Bu şart, dava konusuna ilişkin genel dava şartlarından biri olup, davanın esası hakkında inceleme yapılabilmesi ve esas hakkında hüküm verilebilmesi için varlığı gerekli olduğundan olumlu dava şartları arasında sayılmaktadır. 2004 sayılı İİK'nun İcranın Geri Bırakılması başlıklı 33. maddesinin 1. fıkrasında "İcra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içerisinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imha iddiası yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır.", aynı maddenin 4. fıkrasında "Borçlu olmadığı parayı ödemek mecburiyetinde kalan borçlunun 72. madde mucibinde istirdat davası açarak paranın geri verilmesini istemek hakkı saklıdır." hükmüne yer verilmiştir....
Davalının istinaf istemine gelince; İ.İ.K. m.33/1 uyarınca icra emrinin tebliğinden önceki döneme ilişkin itfa itirazına dayalı icranın geri bırakılmasına ilişkin dava, icra emrinin tebliğinden itibaren 7 günlük yasal süresi içerisinde açılmıştır. İ.İ.K.'nun 33/1. maddesinde; icra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zaman aşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imhal iddiası yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icranın geri bırakılmasına karar verileceği hükmü düzenlenmiştir. Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere, ilama dayalı takipte borcun ödendiği iddiası, İİK'nun 33. maddesinde belirtilen belgeler ile ispat edilmelidir. Yargıtay 12....
Şikayet tarihi itibariyle takibin zaman aşımına uğramadığı anlaşılmakla mahkemenin redde karar vermesi isabetlidir. Yukarıda belirtilen nedenlerle; ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında davacının istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, borca ve imzaya itirazının süre yönünden reddine karar verilmesi gerektiği halde esastan reddine ilişkin hüküm tesisinin isabetsiz olduğu ancak söz konusu yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını gerekli kılmadığı anlaşıldığından HMK'nın 353/1- b.2. bendi gereğince mahkeme kararının kaldırılmasına, "Davacının borca ve imzaya itirazının süre aşımı nedeniyle reddine, zaman aşımı sebebiyle icranın geri bırakılması talebinin reddine" dair karar verilmesi gerektiğinden aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur....
Bu durum karşısında Mahkemece “İcranın geri bırakılması talebinin reddine, işlemiş faizin 77,50 TL olduğunun tespiti ile fazlaya ilişkin kısmın iptaline ve takipten sonraki 7.200 TL ödemenin de infaz sırasında dikkate alınmasına” şeklinde hüküm kurulması gerekirken takipten sonraki ödemeler de nazara alınarak yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m. 297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 18.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. ....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Takibin Taliki veya İptali Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davada icranın itfa ve imha nedeniyle geri bırakılmasına karar verilmiş olup hükmün davalı vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. ... A R A R Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Mahkeme kararının İİK'nun 366. ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca ONANMASINA, taraflarca İİK'nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 25,20 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 6,20 TL'nin temyiz edenden alınmasına, 17.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
ne icra emrinin tebliğ edildiğine ilişkin bir belgeye rastlanılmadığı, İİK'nun 33/1. maddesine göre icranın geri bırakılması talebinin, icra emri tebliğinden itibaren 7 gün içinde yapılması gerektiği borçlunun takipten önce ödeme iddiasında bulunduğu, talebin süresinde yapılmamış olması nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm borçlu vekilince temyiz edilmiştir. İİK'nun 33. maddesi, ''İcra emrinin tebliğ üzerine borçlu 7 gün içinde dilekçeyle icra mahkemesi'ne başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya ihmal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir'' hükmünü içermektedir. Somut olayda; takip dosyasında icra emrinin borçlu vekiline tebliğ edildiğine dair bir tebligat parçası yoktur. Bu durumda itirazın süresinde olduğu kabul edilerek işin esası incelenmek suretiyle sonuca gidilmesi gerekirken süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi isabetsizdir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından 4 adet bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe karşı borçlunun, borcun ödendiğini ve 3 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu belirterek icranın geri bırakılması istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece İİK 170/a-son maddesi uyarınca borç kabul edildiğinden bu madde hükmü uygulanamaz gerekçesi ile şikayeti reddetmiş olup, borçlu zamanaşımı itirazının incelenmediğini ileri sürerek kararı temyiz etmiştir....
Davalı alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takipte, borca itiraz davasının mevcut olmadığını, borçluların, takip konusu borç ödenmiş ise ancak İİK m. 149/2 gereğince icranın geri bırakılması davası açabileceklerini, takibe konu ipotek belgesi ve resmi senette yazan T5 aldığı 2.500.000,00 TL bedel mukabilinde, borca karşılık" açıklamasından (kayıtsız şartsız borçlu ikrarından) takip konusu ipoteğin mevcut bir alacak için tesis edildiği yani "kesin borç ipoteği" olduğunun açıkça anlaşılmakta olduğunu, bu nedenle İİK madde 149/1 gereğince ilamlı takip yapılmasının normal olduğunu, İİK'nın 149/2 hükmüne göre, ödeme emrini alan borçluların ya ödeme emrinin tebliğinden itibaren süresi içinde borcu ödeyeceklerini ya da daha önce ödendiğinden bahisle icra mahkemesinden icranın geri bırakılmasına dair bir karar getirmesi gerektiğini, davacıların ne ödeme yapmış ne de ödemeye istinaden icranın geri bırakılması talebinde bulunmuş olduklarını, ipoteğin...
Kaybetmesi veya yedi gün içinde dava açmaması halinde ise alacağın zamanaşımına uğradığı hususu kesin hüküm teşkil eder ve icranın geri bırakılması kararı, takibin iptaline ilişkin sonuçları doğurur. Bir diğer anlatımla dosyada mevcut hacizler kalkar (Prof. Dr. Baki Kuru İcra ve İflas Hukuku C.3,5.2300-2301). İİK'nun 33/a-2. maddesinde 7 günlük sürenin başlangıcı olarak icranın geri bırakılması kararının alacaklıya tebliği tarihi olarak belirlenmiştir. Yasada tebliğ şartı aranmış olup alacaklının ıttlasından bahsedilmemiştir. Bu nedenle icranın geri bırakılması kararının kesinleştiğinin alacaklıya tebliğ edildiği hususu ispat edilemediğinden mahkemece şikayetin reddi yerine kabulüne karar verilmesi isabetsizdir....
Protokolün bu kısmındaki açık ibra beyanı herhangi bir şarta bağlanmamış ya da protokolün diğer kısımları ile ilişkilendirilmemiş olup, devam eden bölümlerdeki feragat vb. işlemler için getirilen şartların ibraya ilişkin kısım yönünden etki etmeyeceği, alacaklı tarafından ileri sürülen gabin ya da hile gibi iddiaların dar yetkili icra mahkemesinde tartışılmasının mümkün olmadğı anlaşıldığından, mahkemece itfa nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Mahkemece, hakkında dava açılmayan diğer borçlunun karar başlığında davalı olarak gösterilmesi mahallinde düzeltilebilir maddi hata olarak kabul edilmiştir. Açıklanan nedenlerle; ilk derece mahkemesi kararı hukuka uygun olduğundan davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir....