Borçlu vekilinin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Hakkındaki Kanun'un 28. maddesi kapsamında idareye başvurulmadan icra takibi yapılamayacağına yönelik şikayeti anılan yasa koşullarında bir takip bulunmaması nedeniyle kabul edildiği halde takibin iptaline karar verilmesi gerekirken, icranın geri bırakılmasına karar verilmesi doğru değildir. SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428.maddeleri uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına taraflarca, İİK'nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 29,20 TL peşin harcın temyiz edene iadesine, 17.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"Daire : ONUNCU DAİRE Karar Yılı : 1989 Karar No : 340 Esas Yılı : 1988 Esas No : 1663 Karar Tarihi : 20/02/989 ÜÇ YILLIĞINA KİRALANAN TAŞINMAZ MALIN DEVİR PARASI ALINARAK BAŞKALARINA DEVREDİLDİĞİ, ŞİKAYETİ ÜZERİNE, DAVALI İDARECE 6570 SAYILI KANUN HÜKMÜNDEN HAREKETLE, DAVA KONUSU OLAYA 3091 SAYILI KANUNUN UYGULANMASINDA VE DAVACILARIN UYUŞMAZLIK KONUSU TAŞINMAZ MALDAN MEN'İNE İLİŞKİN İŞLEMDE MEVZUATA AYKIRILIK BULUNMADIĞI HK....
Borçlunun haczedilmezlik şikayeti üzerine alacaklı, vekili İstanbul 2.İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2015/1185 Esas sayılı dosyası ile eldeki dosyanın derdestlik oluşturduğunu beyan etmiş, Mahkemece derdestlik itirazı kabul edilmiş ise de, duruşma açılıp derdestliğe konu İcra Hukuk Mahkemesi dosyası celp edilip tutanağa geçirilmediğinden verilen kararın Yargıtayca denetimi mümkün değilidir. Mahkemece Yargıtay denetimine elverişli olacak şekilde derdestlik itirazı ile ilgili belgeler getirtilerek incelenmesi gerekir. Alacaklı vekilinin 22.11.2016 tarihli borcun ödenmiş olduğundan bahisle konusu kalmayan şikayet hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi talepli dileçesi de değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde sonuca gidilmesi doğru değildir....
Her icra mahkemesi hâkimi, kendisine Adlî Yargı Adalet Komisyonu Başkanlığınca dönüşümlü olarak bağlanan icra ve iflâs dairelerinin muamelelerine yönelik şikâyetleri ve itirazları inceler, bu dairelerin gözetim ve denetimlerini yapar, idarî işlerine bakar." hükmü düzenlenmiş, aynı kanunun 16. maddesinde "Kanunun hallini mahkemeye bıraktığı hususlar müstesna olmak üzere İcra ve İflas dairelerinin yaptığı muameleler hakkında kanuna muhalif olmasından veya hadiseye uygun bulunmamasından dolayı icra mahkemesine şikayet olunabilir." düzenlemesi mevcuttur. Açıklanan yasa hükümleri çerçevesinde, borçlunun, aleyhine başlatılan takibin iptaline ilişkin bahse konu şikayeti hakkında inceleme ve karar verme görevi İcra Mahkemeleri'ne aittir. Mahkemece, şikayet dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken işin esası incelenerek sonuca gidilmesi isabetsizdir....
Dava, alacaklının memur muamelesini şikayeti ile terditli olarak açtığı İİK’nun 99. maddesine dayalı 3. kişinin istihkak iddiasının reddi talebine ilişkindir. Bu durumda Mahkemece, öncelikle şikayet istemi hakkında bir karar verilerek istemin sonuca bağlanması, şikayet kabul edilmediği takdirde terditli açılan davada istihkak istemi hakkında bir karar verilmesi gerekirken, dava istihkak davası olarak nitelenerek ve bu nitelemeye uygun gerekçe oluşturularak, sadece istihkak davasının kabulüne karar verilmesi, memur muamelesini şikayet talebi yönünden olumlu-olumsuz hüküm kurulmaması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir....
Somut olayda, borçlu vekilinin şikayet dilekçesinde, borçlunun alacaklıya yaptığı ödemeler bulunduğu itirazı yanında, icra emrinde 7000 TL alacağın ilamdaki hangi alacağa ilişkin olduğunun ve işlemiş faizin hangi tarihten itibaren istendiğinin belirtilmediği, iştirak nafakası talep edilebilmesi için ilamın kesinleşmesi gerektiğinden bahisle takip tarihinden itibaren iştirak nafakası istenemeyeceği yönünde de şikayeti bulunduğu halde, İcra Mahkemesince anılan şikayet hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi doğru değildir....
Kabule göre de; borçlu vekilinin İcra Mahkemesine başvuru dilekçesindeki iddialar haczedilmezlik şikayeti niteliğindedir. İİK'nun 18/3. maddesi "Aksine hüküm bulunmayan hallerde icra mahkemesi şikayet konusu işlemi yapan icra dairesinin açıklama yapmasına ve duruşma yapılmasına gerek olup olmadığını takdir eder; duruşma yapılması uygun görüldüğü takdirde ilgilileri en yakın zamanda duruşmaya çağırır ve gelmeseler bile gereken kararı verir" hükmünü içermektedir. Şikayet niteliğindeki haczedilmezlik başvurusunun, icra dosyası kapsamı da gözönünde bulundurularak, İcra Mahkemesince mevcut delil durumuna göre araştırma yapılarak sonuçlandırılması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir....
Kabule göre; borçlu vekilinin İcra Mahkemesine başvuru dilekçesindeki iddialar haczedilmezlik şikayeti niteliğindedir. İİK.nun 18/3. maddesi hükmü "Aksine hüküm bulunmayan hallerde İcra Mahkemesi şikayet konusu işlemi yapan İcra Dairesinin açıklama yapmasına ve duruşma yapılmasına gerek olup olmadığını takdir eder; duruşma yapılması uygun görüldüğü takdirde ilgilileri en yakın zamanda duruşmaya çağırır ve gelmeseler bile gereken kararı verir" hükmünü içermektedir. Şikayet niteliğindeki haczedilmezlik başvurusunun icra dosyası kapsamıda göz önünde bulundurularak, icra mahkemesince mevcut delil durumuna göre araştırma yapılarak sonuçlandırılması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir....
Buna göre, şikayet dilekçesinde öne sürülen taleplerin ve şikayet nedenlerinin her birinin ayrı ayrı tartışılarak bunlar hakkında hangi sonuca ulaşıldığı ve verilen kararın ne olduğu hükümde birer birer açıklanıp gösterilmelidir. Borçlu vekili şikayet dilekçesinde 6487 SK'nun değişik 6. maddesi gereğince icra vekalet ücreti ve harçların maktu olarak belirlenmesi gerektiğini ileri sürmüş olmasına rağmen, İcra Mahkemesi'nce bu konu karar gerekçesinde tartışılmamış ve bu hususta açıkça olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiştir. Bu durumda, Mahkemece, borçlu vekilinin 6487 SK'nun değişik 6. maddesi gereğince icra vekalet ücreti ve harçların maktu olarak belirlenmesi gerektiği yönündeki şikayeti de incelenerek gerekçesi açıklanmak suretiyle, olumlu yada olumsuz bir karar verilmesi için hükmün bozulması gerekmiştir....
(HMK m.297/ç) ve İİK.nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 27.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....