İcra emrinin ilama aykırı olduğu iddiasına dayalı şikayet her ne kadar süreye tabi olmasa da icra emrinin tebliğinden 5 yıldan fazla bir süre geçtikten ve paraların paylaştırılması aşaması da sonuçlanıp icra dosyası infaz edildikten sonra yapılması mümkün değildir. Bu nedenle şikayetin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir (Bu yönde Yargıtay 12. HD'nin 03/03/2014 tarihli 2014/3357 E.-2014/5778 K. Sayılı ilamı: "Şikayet konusu işlem, süresiz şikayete tabidir. Ancak gerek süreli, gerek süresiz şikayet icra takibi sonuçlanıncaya kadar mümkündür. Takip sonuçlandıktan sonra o takibe ilişkin bir işleme karşı süresiz şikayet yoluna başvurulamaz." (Aynı yönde aynı dairenin 13/12/2013 tarihli 2013/28786 E. - 2013/39928 K.)" gerekçesi ile şikayetin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Ankara 13....
Aynı ilamdan kaynaklanan alacaklar için, aynı takip dosyası üzerinden harcı yatırılarak alacağın tahsili mümkün iken, makul ve kabul edilebilir bir gerekçe olmaksızın ayrı takip başlatılması, yukarıda yasa ile düzenleme altına alınan usul ekonomisine aykırılık teşkil etmektedir. Somut olayda; ... 4. Tüketici Mahkemesi'nin ... Karar ve .... tarihli kararı ile "...davacının ... tarihleri arasında her yılın 42. haftasında kullanılmak üzere devre tatilinden yararlanma hakkının olduğunun tespitine..." hükmedilmiştir. ... 2. İcra Müdürlüğü'nün ... sayılı dosyası ile yapılan takipte bu ilama dayanılarak 2012 yılı 42. haftasında alacaklının bu haktan yararlandırılması ve karşı yanların bu hakkın kullanılmasına yönelik müdahalelerinin önlenmesi talep edilmiştir. Yukarıda kabul edilen ilkeler gereğince, İcra Müdürlüğü'nce ilama bağlanan bu kullanma hakkı için 2011 yılı 42. haftası için yapılan ilk takip dosyasında icra emri düzenlenerek takibe devam olanağı bulunmaktadır....
Mahkemece şikayetin kabulüne, icra emri ve takibin ilama aykırı kısımları yönünden iptaline karar verilmesi üzerine; hüküm, alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. HMK'nun 297/2. maddesi hükmü gereğince yargılama sonunda verilen kararda taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde açıkça gösterilmesi gerekir. Mahkemece verilen kararda "Şikayetin kabulü ile Anadolu l.İcra Müdürlüğü'nün 2013/4514 Esas sayılı dosyasında ilama aykırı düzenlenen icra emri ve takibin ilama aykırı kısımları yönünden iptaline" şeklinde hüküm kurulduğu, şikayet dilekçesindeki taleple ilgili olarak neye karar verildiğinin, hangi kısımların iptal edildiğinin belirtilmediği görülmektedir. Hüküm bu haliyle açık olmadığı gibi, şüphe ve tereddüt uyandıracak, infazda zorluk çıkaracak şekildedir. Hukuk Genel Kurulu'nun 08.10.1997 tarih ve ... E.- .......
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Şikayet eden aleyhine şikayet edilen tarafından ilama dayalı olarak İcra takibi yapıldığı, mahkeme tebligatının kendisine tebliğ edilemediği, ayrıca yahlış icra takibi yapılması nedeniyle şikayet yolu ile takibin iptalini talep etmiş olup, hükmün temyizen incelenmesi görevi 2797 sayılı Yasa'nın 14.maddesi gereğince Yargıtay 12.Hukuk Dairesi'ne ait bulunduğundan dosyanın 12.Hukuk Dairesi Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE 31.1.2006 gününde oybirliği ile karar verildi....
(HMK b. 297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karış 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 01.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Alacaklının, ilama uygun infaz yapılmadığına ilişkin şikayeti ilama aykırılık şikayeti niteliğinde olup, bu tür şikayetler kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle süresiz olarak İcra Mahkemesi önüne getirilebilir. (HGK.nun 21.06.2000 tarih, 2000/12-1002 sayılı Kararı) O halde; Mahkemece, işin esası incelenerek oluşacak sonuca göre bir hüküm kurulması yerine, yazılı şekilde şikayet başvurusunun süresinde yapılmadığı gerekçesiyle şikayetin reddi yönünde karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK'nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 06.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
İlama göre fazla tahsil edilen paranın iadesi için gönderilen muhtıraya karşı alacaklı başvurusu ilama aykırılık incelemesine tabi tutulacağından süreye bağlı değildir. Alacaklının şikayetinin süresiz olarak incelenerek faize yönelik hesaplamanın ve muhtıranın denetlenmesi mümkün olup icra emrinde istenen faiz oranının kesinleştiğine ilişkin İcra Mahkemesi gerekçesi yerinde değildir. Mahkemece, faizin hesaplanmasında, yukarıdaki kabuller nazara alınarak gerektiğinde bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle iade muhtırasının denetimi sağlanarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile hüküm kurulması isabetsizdir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Şikayet Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: K A R A R Borçlular vekili, İcra Mahkemesi'ne başvurusunda; müvekkilleri aleyhine ilama dayalı olarak başlatılan takipte, alacaklı gözüken tarafın taşınmazı devrettiğinden alacaklı sıfatı kalmadığını, ilamda davacıların zorunlu dava arkadaşı olup alacaklının tek başına takip başlatamayacağını, icra emri zarflarının imzasız olmasının Tebligat Kanunu'na aykırılık teşkil ettiğini, ilamda 3 nolu taşınmazdan uygulama yapılmasına karar verildiğini, müvekkillerinin devretmeden önce maliki oldukları taşınmazın ise 2 nolu taşınmaz...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Şikayet Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Borçlu vekili, takip dayanağı ilamda birlikte ifa kuralı gereğince edimlerin yerine getirileceğinin hüküm altına alındığını, kendi edimini yerine getirmeyen alacaklının satış bedelini talep etmesinin ilama aykırılık olduğunu belirterek takibin iptaline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, icra emrinde dayanak ilama uygun olarak “ ...aynen ifa kuralı gereği 535 adet akü icra müdürlüğüne teslim edilecektir'' ibaresinin yer aldığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiş, hüküm borçlu vekilince temyiz edilmiştir. İcra takibinin dayanağı, ......
Somut olayda, borçlu vekilinin icra mahkemesi'ne başvuru nedenleri ilama aykırılık şikayeti niteliğindedir. Bu durumda Mahkemece, taraflar gelmese bile işin esası incelenerek gereken kararın verilmesi yerine yukarıda açıklanan yasal düzenlemeye rağmen HMK'nun 150. maddesi uygulanarak "dosyanın işlemden kaldırılması", daha sonra da "davanın açılmamış sayılması" yönünde hüküm kurulması isabetsizdir. Öte yandan, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 11 ve Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 18. maddeleri gereğince vekil ile takip edilen işlerde, tebligatın vekile yapılması zorunludur. Somut olayda, şikayetçi takip borçlusu ...'in, vekili Av. ... tarafından temsil edildiği, usulüne uygun düzenlenen vekaletnamesinin şikayet dosyasında mevcut olduğu ve şikayet dilekçesinde vekilinin adı-soyadı ile adres bilgisine yer verdiği, görülmektedir....