"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından ilama dayalı olarak başlatılan takipte, borçlunun icra emrinde talep edilen faizin ilama aykırı olduğunu ileri sürerek icra emrinin iptali istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece bilirkişi raporu doğrultusunda şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Şikayet konusu takip dayanağı ilamda, uygulanacak faiz türü konusunda, 09.03.2016 tarihinde kesinleşen tavzih kararı ile alacağın "reeskont faizi ile tahsiline" karar verildiğinden, 3095 sayılı Kanun'un 1. maddesinde belirtilen reeskont faizinin, T.C....
Mahkemece borçlu tarafın faize yönelik şikayetinin kabulüne, icra emrinin 76.203.74 USD işlemiş faiz yönünden iptaline karar verilmesi üzerine; hüküm, borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-)Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere göre borçlu vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2-) Borçlu vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince; Borçlu tarafın şikayet sebepleri arasında, ilamda vekalet ücreti miktarı belirtilmediği halde icra emrinde 28.247,00 TL vekalet ücreti talep edilmesinin ilama aykırı olduğu iddiası da bulunmaktadır. Mahkemece bu konuda bir araştırma yapılmadığı görülmektedir. Bu durumda, anılan ilama aykırılık şikayeti hakkında da değerlendirme yapılarak oluşacak kanaate göre bir karar verilmesi için hükmün bozulması yoluna gidilmiştir....
Borçlunun, takipte ilama uygun talepte bulunulmadığı yönündeki iddiası ilama aykırılık şikayeti olup, bu tür şikayetler kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle süresiz olarak icra mahkemesi önüne getirilebilir. (HGK'nun 21.06.2000 tarih, 2000/12-1002 sayılı Kararı) Mahkemece, işin esası incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değildir. SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının bozma nedenine göre şimdilik incelenmesine yer olmadığına, taraflarca İİK'nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 29,20 TL peşin harcın istek halinde ayrı ayrı iadesine 12.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından başlatılan ilama dayalı takipte, borçlunun icra emrinde ilama aykırı faiz talep edildiğini ileri sürerek icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece bilirkişi raporu aldırılmasının ardından, tarafların duruşmaya gelmemesi nedeni ile dosyanın işlemden kaldırılmasına ve süresinde yenilenmemesi üzerinde de davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği görülmektedir. Borçlunun icra mahkemesine başvurusu, İİK'nun 16. maddesi kapsamında ilama aykırılık şikayeti niteliğinde olup, HMK anlamında bir dava değildir....
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; takip talebinin ilama uygun şekilde düzenlendiğini, takip talebinde yer alan taleplerinin tarafların sorumluluk tutarlarına uygun şekilde düzenlendiğini, icra emri, icra müdürlüğünce düzenlendiğinden müdahale imkanlarının bulunmadığını, dava memur muamelesini şikayet niteliğinde olduğundan müvekkili aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, ayrıca davanın süresinde açılmadığını öne sürerek kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Şikayet, ilamlı takipte borçlunun ilama aykırılık iddiasının yanısıra icra emrinin vekile tebliğ edilmediği iddiasına dayalı tebliğ eksikliğinin giderilmesi istemine ilişkindir. Tebligat Kanunu'nun 11 ve Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 18. maddeleri uyarınca vekille takip edilen işlerde vekile tebligat zorunludur....
Bu hükmün amacı, ilgilileri icra memurunun bir hakkı yerine getirmekten kaçınmasına karşı korumaktır. 2-Kamu düzenine aykırı olan işlemlere karşı da süresiz şikayet yoluna gidilebilir. Anılan ilke doktrinde benimsenmiş ve Yargıtay uygulamalarında da kabul edilmiştir. Somut olayda, şikayetin konusu, ilama aykırılık ile ilgili olup bir hakkın yerine getirilmemesine ilişkin olduğundan, İİK'nun 16/2. maddesi uyarınca şikayet süreye tâbi değildir. Diğer taraftan gerek süreli, gerek süresiz şikayet, ancak icra takibi sonuçlanıncaya kadar, yani ilâm infaz oluncaya kadar mümkündür. Takip sonuçlandıktan sonra, o takibe ilişkin bir işleme karşı süresiz şikayet yoluna başvurulamaz. İcra takip dosyasının incelenmesinde; dosya borcunun 08/04/2014 tarihi itibariyle tamamiyle ödendiği ve takip sonuçlandıktan yaklaşık 1,5 yıl sonra 13/07/2015 tarihinde (faizin fazla hesaplandığı gerekçesiyle) şikayet yoluna başvurulduğu görülmüştür....
Y.." isminin yazılı olduğu, bu haliyle icra emrinin ilama aykırı düzenlendiği görülmektedir. Bu nedenle Mahkemece; ilama aykırı şekilde düzenlenen icra emrinin iptaline karar verilmesi gerekirken şikayetin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ: Şikayet eden M.. Y..'ın temyiz itirazının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenle İİK'nun 366. ve HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 25,20 TL peşin harcın istek halinde geri verilmesine 25.11.2015 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
Mahkemece, geçit hakkı taşınmaz lehine tesis edildiğinden, borçlu vekilinin dayanak ilamda vekil edeninin taraf olmamasından dolayı hakkında icra takibi yapılamayacağı yönündeki şikayetin reddine, geçit hakkına ilişkin ilamların niteliği itibariyle yargılama giderlerinden muaf olduğundan,bu yöndeki şikayetin kabulüne, Tefenni İcra Müdürlüğü'nün 2012/1780 Esas sayılı icra takip dosyasında şikayet eden ...'a çıkartılan icra emrinin iptaline, fazlaya ilişkin isteğin reddine karar verilmiştir. Hüküm, borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir. İcra takibine dayanak ilam, sadece geçit hakkı tesisine ilişkin olup, bu ilama ilişkin icra takibi yapılmaksızın doğrudan Tapu Müdürlüğü'ne müracaat ile ilamın infazının sağlanması mümkün bulunduğuna göre, şikayet başvurusu yapan borçlu yönünden icra takibinin iptaline karar verilmesi gerekirken, şikayet nedenlerinin esasının incelenerek sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur....
Borçlunun icra mahkemesine başvurusu vekalet ücretine icra vekalet ücreti istenilemeyeceğine yönelik olup ilama aykırılık şikayeti niteliğinde değildir. Şikayet İİK.nun 16/1 maddesinde öngörülen 7 günlük yasal süreden sonra 05.12.2011 tarihinde yapılmıştır. Şikayetin süresinde olmadığı görülmekle süreden reddi gerekirken, işin esasının incelenerek yazılı gerekçe ile ret kararı verilmesi isabetsizdir. SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenle İİK.nun 366 ve HMK.nun 371. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK 388/4. (HMK 297/4) maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 21.09.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Borçlunun ilama aykırılık şikayetine dayalı olarak takibin ve icra emrinin iptalini talep etmesi ve haklı çıkması halinde, icranın iadesini isteyebileceği bu durumda hukuki yararı mevcut olduğuna göre, borcun icra takibinden sonra ödenmiş olması, şikayetin esasının incelenmesine engel değildir. Somut olayda, borçlunun şikayet tarihinden sonra 28/05/2014 tarihinde dosya borcunu ödediği anlaşılmaktadır. Şikayetten feragat edilmediğine göre, Mahkemece, işin esasının incelenerek oluşacak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile şikayetin reddi doğru değildir. SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenle İİK'nun 366. ve HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK'nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 07/02/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....