Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacıların, davalı banka lehine açmış olduğu iş bu davanın İİK'nun 33. maddesinde yazılı şartları taşımadığını, davacının borcun zamanaşımına uğradığı, itfa veya imhal edildiği, borcu bulunmadığı, imza inkarı sebeplerine dayanarak itirazda bulunabileceğini, davacı iddialarının hiçbirinin İİK'nun 33. maddesinde yazılı bu sebepleri içermediğini, davacının tahdidi olarak sayılmış zamanaşımı, itfa, imhal sebeplerine dayalı olarak icranın geri bırakılması talebi varsa bile bu iddialarını yine aynı maddede yazılı belgelere dayanarak sunması gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İzmir 3....
İİK'nun 33/1. maddesinde; icra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imhal iddiası yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş, yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icranın geri bırakılmasına karar verileceği hükmüne yer verilmiştir. Borçlu tarafın başvurusu; İİK'nun 33/1. maddesine dayalı, icra emri tebliğinden önceki döneme ilişkin itfa itirazıdır. Somut olayda; her ne kadar istenilen birikmiş nafakanın hangi aylara ilişkin olduğu şikayete konu icra emrinde açıkça belirtilmemiş ise de, birikmiş nafakaya ilişkin olarak işlemiş faiz hesabının 18/09/2015 tarihinden takip tarihine kadar ki dönem için yapılması gözetildiğinde birikmiş nafaka olarak talep edilen nafakanın 2015 yılı Eylül ayına ilişkin olduğu anlaşılmaktadır....
İcra Müdürlüğü'nün 2010/11999 Esas sayılı icra takibinde bu borçlu tarafından ödendiğini, bozma sonrası ilamda ise bu davalı yönünden husumet yokluğundan davanın reddine karar verildiğini, borçlunun ödediği miktarın alacaklıdan tahsil edilmediğini, şikayet eden vekil edeni Köy Tüzel Kişiliği aleyhine ise . İcra Müdürlüğü'nün 2013/10327 Esas sayılı dosyasında ise aynı alacak için takip başlatıldığını, diğer borçlu hakkında başlatılan takipte borcu ödediğinden bahisle itfa nedeniyle takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece icranın geri bırakılmasına karar verilmesi üzerine, hüküm alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. İİK'nun 40/2. maddesine göre "Bir ilam hükmü icra edildikten sonra bozulduğunda, aleyhine icra yapılmış olan kimsenin hiç veya o kadar borcu olmadığı kat'i bir ilamla belirlenirse ayrıca hükme hacet kalmaksızın icra tamamen veya kısmen eski hale iade olunur." Somut olayda; .....
edilmiş olması sebebiyle icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerektiğinden davacının istinaf talebinin kabulü ile Kayseri 2....
istendiği, mahkemece icranın geri bırakılmasına ve karar kesinleştiğinde hacizlerin kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır....
İcra Hukuk Mahkemesinin 21/05/2019 tarih, 2019/355 E. - 2019/488 K. sayılı kararının ihale tarihinde istinaf incelemesinde olup olmadığı tespit edilerek, ilgili dosyaya ilişkin olarak talebin ve istinaf konusunun takibin iptaline yönelik şikayet mi yoksa icranın geri bırakılması talebi mi olduğu değerlendirilip, şikayetçi borçlunun ihalenin feshi istemi hakkında oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, bu husus hiç değerlendirilmeden, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ: Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile, ... Bölge Adliye Mahkemesi 32....
KARAR Borçlu aleyhine .. 2.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2014/582Esas-2015/112 Karar sayılı ilamına dayanılarak ilamlı icra takibine başlandığı; borçlunun İcra Mahkemesi'ne başvurarak,takip konusu borcun icra emri tebliğinden önce alacaklının banka hesabına ödendiğinden itfa nedeniyle icranın geri bırakılmasını talep ettiği, alacaklı vekilinin yapılan ödemenin taraflarına bildirilmediğini, ödemeden takipten sonra haberdar olduklarını beyan ettiği, Mahkemece ilamda hüküm altına alınan alacak kalemlerinin takipten önce ödendiğine ilişkin taraflar arasında ihtilaf olmadığı ve takipten önce alacaklının bu ödemeden haberdar edilmemesi nedeniyle takip başlatılmasında borçlu kusurlu olduğundan borçlu lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilemeyeceği belirterek icranın geri bırakılmasına karar verildiği,hükmün alacaklı vekili tarafından temyiz edildiği anlaşılmıştır....
reddine karar verildiği ancak borçlunun dosyaya icranın geri bırakılması kararı alınması için yatırdığı teminatın alacaklıya ödenmesi işlemine karşı şikayeti yönünde olumlu yada olumsuz karar verilmediği görülmektedir....
İcra Hukuk Mahkemesi 2016/68 E. 2016/164 K. sayılı ilamı ile mirasçıların borç iddiasından müşterek ve müteselsilen değil miras payı oranlarında sorumlu olacağına ilişkin şikayetlerinin kabul edildiğini, mirasçı müvekkillerin borç iddiasından payları oranınca ödeme yaptıklarını, bu nedenle takibin müvekkilleri yönünden geri bırakılması gerektiğini, müvekkil T1 için 18.11.2015 tarihinde 26.099,71 TL, müvekkil T2 için 26.03.2019 tarihinde 14.721,57 TL tahsilat yapıldığı icra dosyası kapsamında sabit olduğunu, T2 ve T1'un Erdoğan Kurtuluş'un 7 çocuğundan biri olup miras payları 3/28'şer olduğunu, tahsilatlar ile dosyanın tahsilatlar tarihindeki kapak hesapları karşılaştırıldığında müvekkillerden paylarından fazlasının tahsil edildiğinin görüleceğini beyan ederek, yerel mahkemenin kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Uyuşmazlık itfa sebebine dayalı icranın geri bırakılması istemine ilişkindir....
Bu haliyle mahkemece ödemelerin ve buna ilişkin bilgilendirmenin takip öncesi yapıldığına dair kabulü ve bu doğrultuda icranın geri bırakılmasına karar verilmesi isabetlidir. Davanın esasına ilişkin istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir. Her ne kadar, takibe konu edilen bakiye karar harcının hazine tarafından tahsili gerektiğinden bu talep yönünden icranın geri bırakılması yerine talep edildiği gibi takibin iptali yönünde hüküm kurulması gerekmekte ise de, takibin tümü yönünden icranın geri bırakılmasına dair verilen karar, takibin iptaline yönelik karara nazaran alacaklının lehine olduğundan ve davacı borçlularca bu kısım açısından karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmadığından, dairemizce bu yanlışlığın eleştirilmesi ile yetinilmiştir....