WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Başvuru bu hali ile takibin kesinleşmesinden önce alacağın zamanaşımına uğradığına yönelik İİK'nun 168/5. maddesi kapsamında zamanaşımı itirazı olup, itirazın kabulü halinde İİK'nun 169/a-5. maddesi gereğince takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekir. İİK'nun 71. maddesinde düzenlenen durum ise, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde zamanaşımının gerçekleşmesine ilişkin olup, ancak bu halde icranın geri bırakılmasına karar verilebilir. O halde, mahkemece, borçlunun zamanaşımı itirazı İİK'nun 169/a maddesi kapsamında kabul edilerek, aynı maddenin beşinci fıkrası gereğince takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, icranın geri bırakılmasına hükmedilmesi isabetsiz olup, kararın bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile İstanbul 22....

    İcra Hukuk Mahkemesince, takibin kesinleşmesinden sonra borcun itfa edildiği iddiasının İİK.'nun 71. maddesi uyarınca şikayet yoluyla icra mahkemesi önünde çözümlenmesi gerektiğinden söz edilerek görevsizlik kararı verilmiştir. ... 6. İcra Hukuk Mahkemesi ise, İİK.'nun 72. maddesi gereğince borçlunun takibin kesinleşmesinden önce veya sonra yaptığı ödeme ile ilgili olarak genel mahkemede menfi tespit davası açabileceğini belirterek görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Menfi tespit davası İİK.'nun 72. maddesinde düzenlenmiş olup, anılan madde hükmüne göre borçlunun icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için genel mahkemede menfi tespit davası açabileceği belirtilmiştir. İİK.'...

      İİK'nun 71. maddesi uyarınca borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve ferilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden isteyebilir. Somut olayda, borçlunun istemi takibin kesinleşmesinden sonra borcun itfa edildiğine ilişkin olup, istemin İİK'nun 71. maddesi uyarınca değerlendirilerek sonuca gidilmesi gerekirken, takibin kesinleşmesinden önce borcun ödenmesi sebebiyle borca itirazı düzenleyen İİK'nun 169/a maddesi hükümlerine göre hüküm tesisi isabetsizdir. HMK'nun 33. maddesi uyarınca hukuki nitelendirme hakime ait olup, İİK 71. madde uyarınca açılan şikayet süreye tabi olmadığından işin esasına girilerek karar verilmesi gerekirken davanın süre nedeniyle reddi isabetsizdir. SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle, ... Bölge Adliye Mahkemesi 7....

        Bu durumda, şikayetten sonraki bir tarihte alacaklı tarafından takip dosyasına yapılan bildirim, şikayetin esasının incelenmesine engel olmayacağı gibi, borçlunun başvurusu İİK'nun 71. maddesi kapsamında takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde yapılan ödemeye ilişkin itfa şikayeti olup, şikayet dilekçesinde yapılan ödeme kadar borçlu olmadığının tespitinin istenmiş olması, HMK'nun 33. maddesinde yer alan hukuki nitelendirmenin hakime ait olduğu kuralı karşısında sonuca etkili değildir. O halde; mahkemece, İİK'nun 71. maddesi uyarınca şikayetin esasının incelenmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

          Bölge Adliye Mahkemesinin ek kararı ile borçlunun temyiz istemi, İİK’nın 363/1. maddesi gereğince kararın kesin nitelikli olduğu gerekçesi ile reddedilmiş ise de; şikayet, takibin kesinleşmesinden sonraki zaman aşımı iddiasına ilişkin olmakla temyize konu uyuşmazlık değerinin belirlenmesinde, takip çıkış miktarının değil, takibin geldiği aşama itibariyle ulaştığı borç miktarının nazara alınması gerekir. Somut uyuşmazlıkta; takip dosyasında yapılan ödemeden önceki son dosya hesabı olan 18.08.2023 tarihli hesaba göre bakiye alacağın 302.088,77 TL olması nedeniyle, temyiz konusu uyuşmazlık değerinin kesinlik sınırını aştığı anlaşılmış olup, mahkemenin esasa ilişkin kararının İİK'nın 363. maddesi gereğince temyizi kabil olduğu görülmüştür. O halde; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20....

            Mezkur ihbarnamede; Dosya kapsamına göre; 1-Gelibolu Sulh Ceza Mahkemesince, 2008/87 esasına kayden görülen davada 04/06/2008 tarihinde hüküm kurulduğu halde gerekçeli ek kararda karar tarihi olarak 05/06/2008 tarihi de yazılmak suretiyle karışıklığa sebebiyet verilmesinde, 2-Uyarlama yargılamasında müştekinin şikayetten vazgeçmesi sebebiyle, 5271 sayılı Kanunun 223/8. maddesi uyarınca davanın düşürülmesine karar verilmiş ise de, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 73/4. maddesinde yer alan "Kovuşturma yapılabilmesi şikâyete bağlı suçlarda kanunda aksi yazılı olmadıkça suçtan zarar gören kişinin vazgeçmesi davayı düşürür ve hükmün kesinleşmesinden sonraki vazgeçme cezanın infazına engel olmaz." seklindeki düzenlemeler karsısında, hükmün kesinleşmesinden sonraki uyarlama yargılamasında sadece lehe kanunun tespit edilerek uygulanması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde kamu davasının düşürülmesine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK'nun 309....

              Maddesinde yer alan “Kovuşturma yapılabilmesi şikayete bağlı suçlarda kanunda aksi yazılı olmadıkça suçtan zarar gören kişinin vazgeçmesi davayı düşürür ve hükmün kesinleşmesinden sonraki vazgeçme cezanın infazına engel olmaz” şeklindeki düzenlemeler karşısında, hükmün kesinleşmesinden sonraki uyarlama yargılamasında sadece lehe kanunun tespit edilerek uygulanması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde davanın ortadan kaldırılmasına karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK'nin 309. maddesi gereğince anılan kararın bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşıldı. Gereği görüşülüp düşünüldü: Adalet Bakanlığının kanun yararına bozma yazısına dayanan tebliğnamede ileri sürülen düşünceler yerinde görüldüğünden Bodrum 1....

                Ceza Dairesi'nin 06/03/2012 tarih ve 2011/918-2012/6965 E-K sayılı bozma ilamında, kararın sanık ...’e teşmiline dair bir ibare bulunmamasına karşın, bozma ilamının sanığa teşmil ettirilerek sanık ... hakkında 27/09/2012 tarihinde yeniden hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilerek, bu kararın kesinleşmesinden sonraki 5 yıllık denetim süresi içinde yeniden kasıtlı bir suç işlendiğinden dolayı açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanmasına karar verilmiş ise de, hukuken sanığa teşmili mümkün olmayan Yargıtay bozma ilamının sanığa teşmil ettirilerek verilen 27/09/2012 tarihli ikinci hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yönelik kararın yukarıda yapılan açıklamalar dikkate alındığında hukuki dayanaktan yoksun olduğu anlaşılmakla, hükmün açıklanmasına yönelik ihbara konu 14/04/2017 tarihli trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunun, ilk hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair 29/03/2010 tarihli kararın kesinleşmesinden sonraki denetim süresinde işlenip işlenmediği tespit...

                  Bu durumda takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin olarak takibin 04.06.2008 ile 10.03.2014 tarihleri arasında (3) yıldan fazla işlemsiz bırakıldığı ve dolayısıyla borçlular hakkında zamanaşımının gerçekleştiği anlaşılmaktadır. O halde, mahkemece şikayetin kabulüne dair verilen 25.06.2014 tarih ve 2014/30 Esas - 2014/44 Karar sayılı kararın onanması gerekirken Dairemizce, maddi hataya dayalı olarak bozulduğu anlaşılmakla, mahkeme kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: 1- Dairemizin 27.10.2014 tarih ve 2014/23579 E.- 2014/24946 K. sayılı BOZMA kararının kaldırılmasına, 2- Alacaklının temyiz itirazlarının reddi ile ... İcra Hukuk Mahkemesi'nin 25.06.2014 tarihli 2014/30 Esas- 2014/44 Karar sayılı kararının İİK'nun 366 ve HUMK.nun 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11/01/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    İcra takibine konu alacak hangi zamanaşımı süresine tabi ise icra takibinin kesinleşmesinden sonraki dönemde de aynı zamanaşımı süresi uygulanır. Bu durumda, kambiyo senedi niteliği taşımayan dayanak belge bono niteliğinde olmayıp, adi havale hükmünde olduğundan mücerret borç ikrarı taşımayan bu belge Borçlar Kanunu'nun 125. maddesinde düzenlenen on yıllık zamanaşımına tabidir. Takipte bu sürenin dolmadığı ve dolayısıyla zamanaşımının gerçekleşmediği anlaşılmaktadır. O halde, mahkemece, bono vasfı bulunmayan dayanak belge yönünden genel zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiği hususu göz ardı edilerek zamanaşımı şikayetinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile kabulü isabetsizdir....

                      UYAP Entegrasyonu