Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mezkur ihbarnamede; Dosya kapsamına göre; 1-Gelibolu Sulh Ceza Mahkemesince, 2008/87 esasına kayden görülen davada 04/06/2008 tarihinde hüküm kurulduğu halde gerekçeli ek kararda karar tarihi olarak 05/06/2008 tarihi de yazılmak suretiyle karışıklığa sebebiyet verilmesinde, 2-Uyarlama yargılamasında müştekinin şikayetten vazgeçmesi sebebiyle, 5271 sayılı Kanunun 223/8. maddesi uyarınca davanın düşürülmesine karar verilmiş ise de, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 73/4. maddesinde yer alan "Kovuşturma yapılabilmesi şikâyete bağlı suçlarda kanunda aksi yazılı olmadıkça suçtan zarar gören kişinin vazgeçmesi davayı düşürür ve hükmün kesinleşmesinden sonraki vazgeçme cezanın infazına engel olmaz." seklindeki düzenlemeler karsısında, hükmün kesinleşmesinden sonraki uyarlama yargılamasında sadece lehe kanunun tespit edilerek uygulanması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde kamu davasının düşürülmesine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK'nun 309....

    Maddesinde yer alan “Kovuşturma yapılabilmesi şikayete bağlı suçlarda kanunda aksi yazılı olmadıkça suçtan zarar gören kişinin vazgeçmesi davayı düşürür ve hükmün kesinleşmesinden sonraki vazgeçme cezanın infazına engel olmaz” şeklindeki düzenlemeler karşısında, hükmün kesinleşmesinden sonraki uyarlama yargılamasında sadece lehe kanunun tespit edilerek uygulanması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde davanın ortadan kaldırılmasına karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK'nin 309. maddesi gereğince anılan kararın bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşıldı. Gereği görüşülüp düşünüldü: Adalet Bakanlığının kanun yararına bozma yazısına dayanan tebliğnamede ileri sürülen düşünceler yerinde görüldüğünden Bodrum 1....

      Ceza Dairesi'nin 06/03/2012 tarih ve 2011/918-2012/6965 E-K sayılı bozma ilamında, kararın sanık ...’e teşmiline dair bir ibare bulunmamasına karşın, bozma ilamının sanığa teşmil ettirilerek sanık ... hakkında 27/09/2012 tarihinde yeniden hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilerek, bu kararın kesinleşmesinden sonraki 5 yıllık denetim süresi içinde yeniden kasıtlı bir suç işlendiğinden dolayı açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanmasına karar verilmiş ise de, hukuken sanığa teşmili mümkün olmayan Yargıtay bozma ilamının sanığa teşmil ettirilerek verilen 27/09/2012 tarihli ikinci hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yönelik kararın yukarıda yapılan açıklamalar dikkate alındığında hukuki dayanaktan yoksun olduğu anlaşılmakla, hükmün açıklanmasına yönelik ihbara konu 14/04/2017 tarihli trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunun, ilk hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair 29/03/2010 tarihli kararın kesinleşmesinden sonraki denetim süresinde işlenip işlenmediği tespit...

        Borçlunun talebi, İİK'nun 71. maddesi gereğince takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin itfa itirazına ilişkindir. Somut olayda, ... 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2010/411 Esas, 2011/762 Karar sayılı itirazın iptali davasının kısmen kabulüne dair kararının, ... Yapı San. Ltd. Şti. (borçlu ...'nin eski ünvanı) yönünden 25/10/2013 tarihinde kesinleştiği görülmüştür. İİK.nun 71/1. maddesine göre, borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve fer'ilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden isteyebilir. Bu istemin kabul edilebilmesi için, itfa itirazının, İİK.nun 71/1.maddesinde açıklanan nitelikte bir belge veya alacaklının kabul beyanıyla kanıtlanması zorunludur....

          İcra takibine konu alacak hangi zamanaşımı süresine tabi ise icra takibinin kesinleşmesinden sonraki dönemde de aynı zamanaşımı süresi uygulanır. Bu durumda, kambiyo senedi niteliği taşımayan dayanak belge bono niteliğinde olmayıp, adi havale hükmünde olduğundan mücerret borç ikrarı taşımayan bu belge Borçlar Kanunu'nun 125. maddesinde düzenlenen on yıllık zamanaşımına tabidir. Takipte bu sürenin dolmadığı ve dolayısıyla zamanaşımının gerçekleşmediği anlaşılmaktadır. O halde, mahkemece, bono vasfı bulunmayan dayanak belge yönünden genel zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiği hususu göz ardı edilerek zamanaşımı şikayetinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile kabulü isabetsizdir....

            Bu durumda takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin olarak takibin 04.06.2008 ile 10.03.2014 tarihleri arasında (3) yıldan fazla işlemsiz bırakıldığı ve dolayısıyla borçlular hakkında zamanaşımının gerçekleştiği anlaşılmaktadır. O halde, mahkemece şikayetin kabulüne dair verilen 25.06.2014 tarih ve 2014/30 Esas - 2014/44 Karar sayılı kararın onanması gerekirken Dairemizce, maddi hataya dayalı olarak bozulduğu anlaşılmakla, mahkeme kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: 1- Dairemizin 27.10.2014 tarih ve 2014/23579 E.- 2014/24946 K. sayılı BOZMA kararının kaldırılmasına, 2- Alacaklının temyiz itirazlarının reddi ile ... İcra Hukuk Mahkemesi'nin 25.06.2014 tarihli 2014/30 Esas- 2014/44 Karar sayılı kararının İİK'nun 366 ve HUMK.nun 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11/01/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              İİK'nun 71. maddesi uyarınca borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve ferilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden isteyebilir. Somut olayda, borçlunun istemi takibin kesinleşmesinden sonra borcun itfa edildiğine ilişkin olup, istemin İİK'nun 71. maddesi uyarınca değerlendirilerek sonuca gidilmesi gerekirken, takibin kesinleşmesinden önce borcun ödenmesi sebebiyle borca itirazı düzenleyen İİK'nun 169/a maddesi hükümlerine göre hüküm tesisi isabetsizdir. HMK'nun 33. maddesi uyarınca hukuki nitelendirme hakime ait olup, İİK 71. madde uyarınca açılan şikayet süreye tabi olmadığından işin esasına girilerek karar verilmesi gerekirken davanın süre nedeniyle reddi isabetsizdir. SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle, ... Bölge Adliye Mahkemesi 7....

                DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; Uyuşmazlık, bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo takibinde, senedin kambiyo vasfına yönelik şikayete (protesto işleminin yapılmadığı iddiası ile) ve takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde itfa iddiası ile, İİK. 'nun 71. Maddesi uyarınca takibin iptali istemine ilişkindir. İİK. 'nun 71. Maddesinde; " Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve ferilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden istiyebilir. Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun zamanaşımına uğradığını ileri sürecek olursa, 33a. maddesi hükmü kıyasen uygulanır." şeklinde düzenleme bulunmaktadır....

                Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe; Dava, kambiyo takibinde borçlunun, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde zamanaşımına uğradığı iddiasına dayalı icranın geri bırakılması istemine ilişkindir. İİK'nın 71/2. maddesinde "Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun zamanaşımına uğradığını ileri sürecek olursa, 33/a maddesi hükmü kıyasen uygulanır" hükmüne, İİK'nın 33/a-1. maddesinde de; "ilamın zamanaşımına uğradığı veya zamanaşımının kesildiği veya tatile uğradığı iddiaları icra mahkemesi tarafından resmi vesikalara müsteniden incelenerek icranın geri bırakılmasına veya devamına karar verilir" hükmüne yer verilmiş bulunmaktadır. Görüldüğü üzere, borçluların takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin olarak İİK'nın 71/2. ve 33/a maddelerine dayalı zamanaşımı isteminin incelenmesi, bu istemin belli bir sürede ileri sürülmesi koşuluna bağlı değildir....

                HUKUK DAİRESİ Dava, kadastro tespiti kesinleşen taşınmaz hakkında, kadastro tespitinin kesinleşmesinden sonraki harici satın almaya dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olmakla; 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun Geçici 14. maddesi ve Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 2019/1 sayılı iş bölümü kararı uyarınca temyiz inceleme görevi Yargıtay 8. Hukuk Dairesine ait olmakla beraber daha önce Yargıtay 1. Hukuk Dairesi Başkanlığı'nın görevsizlik kararı ile dosya Dairemize gönderilmiş olmakla, görevli Dairenin belirlenmesi bakımından dosyanın 6723 sayılı Kanunla değişik 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 60/2 maddesi uyarınca Hukuk İş Bölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 22.02.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu