İİK'nun 62. maddesi uyarınca; genel haciz yoluyla yapılan takibe karşı itiraz etmek isteyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren 7 gün içerisinde dilekçe veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur. Tüzel kişiler aleyhine yapılan takiplerde, borçlu tüzel kişinin organı (temsilcisi) ödeme emrine itiraz edebilir. Somut olayda, borçlu şirket adına icra dairesine verilen 27.11.2014 havale tarihli itiraz dilekçesinde borçlu şirket adına borçlu şirketin yetkili temsilcisi olmayan ...'ın itiraz ettiği, borçlu şirketi temsil ve...'nın yetkili olduğu görülmektedir. Bu durumda borçlu şirketin süresi içinde icra dairesine yaptığı geçerli bir itiraz olmadığından icra dairesince takibin devamına karar verilmesi gerekirken takibin durdurulmuş olması, "bir hakkın yerine getirilmemesi" niteliğinde olup, İİK.nun 16/2. maddesi uyarınca süresiz olarak şikayet konusu edilebilir....
Somut uyuşmazlıkta; ipotekli taşınmaz malikinin şikayetlerinin bir kısmının 7 günlük süreye, bir kısmının da süresiz şikayete tabi olduğu görülmekle birlikte, icra emrinin şikayetçiye 16.7.2021 tarihinde tebliğ edildiği, 7 günlük itiraz süresinin son gününün ise 23.7.2021 olup, son gün, resmi tatil olan Kurban Bayramı tatiline rastladığı için şikayet süresinin, tatili takip eden ilk iş günü olan 26.7.2021 tarihinde biteceği tespit edildiğinden, 24.7.2021 tarihinde icra mahkemesine yapılan başvurunun süresinde olduğu anlaşılmıştır. O halde mahkemenin, şikayetçinin icra emrine yönelik itirazlarını 7 günlük süre içerisinde ileri sürmediğine yönelik gerekçesi yerinde olmadığından, mahkemece şikayetçi ipotek borçlusu tarafından ileri sürülen şikayet ve itiraz nedenlerinin incelenmesi suretiyle oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
İstinaf talebinde bulunan davacı tarafından, icra takibinin sebebinin gösterilmemesinin tamamen uygulanan programdan kaynaklandığını, davalının icra takibine konu olayı bildiğini ve kötü niyetli olarak icra takibine itiraz ettiğini, davalının ödeme emrine karşı şikayet yoluna başvurabileceğini, vekalet ücretinin de yanlış tespit edildiğini ileri sürerek kararın kaldırılması talep edilmiş ise de; Mahkemece tarafların delilleri toplanmadan davanın reddine karar verildiği, davacının davaya dayanak olarak ileri sürdüğü icra takibinin ilamsız icra takibi olduğu, davacı alacaklının ilamsız icra takibinde davalının borçlu olduğu miktarı gösterdiği, davalının Çorum 3....
İlk derece mahkemesi tarafından ''...Uyuşmazlık; usulsüz tebliğ ile icra takibine, ödeme emrine, faize, faiz oranına ve borcun tüm ferileri, zamanaşımına yönelik şikayet niteliğindedir. İcra dosyasının incelenmesinde; davalı alacaklılar vekili tarafından davacı borçlu hakkında icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davacı borçlunun "Esat Caddesi No:73/4 Küçükesat/Ankara" adresine 02/04/2019 tarihinde " ...iş yeri yetkilisi çarşıda olduğundan daimi çalışan Kemal Ateş'e" tebliğ edildiği, dosyanın 06/10/2021 tarihinde yenilendiği, borçlu tarafından 14/11/2022 tarihli talep dilekçesinde "...icra takibine, ödeme emrine, faize, faiz oranına, borca ve borcun tüm ferilerine itiraz ettiği" müdürlüğün 14/11/2022 tarihli karar tensip tutanağı ile "...Dosya borçlusu T1 dosya borcuna 14/11/2022 tarihinde itiraz etmiştir. Dosya incelendiğinde ödeme emrinin 02/04/2009 tarihinde tebliğ ediliğinden itiraz süresinde olmadığından talebin reddine takibin devamına karar verildiği" görüldü....
Mahkemece, ihtilaf tüketici kredisinden kaynaklandığından İcra Mahkemesi'nin görevsizliğine, talep halinde ve karar kesinleştiğinde ... Tüketici Mahkemelerine gönderilmesine karar verilmiş ve karar her iki taraf vekilince temyiz edilmiştir. Borçlu hakkında yapılan takip, taşınır rehninin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız takip olup, rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takiplerle ilgili İİK'nun 147. maddesinde “ödeme emrine itiraz hakkında 62. maddeden 72. maddeye kadar hükümlerin uygulanacağı” hükmüne yer verilmiştir. İİK'nun 62. maddesinde ise “itiraz etmek isteyen borçlunun itirazını, ödeme emri tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecbur” olduğu düzenlenmiştir.Somut olayda; araç hakkındaki yakalama kararının kaldırılmasına ilişkin şikayet dışındaki talepler borca itiraz niteliğinde olup İİK'nun 62. maddesi gereğince İcra Müdürlüğü'ne yapılması gerekir....
Şikayet konusu olan 18/02/2021 tarihli müdürlük kararında ve aynı tarihli kapak hesabında, hesaplama tarihindeki altın kuru dikkate alınarak hesaplama yapılmış ise de, dayanak ilamda aynen iadenin mümkün olmaması durumunda talep edilebilecek miktarın açıkça belirtildiği, örnek 2 icra emrinde de; ''mal yedinizde bulunmazsa ilamda yazılı değerinin alınacağı'' ibaresinin yazılı olduğu, müdürlük tarafından aynen iadenin mümkün olmaması durumunda ilamda belirtilen miktarlar esas alınarak dosya hesabı yapılması gerekirken, belirtilen şekilde hesaplama yapılması hukuka aykırıdır. Her ne kadar, ilk icra emrine itiraz edilmediğinden artık bu hususun ileri sürülemeyeceği belirtilmiş ise de; ilama aykırılık şikayetleri süresiz şikayet konusu olup, müdürlük tarafından yapılan kapak hesabına yönelik olarak ileri sürülmesine engel bir durum mevcut değildir. Kaldı ki, müdürlükçe yapılan hesaplama icra emrine de aykırılık oluşturmaktadır....
Şikayet olunan vekili, kambiyo senetlerine mahsus takip yolunda ödeme emrine itiraz süresinin beş gün olduğunu, her iki icra dosyasındaki ödeme emirlerinin tebliğ tarihlerine göre, itiraz süresinin son gününün resmi tatil gününe denk geldiğini, bu nedenle her iki takibin de 05.12.2011 tarihinde kesinleştiğini, bu durumda müvekkilinin ... İcra Müdürlüğü'nün 2011/21333 sayılı dosyasında borçlunun üçüncü kişideki hak ve alacaklarına 28.11.2011 tarihinde koyduğu ihtiyati haczin, şikayetçinin koyduğu 24.11.2011 tarihli hacze İİK.nun 268. maddesi gereği iştirak edeceğini, bu durum karşısında icra müdürlüğünce bir sıra cetveli yapılması gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, dosya üzerinden yapılan incelemede, şikayet edenin takip dosyasındaki, gerek takip tarihinin gerek ihtiyati haczin kesin hacze dönüştüğü tarihin, şikayet olunana ait ... 1....
Borçlular süresinde icra mahkemesinde limitin aşıldığı, alacağın muaccel olmadığı ve faize faiz talep edildiği itirazları yanında ilamsız takip için alınması gereken başvuru harcının ve ödeme emrinde takipte istenilenden daha az alacak istenilmiş olmasına rağmen buna ilişkin feragat harcının alınmadığı yönündeki şikayetlerinide bildirmişlerdir. Mahkemce, İİK.nun 150/a maddesi gereğince ödeme emrine itirazların icra müdürlüğüne yapılması gerektiğinden bahisle istemin reddine karar verilmiştir. Borçlular tarafından mahkeme kararı temyiz edilmiştir. İİK.nun 16.maddesi gereğince, icra müdürlüklerinin kanuna aykırı işlemlerine karşı icra mahkemesine şikayette bulunulabilir. Borçluların icra müdürlüğünce alınması gereken harçların alınmadığına ilişkin başvuruları İİK.nun 150/a maddesi kapsamında kalan itiraz niteliğinde değil, İİK.nun 16.maddesinde düzenlenen memur muamelesine karşı şikayet niteliğindedir....
Somut olayda, dayanak ilamda borçlunun vekil ile temsil edildiği, borçlu vekilince takip dosyasına yapılmış herhangi bir itiraz beyanının bulunmadığı görülmüştür. Yukarıda açıklanan maddeler gereğince, vekil tarafından takip edilen işlerde icra emrinin vekile tebliği gerekir ve icra emrine muttali olunması tebliğ yerine geçmez ise de, somut olayda; yargılamanın devamı sırasında, karar tarihinden önce borçlu vekiline icra emri tebliğ edildiğinden mahkemece, konusu kalmayan şikayet hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken istemin reddi yönünde hüküm tesis edildiği görülmekle, hükmün belirtilen nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ: Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile ... 16....
İcra mahkemesinin, süresi içinde ödeme emrine itiraz etmemiş olan borçlunun ödeme emrinin tebliğinden önce kira borcunu ödeyip ödemediğini inceleme yetkisi yoktur. İcra mahkemesi, bu hususu ancak borçlu kiracının süresi içinde ödeme emrine itiraz ederek kira borcunu ödemiş olduğunu (icra dairesine) bildirmiş olması hâlinde (İİK m. 269/c) inceleyebilir. Aksinin kabulü borçlu kiracının (kira borcu bakımından) ödeme emrine itiraz etmemiş olması ile itiraz etmiş olması arasında hiçbir fark bulunmadığına müncer olmaktadır ki, bu husus iki ihtimali ayrı ayrı düzenlemiş olan kanunun sistemine (İİK m. 269/a ve 269/c) aykırı düşer (Kuru, s. 835)."...