ...’nun hazır bulunarak borcu kabul ettiği, borçlu şirket adına çıkarılan ödeme emrinin 03.12.2013 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, 5 günlük yasal itiraz süresinin sonunda davacı borçlu şirket yönünden takibin 09.12.2013 tarihinde kesinleştiği, davacı borçlu şirketin adresinde yapılan haczin takibin kesinleşmesinden sonraki 18.12.2013 tarihinde yapıldığı, takibin kesinleşmesinden sonra yapılan haciz sırasındaki borcu kabul beyanının icra baskısı altında olmadan yapılan bir borcu kabul beyanı olarak yargılamanın her aşamasında gözetilmesi gerektiği" gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine ...Bölge Adliye Mahkemesi 27....

          Tüm bu nedenlerle, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde borcun zamanaşımına uğradığına ilişkin başvurunun süreye bağlı olmadığına ve ilk derece mahkemesinin kararında yazılı gerekçelere göre istinaf sebepleri ile sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine aykırılık bulunmayan karara yönelik istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b(1) maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiştir. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1- İzmir 5....

          Asliye Ceza Mahkemesinin 28/06/2022 tarihli ve 2022/254 esas, 2022/325 sayılı kararı ile sanığın katılan Tuğba Türk’e karşı eyleminden dolayı hakaret suçundan mahkumiyetine karar verildiği, anılan kararın sanığın 30/06/2022 tarihli dilekçesi ile istinaf başvurusundan feragat etmesi sebebiyle 30/06/2022 tarihinde kesinleşmesi sonrasında, müştekinin 05/12/2022 tarihli dilekçesi ile şikayetinden vazgeçtiğinin anlaşılması karşısında, 5237 sayılı Kanun’un 73/4. maddesinde yer alan “Kovuşturma yapılabilmesi şikâyete bağlı suçlarda kanunda aksi yazılı olmadıkça suçtan zarar gören kişinin vazgeçmesi davayı düşürür ve hükmün kesinleşmesinden sonraki vazgeçme cezanın infazına engel olmaz.” şeklindeki düzenleme gereğince şikayetten vazgeçmenin karar kesinleşinceye kadar mümkün olduğu gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir." şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır. II....

            UYAP Entegrasyonu