Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Dairesi'nin önceki tarihli hükmün bozulmasına dair 26.12.2006 tarih ve 2006/4845 Esas, 2006/8175 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, dava; kadastronun kesinleşmesinden sonra tapu kaydında yapılan düzeltmenin hatalı olduğu iddiası ile açılan tapu iptal ve tescil istemine ilişkin olup bu hali ile kadastrodan sonraki nedenlere dayanmaktadır. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 09.02.2018 tarih ve 2018/1 sayılı kararı ile kabul edilen Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 8. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Bu nedenle dosyanın, anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 24.10.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Karşılıksız Çek Keşide Etmek HÜKÜM : Beraat Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: 11/12/2003 tarihli hükmün kesinleşmesinden sonraki kanun değişikliği nedeniyle yapılan uyarlama sonucu verilen 18/10/2010 tarihli kararın 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 98. maddesi kapsamında ve aynı Kanun'un 101/3.maddesi uyarınca itiraz yasa yoluna tabi olması karşısında, itiraz konusunda yetkili ve görevli merciince karar verilmesi için dosyanın incelenmeksizin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na İADESİNE, 13/04/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Uyuşmazlık; genel haciz yoluyla başlatılan ilamsız takipte takibin kesinleşmesinden sonra gerçekleşen zamanaşımı itirazına ilişkindir....

      Mirasçı şikayetçilerin takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin zamanaşımı şikayetlerinin ise değerlendirilmediği görülmektedir. O halde mahkemece, zamanaşımı itirazının incelenmesi ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile imza itirazının kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13.06.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Mirasçı şikayetçinin takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin zamanaşımı şikayetinin ise değerlendirilmediği görülmektedir. O halde mahkemece, zamanaşımı itirazının incelenmesi ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile imza itirazının kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.06.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Borçlular, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde icra mahkemesine başvurarak borcun kısmen ödendiğini ileri sürdüklerine göre, bu itiraz itfa itirazı niteliğindedir. O halde mahkemece, icra dosyasına yapılan ödeme dikkate alınıp,borçluların istemlerinin İİK'nun 71. maddesi kapsamında değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, hukuki tavsifinin yanlış yapılması sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçluların temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29/06/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Asliye Ceza Mahkemesince, uyarlama yargılamasında müştekinin şikâyetten vazgeçmesi sebebiyle, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 99. maddesi uyarınca davanın düşürülmesine karar verilmiş ise de 5237 sayılı Kanun'un 73/4. maddesinde yer alan "Kovuşturma yapılabilmesi şikâyete bağlı suçlarda kanunda aksi yazılı olmadıkça suçtan zarar gören kişinin vazgeçmesi davayı düşürür ve hükmün kesinleşmesinden sonraki vazgeçme cezanın infazına engel olmaz." şeklindeki düzenleme karşısında, hükmün kesinleşmesinden sonraki uyarlama yargılamasında, sadece lehe kanunun tespit edilerek uygulanması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde davanın düşürülmesine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir....

              Dairemizce yapılan değerlendirmede; İcra aşamasında zamanaşımına ilişkin def’i iki şekilde ileri sürülmektedir; birincisi takibin kesinleşmesinden önceki devrede gerçekleşen zamanaşımı defi, diğeri ise, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede gerçekleşen zamanaşımı defidir. Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte; takibin kesinleşmesinden önceki devrede zamanaşımı definin İİK'nun 168/5. maddesi uyarınca yasal 5 günlük şikâyet süresinde ileri sürülmesi gerekir. Takipten sonraki devrede ise İİK'nun 170/b maddesi yollaması ile aynı Kanunun 71. ve 33/a maddesi uyarınca süresiz olarak ileri sürebilir. (HGK 2014/12- 194 E. 2016/65 K.) İcra takip dosyasının incelenmesinde borçlu adına çıkartılan örnek 10 numaralı ödeme emrinin bila tebliğ iade edildiği ve borçlu vekiline yenileme emri tebliğine kadar herhangi bir ödeme emri tebliğ edilmediği görülmüştir....

              Bu hale göre davacı tutanağın kesinleşmesinden önce fakat tesbitten sonraki hukuki sebeplere dayandığına göre iddia ve savunma çerçevesinde taraf delilleri toplanıp değerlendirildikten sonra esas hakkında bir karar verilmesi gerekirken hak düşürücü sürenin geçtiğinden bahisle davanın reddi doğru olmamıştır. Kadastro tesbitinden sonraki hukuki nedenler bakımından 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3. fıkrası uygulanmaz. Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün HUMK. nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 15,60 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 18.10.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                CMK-231/11 maddeleri gereğince açıklanması geri bırakılan hükmün sonradan işlenen bir suç nedeniyle açıklanabilmesi için, sonraki suçun açıklanması geri bırakılan hükmün kesinleşmesinden sonra, denetim süresi içerisinde işlenmesi gerektiği, Dosyanın incelenmesinde; Açıklanması geri bırakılan hükmün kesinleşme tarihinin 25.06.2013 olduğu, sonraki suçun ise denetim süresi başlamadan kesinleşme tarihinden önce 11.05.2013 tarihinde işlendiği anlaşılması karşısında hükmün açıklanmasına karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet Savcısı'nın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 27.09.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu