İİK 100/2. maddesi uyarınca şikayet edilen haczinden önce açılmış bir dava üzerine alınan ilama bağlı bir alacak nedeniyle daha sonra haciz konulması halinde, ilama bağlı alacak ilk hacze iştirak eder. Dosya kapsamında şikayet edilenin haciz tarihinin 23.11.2012 olduğu, süresinde satış isteyip satış avansını yatırdığından haczinin ayakta olduğu, şikayetçi kurumun 2007 tarihinde açtığı davaya istinaden alacağın ilama bağlandığı, şikayetçi kurum tarafından bedeli paylaşıma konu mallar üzerine haciz konduğuna göre İİK 100 maddesi uyarınca SGK nın ilk haciz koyan şikayet eden alacağına iştirak etmesi gerekir. İcra memurunun iştirak şartını araştırmadan sıra cetveli düzenlemesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, şikayetçi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, şikayetçi yararına BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 21.02.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Borçlu vekilinin, şikayet dilekçesinde diğer şikayet sebepleri yanında, müşterek çocuğun takip tarihi itibariyle 18 yaşını doldurduğundan bahisle devam edecek aylara ilişkin iştirak nafakası talebinde bulunulamayacağı iddiasında da bulunduğu görülmektedir. Anılan şikayet hakkında Mahkemece inceleme ve değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bu konudaki şikayet incelenmeden hüküm kurulması isabetsizdir. SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK'nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 25,20 TL peşin harcın temyiz edene iadesine, 24.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
İcra Müdürlüğü'nün 2023/2572 Esas sayılı dosyası, İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: Şikayet tarihinden sonra ilama uygun olarak yeniden icra emri düzenlenmesi nedeniyle dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili tarafından, cevap dilekçesindeki nedenler tekrarlanarak ve davacı tarafından bu dava açılmadan önce faiz başlangıç tarihi ile ilgili hatanın düzeltildiği, davacının bu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf konusu, ilamlı takipte ilama aykırılık nedeniyle icra emrinin iptali şikayetine ilişkindir....
Yargıtay'ca incelenmesi istenen karar bu maddelerle tespit edilen kararlar arasına girmeyip kesin nitelikte bulunduğundan şikayet edenin temyiz dilekçesinin REDDİNE, 2- Şikayet edenin diğer temyiz itirazlarına gelince; şikayet edenin talebi ve dayandığı belgelere, temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere, özellikle İcra Müdürlerinin alacaklının gösterdiği yerlerde haciz işlemi yapma mecburiyetinin bulunmasına, icra dosyasında taraf olmayan 3. kişinin dosyadaki haczin kaldırılmasını şikayet yoluyla isteyemeyeceğine, bu konuda aktif dava ehliyeti olmadığına, ancak 3. kişinin istihkak iddiası ve prosedürüne göre haczin kaldırılmasını isteyebileceğine göre, yerinde bulunmayan temyiz sebeplerinin reddiyle usul ve kanuna uygun Mahkeme kararının İİK'nun 366. ve HUMK'nun 428. maddesi uyarınca ONANMASINA, taraflarca İİK'nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 27,70 TL peşin harcın onama harcına...
Kararı, şikayet olunan vekili temyiz etmiştir. 1- Sıra cetvelinin şikayetçi tarafa 28.03.2011 tarihinde tebliğ edildiği, şikayetin İİK' nun 142/1. maddesindeki 7 günlük süre içinde yapıldığı anlaşılmakla, şikayet olunan vekilinin, şikayetin süresinde yapılmadığı yönündeki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2- İ.İ.K’nun 100. maddesinin ikinci bendine göre, takip tarihinden önce açılmış bir dava üzerine alınan ilama dayanan haciz sahibi alacaklı, ilk hacze iştirak hakkını haizdir. Somut olayda, şikayetçinin ilama esas davasının açılış tarihi 07.09.2004 olup, şikayet olunanın takip tarihi ise 08.11.2001' dir. Bu durumda, şikayetçinin alacağının İİK'nun 100/2. maddesinde düzenlenen koşulları taşımadığı anlaşılmakla, şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, aksi yönde hüküm kurulması doğru değildir....
Borçlunun hesap tablosuna yönelik olarak icra mahkemesine talepte bulunması, İİK'nun 16. maddesi kapsamında şikayet olup, mahkemece işin esasının incelenmesi gerekir. Öte yandan, her nekadar hesap tablosuna yönelik şikayet, İİK'nun 16/1. maddesi gereğince şikayete konu hesabın öğrenilmesinden itibaren 7 günlük süreye tabi ise de; somut olayda hesaplama itirazın iptali ilamı üzerinden yapıldığına göre, hesabın ilama uygun yapılmadığı iddiası ilama aykırılık nedenine dayalı olup, aynı maddenin ikinci fıkrası uyarınca süresiz şikayete tabidir....
Bütün bu açıklamalar ışığında, 15.07.2013 tarihinde haczedilen mekullerin haczedilmesinde yasaya aykırılık bulunmadığından haczedilmezlik şikayetinin reddine karar verilmesi gerekirken istemin kabulü yönünde hüküm kurulması doğru olmamıştır. SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m. 297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 09.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Şikayet edene gönderilen icra emri kanuna ve özellikle ilama veya takip talebine aykırı ise, borçlu icra emrinin veya ilamlı icra takibinin iptali veya düzeltilmesi için icra mahkemesine şikayet yoluna başvurabilir (İİK'nun 41, 16. maddeleri). İlamların infaz edilecek kısmı hüküm bölümü olup bu kısmın aynen infazı zorunludur. İcra mahkemesince hükmün (infaz edilecek kısmının) yorum yolu ile değiştirilmesi mümkün olmadığı gibi yeniden belirlenmesi de mümkün değildir (HGK 8.10.1997 tarih ve 1997/12-517 E., 1997/776 K. sayılı kararı). Bu kabule aykırı talepler içeren takipler ilama aykırılık yaratacağından icra mahkemesinde süresiz şikayet konusu yapılabilir (HGK 21.6.2000 tarih, 2000/12-1002 E). O halde bölge adliye mahkemesince, istinaf başvurusunun esası incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken şikayetin süreden reddi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Bakırköy 16.İcra Dairesinin 2021/5275 esas sayılı icra takibinde her bir alacak kalemi ve borçlu taraflar arasında İstanbul 28.İş Mahkemesinin 2019/99 esas 2021/189 karar sayılı dosyasında gösterildiğini şekilde ilama uygun olarak takibe konulduğunu, söz konusu takipte herhangi bir ilama aykırılık olmadığının açık olduğunu ve ödeme emrinin iptaline karar verilmesi gerekirken takibin iptaline karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesinde özetle; alacaklı tarafça davacı şirket dışındaki davalılar ile birlikte tek bir icra dosyası üzerinden takip açılmasının da hatalı olduğunu, icra takibinin ilama aykırı olduğunu ve ilama aykırılık sebebiyle takibin iptali gerektiğini, dayanak İstanbul 28....
Aynı ilamdan kaynaklanan alacakların aynı takip dosyası üzerinden harcı yatırılarak tahsili mümkün iken, makul ve kabul edilebilir bir gerekçe olmaksızın ayrı takip başlatılması, yukarıda Yasa ile düzenleme altına alınan usul ekonomisine aykırılık teşkil etmesi sebebiyle, Dairemizce ayrı takip yapılmaması gerektiği benimsenmiş ve bu yöndeki uygulama süreklilik kazanmıştır. Somut olayda, aynı ilama dayalı olarak birden fazla takip başlatılması yukarıda açıklanan usul ekonomisi ilkesine aykırılık teşkil edeceğinden Mahkeme gerekçesinde isabet bulunmamakta ise de; şikayete konu ... Anadolu 18. İcra Müdürlüğü'nün 2014/25405 Esas sayılı takibin, açılan ilk takip olması nedeniyle şikayetin reddi sonucu itibariyle doğru olup, sonucu doğru kararın onanması yoluna gidilmiştir....