Aracın 3/4 hissesini 16.07.1998 tarihinde; takipten çok önce şikayet eden noter sözleşmesi ile satın almıştır. Kayden ve hukuken aracın 3/4 maliki şikayet eden olduğu halde aracın tamamının haczedilmesi yasaya aykırı olduğundan" bahsedilerek davacının şikayet davasının kabulüne, hisse üzerine konan haczin kaldırılmasına karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 6100 sayılı HMK'nun 33. maddesi uyarınca Türk Hukuku'nu re'sen uygulamakla yükümlü olan hakim, tarafların ileri sürdükleri maddi olay ve netice talepleri ile bağlı olup, onların hukuki nitelendirmesi ile bağlı değildir. Bu ilke ışığında, dava dilekçesi içerisindeki anlatımdan ve talep sonucundan uyuşmazlığın, üçüncü kişinin İİK'nun 96 ve devamı maddeleri uyarınca mülkiyet hakkına dayalı olarak ileri sürdüğü istihkak iddiasına ilişkin olduğunun kabulü gerekir....
Mahkemece, dava şikayet olarak kabul edilerek evrak üzerinde yapılan inceleme sonunda şikayetin kabulü ile davacıya ait gümrükte bulunan millileştirilmemiş mallara konan haczin kaldırılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı alacaklı vekilince temyiz edilmiştir. Şikayet eden davacı, Ambarlı Gümrüğünde bulunan kendisine ait, henüz millileştirilmemiş mallara konulan haczin kaldırılmasını talep etmiştir. Takipte taraf olmayan 3.kişinin başvurusu açıklanan bu şekli ile istihkak davası niteliğindedir. HUMK'nun 76.maddesi gereğince istemin hukuki nitelendirilmesi hakime aittir. Çekişme istihkak davası prosedürüne göre çözümlenmeli ve sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu husus gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı alacaklıya geri verilmesine 8.4.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı alacaklı vekili, İzmir 11.İcra Müdürlüğünün 2010/9474 sayılı dosyasından, 23.09.2010 tarihinde borçlu adresinde yapılan haciz sırasında 3.kişi lehine istihkak iddiasında bulunulduğunu belirterek, İİK'nin 99. maddesine dayalı olarak 3.kişinin istihkak iddiasının reddine ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir. Davalı 3.kişi vekili, davanın hak düşürücü süreden sonra açıldığından reddi gerektiğini savunmuştur....
Şti. ortağı ...un, işyerini borçludan devraldıklarını, işyerinin kendilerine ait olduğunu iddia ettiği, istihkak iddiasının haciz tutanağına yazılarak haczin İİK'nın 97. maddesine göre yapıldığının belirtildiği, alacaklı vekilinin 26.05.2014 tarihinde İcra Müdürlüğü'nden, borçluya ait işyerini devraldığını iddia ettiği şirketin takip dosyasına borçlu olarak eklenerek şirkete ilişkin tapu ve araç sorgulaması yapılmasını talep ettiği, İcra Müdürlüğü'nce talebin 27.05.2014 tarihinde reddi üzerine alacaklı vekilinin şikayet başvurusunda bulunduğu anlaşılmaktadır. Haciz sırasında ileri sürülen istihkak iddiasının İİK'nun 96 ve devamı maddelerine göre çözümlenmesi gerekir. İstihkak iddia eden kişinin dosyaya borçlu olarak kaydı gibi bir uygulama yasada bulunmamaktadır....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; alacaklı tarafından borçlular aleyhine icra takibi başlatıldığını, takibin kesinleştiğini, İnegöl İcra Müdürlüğü'nün 2021/1919 Esas sayılı dosyasından haciz talebinde bulunulduğunu, 01/06/2021 tarihli hacizde müvekkili lehine istihkak iddiasında bulunulduğunu, 07/06/2021 tarihli dilekçe ile süresinde istihkak iddiasının yenilendiğini, şikayete konu işlem yapılana kadar geçen süreçte icra dairesi tarafından istihkak prosedürü işletilmediğini, alacaklı tarafından 22/11/2021 tarihli talep evrakı ile borçlu aleyhine tekrar haciz talebinde bulunulduğunu, icra dosyası 22/11/2021 tarihli tensip tutanağı ile istihkak iddiasına ilişkin istihkak prosedürü işletilmeden talebin kabulüne karar verildiğini, yazılan talimat ile Menderes İcra Dairesi 2021/401 Talimat sayılı dosyası ile 24/11/2021 tarihinde haciz işlemi uygulandığını, daha önce istihkak iddiasında bulunulan yer ve eşyalar üzerinde tekrar haciz işlemi uygulanmaya çalışıldığını...
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ: Mahkemece; haciz yapılan adres ile borçlu şirket adresinin aynı olduğu, her 2 şirketin de iştigal konularının aynı olduğu, haciz mahallinde borçlu şirkete ait evrak bulunduğu hususları göz ardı edilerek mahcuzlar 3. şahsın elinde haczedilmiş gibi İİK'nın 99. maddesi uyarınca doğrudan alacaklı vekiline istihkak davası açmak üzere süre verilmesinin hatalı olduğu, alacaklı vekilinin mahkemeye başvurusunun, icra memurunun muamelesini şikayet olarak nitelendirildiği gerekçesiyle şikayetin kabulü ile istihkak iddiasının İİK'nın 97. maddesi kapsamında değerlendirilerek takibin devamına; istihkak iddiasında bulunan üçüncü şahsın iş bu kararın tebliğinden itibaren 7 gün içinde mahkemeye istihkak davası açmakta muhtariyetine karar verilmiştir....
Bu durumda, Mahkemece öncelikle şikayet talebi değerlendirilecek olsa da, davacı alacaklı tarafından istihkak iddiasının kabulünün şikayet ile birlikte istihkak davasının şartlarına da doğrudan etki edeceği için Mahkemece davacı alacaklı ve vekilinin kabul beyanının rücü edilmesine ilişkin olarak dayandıkları soruşturma dosyaları araştırılarak iddianame hazırlanıp hazırlanmadığı, ceza davası açılıp açılmadığının değerlendirmeye alınması ve istihkak iddiasının kabul beyanının irade sakatlığı sonucu gerçekleşip gerçekleşmediğine etki edecek bir durum olup olmadığının değerlendirilmesi ayrıca, davacı tarafça kabul beyanın iptali için dava açılıp açılmadığının değerlendirilmesi bakımından kararın bozulması gerekmiştir. " gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiş bozma ilamına uyularak yargılamaya devam edilmiştir. Davacı vekili tarafından İstanbul 26. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2023/107 Esas sayılı dosyası ile kabul beyanının iptali için dava açtıkları ve dosyanın İstanbul 45....
Genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız takipte takibe itiraz edilmiş ve takip durdurulmuş ise de, alacaklı tarafça açılan itirazın iptali davası kapsamında borçlu hakkında verilen ihtiyati haciz kararı üzerine şikayete konu haciz işleminin gerçekleştirildiği, haciz sonrası süresi içerisinde üçüncü kişiler T6 ve T3 tarafından kendi adlarına istihkak iddiasında bulunulduğu, istihkak iddiasının şikayetçi alacaklıya tebliğ edildiği, alacaklı tarafından tebliğden itibaren yedi günlük süre içerisinde hem üçüncü kişinin istihkak iddiasının reddi talepli dava açıldığı, hem de iş bu şikayet yoluna başvurulduğu, bu haliyle usule uygun bir haczin ve istihkak iddiasının var olduğu, şikayetin de süresi içeresinde yapıldığı görülmektedir....
Mahkemece toplanan delillere göre; “davanın istihkak olarak değil, özel Yasa’dan kaynaklanan haczedilmezlik şikayeti olarak kabul edildiği, yapılan keşif ve bilirkişi incelemesine göre dava konusu bir kısım mahcuzların yedieminde kaybolduğu, diğerlerinin de satıldığı, bu nedenle finansal kiralama sözleşmesi kapsamında kalıp kalmadığının belirlenemediği” gerekçesi ile kanıtlanamayan şikayetin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1.Finansal kiralama sözleşmesine konu eşyaların haczedilmesi halinde kiralayanın, 3226 sayılı Kanunu’nun 19/2. maddesi kapsamında şikayet yoluna başvurma imkanının yanında İİK7nun 96. vd. maddeleri uyarınca istihkak davası açma olanağı da bulunmaktadır. Seçimlik hakkı bulunan üçüncü kişi dilediği hukuki yola başvurabilir....
Maddesi uygulanması kararı üzerine mahkememizin 2020/70 esas, 2020/148 karar sayılı dosyasında takibin devamına karar verildiği, bu durumda şikayetçinin süresi içinde istihkak davası açması gerektiği halde iş bu şikayetin yapılmasında hukuki yarar olmadığı anlaşıldığından şikayetin reddine" karar verildiği görülmüştür. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; şikayet dilekçesini tekrarla şikayet konusunun müvekkili şirket yönünden haczin ve istihkak iddiasının İİK 99. Maddesine göre yapılmış olduğunun kabulü ile istihkak davacı açmak için alacaklıya süre verilmesine ilişkin olduğunu, hukuki yarar olmadığından bahisle şikayetin reddine ilişkin kararın hukuka aykırılık teşkil ettiğini, şikayetin kabulü halinde dava açmak üzere alacaklıya süre verileceğinden, dava açacak olan tarafın değişme ihtimali olduğundan, hukuki yarar yokluğundan bahsedilemeyeceğini söyleyerek kararın kaldırılmasını istemiştir....